Sayfalar

16 Haziran 2010 Çarşamba

SAĞLIĞA 13 BİN YENİ PERSONEL ALINACAK


13 bin 327 sözleşmeli sağlık personeli alımı yapacak.
Sağlık Bakanlığı, 790'ı diş tabibi, 306'sı eczacı, 5865'i hemşire, 2000'i ebe, 1950'si sağlık memuru, 2416'sı ise diğer sağlık personeli pozisyonlarında istihdam edilmek üzere 13 bin 327 sözleşmeli personel alacak.

Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakanlık taşra teşkilatı hizmet birimlerinde çalıştırılmak üzere 13 bin 327 sözleşmeli sağlık personeli alımı yapacak.
657 sayılı yasaya göre 4-B statüsünde çalıştırılacak 13 bin 327 sözleşmeli personelin 12 bin 231'i ÖSYM tarafından merkezi yerleştirme sistemi ile yerleştirilecek, 1096 diş tabibi ve eczacı pozisyonuna ise kura yoluyla yerleştirme yapılacak.

Sözleşmeli personelin 790'ı diş tabibi, 306'sı eczacı, 5865'i hemşire, 2000'i ebe, 1950'si sağlık memuru, 2416'sı ise diğer sağlık personeli pozisyonlarında istihdam edilecek.

ÖSYM tarafından düzenlenecek merkezi yerleştirmeye, 2008 yılında yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavına giren adaylar başvuruda bulunabilecek. Başvurulara ilişkin detaylar 16-23 Haziran 2010 tarihlerinde ÖSYM tarafından yüksek tirajlı gazetelerin Türkiye baskılarında ilan edilecek. Başvurular, 23-28 Haziran 2010 tarihlerinde www.osym.gov.tr internet adresinden yapılacak.

Diş tabibi ve eczacı alımına ilişkin ayrıntılı bilgiler Sağlık Bakanlığının internet sitesinden ayrıca duyurulacak.


HABER 7

2'si çocuk 3 kişi öldü

Aksaray'da otomobilin uçuruma yuvarlanması sonucu 2'si çocuk 3 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.
Nevşehir'den Aksaray'a giden Mahmut Seçilmiş (36) idaresindeki 58 NT 336 plakalı otomobil, Ağzıkarahan köyü yakınlarında bariyerlere çarptıktan sonra uçuruma yuvarlandı.

Berat Can Seçilmiş (14) ile Elif Ceren Seçilmiş (7) kaza yerinde öldü. Ağır yaralanan Hülya Seçilmiş (38) de Aksaray Devlet Hastanesinde yaşamını yitirdi.

Kazada yaralanan sürücü Mahmut Seçilmiş ile otomobilde bulunan Kader Seçilmiş (30) ve Ahmet Can Seçilmiş (3) Aksaray Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Seçilmiş ailesinin Sivas'tan düğün için Antalya'ya gittiği öğrenildi.

A.A

Emniyet Amiri açığa alındı

Batman'ın Gercüş İlçe Emniyet Amiri tedbiren açığa alındı.
Batman'ın Gercüş İlçe Emniyet Amiri Rasim Karaman, bir polis eşine telefonla mesaj attığı iddiasıyla tedbiren açığa alındı.

Yaklaşık 5 yıldır Gercüş İlçe Emniyet Amirliği görevini yürüten Rasim Karaman'ın, kendi karakolunda görev yapan bir polis memurunun eşine mesaj attığı için valiliğin emriyle açığa alındığı iddia edildi.

Olay günlerdir sır gibi saklanırken, yetkililer iddianın soruşturulduğunu, görevlendirilen muhakkikin gereken incelemeyi yapacağını ve konunun en ince ayrıntısına kadar araştırıldığını dile getirdiler.

İHA

ERDOĞAN ARAP AÇILIMINI SÜRDÜRDÜ

Sadece Araplar mı sırtımızdan vurdu?
Erdoğan’ın Arap açılımı sürüyor: Ne zaman Arap dünyası ile yakınlaşsak 1. Dünya Savaşı çarpıtılarak ’Araplar bizi arkadan vurdu’ deniliyor. Köpeğine Arap diyen bile var

Erdoğan grup toplantısında, “Türkiye’nin ekseni kaydı” eleştirilerine yanıt verdi: “Bizim Arap ülkeleriyle ilişkilerimiz ne zaman yakınlaşsa, belli bir propaganda kampanyası başlatılıyor. Arap turistlere basın yoluyla ırkçılık yapıldığını da gördük. Affedersiniz, bu ülkede köpeğine ’Arap’ ismi takanlar, ’Arap, Arap, Arap’ diye çağıranlar oldu.”
Hiçbir ülke böyle manşet olmadı

Erdoğan, Arap sermayesine ’Yeşil sermaye geliyor’ diye ayrımcılık yapıldığını da söyledi, devam etti: “Ne zaman Arap yatırımı söz konusu olsa, 1. Dünya Savaşı’ndaki olaylar, ’Araplar bizi arkadan vurdu...’ diye çarpıtılarak gündeme taşındı. Dikkat edin, o dönemde bizi arkamızdan vuran hiçbir ülke böyle manşetlere taşınmadı, taşınmaz.”

‘Arap, Arap, Arap’ diye çağıranlar oldu

- Bizim Arap ülkeleriyle, Arap dünyasıyla, Orta Doğu ile ilişkilerimiz ne zaman yakınlaşsa, başta o manşetler olmak üzere belli bir propaganda kampanyası başlatılıyor. Bunu defalarca gördük, yaşadık. Bu ülkelere gelen Arap turistlere karşı basın yoluyla ırkçılık yapıldığı zamanlar oldu. Affedersiniz, bu ülkede köpeğine veya köpeklerine ’Arap’ ismi takanlar oldu. Çağırırken ’Arap, Arap, Arap’ diye çağıranlar oldu. Bunları hep yaşadık gördük. Bu akımları gördük, en küçüğündün en büyüğüne karşı Arap sermayesine ayrımcılık yapıldı. ’Yeşil sermaye Türkiye’ye geliyor’ dediler. Ne zaman bir yatırım söz konusu olsa, Birinci Dünya Savaşı olayları sırasında yaşanan lokal olaylar çarpıtılarak gündeme taşındı. ’Araplar bizi arkadan vurdu...’ Hemen bu söylem devreye girdi. Dikkat edin, o dönemde bizi arkamızdan vuran hiçbir ülke bu şekilde manşete taşınmadı, taşınmaz. Ama sözkonusu Araplar olunca... Orta Doğu ülkelerinin AB ülkelerindeki yatırım miktarı son 8 yılda 15 milyar dolardır. Bizdeki yatırımları bunun yarısından az, yani 6,8 milyar dolar olabilmiştir. Bizim yoğun çabalarımız sonucunda ulaşılan rakam. İhracata bakıyoruz; 2009’da ABD’nin, Arap ülkelerine ihracatı 44 milyar dolar. Fransa’nın 35 milyar dolar, Almanya’nın 34 milyar dolar, Türkiye’nin ihracatı ise ancak 21 milyar dolar. Dünyadaki her ülke oralara ihracat yapıyor ama Türkiye’ye gelince ’Arap sermayesi, yeşil sermaye, İslamcı sermaye, dinci sermaye...’ Bizim eksenimiz barış eksenidir. Bizim eksenimiz dayanışma eksenidir. Bizim eksenimiz, hukuk eksenidir. Bizim bu eksenlerimiz tarih boyunca değişmedi, bundan sonrada değişmeyecek.

Türkiye’yi en iyi idrak eden ABD’dir

- Türkiye’yi en iyi idrak edebilecek ülkelerden biri Amerika. Şüphesiz ki kadim dostumuz ve Sayın Obama’nın ifadesiyle, model ortaklığı kurduğumuz ABD’dir. ABD, sadece kağıt üzerinde kalan model ortağı, eski ifadesiyle stratejik müttefikimiz değildir. ABD ile çok boyutlu bir işbirliği ve var. Bugün hala bu dostluğun de işbirliğinin örneklerini birçok bölgede görüyoruz. Zaman zaman ortaya çıkan farklılıklar ve kullanılan yöntemler, öncelik sıralamasından kaynaklanan bir farklılıktır. Başkan Obama’nın liderliğinde ABD yönetimi, Türkiye’nin sergilediği dış politika duruşunun, bu işbirliğini azaltacak değil daha da etkin hale getirecek bir mahiyet taşıdığını çok iyi anlamalıdır, değerlendirmelidir. Türkiye’nin, Orta Doğu ile ilişkileri Ak Parti iktidarıyla başlamadığı gibi, yeni ve farklı durum da değildir. Cumhuriyet öncesinde ve sonrasında Türkiye her zaman Orta Doğu ile ilgili olmuş, ilişkili olmuştur.

Çeteler üzerimize geldi ama taviz vermedik

- Türk insanı iş üretenle laf üreteni büyük bir basiretle tefrik ediyor. 7,5 yıldır hizmet üretirken, Türk insanına aydınlık bir gelecek hazırlamaya gayret ederken birileri de boş durmadı. Engel olmaya, yolumuzdan saptırmaya çalıştılar. Çetelerle üzerimize geldiler, medyayla, karanlık yapılanmalarla üzerimize geldiler; terör örgütleriyle, illegal yapılanmalarla üzerimize geldiler. Zaman oldu hukuku zorladılar, iftiralarla bizi baskı altına almaya çalıştılar. Taviz vermedik, inançla yola devam ettik. Siyasetin ağdalı diline başvurmadan, popülizme tenezzül etmeden, bazılarının yaptığı gibi yalana, karalamaya prim vermeden milletimiz ile gönül bağımızı muhafaza etmeye, milletimiz için iş üretmeye devam edeceğiz.

TGC ödülleri sahiplerini buldu

TGC 2010 yılı ''Geleneksel Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri'' sahiplerini buldu.
Maslak Sheraton Oteldeki ödül töreninde konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyetince (TGC) Başkanı Orhan Erinç, ifade özgürlüğünün sağlanması konusunda sınırlı bir gelişme yaşanmasına karşın gazetecilerin çalışma koşullarının düzeyinde tam bir geriye gidiş olduğunu söyledi.

Erinç, demokrasi tanımında ortak bir görüşe varılmamış olmasının ceremesini medyaya ve gazetecilere yüklemek isteyenlerin giderek çoğaldığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Türk Ceza Yasası tümüyle değiştirilirken yapılan yanlışlar, bugün çok sayıda gazetecinin ya hapis tehdidiyle karşı karşıya kalmasına ya da denetimli ifade özgürlüğü sürecine girilerek gazetecilerin sansürün en kötüsü olan kendi kendini sansür zorunluluğunu anımsamasına neden oluyor. Tutukluluğun ceza infazı anlamına gelen süresi nedeniyle mesleklerini yapmaktan alıkonulan Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ı da buradan bir kez daha selamlıyorum."

Ödül törenine, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ve çok sayıda davetli katıldı.

Seçici kurulların değerlendirmesi sonucu ''Gazetecilik'', ''Radyo-TV'' ve ''İnternet'' alanında ödül kazanan gazeteciler şunlar:

GAZETECİLİK

Haber-Siyasal: İlhan Taşçı (Cumhuriyet)-13-14 Ağustos 2009'da yayımlanan ''Cemaate Dokunulamadı'' başlıklı haber.

Haber-Ekonomi: Bahadır Özgün-Şebnem Turhan (Referans)-10 Şubat 2009'da yayımlanan ''TÜİK'in Tekstil Sürprizi'' başlıklı haber.

Haber-Çevre Eğitim Sağlık: Enis Yıldırım (Habertürk)-2 Temmuz 2009'da yayımlanan ''Kahramanları Öldürdüler'' başlıklı haber.

Aynı Dalda Övgü: Ali Dağlar (Hürriyet)-23 Aralık 2008'de yayımlanan ''Bir Cümle Silindi Zehir Şehire İndi'' başlıklı haber.

Haber-Kültür Sanat Magazin: Serkan Akkoç (Hürriyet)-24 Temmuz 2009'da yayımlanan ''Kanatlı Melek 160 Yıl Sonra Yüzünü Açtı'' başlıklı haber.

Haber-Spor: Murat Ağca (Habertürk)-25 Kasım 2009'da yayımlanan ''700 Bin TL Kazandı Haram Diye Almadı'' başlıklı haber.

Köşe Yazısı: Yavuz Semerci (Habertürk)-20-21 Kasım 2009'da yayımlanan ''Size Bir Dersim Hikayesi Anlatayım'' başlıklı yazı.

Araştırma: Nagehan Alçı (Akşam)-23-26 Kasım 2009'da yayımlanan ''Akşam Karabağ'da'' başlıklı araştırma.

Aynı Dalda Övgü: Belma Akçura (Milliyet)-29 Eylül 2009'da yayımlanan ''Devletin Kürt Filmi'' başlıklı araştırma.

Röportaj: Ayşe Arman (Hürriyet)-31 Mayıs 2009'de yayımlanan ''Eşcinsel Hakem'' başlıklı yazı.

Spor Köşe Yazısı: Bağış Erten (Radikal)-12 Temmuz 2009'da yayımlanan ''Armstrong, Pelps, Bolt, Real Madrid'de Oynar mı?'' başlıklı yazı.

Sayfa Düzeni-Birinci Sayfa: Fikret Ercan (Hürriyet)-2 Mart 2009 tarihli sayfa.

Aynı Dalda Övgü: Ersoy Diyar (Milliyet)-9 Aralık 2009 tarihli sayfa.

Sayfa Düzeni-İç Sayfa: Naci Koç (Habertürk)-28 Kasım 2009 tarihli 23'üncü sayfa.

Sayfa Düzeni-Spor Sayfası: İbrahim Sarıdağ (Habertürk)-7 Temmuz 2009 tarihli sayfası.

Karikatür: Latif Demirci (Hürriyet)-22 Mayıs 2009 tarihli ''Yazısız'' karikatür.

Fotoğraf: İbrahim Usta (Associated Press)-10 Eylül 2009 tarihli ''İstanbul SOS'' konulu fotoğraf.

Aynı Dalda Övgü: Berin Alpaslan (Anadolu Ajansı) 24 Şubat 2009 tarihli ''Yine de Bayram'' konulu fotoğraf.

RADYO-TELEVİZYON VE İNTERNET

TV Haber Dalında: Sena Kiper-Oktay Uçar (NTV)-19 Ekim 2009'da ''Horizon-1 Gemisi'' başlıklı haberleri.

Aynı Dalda Övgü: Erol Candabakoğlu (Fox TV)-2 Mart 2009'daki ''Turhan Çömez'i Bulduk'' başlıklı haber.

TV Haber Program Dalında: Ramazan Öztürk (TRT 2)-2 Temmuz 2009'daki ''Kırılma Noktası-Afganistan'' başlıklı program.

TV Belgesel Dalında: Tülay Akca (TRT-2)-13 Şubat 2009daki ''Katip Çelebi'' başlıklı belgesel.

TV Kültür-Sanat-Magazin Dalında: Yasemin Küçükkaya (TRT-2)-29 Mayıs 2009'daki ''Fatih Sultan Mehmet'in Topları'' adlı eseri.

TV Spor Program Dalında: Ali Birerdinç (Yaban TV)-30 Temmuz-16 Ağustos 2009'daki ''Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Yelken Yarışları'' programı.

TV Kamera Çalışması Dalında: Çağatay Kenarlı (DHA)-9 Eylül 2009'daki ''Selde Hayata Tutundular'' görüntüleri.

Radyo Haber Program Dalında: Filiz Yentürk (TRT)-5 Ocak 2009'daki ''Deniz Ekonomisi'' programı.

İnternet Dalında: www.ntvmsnbc.com.

Aynı Dalda Övgü: www.odatv.com.

NEZİH DEMİRKENT ÖZEL ÖDÜLÜ

TGC Yönetim Kurulu, 2009 Nezih Demirkent Özel Ödülü'nü, Dünya Gazetesi yazarı Ali Ekber Yıldırım'a verdi. Yıldırım, uzun bir süredir tarım ve hayvancılık alanındaki sorunları, gelişmeleri ve alınacak önlemlerle ilgili önerilerini ''Tarım Dünyasından'' başlıklı köşesinde kaleme alıyor.

A.A

Oynatmaya az kaldı!

Güney Afrika'daki finallerde "Vuvuzela kabusu' sürüyor, taraftarlar çileden çıkmak üzere.
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ünsal Söylemezoğlu, televizyondan Dünya Kupası'nda bir maç izleyerek, Güney Afrika'nın yerel çalgısı olan Vuvuzela ile ilgili görüşlerini paylaştı. Söylemezoğlu, bu çalgıyı çalmanın Güney Afrika halkının kendini bir ifade ediş biçimi olarak görülmesi gerektiğini, ancak gelinen noktada çıkan sesin insanların üzerinde büyük bir baskıya neden olarak tepki oluşturduğunu söyledi.

ÇIKAN SES ÜRKÜTTÜ

Normal şartlarda halkın böylesine bir birliktelik göstermesinin saygı duyulacak bir konu olduğunu, ancak bu duruşun insanlara karşı saygısızlık boyutuna ulaştığını vurgulayan Söylemezoğlu, ''Çıkan ses, ekran başında olmama rağmen beni ürküttü'' dedi.

Güney Afrikalılar'ın stada girişlerinden maç bitimine kadar aralıksız Vuvuzela çalmalarını anlamanın mümkün olmayacağını ifade eden Söylemezoğlu, ''Çıkan bu sesi bir süre duymamaya çalışıyorsunuz. Çünkü gerçekten insana rahatsızlık veren, dayanması zor bir ses. Ne kadar kendinizi bu sesten uzak tutup maça konsantre olmaya çalışırsanız çalışın, bir noktadan sonra ses sizi içine çekiyor. Vuvuzela'nın çıkardığı ses yüzünden, maçla aramda perde varmış gibi hissettim. Tek bir dakika bile keyif alamadım. Hele ki bu sesi statta maç izlerken duyan insanların, tepkisiz kalması mümkün değil'' diye konuştu.

"İSYAN NOKTASINA GETİRİR"

Prof. Dr. Ünsal Söylemezoğlu, sporun insan üzerinde yarattığı olumlu etkinin de Vuvuzela nedeniyle azaldığını vurgulayarak, ''Yaşanan rahatsızlığa rağmen Vuvuzela'nın çalınmaya devam etmesi, insanı isyan noktasına getirir'' dedi.

FIFA'nın Vuvuzela'yı yasaklamamasını etnik sembole duyulan saygı nedeniyle açıklayan Prof. Dr. Ünsal Söylemezoğlu, ''Birçok ülkeden, birçok insan Güney Afrika'da biraraya geldi. Herkesin isteği ve beklentisi, Dünya Kupası'ndan ülkelerine dönerken büyük keyif almaktır. Çoğunluğun tepki gösterdiği bu ses, insanları bir noktadan sonra (Başlarım Dünya Kupası'na da, futbola da) demeye iter. Etnik kimliği ortaya koyan Vuvuzela, Güney Afrika halkının, saygısız olarak nitelendirilmesine sebep olabilir. Bu görselliği, bu birlikteliği, spor aşkını bu ses yüzünden ortadan kaldırmak, kimsenin hakkı değildir diye düşünüyorum'' ifadelerini kullanarak sözlerine tamamladı.

A.A

Şırnak'ta 1 şehit

Şırnak'ta çatışma: 1 uzman çavuş şehit oldu, 1 korucu yaralandı.
Şırnak'ın Uludere ilçesinde güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada bir uzman çavuş şehit oldu.

Edinilen bilgiye göre, Irak sınırı kesiminde gece saatlerinde güvenlik güçleri ile teröristler arasında çatışma çıktı. Çatışmada bir uzman çavuş şehit oldu.

Bölgede başlatılan geniş çaplı operasyonların sürdüğü bildirildi.

Gırgır dergisi, Erdoğan'ı kızdıracak

Mizah dergisi Gırgır'da ilginç bir karikatür yayınlandı. Recep Tayyip Erdoğan'ı "Tosun Paşa" olarak gösteren karikatür Erdoğan'ı kızdıracak gibi. Son Halife olarak tanıtılan Erdoğan,Arap Birliği Konferansında söylediği "Türk arapsız yaşayamaz, kim ki yaşar der, delidir." sözleriyle takdim ediliyor.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...