Sayfalar

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Kayseri Erciyesspor: 1 - Orduspor: 1

Bank Asya 1. Lig'de 2010-2011 sezonunun ilk maçında Kayseri Erciyesspor, kendi evinde ağırladığı Orduspor ile 1-1 berabere kaldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'demokrasi mitingi' için geldiği Kayseri'de iftar programına katıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'demokrasi mitingi' için geldiği Kayseri'de iftar programına katıldı.
Kayseri'nin değişimin ve demokrasinin yanında yer aldığını ifade eden Erdoğan, "Halk oylamasında evet sedasını en önde koyacak iller arasında yer alacaktır buna da inanıyorum" şeklinde konuştu.

Erdoğan, Kayseri'de ağzını bozdu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,''Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir'' dedi. 

Başbakan Erdoğan, partisince Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. 

Kılıçdaroğlu olay kitabı yorumladı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı hakkında başlatılan incelemeye ilişkin, ''Keşke Sayın Avcı'nın yaptığı bu çalışmanın benzerini bir dönem değişik kamu kuruluşlarında görev yapmış ama AKP'nin hışmına uğrayıp da pasifize edilen bürokratlar da yapabilseler, O cesareti gösterebilseler'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Isparta ziyareti sırasında, gazetecilerin sorusu üzerine, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın yazdığı kitap ve ardından hakkında başlatılan incelemeyi değerlendirdi.Avcı'nın devlette uzun yıllar hizmet etmiş bir kamu görevlisi olduğunu ve olayların perde arkasını iyi bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Avcı'nın TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nda da bilgisine başvurulmak üzere davet edildiğini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Son kitabı gerçekten Türkiye'yi sarsan bir kitap. Belli gerçeklerin öğrenilmesi açısından Sayın Avcı'nın kitabı önemli bir belge olarak karşımıza çıktı. Bu kitabı yazan kişi sıradan bir kişi değil. Olayın içinde olan, yaşayan, tanık olan bir kişi ve böyle bir kitabı bu süreçte yazmanın da önemini bilen ve kavrayan da bir kişi aslında. Hükümetin hemen bir inceleme başlatması, hükümetin baskıcı anlayışından kaynaklanan bir durum. Bugün sivil toplum kuruluşlarına, işçi, işveren sendikalarına baskı yapan hükümet, Sayın Avcı'ya da şu ya da bu şekilde baskı yapmanın yollarını arayacaktır. Herhalde ilk kez kitap yazdığı için bir kamu görevlisi hakkında inceleme başlatılmıştır. Ben merak ediyorum. Bu kitap, medyada yer almasaydı bu inceleme başlatılacak mıydı? Ama medyada yer alması, geniş kitleler tarafından öğrenilmesi, hükümetin adına inceleme demekle beraber aslında, soruşturmaya hazırlık sürecini başlattığını gösteriyor.''
Kılıçdaroğlu, Hanefi Avcı'yı tanıdığını, Avcı'nın düzgün namuslu bir bürokrat, gerçekleri her ortamda söylemekten çekinmeyen, yolsuzluklara karşı mücadele etmeyi temel ilke edinen, halktan yana biri olduğunu söyledi.
Avcı'nın yasaların gereğini yapmaktan ödün vermediğini belirten Kılıçdaroğlu,''Keşke Sayın Avcı'nın yaptığı bu çalışmanın benzerini bir dönem değişik kamu kuruluşlarında görev yapmış ama AKP'nin hışmına uğrayıp da pasifize edilen bürokratlar da yapabilseler, o cesareti gösterebilseler'' dedi.

Kılıçdaroğlu, ''Avcı'nın devlet içindeki cemaat örgütlenmesine ilişkin savlarını nasıl değerlendirdiğinin'' sorulması üzerine, ''Çok ciddi iddialar var bu konuda ama Sayın Avcı, bu iddiaları kaleme alırken herhalde bildikleri vardır. Onun için sıradan bir kişi olmadığını söyledim. Olayları yaşayan, tanıklık eden bir kişi, toplumun her kesimi tarafından dikkatle izlenmeli ve okunmalıdır'' 

Avcı'nın gündemi sarsan kitabının detayları

Kurumlar ele geçirildi Eski İstihbarat Daire Başkanı, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı kitabında Gülen cemaatinin devlet kurumlarını ele geçirdiğini ve tüm bu kurumların başında "sorumlu imam" bulunduğunu yazdı.

Devletin içindeki çetelere karşı verdiği mücadele ile tanınan Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Haliç’te Yaşayan Simonlar: Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabında Fethullah Gülen cemaatinin, Türkiye’de TSK, Emniyet, MİT, yargı, basın ve diğer tüm devlet kurumlarını ele geçirdiğini ve tüm bu kurumların başında “sorumlu imam” bulunduğunu yazdı.Türkiye’nin en tanınmış istihbaratçılarından biri olarak tanınan eski İstihbarat Daire Başkanı Avcı, Eskişehir Emniyet Müdürü olarak yazdığı kitabında İstanbul Emniyeti’ni ve İstihbarat Daire Başkanlığı’nı ihbar etti. Avcı, “Kozmik odalarda birkaç gün süren aramalar yapıldı. Şimdi ben açıkça adres veriyorum, hukuksuz dinleme ve izlemeler var, bunları dilekçemde belirttim. İstihbarat Dairesi’nde cemaatin özel cihazları, elde ettikleri her türlü kanunsuz dinleme materyalleri mevcuttur, buralar neden aranmaz? Kozmik odanın aranmasında kimliği belli olmayan bir ihbarcı vardı, burada da ben açıkça ihbar ediyorum. Bulunacak yerleri de söylüyorum. İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi neden denetlenemez? İstihbarat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, demirbaşa kayıtlı olmayan, cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddüdüm yoktur” dedi.

‘Manzara korkunç’

“Gördüğüm manzara korkunç, kadrolu devlet adamları devleti yönetemiyor” diyen Avcı, Deniz Baykal’ın gizli görüntülerinin kasetlerle medya servis edilmesinin arkasında da cemaatin olduğunu vurguladı. Türkiye’de adaletin zaten çürümüş olduğunun ancak bu kez yok edildiğinin altını çizen Avcı, böyle giderse işin adaletten çıkacağını, “insanların silaha sarılacağını” savundu. Emniyet Genel Müdürü ve hatta İçişleri Bakanı’nın haklı olduğu halde haklı olduğunu bildiği kişiyi savunamadığını, bu kişilere sahip çıkamadığını, tuzağa düşürüldüğünü belirterek bu duruma örnek olarak ise “Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil mi yoksa Emniyet Genel Müdürü, daire başkanları mı polis teşkilatını yönetiyor” diye sordu.

‘Cemaatin talimatını uyguluyorlar’

Ergenekon, Balyoz ve Erzincan gibi kamuoyunun gündemindeki soruşturmalara atıfta bulunan Avcı, “Olay bir örgütün, cemaatin devlet içerisindeki elemanları vasıtasıyla yürüttüğü örgütsel bir faaliyettir. Karşımızdaki kişiler polis, hâkim ve savcı değil, örgütün, cemaatin elemanlarıdır. Devletin hukukunu değil, cemaatin talimatlarını yerine getirmektedirler. İstanbul, Ankara, Erzurum ve İzmir’deki bazı özel yetkili savcılar ile bu iller dışındaki bazı polis birimleri arasında illegal bir ilişkinin varlığı açıkça gözükmektedir. Özel yetkili savcılar tarafından bu iller dışında gözaltına alınan ya da aranan kişiler hakkında karar çıkarmadan önce kimlik, iş ve ev adresleri gibi bilgilere ihtiyaç vardır. Normalde bu bilgiler, o illerin savcıları veya çok uygun olmasa da emniyet müdürlükleri üzerinden resmi yazışma yoluyla temin edilmesi gerekirken, bugüne kadar hiçbir yazışma yapılmamıştır. O halde bu bilgiler nasıl temin edilmiştir” diye sordu.

‘Telefonlarım dinlendi’

Avcı kitabında, bir uyuşturucu operasyonunda tutuklanan Emniyet Müdür Yardımcısı Emin Aslan’a “Ben yaparım, o yapmaz” şeklinde kefil olduktan sonra cemaatin kendisine komplo kurduğunu ve telefonlarını dinlemeye aldığını belirtti. Avcı, şöyle devam etti: “Emin Bey’e yapılanlara karşı çıktığım için İstanbul Emniyeti’ndeki cemaat lideri konumundaki polis şefleri benim toplumdaki saygınlığımı sarsmak için hakkımda araştırma başlattılar. Hakkımda araştırma başlatıldığını söyleyenler de cemaatin üst düzey polisleriydi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dan randevu aldım. İstihbarat Dairesi’nin kanunsuz dinleme yaptığını hatta yalnızca beni değil birçok kişiyi dinlediğini, özellikle Emniyet ve İçişleri Bakanlığı yöneticilerini isim vererek dinlediklerini söyledim.” Avcı, CHP’nin de 2007’den bu yana dinlendiğini yazdı.


‘Danıştay saldırısı Ergenekon’a bağlanamaz’

Danıştay saldırısının ciddi bir delile dayanmadan Ergenekon’a bağlandığını ifade eden Avcı, saldırıdan sonra polisin, saldırgan Alparslan Arslan’ın telefonuyla ilgili teknik inceleme yaptığını, görüştüğü kişiler arasında takip altındaki Muzaffer Tekin’in adının ortaya çıkmasıyla saldırıyı Ergenekon’a bağladığını belirtti. Avcı, şu ifadelere yer verdi: “Danıştay’a silahlı saldırı, Hrant Dink’in öldürülmesi, Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı gibi olayların görünen bugünkü faillerinden başka, Ergenekon veya benzeri gruplar tarafından yapılmış olacağına, mevcut deliller ve olayların oluş biçimine bakarak kimse beni ve makul birini ikna edemez. Ergenekon örgütünün varlığı konusunda yazılı belge, doküman, örgütsel faaliyet sayılabilecek bazı ilişkiler varsa da eylemleri konusunda hiçbir ciddi emare yoktur. Geçmişte Türkiye’de meydana gelen, Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı, Rahip Santoro cinayeti gibi olayların Ergenekon tarafından gerçekleştirildiği iddia edilerek epey bir süredir uydurma tanık aranmaya başlandığı net olarak görülüyor. Amacın olayları aydınlatmak değil, Ergenekon’la irtibatlandırmak olduğu açıkça ortadadır.”


‘Baykal kaseti cemaat işi’

Eski CHP lideri Baykal’ın özel yaşamına ilişkin gizli kamera görüntülerinin ise Gülen cemaati tarafından çekildiğini ve medyaya servis edildiğini yazan Avcı, gizli görüntülere ilişkin kitabında şu ifadelere yer verdi: “Bu video görüntüleri daha önce çekilmiş. Acaba kaç bakan, kaç genel müdür, kaç komutan veya onların eşleri ve çocukları hakkında da bu veya benzeri görüntüler mevcuttur? Bu olayın ilk benzeri Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’e yönelik hazırlanmıştı. Bugün bu olayı cemaatin yaptığından en ufak şüphem yok. Hâkim ve savcılar hakkında uygunsuz görüntü iddialarının yayılması ve benzer olaylar, aslında hep aynı adresi göstermektedir. Bu işleri yapabilecek yegâne grubun cemaatin Emniyet İstihbarat birimi içerisindeki unsurları olduğu ortaya çıkar. Bu işi profesyonelce yapabilecek tek grup cemaattir.”


‘Hayatımı zindan edecekler’

Kitabın yayımlanmasının ardından Gülen cemaatinin kendisine hayatı zindan edeceğini bildiğini söyleyen Avcı, kitabında şunları kaydetti: “Bunların (cemaat) hayatımın bundan sonrasını zindan edeceğini biliyorum, geçmişte birçok örgütün hedefi oldum. Ama bu defakinin başka bir şey olduğunun da farkındayım. Kimseye karışmadan sakin üç maymunu oynayıp belki de yükselerek hayatıma devam edebilirdim. Ama o zaman insanlığımdan, inançlarımdan, onurumdan utanırım. Herkesi kandırsam kendimi kandıramam. Ben bu kitapla birlikte açıkça ifade ediyorum ki, tüm bu işleri cemaat yapıyor, bunu artık herkes bilsin. (...) Son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan cemaattir, onlardan bilgi alan da onlar adına konuşan da cemaatin adamlarıdır. Tarafsız basın mensubu, devletin polisi, savcı numarasını artık kimse yutmasın. Bu işler emniyet ya da hukuk adına yapılmıyor, cemaatin plan ve programı çerçevesinde, cemaatin talimatı ile gerçekleştiriliyor. Bazı internet siteleri basın ve yayın hizmeti değil cemaatin propagandasını yapıyor. Büyük illerin emniyet müdürleri ve valiler bilsinler ki emirlerindeki polislerin bir kısmı kendilerini değil, cemaat imamını amir olarak kabul ediyorlar. Hatta etrafları cemaat mensubu müdür ve amirler tarafından sarılmış durumda. ...Bu durumun farkındalar ve kısmen biliyorlar ama bilmiyor gibi davranıyorlar. Bazı operasyonları kendileri değil, cemaat yanlısı polisler ile cemaat yanlısı savcılar, cemaat imamlarının talimatları ile yürütüyorlar.”


‘Fethullah’ın insafına kaldık’

Yapılan istihbarat dinlemelerinin de ciddi olarak araştırılması gerektiğine dikkat çeken Avcı, Gülen cemaatine şu sözlerle atıf yaptı: “Maalesef bu gruba karşı çıkmak çok kolay değil. Bir anlamda Fethullah Hoca’nın insafına kalınmıştır. Ama öncelikle şunların yapılması gerekir: İstihbari dinlemeler ciddi olarak araştırılmalıdır. Polis, Jandarma ve MİT’in vatandaşlara yönelik dinleme işlemleri mutlaka denetlenmelidir. Özel yetkili mahkemelerin tüm hâkim ve savcıları, emsali hâkim ve savcılarla değiştirilmelidir. Bu sağlanmadan, cemaate muhalif olan hiç kimsenin özgürlüğü ve hayatı güvencede olamaz. Türkiye’de adalet çürüyor, gerçi zaten çürümüştü ama bu defa yok ediliyor. Böyle giderse iş adaletten çıkacak ve insanlar silaha sarılacak.”



‘Başbakan harekete geçmedi’
Avcı kitabında, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na verdiği ve içinde kendisine komplo kurulduğuna dair ifadelerin olduğu dilekçelere de yer verirken tüm yaşananları Başbakan’ın başdanışmanına anlattığını belirtti. Avcı, kitabında İstihbarat Daire Başkanlığı’nın da cemaat tarafından dinlendiğini savunarak şunları kaydetti: “Cemaatin İstihbarat Dairesi’ndeki teknik personelinin bir süre önce yurtdışına giderek gizli ses ve görüntü kayıt eden çok miktarda saat, kalem görünümündeki teknik cihazlar aldığı, küçük dinleme sistemleri alıp askeri ve belli kurumlardaki adamlarına verdiği, bu yöntemle her yerde ortam dinlemesi, gizli kayıtlar yaparak bilgi toplandığını duymuştum. Bugün sık sık kaynağı belirsiz şekilde internete düşen bu ses ve görüntülerin kaynağı çoğunlukla bu tür bilgilerdir. İstihbarat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddüdüm yoktur. Cemaat haricindeki herkes bu görüntüleri internete yayarken iz bırakır ve yakalanır, bir tek onlar bu sistemin başında olduklarından iz bırakmadan yayabilirler.”
 
    Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

"12 Eylül'de ananızı, babanızı, bacınızı, komşunuzu alıp sandığa gidin ve hayır oyu kullanın"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "12 Eylül'de ananızı, babanızı, bacınızı, komşunuzu alıp sandığa gidin ve hayır oyu kullanın" dedi.
Isparta, Burdur ve Yeşilova'da düzenlediği mitingin ardından akşam saatlerinde Denizli'ye gelen Kılıçdaroğlu, 29 Ekim Özay Gönlüm Meydanı'nda kalabalık bir topluluğa hitap etti. Hayır mitinglerinin 53.'sünde konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, halkın iradesiyle halkın iktidarını kuracaklarını belirterek, "Başbakan Kemal diye bağırdığınızda Ankara'dan Recep Bey duyacak, ezberi bozulacak. Söz veriyorum. Recep Bey'in kimyasını ezberini bozacağım" dedi.



2 Aralık 2002 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Denizli'de vatandaşlardan 3 yıl süre istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "8 yıl geçti vatandaş oh be huzur içindeyim aradığım hükümeti buldum diyor mu? Hayır. Recep Bey'in duyması gereken hayır buydu. Vatandaş nefes alamıyor, işsizlik, yolsuzluk var. Denizli'yi biliyorum. Denizli Türkiye'nin gözbebeği, yabancı sermaye girmeden istihdam yaratan bir il. Bir sanayicinin intihar ettiği bir kent haline geldi bu hükümet yüzünden. Denizli hak ettiğini

buldu mu? Hayır. Aldatanlar ve kaçıranlar partisi ve kandıranlar partisi diyeceğiz" diye konuştu.

Hükümetin Denizliye ne vaat ettiyse hiçbirinin olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Başbakanın Denizli mitinginde konuştuklarına baktım. 7.5 yılda bin 470 derslik kazandırdık diyor. Araştırdım. Bu kardeşiniz araştırmadan konuşmaz bilirsiniz. Bin 470 dersliğin birisini bile Recep Bey yapmadı. Hepsini hayırseverler yaptı. Bütün hayırseverlere teşekkür ediyor, kutluyorum. Vatandaşın yaptığını ben yaptım diyor. İnsanda biraz utanma olur. Bunlar diyor ki biz millete doğruları söylüyoruz diyorlar. Bunlar milleti

aldatıyorlar, akşam sabah aldatıyorlar, artık inanmayacağız. Güç olacağız, birlik olacağız. Bize yalan söyleyenden hesap soracağız. Sahtekar, şerefsiz, ananı al git dersin sonra terbiyem müsait değil dersin. 12 Eylül'de anamızı babamızı bacımızı komşumuzu, akrabamızı alıp sandığa gideceğiz ve hep beraber hayır diyeceğiz. Niye hayır diyeceğiz. Bunlar memurlara diyor ki, efendim biz memurlar için toplu sözleşme hakkı getirdik. Grev hakkı var mı yok uzlaşamazsak hakem kuruluna gideceğiz diyor. Hakem kurulunda

Recep Beyler olacak. Sonra diyecekler ki bir şey söyledik ama tutmuyor diyecekler" ifadelerini kullandı.

Memurların Anayasa değişikliğini iyi bilmesi ve ona göre hareket etmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Anayasa Mahkemesi eğer kabul ettiği şekliyle halkın oyuyla kabul edilirse bundan sonra özelleştirmelerde kamu yararı var mı yok mu diye bakamayacak, Recep beylerin özelleştirmeyle birilerine kamu mallarını peşkeş çekmenin yolu açılıyor. Recep Bey biz anayasayı değiştirdik 12 Eylül darbesini yapanlardan hesap soracağız diyor, ben de sizin gibi inanmıyorum. Zaten adalet bakanı da inanmıyor"

şeklinde konuştu.

Hükümetin kendisini darbe mağduru olarak gösterdiğini ve mağdur edebiyatı yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"27 Nisanda hükümete muhtıra verildi. Sen darbeci mi arıyorsun Recep Bey. Sana muhtıra verdiler niye hesap sormuyorsun? Soramazlar çünkü çıkar işbirliği var orada. Sen bana muhtıra ver ben sana zırhlı araç alayım. Hep soruyorum Recep Bey'e dünyanın hangi ülkesinde bir paşa hükümete muhtıra verir, o hükümet de o paşaya üstün hizmet madalyası verir. Recep Bey arada bir kızdıklarına hor görmek ister. Bana da memur Kemal Bey dedi. 27 yıldır onurla hizmet ettim. Hepsinin hesabını veririm. Efendi demiş, doğru

demiş ben efendi adamım üç kağıtçı değilim."

Denizli'deki icra dosyası sayısının 2007'de 59 bin 688 iken, 2009'da 100 bine çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, "Recep Bey bir hizmet daha yapıyor Denizli'deki icra mahkemesi sayısını arttırıyor. Ülkemizi seviyorsak geleceğimiz düşünüyorsak, çocuklarımızı düşünüyorsak, bize dayatılan anayasaya hep beraber hayır diyeceğiz. Hayır diyeceğiz ki hayırsızlardan kurtulmuş olsun bu ülke. Alın teri değerini bulsun. Gelecek, güzel Türkiye'yi inşa edelim. Özgür demokratik bir anayasanın önü açılsın.

Dokunulmazlıkları kaldıralım" diye konuştu.

Bir kahvenin 40 yıl hatırı olduğunu, kahvenin renginin de kahverengi olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Onlara öyle bir kahve yapın ki 40 yıl sizin hatırınızı unutmasınlar. Benim bir amacım bir hedefim var. En büyük gücüm ve umudum sizlersiniz. Bana güç verin Türkiye'yi değiştirelim. Güç ve yetki verin yolsuzlukları tarihten silelim. Artık bundan sora yolsuzluk olmasın. Kul hakkı yiyenlerden hesap soralım. Öyle bir düzende yaşıyoruz ki Recep Bey ezberi bozuldukça ne söylediğini bilmiyor. Bir

tarafında bir cam öbür tarafında bir cam vardır. Recep Bey camlara bakar da konuşur. Onun için Recep Bey sen camdan okuyorsun biz candan söylüyoruz dedim. Recep Bey camdan konuşmadığı zaman soy sop konuşmaya başladı. Vatandaşın soyu sopu mu sorulur. Yarın AB'ye gireceksin. Biri sana kendi halkının soyunu sopunu mu sorguluyorsun diye sorsa yüzü kızarmayacak mı. Recep Bey'e bir tavsiyemiz var. Bundan sonra miting alanına çıkarken bir yanına pergel bir yanına cetvel koysun katılanların kafatasını ölçsün.

Hitlere başvursun" dedi.

Kasımpaşalıların yiğit insanlar olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Recep Bey Kasımpaşalı değildir, olamaz zaten. Yiğit adam verdiği sözün arkasında durur. Sözünü yerine getirir. Dokunulmazlıkları kaldıracağını defalarca söyledi, kaldırıyor mu? Niye kaldırmaz. Korkuyor ama korkunun ecele faydası yok. Halkın ayak sesleri geliyor. Dokunulmazlığı kaldıracağız sen de hesap vereceksin. İnsanımızı seviyorum soyu sopu ne olursa olsun, rengi ne olursa olsun, nereli olsun, ister işsiz, esnaf

çiftçi olsun. Ayrılık yok hep birlikte olacağız" dedi.

Merhum başbakan Bülent Ecevit'in 'Ne ezen ne ezilen, hakça bir düzen için mücadele edeceğiz' sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "İktidar partisi yani adaletten kaçanlar partisi sandıklara musallat olabilir. Sandıklara hep birlikte sahip çıkacağız. Sahip çıkalım ki bizim oylarımız çalınmasın. Bir, birlik olursak bizi kimse yıkamaz. Ayrılmayacağız, bölünmeyeceğiz. Geçmişte CHP'ye oy vermeyenler olabilir. Bundan sonra beraberiz. Türkiye'nin geleceği için mücadele edeceğiz. Anayasaya evet denilirse Recep

Bey, hayır denilirse Türkiye kurtulacak. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Vatanımızı ülkemizi seviyoruz" dedi.

Mitinge CHP Meclis Grup Başkanvekili Kemal Anadol, TBMM Meclis Başkan Vekili Güldal Mumcu, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Abdürrezzak Erten, CHP Genel Başkan Yardımcıları Umut Oran ve Hakkı Süha Okay ile bazı milletvekilleri de katıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Denizli mitinginin ardından karayolu ile İzmir'e hareket etti.

Euroıl Bayileri, İftarda Buluştu

Euroıl Orta Anadolu Akaryakıt Bölge Bayileri, Kayseri Grand Eras Hotel’de Düzenlenen Geleneksel İftar Yemeğinde Bir Araya Geldi.

Hakkari'de Çatışma: 1 Şehit

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, bir uzman onbaşının şehit olduğu belirtildi.

Kayserispor 2 Fenerbahçeli Oyuncu İle Anlaştı

Spor Toto Süper Lig'e 2'de 2 yaparak güzel bir başlangıç yapan Kayserispor, Fenerbahçeli futbolcular Önder Turacı ve Volkan Babacan ile anlaşma sağladı.

Heron iddialarıyla ilgili adli ve idari işlemler zamanında başlatıldı. İddialar gerçek dışıdır

 Yapılan açıklamada, "Heron iddialarıyla ilgili adli ve idari işlemler zamanında başlatıldı. İddialar gerçek dışıdır" denildi.
"Türk Silahlı Kuvvetleri, soruşturma safhalarının gizlilik sürecine azami şekilde özen ve dikkat göstermekte olup çok zorunlu durumlar dışında, soruşturma süreçlerinde açıklama yapmaktan kaçınmaktadır. Bu hassasiyete başka anlamlar yüklemek yersizdir ve yanlıştır" vurgusunun yapıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Niğde'de Mezarlıkta Ramazan Ayı Boyunca Kur'an-ı Kerim Okunacak

Niğde Belediyesi geçtiğimiz yıl başlattığı Derbent Mezarlığı'nda Kur'an-ı Kerim okutma uygulamasını bu yıl da sürdürüyor.

AKP'NİN MİTİNG İFTARININ PARASINI KİM VERECEK?

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,  21 Ağustos Cumartesi günü Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda çevre illerden de binlerce katılımın beklendiği bir mitingle referandumda evet oyu isteyecek. AKP teşkilatı Ramazan ayında olmamız ve sıcak havalar nedeniyle mitinge katılımın az olma ihtimalini göz önünde bulundurarak ilginç yöntemlere başvuruyor. 
Taner Yıldız, mitinge katılımı arttırmak için bütün sabit telefonlara sesli mesaj bırakarak Enerji Bakanlığı sıfatını AKP’ye miting kalabalığı toplamak için kullanırken, spring sulama ile vatandaşların sıcakta serinletileceği de açıklandı. Bir başka hazırlık ise, “miting günü kimse iftarda aç kalmayacak, onbinlerce kişiye Hunat önünde iftar yemeği verilecek” şeklindeki açıklamalar oldu.
Mitinge kalabalığı artırmak için kapı kapı, ilçe ilçe, köy köy gezen AKP yöneticileri mitingde katılımcıları spring sulama sistemi ile sıcaktan koruyacaklarını da miting sonrasında Hunat Camisi önünde dev bir iftar çadırı kurulacağını da anlatıyor.
Bu durum akıllara, “Hunat Camisinin önüne AKP mitinginin yapılacağı güne özel olarak kurulacak olan iftar sofrasının parasını kim verecek?” sorusunu getirdi.
Organizasyonu gerçekleştirecek olan AKP yöneticileri, yemeğin finansmanının Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından karşılanacağını belirterek, böylece bu parayı AKP’nin ödemeyeceğini ilan etmiş oluyorlar. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin ise AKP iftarının bedelini kendi cebinden mi yoksa tüyü bitmemiş yetimin hakkının bulunduğu belediye bütçesinden mi karşılayacağı merak konusu oldu. 
Konuya ilişkin Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nden açıklama bekleniyor.

Gülşehir Gümüşkent'te yer altı şehri bulundu

Nevşehir'in Gülşehir ilçesine bağlı Gümüşkent beldesinde bulunan ve 1975 yılında bir ilkokul müdürü tarafından keşfedilen, Bizans dönemine ait yer altı kentinin temizlenmesi çalışmalarına başlandı.

Öcalan, Katalan Modeli önerdi

Öcalan, avukatları aracılığı ile örgüte ve yandaşlarına mesaj gönderdi.
‘Referandum suni gündem’ 

Kürtlerin gerçek gündeminin ‘demokratik özerklik’ olduğunu kaydeden Öcalan’ın, “Bu referandum Kürtlerin gündemini değiştirmek için ön plana çıkarılıyor, suni bir gündemdir ” dediği ayrıca tanınmış kişilere provokasyonlar olabileceği yönünde uyarıda bulunduğu belirtildi. 

Kayserispor Kendi Evinde İlk Galibiyetini Aldı

Spor Toto Süper Ligi'nin ikinci haftasında kendi evindeki ilk karşılaşmasına çıkan Kayserispor, Karabükspor karşısında aldığı 3 puanın mutluluğunu yaşıyor.

Kayserispor: 1 - Kardemir Karabükspor: 0

Spor Toto Süper Lig'in 2. haftasında Kayserispor, sahasında Kardemir Karabükspor'u 1-0 yendi.
GOL: Cangele (dk. 26)

Kayseri Alevi Kültür Merkezi hayır diyecek

Kayseri Alevi Kültür Merkezine üye bir grup Cumhuriyet meydanında bir basın açıklaması yaparak Referanduma hayır diyeceklerini açıkladılar.

Grup adına açıklamayı Alevi kültür merkezi başkanı Rüstem Gümüş yaptı…

            Gümüş, 12 Eylül’de yapılacak olan Referandumda hayır oyu kullanacaklarını açıkladı…

             Gümüş, 12 Eylül 2010 tarihinde Anayasa nın kimi maddeleri ile ilgili olarak halk oylaması yapılacak. 8 yıldır iktidarda olan AKP, yeni bir oyunu ile yine karşımızda olacak. 12 Eylül Anayasası na karşıymış gibi duran, kendini özgürlükçüymüş gibi takdim eden AKP, halka yalan söylemektedir. Bu oyuna gelmeyeceğiz, HAYIR diyeceğiz. AKP oyun üstüne oyun oynamaktadır. AKP bir "Alevi Açılımı- Çalıştayı" süreci başlattı. Sonunda anladık ki; Alevilerin talepleri derken, meğer kendi taleplerini gerçekleştireceklermiş: mevcudu yetmezmiş gibi ikinci bir din dersi, mevcudu yetmezmiş gibi daha da güçlendirilmiş yeni bir Diyanet İşleri Başkanlığı yarattılar. Biz ne istedikse AKP, tam tersini yaptı. Yetinmedi:Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili taleplerimiz için Anayasal değişiklikler gerekiyor iken; bunları bu paketin içine bile koymadı.Sadece bu nedenle bile olsa; 12 Eylül günü Hayır diyeceğiz.

Kayseri eski milletvekillerinden ve eski Tarım Bakanı Mehmet Yüceler vefat etti

Kayseri den milletvekili olarak TBMM'ye giren eski bakanlardan Mehmet Yüceler, Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde vefat etti.

Tomarza ilçesinde 1923 yılında doğan Mehmet Yüceler, 1965-1969 yılları arasında iki dönem Ziraat Mühendisleri Odası Başkanlığında bulundu.

1965, 1969, 1973 ve 1977 seçimlerinde CHP Kayseri milletvekili olarak TBMM ye giren Yüceler, 3. Ecevit Hükümeti nde 1978-1979 yıllarında Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanı, yine aynı dönemde 15-30 Eylül 1979 tarihleri arasında 15 gün süreyle İmar ve İskan Bakanı olarak görev yaptı.

Yüceler in cenazesi Cumartesi günü Kocatepe Camii nde kılınacak öğle namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı nda toprağa verilecek. 

Kulkuloğlu, Taner Yıldız'a yüklendi

CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın “2004 yılında çıkarılan maden yasasını istismar edenler, yüzlerce maden ruhsatı alıp çantacılık yapanlar var“ şeklindeki açıklamasına değindi. Kulkuoğlu bu kişiler arasında eski il başkanı Mahmut Cabat’ın olduğunu hatırlatarak, bunlarla ilgili Bakan Yıldız’ın ne yaptığını sordu.

Kulkuoğlu, “Ey bre şaşkın!!! Tüm bunlar olurken sen nerdesin? 1- Önce iktidar milletvekili Enerji Tabii Kaynaklar Komisyonu üyesisin 2- AKP’li istismarcıların ülkenin yer altı zenginliklerini talan ettikleri Maden Kanunu’nu çıkaranlardan birisin 3- Sonra bu yasayı uygulayan ve denetleyen makam olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanısın 4- istismar edenler senin milletvekili olduğun Kayseri ilinin AKP il başkanı ve senin partinin Genel Başkanı ve AKP hükümetinin Başbakanının damadının yönettiği Çalık Holding. Diğer beraber hareket ettiğin tarikat ve cemaat önderleri.  Durum bu haldeyken sen ne yapıyorsun? Hangi ruhsatı iptal edip, hangi kişiler ve işlemler hakkında soruşturmalar açtırıyorsun? Anayasaya evet dedirtmek için Halka kendini şikayet ediyorsun, Aferin sana” dedi.

AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ın Genel Kurmay Başkanı’na Heronları sormasına da değinen Kulkuoğlu, Elitaş’ın muhalefet milletvekili olmadığını belirterek Genel Kurmay başkanının da başka partinin Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’e bağlı olmadığını söyledi.

Kulkuoğlu, “Bak işte başka bir şaşkın daha. Telaştan ne diyeceğini, ne yapacağını şaşırmış. Ey bre şaşkın o açıklama beklediğin Genel Kurmay Başkanı senin Başkan vekili olduğun AKP grubunun bir üyesi olan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’e bağlı. Demek ki Vecdi Gönül kendine bağlı birimleri denetlemiyor, hesap sormuyor ki sen AKP’nin icraatlarının ne kadar denetimsiz ve başıboş olduğunu en yetkili ağızdan böyle orta yere  söyleyebiliyorsun” diye konuştu.

Kulkuoğlu açıklamasında “Yapanın yanına kar kalmaması için, kendi mahkemelerinde kendi yargıç ve savcıları ile kendini aklama derdinde olan AKP’nin Anayasasına Kayseri inanıyorum ki HAYIR diyecek” dedi.

AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya’yı ziyaret etti

AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya’yı ziyaret etti. Ziyarette Türk Silahlı Kuvvetlerine sert eleştirilerde bulunan Mustafa Elitaş, “Türkiye dışında bütün demokratik ülkelerde asker hükümetin emri altındadır”

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek cemiyet çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Veli Altınkaya medyanın baskı altında olmaması gerektiğini vurguladığı konuşmasında Silivri cezaevinde yatan meslektaşlarının durumlarının netleşmesini istedi.

AKP grup başkan vekili Mustafa Elitaş’da Anayasa değişikliğinin bu çerçevede önemli olduğunu dile getirdi. Cemiyet Başkanı Veli Altınkaya nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun Heronlarla ilgili Genelkurmay hükümete bağlıdır. Hükümet bu konuda açıklama yapmalıdır şeklindeki sözlerini hatırlatması üzerine Elitaş, “Genelkurmay Başkanlığının kime bağlı olduğu belli olmayan tek anayasa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası dır” dedi. Elitaş, “Yüksek Askeri Şura toplantılarında Genelkurmay Başkanı ile Başbakanın aynı konumda aynı hizada oturmalarını içime sindiremiyorum” diye konuştu.

Bakan Taner Yıldız Kayseri'de

AKP İl Teşkilatında basın karşısına çıkan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumartesi günü Cumhuriyet meydanında yapacağı miting için yaptıkları hazırlıkları anlattı. Miting için hazırlıkların tamamlandığını söyleyen Bakan Yıldız, 400 bin broşür dağıttıklarını, 20 bin evet şapkasının dağıtılacağını, 40 bin parti flaması ve Türk bayrağının hazır olduğunu ifade etti.

Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Bakan Yıldız, mitinge vatandaşları davet etmek için 75 bin sabit telefona kendi sesinden mesaj gönderilmesini  ”Kayseri’ye yakışır bir miting olsun istedik” şeklinde açıkladı.

Cumhurbaşkanının görev süresinin sorulması üzerine Bakan Yıldız, “Hukukçular onunla ilgili karar verecekler ben elektrik mühendisiyim” dedi.

Basın toplantısında ayrıca AKP Grup başkan vekili Mustafa Elitaş’ın Heronlarla ilgili yaptığı açıklama Bakan Yıldız’a da soruldu. Yıldız soruyu yanında oturan Mustafa Elitaş’a yönelterek onun cevap vermesini istedi. Elitaş kısa bir açıklama yaparak şehit ailelerinin duygularına tercüman olduklarını söyledi. Bakan Yıldız’da grup başkan vekilleri ile aynı görüşü paylaştıklarını kaydetti.

Baro Başkanı Ali Aydın "Evet" dedi


Baro Başkanı Aydın, referandum hakkında yaptığı değerlendirmede, "Referandumdan çıkacak evet Türkiye nin bütün sorunlarını çözmeyecek ancak ülkeyi dağılmaya, parçalanmaya götürecek bir süreç de olmayacaktır.
Anayasa değişikliği ile ilgili yapılacak referandum hakkında açıklamalarda bulunan Kayseri Baro Başkanı Avukat Ali Aydın, bu anayasa değişikliği ile birlikte 17. kez değişikliğe gidildiğini anımsattı. Aydın, "Türkiye nin çağdaş değerlerini barındıran, hak ve özgürlükleri tanımlayan ve kabul eden yeni bir anayasa istiyoruz" dedi.

İstenen anayasanın şu anda mevcut olmadığına işaret eden Aydın, "Tabii ki böyle bir anayasa şu anda yok. Mevcut değişikleri önemli bir adım olarak görüyor ve destek veriyoruz. Referandumdan çıkacak evet Türkiye nin bütün sorunlarını çözmeyeceği gibi Türkiye yi dağılmaya parçalanmaya götürecek bir süreç de olmayacaktır. Referandumda halkın verdiği oya herkesin saygı duyması gerekir” diye konuştu.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...