Sayfalar

21 Şubat 2010 Pazar

Kayseri Adliyesine 35 kişi alınacaktı, 675 kişi başvurdu

Kayseri Adliyesi ne alınacak 35 zabıt katibi kadrosu için 675 kişi başvurdu. Başvuruya üniversite mezunlarının yanı sıra esnaflarında katılması dikkat çekti.
Kayseri de yapılan sınava işsizlik nedeniyle yoğun ilgi gösterildi.
Kayseri Adliyesi tarafından yapılan sınavda adaylardan 90 kelimeyi 3 dakikada yazmaları istendi. Sınava girecek olan kebap salonu sahibi Hasan Daştan "Katiplik sınavına bir çok kez girdim hepsinde yeterli puanı almama rağmen yerleşemedim. Daha düşük puanlar alıp işe alınan arkadaşlar oluyor. Adaletli bir sınav değil ama bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Başvuran adaylardan Fatma Aykan ise, "Üniversite mezunuyum. 4 yıldır boştayım ve girmediğim sınav kalmadı. Devletin bu tabloyu görüp utanması lazım” diye konuştu.

Kayseri Adliyesine 35 kişi alınacaktı, 675 kişi başvurdu

Kayseri Adliyesi ne alınacak 35 zabıt katibi kadrosu için 675 kişi başvurdu. Başvuruya üniversite mezunlarının yanı sıra esnaflarında katılması dikkat çekti.
Kayseri de yapılan sınava işsizlik nedeniyle yoğun ilgi gösterildi.
Kayseri Adliyesi tarafından yapılan sınavda adaylardan 90 kelimeyi 3 dakikada yazmaları istendi. Sınava girecek olan kebap salonu sahibi Hasan Daştan "Katiplik sınavına bir çok kez girdim hepsinde yeterli puanı almama rağmen yerleşemedim. Daha düşük puanlar alıp işe alınan arkadaşlar oluyor. Adaletli bir sınav değil ama bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Başvuran adaylardan Fatma Aykan ise, "Üniversite mezunuyum. 4 yıldır boştayım ve girmediğim sınav kalmadı. Devletin bu tabloyu görüp utanması lazım” diye konuştu.

Kayseri Adliyesine 35 kişi alınacaktı, 675 kişi başvurdu

Kayseri Adliyesi ne alınacak 35 zabıt katibi kadrosu için 675 kişi başvurdu. Başvuruya üniversite mezunlarının yanı sıra esnaflarında katılması dikkat çekti.
Kayseri de yapılan sınava işsizlik nedeniyle yoğun ilgi gösterildi.
Kayseri Adliyesi tarafından yapılan sınavda adaylardan 90 kelimeyi 3 dakikada yazmaları istendi. Sınava girecek olan kebap salonu sahibi Hasan Daştan "Katiplik sınavına bir çok kez girdim hepsinde yeterli puanı almama rağmen yerleşemedim. Daha düşük puanlar alıp işe alınan arkadaşlar oluyor. Adaletli bir sınav değil ama bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Başvuran adaylardan Fatma Aykan ise, "Üniversite mezunuyum. 4 yıldır boştayım ve girmediğim sınav kalmadı. Devletin bu tabloyu görüp utanması lazım” diye konuştu.

Kayseri İhracaatta Küme Düştü

İhracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında gerileyerek, 120 milyar 900 milyon dolardan 91 milyar 939 milyon dolara indi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yapılan hesaplamaya göre, 2008 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısı 13 iken, 2009 yılında Kayseri ve Manisa nın toplam ihracatının 1 milyar doların altına düşmesiyle birinci ligde yer alan il sayısı 11 e indi. 2007 yılında ihracatın birinci liginde yer alan 13 ilin toplam ihracatı ise 98 milyar 337 milyon Dolar düzeyindeydi. Böylece ihracatı 1 milyar doların üzerinde olan "şampiyon iller in" ihracatı ekonomik kriz nedeniyle iki yıl geriye gitmiş oldu. İhracat şampiyonu 13 ilin toplam ihracat içindeki payı geçen yıl yüzde 90 olurken, 2007 ve 2008 yılında bu oran yüzde 92 düzeyindeydi. 2009 yılında ihracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2008 yılına göre yüzde 24, 2007 yılına göre ise yüzde 6.7 oranında geriledi.
Kayseri’nin ihracatı 2008 yılında 1 milyar 122 milyon dolar iken, 2008 yılında 962 milyon dolara düştü.

Kayseri İhracaatta Küme Düştü

İhracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında gerileyerek, 120 milyar 900 milyon dolardan 91 milyar 939 milyon dolara indi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yapılan hesaplamaya göre, 2008 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısı 13 iken, 2009 yılında Kayseri ve Manisa nın toplam ihracatının 1 milyar doların altına düşmesiyle birinci ligde yer alan il sayısı 11 e indi. 2007 yılında ihracatın birinci liginde yer alan 13 ilin toplam ihracatı ise 98 milyar 337 milyon Dolar düzeyindeydi. Böylece ihracatı 1 milyar doların üzerinde olan "şampiyon iller in" ihracatı ekonomik kriz nedeniyle iki yıl geriye gitmiş oldu. İhracat şampiyonu 13 ilin toplam ihracat içindeki payı geçen yıl yüzde 90 olurken, 2007 ve 2008 yılında bu oran yüzde 92 düzeyindeydi. 2009 yılında ihracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2008 yılına göre yüzde 24, 2007 yılına göre ise yüzde 6.7 oranında geriledi.
Kayseri’nin ihracatı 2008 yılında 1 milyar 122 milyon dolar iken, 2008 yılında 962 milyon dolara düştü.

Kayseri İhracaatta Küme Düştü

İhracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında gerileyerek, 120 milyar 900 milyon dolardan 91 milyar 939 milyon dolara indi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yapılan hesaplamaya göre, 2008 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısı 13 iken, 2009 yılında Kayseri ve Manisa nın toplam ihracatının 1 milyar doların altına düşmesiyle birinci ligde yer alan il sayısı 11 e indi. 2007 yılında ihracatın birinci liginde yer alan 13 ilin toplam ihracatı ise 98 milyar 337 milyon Dolar düzeyindeydi. Böylece ihracatı 1 milyar doların üzerinde olan "şampiyon iller in" ihracatı ekonomik kriz nedeniyle iki yıl geriye gitmiş oldu. İhracat şampiyonu 13 ilin toplam ihracat içindeki payı geçen yıl yüzde 90 olurken, 2007 ve 2008 yılında bu oran yüzde 92 düzeyindeydi. 2009 yılında ihracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2008 yılına göre yüzde 24, 2007 yılına göre ise yüzde 6.7 oranında geriledi.
Kayseri’nin ihracatı 2008 yılında 1 milyar 122 milyon dolar iken, 2008 yılında 962 milyon dolara düştü.

Kayseri İhracaatta Küme Düştü

İhracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında gerileyerek, 120 milyar 900 milyon dolardan 91 milyar 939 milyon dolara indi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yapılan hesaplamaya göre, 2008 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısı 13 iken, 2009 yılında Kayseri ve Manisa nın toplam ihracatının 1 milyar doların altına düşmesiyle birinci ligde yer alan il sayısı 11 e indi. 2007 yılında ihracatın birinci liginde yer alan 13 ilin toplam ihracatı ise 98 milyar 337 milyon Dolar düzeyindeydi. Böylece ihracatı 1 milyar doların üzerinde olan "şampiyon iller in" ihracatı ekonomik kriz nedeniyle iki yıl geriye gitmiş oldu. İhracat şampiyonu 13 ilin toplam ihracat içindeki payı geçen yıl yüzde 90 olurken, 2007 ve 2008 yılında bu oran yüzde 92 düzeyindeydi. 2009 yılında ihracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2008 yılına göre yüzde 24, 2007 yılına göre ise yüzde 6.7 oranında geriledi.
Kayseri’nin ihracatı 2008 yılında 1 milyar 122 milyon dolar iken, 2008 yılında 962 milyon dolara düştü.

Kayseri İhracaatta Küme Düştü

İhracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında gerileyerek, 120 milyar 900 milyon dolardan 91 milyar 939 milyon dolara indi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yapılan hesaplamaya göre, 2008 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısı 13 iken, 2009 yılında Kayseri ve Manisa nın toplam ihracatının 1 milyar doların altına düşmesiyle birinci ligde yer alan il sayısı 11 e indi. 2007 yılında ihracatın birinci liginde yer alan 13 ilin toplam ihracatı ise 98 milyar 337 milyon Dolar düzeyindeydi. Böylece ihracatı 1 milyar doların üzerinde olan "şampiyon iller in" ihracatı ekonomik kriz nedeniyle iki yıl geriye gitmiş oldu. İhracat şampiyonu 13 ilin toplam ihracat içindeki payı geçen yıl yüzde 90 olurken, 2007 ve 2008 yılında bu oran yüzde 92 düzeyindeydi. 2009 yılında ihracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2008 yılına göre yüzde 24, 2007 yılına göre ise yüzde 6.7 oranında geriledi.
Kayseri’nin ihracatı 2008 yılında 1 milyar 122 milyon dolar iken, 2008 yılında 962 milyon dolara düştü.

Kayseri İhracaatta Küme Düştü

İhracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında gerileyerek, 120 milyar 900 milyon dolardan 91 milyar 939 milyon dolara indi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yapılan hesaplamaya göre, 2008 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısı 13 iken, 2009 yılında Kayseri ve Manisa nın toplam ihracatının 1 milyar doların altına düşmesiyle birinci ligde yer alan il sayısı 11 e indi. 2007 yılında ihracatın birinci liginde yer alan 13 ilin toplam ihracatı ise 98 milyar 337 milyon Dolar düzeyindeydi. Böylece ihracatı 1 milyar doların üzerinde olan "şampiyon iller in" ihracatı ekonomik kriz nedeniyle iki yıl geriye gitmiş oldu. İhracat şampiyonu 13 ilin toplam ihracat içindeki payı geçen yıl yüzde 90 olurken, 2007 ve 2008 yılında bu oran yüzde 92 düzeyindeydi. 2009 yılında ihracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2008 yılına göre yüzde 24, 2007 yılına göre ise yüzde 6.7 oranında geriledi.
Kayseri’nin ihracatı 2008 yılında 1 milyar 122 milyon dolar iken, 2008 yılında 962 milyon dolara düştü.

Cumhuriyet Başsavcısı...

Her yere tabela asıyorlar, “Avrupa’nın en büyük adliye sarayını yaptık” filan diyorlar.
Halbuki, bu iş binayla olsaydı...
Yargıtay Başkanı müteahhit olurdu.
Bakın...
Cumhuriyet Başbakanı denmez.
Cumhuriyet Bakanı denmez.
Cumhuriyet Müsteşarı denmez.
Cumhuriyet Büyükelçisi denmez.
Cumhuriyet Valisi de... denmez.
Ama...
Cumhuriyet Savcısı denir.
Peki niye?
Mustafa Kemal de merak etmiş...
Ve, “cumhuriyet savcısı” sıfatının isim babası olan Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’a sormuş aynı soruyu,
“Niye?”
İsviçre’de hukuk doktorası yaparken, İzmir’in işgal edilmesi üzerine Kurtuluş Savaşı’na katılmak için yurda dönen ve Ege dağlarında vuruşan... Sonra da Mustafa Kemal’in emriyle hukuk reformunun temellerini atan
Profesör Mahmut Esat Bozkurt, şu cevabı vermiş...




“Gün olur, Cumhuriyet’i korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, büyükelçiden, validen bile hesap sormak gerekebilir... İşte onun için, Cumhuriyet Savcısı’dır!”
Cumhuriyet’i savunmak...
“İlk işi”dir.
İrticayla mücadele etmek için, ekstra plan mlan hazırlanmasına gerek yoktur.
Dolayısıyla...
Tarikatçıların cirit atması için, irticayla mücadele etmeyi suçmuş gibi gösterenlerin... Haysiyet cellatlarının yargısız infazlarını gülümseyerek seyredenlerin...
Hayatını Cumhuriyet’e adamış komutanları ayağına getirirken, teröristin ayağına tıpış tıpış mahkeme götürenlerin...
Bu millete verebileceği “hukuk dersi” yoktur.
19.Şubat 2010   http://www.hürriyet.com.tr/

Cumhuriyet Başsavcısı...

Her yere tabela asıyorlar, “Avrupa’nın en büyük adliye sarayını yaptık” filan diyorlar.
Halbuki, bu iş binayla olsaydı...
Yargıtay Başkanı müteahhit olurdu.
Bakın...
Cumhuriyet Başbakanı denmez.
Cumhuriyet Bakanı denmez.
Cumhuriyet Müsteşarı denmez.
Cumhuriyet Büyükelçisi denmez.
Cumhuriyet Valisi de... denmez.
Ama...
Cumhuriyet Savcısı denir.
Peki niye?
Mustafa Kemal de merak etmiş...
Ve, “cumhuriyet savcısı” sıfatının isim babası olan Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’a sormuş aynı soruyu,
“Niye?”
İsviçre’de hukuk doktorası yaparken, İzmir’in işgal edilmesi üzerine Kurtuluş Savaşı’na katılmak için yurda dönen ve Ege dağlarında vuruşan... Sonra da Mustafa Kemal’in emriyle hukuk reformunun temellerini atan
Profesör Mahmut Esat Bozkurt, şu cevabı vermiş...




“Gün olur, Cumhuriyet’i korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, büyükelçiden, validen bile hesap sormak gerekebilir... İşte onun için, Cumhuriyet Savcısı’dır!”
Cumhuriyet’i savunmak...
“İlk işi”dir.
İrticayla mücadele etmek için, ekstra plan mlan hazırlanmasına gerek yoktur.
Dolayısıyla...
Tarikatçıların cirit atması için, irticayla mücadele etmeyi suçmuş gibi gösterenlerin... Haysiyet cellatlarının yargısız infazlarını gülümseyerek seyredenlerin...
Hayatını Cumhuriyet’e adamış komutanları ayağına getirirken, teröristin ayağına tıpış tıpış mahkeme götürenlerin...
Bu millete verebileceği “hukuk dersi” yoktur.
19.Şubat 2010   http://www.hürriyet.com.tr/

Cumhuriyet Başsavcısı...

Her yere tabela asıyorlar, “Avrupa’nın en büyük adliye sarayını yaptık” filan diyorlar.
Halbuki, bu iş binayla olsaydı...
Yargıtay Başkanı müteahhit olurdu.
Bakın...
Cumhuriyet Başbakanı denmez.
Cumhuriyet Bakanı denmez.
Cumhuriyet Müsteşarı denmez.
Cumhuriyet Büyükelçisi denmez.
Cumhuriyet Valisi de... denmez.
Ama...
Cumhuriyet Savcısı denir.
Peki niye?
Mustafa Kemal de merak etmiş...
Ve, “cumhuriyet savcısı” sıfatının isim babası olan Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’a sormuş aynı soruyu,
“Niye?”
İsviçre’de hukuk doktorası yaparken, İzmir’in işgal edilmesi üzerine Kurtuluş Savaşı’na katılmak için yurda dönen ve Ege dağlarında vuruşan... Sonra da Mustafa Kemal’in emriyle hukuk reformunun temellerini atan
Profesör Mahmut Esat Bozkurt, şu cevabı vermiş...




“Gün olur, Cumhuriyet’i korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, büyükelçiden, validen bile hesap sormak gerekebilir... İşte onun için, Cumhuriyet Savcısı’dır!”
Cumhuriyet’i savunmak...
“İlk işi”dir.
İrticayla mücadele etmek için, ekstra plan mlan hazırlanmasına gerek yoktur.
Dolayısıyla...
Tarikatçıların cirit atması için, irticayla mücadele etmeyi suçmuş gibi gösterenlerin... Haysiyet cellatlarının yargısız infazlarını gülümseyerek seyredenlerin...
Hayatını Cumhuriyet’e adamış komutanları ayağına getirirken, teröristin ayağına tıpış tıpış mahkeme götürenlerin...
Bu millete verebileceği “hukuk dersi” yoktur.
19.Şubat 2010   http://www.hürriyet.com.tr/

Başsavcının son dosyası Fethullah Gülen ve İsmail Ağa Cemaati'ydi

Gözaltına alınan Başsavcı İlhan Cihaner'in portresinde dikkat çeken ilk faaliyeti, 1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görevliyken JİTEM'e soruşturma açması oldu. Başsavcı olarak görev yaptığı Erzincan'da ise İsmailağa cemaatine yönelik operasyona başlayarak adını duyurdu.
1968 Kars doğumlu olan İlhan Cihaner, 2007 yılının Temmuz ayından beri Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyor.
İlhan Cihaner göreve başladığı yıl İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen hakkında soruşturma başlattı.
Cemaate bağlı Medine Vakfı'nın kentte ve bazı ilçelerdeki evlerinde çocuklara yatılı dini eğitim verildiği iddiaları üzerine dinleme kararı alındı. 17 vakıf ve derneğe yapılan baskınlarda gözaltına alınan 26 kişiden 7'si tutuklandı.
Başsavcılığın cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile 'Cüppeli Ahmet Hoca' diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 69 şüpheliyi gözaltına almak için 16 kentte operasyon yapma hazırlıkları ise özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na takıldı.
Erzurum özel yetkili savcısı Osman Şanal, bir ihbar mektubunu dayanak gösterdi ve "cemaatin silahlı olduğu ve anayasa"yı zorla yıkmayı hedeflediğini söyleyerek dosyanın yetki alanına girdiğini savundu.
Erzincan savcılığının iddiasına göre operasyon yapılacak grup silahlı değildi ve ihbar mektubu dosyanın Erzurum'da görülmesini isteyen şüpheliler tarafından gönderilmişti. Bu tarihten itibaren Erzurum ve Erzincan savcılığı arasında yetki kavgası başladı.

Soruşturma elinden alınan İlhan Cihaner hakkında Adalet Bakanlığı 26 yıl hapis istemi ile dava açtı.
İddianemin en dikkat çeken suçlaması ise imar kirliliğine neden olmaktı. Başsavcı Cihaner'in adliye lojmanlarının bahçesine yaptırdığı kameriye ile imar kirliliğine yol açtığı iddia edildi.
Silahlı örgüt olduğu gerekçesiyle İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma dosyası elinden alınan İlhan Cihaner'in Fethullah Gülen cemaatine yönelik başlattığı soruşturma ise sürüyor.
1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görev yapan savcı İlhan Cihaner, JİTEM'le ilgili ilk soruşturmayı açan savcı olarak adını duyurmuştu.
BAŞSAVCI'NIN KALEMİNDEN YAŞANANLARIN İÇYÜZÜ 
Başsavcı İlhan Cihaner, gözaltına alınmasına yol açan gelişmeleri 3 ay önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) verdiği "yazılı savunma" metninde anlatmıştı. O savunmayı okuyunca bugün olup bitenleri anlamak daha kolaylaşıyor.
İlhan Cihaner, Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili soruşturmanın nasıl başladığını HSYK'ya verdiği savunmada şu sözlerle anlattı:
"Erzincan'da göreve başlamamla birlikte her ay valilikte düzenlenen emniyet toplantılarına katıldım. Bu toplantılarda güvenlik birimleri Erzincan'da bazı dini grupların taban genişletme faaliyetinde bulunduklarını tesbit ettiklerini söylediler.
Söz konusu gruplardan İsmailağa cemaati mensuplarının il genelinde faaliyetlerini arttırdığı tesbit edildi. Ben de kolluk güçlerine bu grubun faaliyetleri konusunda ayrıntılı bir inceleme yapılması talimatını verdim."

BENİM NİYE HABERİM YOK!
Başsavcı Cihaner, iletişim tespit tutanakları çerçevesinde Fethullah Gülen, Süleymancılar ve Nenzil grubunun da soruşturmaya dahil edildiğini belirtti. Aramaların yapılacağı sırada Erzurum yetkili savcılığının dosyayı kendisinden istediğini belirten Cihaner, bazı Adalet Bakanlığı müfettişlerinin de dosyayı Erzurum'a göndermesi yönünde telkinde bulunduklarını öne sürdü.
"Soruşturmanın benden alınmasına anlam veremediğim için Erzurum Başsavcı'sını aradım. Bana "Böyle bir soruşturma yapılıyor, benim niye haberim yok" diye çıkıştı. Ben de böyle bir yükümlülüğüm olmadığını belirttim.
Soruşturmayı sürdürmem halinde "gizliliğin ortadan kalkacağı, bu tartışmanın duyulmasıyla yargının yıpranacağı ve en önemlisi de delilerin karartılacağı" endişesiyle dosyayı göndermeye karar verdim. Bu arada adliyemize teftişe gelen başmüfettiş de dosyayı göndermemin iyi olacağını ima etti."

CEMAAT ÜYELERİ DELİLLER TOPLANMADAN BIRAKILDI

Cihaner, Erzincan jandarmasının kendisini cemaat soruşturması nedeniyle iftira ve komplo ile karşı karşıya kalabileceği konusunda uyardığını da anlattı. Cihaner, dosya Erzurum'a gittikten sonra cemaat üyelerinin deliller toplanmadan salıverildiğini öne sürdü.
"İsmailağa cemaati soruşturmasında tutuklanan kişiler haklarında anayasal düzenil zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiği halde birkaç ay sonra salıverildiler. deliller toplanmadı, soruşturma çok sınırlı tutuldu."
Cihaner'e ne soruldu, ne cevap verdi?
Erzincan'da makamında ve evinde yapılan aramadan sonra gözaltına alanarak gece Erzurum'a getirilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Özel  Yetkili İkinci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Tutuklanmanın ardından Başsavcı'ya sorguda neler sorulduğu da ortaya çıktı.
10 saat süren sorgulamada başsavcıya 27 soru soruldu. 10 tanesi Albay Dursun Çiçek ve ıslak imza ile ilgiliydi.
Soru- Albay Dursun Çiçek’i tanıyor musunuz? Daha önce buluştunuz mu? O belgeyi gördünüz mü?
Cihaner: Albay’ı tanımıyorum. Kendisiyle karşılaşmadım. Telefonda bile görüşmedim.
Hemen ardından gizli tanıklarla ilgili soruldu.
Soru- Gizli tanıklara silah sözü verdiniz mi? Onlarla buluştunuz mu? Onları koruyacağınız söylediniz mi?
Cihaner: Bu insanları tanımıyorum.
Diğer soru cemaatlerle ilgiliydi.
Soru- Cemaatlerle ilgili soruşturmayı Erzurum Başsavcılığına neden devretmediniz? Bu cemaatlere silah bırakılması hakkında bir çalışmanız oldu mu?
Cihaner: Kesinlikle mümkün değil. Ben zaten silahsız bir yapılanma olduğu için bu soruşturmayı aldım. Siz silahlı olduğunu iddia ederek bu soruşturmayı benden aldınız.
Başsavcı, 27 soruya cevap verdikten sonra mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı.
Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili olarak 2007 yılının sonlarında başlattığı soruşturma Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına devretmesinin ardından hakkında Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinde 'Görevi kötüye kullanma', 'Resmi belgede sahtecilik' 'Suça azmettirme', 'İmar kirliliğine neden olmak' suçlamasıyla 26 yıl hapis istemiyle yargılanmasına karar verilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, dün (16 Şubat) makamında bir ilkle yüzyüze geldi.
İSMAİLAĞA CEMAATİ OPERASYONU 
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner'in adı 2007 yılında Erzincan'da İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmayla gündeme gelmişti.
Ancak bu soruşturma "İsmailağa cemaatinin silahlı olduğu" yolundaki bir ihbar mektubu üzerine, Cihaner'den alınarak özel yetkili savcı Osman Şanal'a verilmişti. Özel Yetkili Savcı Şanal, İsmailağa Cemaati'ne yönelik operasyonun Ergenekon davasındaki İrtica Eylem Planı'nın uygulanması olduğu iddiasıyla soruşturma başlattı, bazı subay ve MİT görevlileri tutuklandı. Cihaner hakkında da görevi kötüye kullanmak ve bazı suçlamalarla Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Cihaner hakkında resmi belgede sahtecilik, suça azmettirme ve adliye bahçesine kameriye yaptırarak imar kirliliğine neden olmak suçlamaları da bulunuyor.
Kaynak: www.mehmetcik.gen.tr

Başsavcının son dosyası Fethullah Gülen ve İsmail Ağa Cemaati'ydi

Gözaltına alınan Başsavcı İlhan Cihaner'in portresinde dikkat çeken ilk faaliyeti, 1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görevliyken JİTEM'e soruşturma açması oldu. Başsavcı olarak görev yaptığı Erzincan'da ise İsmailağa cemaatine yönelik operasyona başlayarak adını duyurdu.
1968 Kars doğumlu olan İlhan Cihaner, 2007 yılının Temmuz ayından beri Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyor.
İlhan Cihaner göreve başladığı yıl İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen hakkında soruşturma başlattı.
Cemaate bağlı Medine Vakfı'nın kentte ve bazı ilçelerdeki evlerinde çocuklara yatılı dini eğitim verildiği iddiaları üzerine dinleme kararı alındı. 17 vakıf ve derneğe yapılan baskınlarda gözaltına alınan 26 kişiden 7'si tutuklandı.
Başsavcılığın cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile 'Cüppeli Ahmet Hoca' diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 69 şüpheliyi gözaltına almak için 16 kentte operasyon yapma hazırlıkları ise özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na takıldı.
Erzurum özel yetkili savcısı Osman Şanal, bir ihbar mektubunu dayanak gösterdi ve "cemaatin silahlı olduğu ve anayasa"yı zorla yıkmayı hedeflediğini söyleyerek dosyanın yetki alanına girdiğini savundu.
Erzincan savcılığının iddiasına göre operasyon yapılacak grup silahlı değildi ve ihbar mektubu dosyanın Erzurum'da görülmesini isteyen şüpheliler tarafından gönderilmişti. Bu tarihten itibaren Erzurum ve Erzincan savcılığı arasında yetki kavgası başladı.

Soruşturma elinden alınan İlhan Cihaner hakkında Adalet Bakanlığı 26 yıl hapis istemi ile dava açtı.
İddianemin en dikkat çeken suçlaması ise imar kirliliğine neden olmaktı. Başsavcı Cihaner'in adliye lojmanlarının bahçesine yaptırdığı kameriye ile imar kirliliğine yol açtığı iddia edildi.
Silahlı örgüt olduğu gerekçesiyle İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma dosyası elinden alınan İlhan Cihaner'in Fethullah Gülen cemaatine yönelik başlattığı soruşturma ise sürüyor.
1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görev yapan savcı İlhan Cihaner, JİTEM'le ilgili ilk soruşturmayı açan savcı olarak adını duyurmuştu.
BAŞSAVCI'NIN KALEMİNDEN YAŞANANLARIN İÇYÜZÜ 
Başsavcı İlhan Cihaner, gözaltına alınmasına yol açan gelişmeleri 3 ay önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) verdiği "yazılı savunma" metninde anlatmıştı. O savunmayı okuyunca bugün olup bitenleri anlamak daha kolaylaşıyor.
İlhan Cihaner, Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili soruşturmanın nasıl başladığını HSYK'ya verdiği savunmada şu sözlerle anlattı:
"Erzincan'da göreve başlamamla birlikte her ay valilikte düzenlenen emniyet toplantılarına katıldım. Bu toplantılarda güvenlik birimleri Erzincan'da bazı dini grupların taban genişletme faaliyetinde bulunduklarını tesbit ettiklerini söylediler.
Söz konusu gruplardan İsmailağa cemaati mensuplarının il genelinde faaliyetlerini arttırdığı tesbit edildi. Ben de kolluk güçlerine bu grubun faaliyetleri konusunda ayrıntılı bir inceleme yapılması talimatını verdim."

BENİM NİYE HABERİM YOK!
Başsavcı Cihaner, iletişim tespit tutanakları çerçevesinde Fethullah Gülen, Süleymancılar ve Nenzil grubunun da soruşturmaya dahil edildiğini belirtti. Aramaların yapılacağı sırada Erzurum yetkili savcılığının dosyayı kendisinden istediğini belirten Cihaner, bazı Adalet Bakanlığı müfettişlerinin de dosyayı Erzurum'a göndermesi yönünde telkinde bulunduklarını öne sürdü.
"Soruşturmanın benden alınmasına anlam veremediğim için Erzurum Başsavcı'sını aradım. Bana "Böyle bir soruşturma yapılıyor, benim niye haberim yok" diye çıkıştı. Ben de böyle bir yükümlülüğüm olmadığını belirttim.
Soruşturmayı sürdürmem halinde "gizliliğin ortadan kalkacağı, bu tartışmanın duyulmasıyla yargının yıpranacağı ve en önemlisi de delilerin karartılacağı" endişesiyle dosyayı göndermeye karar verdim. Bu arada adliyemize teftişe gelen başmüfettiş de dosyayı göndermemin iyi olacağını ima etti."

CEMAAT ÜYELERİ DELİLLER TOPLANMADAN BIRAKILDI

Cihaner, Erzincan jandarmasının kendisini cemaat soruşturması nedeniyle iftira ve komplo ile karşı karşıya kalabileceği konusunda uyardığını da anlattı. Cihaner, dosya Erzurum'a gittikten sonra cemaat üyelerinin deliller toplanmadan salıverildiğini öne sürdü.
"İsmailağa cemaati soruşturmasında tutuklanan kişiler haklarında anayasal düzenil zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiği halde birkaç ay sonra salıverildiler. deliller toplanmadı, soruşturma çok sınırlı tutuldu."
Cihaner'e ne soruldu, ne cevap verdi?
Erzincan'da makamında ve evinde yapılan aramadan sonra gözaltına alanarak gece Erzurum'a getirilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Özel  Yetkili İkinci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Tutuklanmanın ardından Başsavcı'ya sorguda neler sorulduğu da ortaya çıktı.
10 saat süren sorgulamada başsavcıya 27 soru soruldu. 10 tanesi Albay Dursun Çiçek ve ıslak imza ile ilgiliydi.
Soru- Albay Dursun Çiçek’i tanıyor musunuz? Daha önce buluştunuz mu? O belgeyi gördünüz mü?
Cihaner: Albay’ı tanımıyorum. Kendisiyle karşılaşmadım. Telefonda bile görüşmedim.
Hemen ardından gizli tanıklarla ilgili soruldu.
Soru- Gizli tanıklara silah sözü verdiniz mi? Onlarla buluştunuz mu? Onları koruyacağınız söylediniz mi?
Cihaner: Bu insanları tanımıyorum.
Diğer soru cemaatlerle ilgiliydi.
Soru- Cemaatlerle ilgili soruşturmayı Erzurum Başsavcılığına neden devretmediniz? Bu cemaatlere silah bırakılması hakkında bir çalışmanız oldu mu?
Cihaner: Kesinlikle mümkün değil. Ben zaten silahsız bir yapılanma olduğu için bu soruşturmayı aldım. Siz silahlı olduğunu iddia ederek bu soruşturmayı benden aldınız.
Başsavcı, 27 soruya cevap verdikten sonra mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı.
Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili olarak 2007 yılının sonlarında başlattığı soruşturma Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına devretmesinin ardından hakkında Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinde 'Görevi kötüye kullanma', 'Resmi belgede sahtecilik' 'Suça azmettirme', 'İmar kirliliğine neden olmak' suçlamasıyla 26 yıl hapis istemiyle yargılanmasına karar verilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, dün (16 Şubat) makamında bir ilkle yüzyüze geldi.
İSMAİLAĞA CEMAATİ OPERASYONU 
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner'in adı 2007 yılında Erzincan'da İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmayla gündeme gelmişti.
Ancak bu soruşturma "İsmailağa cemaatinin silahlı olduğu" yolundaki bir ihbar mektubu üzerine, Cihaner'den alınarak özel yetkili savcı Osman Şanal'a verilmişti. Özel Yetkili Savcı Şanal, İsmailağa Cemaati'ne yönelik operasyonun Ergenekon davasındaki İrtica Eylem Planı'nın uygulanması olduğu iddiasıyla soruşturma başlattı, bazı subay ve MİT görevlileri tutuklandı. Cihaner hakkında da görevi kötüye kullanmak ve bazı suçlamalarla Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Cihaner hakkında resmi belgede sahtecilik, suça azmettirme ve adliye bahçesine kameriye yaptırarak imar kirliliğine neden olmak suçlamaları da bulunuyor.
Kaynak: www.mehmetcik.gen.tr

Başsavcının son dosyası Fethullah Gülen ve İsmail Ağa Cemaati'ydi

Gözaltına alınan Başsavcı İlhan Cihaner'in portresinde dikkat çeken ilk faaliyeti, 1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görevliyken JİTEM'e soruşturma açması oldu. Başsavcı olarak görev yaptığı Erzincan'da ise İsmailağa cemaatine yönelik operasyona başlayarak adını duyurdu.
1968 Kars doğumlu olan İlhan Cihaner, 2007 yılının Temmuz ayından beri Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyor.
İlhan Cihaner göreve başladığı yıl İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen hakkında soruşturma başlattı.
Cemaate bağlı Medine Vakfı'nın kentte ve bazı ilçelerdeki evlerinde çocuklara yatılı dini eğitim verildiği iddiaları üzerine dinleme kararı alındı. 17 vakıf ve derneğe yapılan baskınlarda gözaltına alınan 26 kişiden 7'si tutuklandı.
Başsavcılığın cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile 'Cüppeli Ahmet Hoca' diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 69 şüpheliyi gözaltına almak için 16 kentte operasyon yapma hazırlıkları ise özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na takıldı.
Erzurum özel yetkili savcısı Osman Şanal, bir ihbar mektubunu dayanak gösterdi ve "cemaatin silahlı olduğu ve anayasa"yı zorla yıkmayı hedeflediğini söyleyerek dosyanın yetki alanına girdiğini savundu.
Erzincan savcılığının iddiasına göre operasyon yapılacak grup silahlı değildi ve ihbar mektubu dosyanın Erzurum'da görülmesini isteyen şüpheliler tarafından gönderilmişti. Bu tarihten itibaren Erzurum ve Erzincan savcılığı arasında yetki kavgası başladı.

Soruşturma elinden alınan İlhan Cihaner hakkında Adalet Bakanlığı 26 yıl hapis istemi ile dava açtı.
İddianemin en dikkat çeken suçlaması ise imar kirliliğine neden olmaktı. Başsavcı Cihaner'in adliye lojmanlarının bahçesine yaptırdığı kameriye ile imar kirliliğine yol açtığı iddia edildi.
Silahlı örgüt olduğu gerekçesiyle İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma dosyası elinden alınan İlhan Cihaner'in Fethullah Gülen cemaatine yönelik başlattığı soruşturma ise sürüyor.
1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görev yapan savcı İlhan Cihaner, JİTEM'le ilgili ilk soruşturmayı açan savcı olarak adını duyurmuştu.
BAŞSAVCI'NIN KALEMİNDEN YAŞANANLARIN İÇYÜZÜ 
Başsavcı İlhan Cihaner, gözaltına alınmasına yol açan gelişmeleri 3 ay önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) verdiği "yazılı savunma" metninde anlatmıştı. O savunmayı okuyunca bugün olup bitenleri anlamak daha kolaylaşıyor.
İlhan Cihaner, Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili soruşturmanın nasıl başladığını HSYK'ya verdiği savunmada şu sözlerle anlattı:
"Erzincan'da göreve başlamamla birlikte her ay valilikte düzenlenen emniyet toplantılarına katıldım. Bu toplantılarda güvenlik birimleri Erzincan'da bazı dini grupların taban genişletme faaliyetinde bulunduklarını tesbit ettiklerini söylediler.
Söz konusu gruplardan İsmailağa cemaati mensuplarının il genelinde faaliyetlerini arttırdığı tesbit edildi. Ben de kolluk güçlerine bu grubun faaliyetleri konusunda ayrıntılı bir inceleme yapılması talimatını verdim."

BENİM NİYE HABERİM YOK!
Başsavcı Cihaner, iletişim tespit tutanakları çerçevesinde Fethullah Gülen, Süleymancılar ve Nenzil grubunun da soruşturmaya dahil edildiğini belirtti. Aramaların yapılacağı sırada Erzurum yetkili savcılığının dosyayı kendisinden istediğini belirten Cihaner, bazı Adalet Bakanlığı müfettişlerinin de dosyayı Erzurum'a göndermesi yönünde telkinde bulunduklarını öne sürdü.
"Soruşturmanın benden alınmasına anlam veremediğim için Erzurum Başsavcı'sını aradım. Bana "Böyle bir soruşturma yapılıyor, benim niye haberim yok" diye çıkıştı. Ben de böyle bir yükümlülüğüm olmadığını belirttim.
Soruşturmayı sürdürmem halinde "gizliliğin ortadan kalkacağı, bu tartışmanın duyulmasıyla yargının yıpranacağı ve en önemlisi de delilerin karartılacağı" endişesiyle dosyayı göndermeye karar verdim. Bu arada adliyemize teftişe gelen başmüfettiş de dosyayı göndermemin iyi olacağını ima etti."

CEMAAT ÜYELERİ DELİLLER TOPLANMADAN BIRAKILDI

Cihaner, Erzincan jandarmasının kendisini cemaat soruşturması nedeniyle iftira ve komplo ile karşı karşıya kalabileceği konusunda uyardığını da anlattı. Cihaner, dosya Erzurum'a gittikten sonra cemaat üyelerinin deliller toplanmadan salıverildiğini öne sürdü.
"İsmailağa cemaati soruşturmasında tutuklanan kişiler haklarında anayasal düzenil zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiği halde birkaç ay sonra salıverildiler. deliller toplanmadı, soruşturma çok sınırlı tutuldu."
Cihaner'e ne soruldu, ne cevap verdi?
Erzincan'da makamında ve evinde yapılan aramadan sonra gözaltına alanarak gece Erzurum'a getirilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Özel  Yetkili İkinci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Tutuklanmanın ardından Başsavcı'ya sorguda neler sorulduğu da ortaya çıktı.
10 saat süren sorgulamada başsavcıya 27 soru soruldu. 10 tanesi Albay Dursun Çiçek ve ıslak imza ile ilgiliydi.
Soru- Albay Dursun Çiçek’i tanıyor musunuz? Daha önce buluştunuz mu? O belgeyi gördünüz mü?
Cihaner: Albay’ı tanımıyorum. Kendisiyle karşılaşmadım. Telefonda bile görüşmedim.
Hemen ardından gizli tanıklarla ilgili soruldu.
Soru- Gizli tanıklara silah sözü verdiniz mi? Onlarla buluştunuz mu? Onları koruyacağınız söylediniz mi?
Cihaner: Bu insanları tanımıyorum.
Diğer soru cemaatlerle ilgiliydi.
Soru- Cemaatlerle ilgili soruşturmayı Erzurum Başsavcılığına neden devretmediniz? Bu cemaatlere silah bırakılması hakkında bir çalışmanız oldu mu?
Cihaner: Kesinlikle mümkün değil. Ben zaten silahsız bir yapılanma olduğu için bu soruşturmayı aldım. Siz silahlı olduğunu iddia ederek bu soruşturmayı benden aldınız.
Başsavcı, 27 soruya cevap verdikten sonra mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı.
Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili olarak 2007 yılının sonlarında başlattığı soruşturma Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına devretmesinin ardından hakkında Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinde 'Görevi kötüye kullanma', 'Resmi belgede sahtecilik' 'Suça azmettirme', 'İmar kirliliğine neden olmak' suçlamasıyla 26 yıl hapis istemiyle yargılanmasına karar verilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, dün (16 Şubat) makamında bir ilkle yüzyüze geldi.
İSMAİLAĞA CEMAATİ OPERASYONU 
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner'in adı 2007 yılında Erzincan'da İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmayla gündeme gelmişti.
Ancak bu soruşturma "İsmailağa cemaatinin silahlı olduğu" yolundaki bir ihbar mektubu üzerine, Cihaner'den alınarak özel yetkili savcı Osman Şanal'a verilmişti. Özel Yetkili Savcı Şanal, İsmailağa Cemaati'ne yönelik operasyonun Ergenekon davasındaki İrtica Eylem Planı'nın uygulanması olduğu iddiasıyla soruşturma başlattı, bazı subay ve MİT görevlileri tutuklandı. Cihaner hakkında da görevi kötüye kullanmak ve bazı suçlamalarla Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Cihaner hakkında resmi belgede sahtecilik, suça azmettirme ve adliye bahçesine kameriye yaptırarak imar kirliliğine neden olmak suçlamaları da bulunuyor.
Kaynak: www.mehmetcik.gen.tr

Başsavcının son dosyası Fethullah Gülen ve İsmail Ağa Cemaati'ydi

Gözaltına alınan Başsavcı İlhan Cihaner'in portresinde dikkat çeken ilk faaliyeti, 1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görevliyken JİTEM'e soruşturma açması oldu. Başsavcı olarak görev yaptığı Erzincan'da ise İsmailağa cemaatine yönelik operasyona başlayarak adını duyurdu.
1968 Kars doğumlu olan İlhan Cihaner, 2007 yılının Temmuz ayından beri Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyor.
İlhan Cihaner göreve başladığı yıl İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen hakkında soruşturma başlattı.
Cemaate bağlı Medine Vakfı'nın kentte ve bazı ilçelerdeki evlerinde çocuklara yatılı dini eğitim verildiği iddiaları üzerine dinleme kararı alındı. 17 vakıf ve derneğe yapılan baskınlarda gözaltına alınan 26 kişiden 7'si tutuklandı.
Başsavcılığın cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile 'Cüppeli Ahmet Hoca' diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 69 şüpheliyi gözaltına almak için 16 kentte operasyon yapma hazırlıkları ise özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na takıldı.
Erzurum özel yetkili savcısı Osman Şanal, bir ihbar mektubunu dayanak gösterdi ve "cemaatin silahlı olduğu ve anayasa"yı zorla yıkmayı hedeflediğini söyleyerek dosyanın yetki alanına girdiğini savundu.
Erzincan savcılığının iddiasına göre operasyon yapılacak grup silahlı değildi ve ihbar mektubu dosyanın Erzurum'da görülmesini isteyen şüpheliler tarafından gönderilmişti. Bu tarihten itibaren Erzurum ve Erzincan savcılığı arasında yetki kavgası başladı.

Soruşturma elinden alınan İlhan Cihaner hakkında Adalet Bakanlığı 26 yıl hapis istemi ile dava açtı.
İddianemin en dikkat çeken suçlaması ise imar kirliliğine neden olmaktı. Başsavcı Cihaner'in adliye lojmanlarının bahçesine yaptırdığı kameriye ile imar kirliliğine yol açtığı iddia edildi.
Silahlı örgüt olduğu gerekçesiyle İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma dosyası elinden alınan İlhan Cihaner'in Fethullah Gülen cemaatine yönelik başlattığı soruşturma ise sürüyor.
1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görev yapan savcı İlhan Cihaner, JİTEM'le ilgili ilk soruşturmayı açan savcı olarak adını duyurmuştu.
BAŞSAVCI'NIN KALEMİNDEN YAŞANANLARIN İÇYÜZÜ 
Başsavcı İlhan Cihaner, gözaltına alınmasına yol açan gelişmeleri 3 ay önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) verdiği "yazılı savunma" metninde anlatmıştı. O savunmayı okuyunca bugün olup bitenleri anlamak daha kolaylaşıyor.
İlhan Cihaner, Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili soruşturmanın nasıl başladığını HSYK'ya verdiği savunmada şu sözlerle anlattı:
"Erzincan'da göreve başlamamla birlikte her ay valilikte düzenlenen emniyet toplantılarına katıldım. Bu toplantılarda güvenlik birimleri Erzincan'da bazı dini grupların taban genişletme faaliyetinde bulunduklarını tesbit ettiklerini söylediler.
Söz konusu gruplardan İsmailağa cemaati mensuplarının il genelinde faaliyetlerini arttırdığı tesbit edildi. Ben de kolluk güçlerine bu grubun faaliyetleri konusunda ayrıntılı bir inceleme yapılması talimatını verdim."

BENİM NİYE HABERİM YOK!
Başsavcı Cihaner, iletişim tespit tutanakları çerçevesinde Fethullah Gülen, Süleymancılar ve Nenzil grubunun da soruşturmaya dahil edildiğini belirtti. Aramaların yapılacağı sırada Erzurum yetkili savcılığının dosyayı kendisinden istediğini belirten Cihaner, bazı Adalet Bakanlığı müfettişlerinin de dosyayı Erzurum'a göndermesi yönünde telkinde bulunduklarını öne sürdü.
"Soruşturmanın benden alınmasına anlam veremediğim için Erzurum Başsavcı'sını aradım. Bana "Böyle bir soruşturma yapılıyor, benim niye haberim yok" diye çıkıştı. Ben de böyle bir yükümlülüğüm olmadığını belirttim.
Soruşturmayı sürdürmem halinde "gizliliğin ortadan kalkacağı, bu tartışmanın duyulmasıyla yargının yıpranacağı ve en önemlisi de delilerin karartılacağı" endişesiyle dosyayı göndermeye karar verdim. Bu arada adliyemize teftişe gelen başmüfettiş de dosyayı göndermemin iyi olacağını ima etti."

CEMAAT ÜYELERİ DELİLLER TOPLANMADAN BIRAKILDI

Cihaner, Erzincan jandarmasının kendisini cemaat soruşturması nedeniyle iftira ve komplo ile karşı karşıya kalabileceği konusunda uyardığını da anlattı. Cihaner, dosya Erzurum'a gittikten sonra cemaat üyelerinin deliller toplanmadan salıverildiğini öne sürdü.
"İsmailağa cemaati soruşturmasında tutuklanan kişiler haklarında anayasal düzenil zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiği halde birkaç ay sonra salıverildiler. deliller toplanmadı, soruşturma çok sınırlı tutuldu."
Cihaner'e ne soruldu, ne cevap verdi?
Erzincan'da makamında ve evinde yapılan aramadan sonra gözaltına alanarak gece Erzurum'a getirilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Özel  Yetkili İkinci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Tutuklanmanın ardından Başsavcı'ya sorguda neler sorulduğu da ortaya çıktı.
10 saat süren sorgulamada başsavcıya 27 soru soruldu. 10 tanesi Albay Dursun Çiçek ve ıslak imza ile ilgiliydi.
Soru- Albay Dursun Çiçek’i tanıyor musunuz? Daha önce buluştunuz mu? O belgeyi gördünüz mü?
Cihaner: Albay’ı tanımıyorum. Kendisiyle karşılaşmadım. Telefonda bile görüşmedim.
Hemen ardından gizli tanıklarla ilgili soruldu.
Soru- Gizli tanıklara silah sözü verdiniz mi? Onlarla buluştunuz mu? Onları koruyacağınız söylediniz mi?
Cihaner: Bu insanları tanımıyorum.
Diğer soru cemaatlerle ilgiliydi.
Soru- Cemaatlerle ilgili soruşturmayı Erzurum Başsavcılığına neden devretmediniz? Bu cemaatlere silah bırakılması hakkında bir çalışmanız oldu mu?
Cihaner: Kesinlikle mümkün değil. Ben zaten silahsız bir yapılanma olduğu için bu soruşturmayı aldım. Siz silahlı olduğunu iddia ederek bu soruşturmayı benden aldınız.
Başsavcı, 27 soruya cevap verdikten sonra mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı.
Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili olarak 2007 yılının sonlarında başlattığı soruşturma Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına devretmesinin ardından hakkında Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinde 'Görevi kötüye kullanma', 'Resmi belgede sahtecilik' 'Suça azmettirme', 'İmar kirliliğine neden olmak' suçlamasıyla 26 yıl hapis istemiyle yargılanmasına karar verilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, dün (16 Şubat) makamında bir ilkle yüzyüze geldi.
İSMAİLAĞA CEMAATİ OPERASYONU 
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner'in adı 2007 yılında Erzincan'da İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmayla gündeme gelmişti.
Ancak bu soruşturma "İsmailağa cemaatinin silahlı olduğu" yolundaki bir ihbar mektubu üzerine, Cihaner'den alınarak özel yetkili savcı Osman Şanal'a verilmişti. Özel Yetkili Savcı Şanal, İsmailağa Cemaati'ne yönelik operasyonun Ergenekon davasındaki İrtica Eylem Planı'nın uygulanması olduğu iddiasıyla soruşturma başlattı, bazı subay ve MİT görevlileri tutuklandı. Cihaner hakkında da görevi kötüye kullanmak ve bazı suçlamalarla Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Cihaner hakkında resmi belgede sahtecilik, suça azmettirme ve adliye bahçesine kameriye yaptırarak imar kirliliğine neden olmak suçlamaları da bulunuyor.
Kaynak: www.mehmetcik.gen.tr

Başsavcının son dosyası Fethullah Gülen ve İsmail Ağa Cemaati'ydi

Gözaltına alınan Başsavcı İlhan Cihaner'in portresinde dikkat çeken ilk faaliyeti, 1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görevliyken JİTEM'e soruşturma açması oldu. Başsavcı olarak görev yaptığı Erzincan'da ise İsmailağa cemaatine yönelik operasyona başlayarak adını duyurdu.
1968 Kars doğumlu olan İlhan Cihaner, 2007 yılının Temmuz ayından beri Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyor.
İlhan Cihaner göreve başladığı yıl İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen hakkında soruşturma başlattı.
Cemaate bağlı Medine Vakfı'nın kentte ve bazı ilçelerdeki evlerinde çocuklara yatılı dini eğitim verildiği iddiaları üzerine dinleme kararı alındı. 17 vakıf ve derneğe yapılan baskınlarda gözaltına alınan 26 kişiden 7'si tutuklandı.
Başsavcılığın cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile 'Cüppeli Ahmet Hoca' diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 69 şüpheliyi gözaltına almak için 16 kentte operasyon yapma hazırlıkları ise özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na takıldı.
Erzurum özel yetkili savcısı Osman Şanal, bir ihbar mektubunu dayanak gösterdi ve "cemaatin silahlı olduğu ve anayasa"yı zorla yıkmayı hedeflediğini söyleyerek dosyanın yetki alanına girdiğini savundu.
Erzincan savcılığının iddiasına göre operasyon yapılacak grup silahlı değildi ve ihbar mektubu dosyanın Erzurum'da görülmesini isteyen şüpheliler tarafından gönderilmişti. Bu tarihten itibaren Erzurum ve Erzincan savcılığı arasında yetki kavgası başladı.

Soruşturma elinden alınan İlhan Cihaner hakkında Adalet Bakanlığı 26 yıl hapis istemi ile dava açtı.
İddianemin en dikkat çeken suçlaması ise imar kirliliğine neden olmaktı. Başsavcı Cihaner'in adliye lojmanlarının bahçesine yaptırdığı kameriye ile imar kirliliğine yol açtığı iddia edildi.
Silahlı örgüt olduğu gerekçesiyle İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma dosyası elinden alınan İlhan Cihaner'in Fethullah Gülen cemaatine yönelik başlattığı soruşturma ise sürüyor.
1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görev yapan savcı İlhan Cihaner, JİTEM'le ilgili ilk soruşturmayı açan savcı olarak adını duyurmuştu.
BAŞSAVCI'NIN KALEMİNDEN YAŞANANLARIN İÇYÜZÜ 
Başsavcı İlhan Cihaner, gözaltına alınmasına yol açan gelişmeleri 3 ay önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) verdiği "yazılı savunma" metninde anlatmıştı. O savunmayı okuyunca bugün olup bitenleri anlamak daha kolaylaşıyor.
İlhan Cihaner, Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili soruşturmanın nasıl başladığını HSYK'ya verdiği savunmada şu sözlerle anlattı:
"Erzincan'da göreve başlamamla birlikte her ay valilikte düzenlenen emniyet toplantılarına katıldım. Bu toplantılarda güvenlik birimleri Erzincan'da bazı dini grupların taban genişletme faaliyetinde bulunduklarını tesbit ettiklerini söylediler.
Söz konusu gruplardan İsmailağa cemaati mensuplarının il genelinde faaliyetlerini arttırdığı tesbit edildi. Ben de kolluk güçlerine bu grubun faaliyetleri konusunda ayrıntılı bir inceleme yapılması talimatını verdim."

BENİM NİYE HABERİM YOK!
Başsavcı Cihaner, iletişim tespit tutanakları çerçevesinde Fethullah Gülen, Süleymancılar ve Nenzil grubunun da soruşturmaya dahil edildiğini belirtti. Aramaların yapılacağı sırada Erzurum yetkili savcılığının dosyayı kendisinden istediğini belirten Cihaner, bazı Adalet Bakanlığı müfettişlerinin de dosyayı Erzurum'a göndermesi yönünde telkinde bulunduklarını öne sürdü.
"Soruşturmanın benden alınmasına anlam veremediğim için Erzurum Başsavcı'sını aradım. Bana "Böyle bir soruşturma yapılıyor, benim niye haberim yok" diye çıkıştı. Ben de böyle bir yükümlülüğüm olmadığını belirttim.
Soruşturmayı sürdürmem halinde "gizliliğin ortadan kalkacağı, bu tartışmanın duyulmasıyla yargının yıpranacağı ve en önemlisi de delilerin karartılacağı" endişesiyle dosyayı göndermeye karar verdim. Bu arada adliyemize teftişe gelen başmüfettiş de dosyayı göndermemin iyi olacağını ima etti."

CEMAAT ÜYELERİ DELİLLER TOPLANMADAN BIRAKILDI

Cihaner, Erzincan jandarmasının kendisini cemaat soruşturması nedeniyle iftira ve komplo ile karşı karşıya kalabileceği konusunda uyardığını da anlattı. Cihaner, dosya Erzurum'a gittikten sonra cemaat üyelerinin deliller toplanmadan salıverildiğini öne sürdü.
"İsmailağa cemaati soruşturmasında tutuklanan kişiler haklarında anayasal düzenil zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiği halde birkaç ay sonra salıverildiler. deliller toplanmadı, soruşturma çok sınırlı tutuldu."
Cihaner'e ne soruldu, ne cevap verdi?
Erzincan'da makamında ve evinde yapılan aramadan sonra gözaltına alanarak gece Erzurum'a getirilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Özel  Yetkili İkinci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Tutuklanmanın ardından Başsavcı'ya sorguda neler sorulduğu da ortaya çıktı.
10 saat süren sorgulamada başsavcıya 27 soru soruldu. 10 tanesi Albay Dursun Çiçek ve ıslak imza ile ilgiliydi.
Soru- Albay Dursun Çiçek’i tanıyor musunuz? Daha önce buluştunuz mu? O belgeyi gördünüz mü?
Cihaner: Albay’ı tanımıyorum. Kendisiyle karşılaşmadım. Telefonda bile görüşmedim.
Hemen ardından gizli tanıklarla ilgili soruldu.
Soru- Gizli tanıklara silah sözü verdiniz mi? Onlarla buluştunuz mu? Onları koruyacağınız söylediniz mi?
Cihaner: Bu insanları tanımıyorum.
Diğer soru cemaatlerle ilgiliydi.
Soru- Cemaatlerle ilgili soruşturmayı Erzurum Başsavcılığına neden devretmediniz? Bu cemaatlere silah bırakılması hakkında bir çalışmanız oldu mu?
Cihaner: Kesinlikle mümkün değil. Ben zaten silahsız bir yapılanma olduğu için bu soruşturmayı aldım. Siz silahlı olduğunu iddia ederek bu soruşturmayı benden aldınız.
Başsavcı, 27 soruya cevap verdikten sonra mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı.
Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili olarak 2007 yılının sonlarında başlattığı soruşturma Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına devretmesinin ardından hakkında Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinde 'Görevi kötüye kullanma', 'Resmi belgede sahtecilik' 'Suça azmettirme', 'İmar kirliliğine neden olmak' suçlamasıyla 26 yıl hapis istemiyle yargılanmasına karar verilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, dün (16 Şubat) makamında bir ilkle yüzyüze geldi.
İSMAİLAĞA CEMAATİ OPERASYONU 
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner'in adı 2007 yılında Erzincan'da İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmayla gündeme gelmişti.
Ancak bu soruşturma "İsmailağa cemaatinin silahlı olduğu" yolundaki bir ihbar mektubu üzerine, Cihaner'den alınarak özel yetkili savcı Osman Şanal'a verilmişti. Özel Yetkili Savcı Şanal, İsmailağa Cemaati'ne yönelik operasyonun Ergenekon davasındaki İrtica Eylem Planı'nın uygulanması olduğu iddiasıyla soruşturma başlattı, bazı subay ve MİT görevlileri tutuklandı. Cihaner hakkında da görevi kötüye kullanmak ve bazı suçlamalarla Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Cihaner hakkında resmi belgede sahtecilik, suça azmettirme ve adliye bahçesine kameriye yaptırarak imar kirliliğine neden olmak suçlamaları da bulunuyor.
Kaynak: www.mehmetcik.gen.tr

Başsavcının son dosyası Fethullah Gülen ve İsmail Ağa Cemaati'ydi

Gözaltına alınan Başsavcı İlhan Cihaner'in portresinde dikkat çeken ilk faaliyeti, 1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görevliyken JİTEM'e soruşturma açması oldu. Başsavcı olarak görev yaptığı Erzincan'da ise İsmailağa cemaatine yönelik operasyona başlayarak adını duyurdu.
1968 Kars doğumlu olan İlhan Cihaner, 2007 yılının Temmuz ayından beri Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyor.
İlhan Cihaner göreve başladığı yıl İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen hakkında soruşturma başlattı.
Cemaate bağlı Medine Vakfı'nın kentte ve bazı ilçelerdeki evlerinde çocuklara yatılı dini eğitim verildiği iddiaları üzerine dinleme kararı alındı. 17 vakıf ve derneğe yapılan baskınlarda gözaltına alınan 26 kişiden 7'si tutuklandı.
Başsavcılığın cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile 'Cüppeli Ahmet Hoca' diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de aralarında bulunduğu 69 şüpheliyi gözaltına almak için 16 kentte operasyon yapma hazırlıkları ise özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na takıldı.
Erzurum özel yetkili savcısı Osman Şanal, bir ihbar mektubunu dayanak gösterdi ve "cemaatin silahlı olduğu ve anayasa"yı zorla yıkmayı hedeflediğini söyleyerek dosyanın yetki alanına girdiğini savundu.
Erzincan savcılığının iddiasına göre operasyon yapılacak grup silahlı değildi ve ihbar mektubu dosyanın Erzurum'da görülmesini isteyen şüpheliler tarafından gönderilmişti. Bu tarihten itibaren Erzurum ve Erzincan savcılığı arasında yetki kavgası başladı.

Soruşturma elinden alınan İlhan Cihaner hakkında Adalet Bakanlığı 26 yıl hapis istemi ile dava açtı.
İddianemin en dikkat çeken suçlaması ise imar kirliliğine neden olmaktı. Başsavcı Cihaner'in adliye lojmanlarının bahçesine yaptırdığı kameriye ile imar kirliliğine yol açtığı iddia edildi.
Silahlı örgüt olduğu gerekçesiyle İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma dosyası elinden alınan İlhan Cihaner'in Fethullah Gülen cemaatine yönelik başlattığı soruşturma ise sürüyor.
1999 yılında Şırnak'ın İdil ilçesinde görev yapan savcı İlhan Cihaner, JİTEM'le ilgili ilk soruşturmayı açan savcı olarak adını duyurmuştu.
BAŞSAVCI'NIN KALEMİNDEN YAŞANANLARIN İÇYÜZÜ 
Başsavcı İlhan Cihaner, gözaltına alınmasına yol açan gelişmeleri 3 ay önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) verdiği "yazılı savunma" metninde anlatmıştı. O savunmayı okuyunca bugün olup bitenleri anlamak daha kolaylaşıyor.
İlhan Cihaner, Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili soruşturmanın nasıl başladığını HSYK'ya verdiği savunmada şu sözlerle anlattı:
"Erzincan'da göreve başlamamla birlikte her ay valilikte düzenlenen emniyet toplantılarına katıldım. Bu toplantılarda güvenlik birimleri Erzincan'da bazı dini grupların taban genişletme faaliyetinde bulunduklarını tesbit ettiklerini söylediler.
Söz konusu gruplardan İsmailağa cemaati mensuplarının il genelinde faaliyetlerini arttırdığı tesbit edildi. Ben de kolluk güçlerine bu grubun faaliyetleri konusunda ayrıntılı bir inceleme yapılması talimatını verdim."

BENİM NİYE HABERİM YOK!
Başsavcı Cihaner, iletişim tespit tutanakları çerçevesinde Fethullah Gülen, Süleymancılar ve Nenzil grubunun da soruşturmaya dahil edildiğini belirtti. Aramaların yapılacağı sırada Erzurum yetkili savcılığının dosyayı kendisinden istediğini belirten Cihaner, bazı Adalet Bakanlığı müfettişlerinin de dosyayı Erzurum'a göndermesi yönünde telkinde bulunduklarını öne sürdü.
"Soruşturmanın benden alınmasına anlam veremediğim için Erzurum Başsavcı'sını aradım. Bana "Böyle bir soruşturma yapılıyor, benim niye haberim yok" diye çıkıştı. Ben de böyle bir yükümlülüğüm olmadığını belirttim.
Soruşturmayı sürdürmem halinde "gizliliğin ortadan kalkacağı, bu tartışmanın duyulmasıyla yargının yıpranacağı ve en önemlisi de delilerin karartılacağı" endişesiyle dosyayı göndermeye karar verdim. Bu arada adliyemize teftişe gelen başmüfettiş de dosyayı göndermemin iyi olacağını ima etti."

CEMAAT ÜYELERİ DELİLLER TOPLANMADAN BIRAKILDI

Cihaner, Erzincan jandarmasının kendisini cemaat soruşturması nedeniyle iftira ve komplo ile karşı karşıya kalabileceği konusunda uyardığını da anlattı. Cihaner, dosya Erzurum'a gittikten sonra cemaat üyelerinin deliller toplanmadan salıverildiğini öne sürdü.
"İsmailağa cemaati soruşturmasında tutuklanan kişiler haklarında anayasal düzenil zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiği halde birkaç ay sonra salıverildiler. deliller toplanmadı, soruşturma çok sınırlı tutuldu."
Cihaner'e ne soruldu, ne cevap verdi?
Erzincan'da makamında ve evinde yapılan aramadan sonra gözaltına alanarak gece Erzurum'a getirilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Özel  Yetkili İkinci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Tutuklanmanın ardından Başsavcı'ya sorguda neler sorulduğu da ortaya çıktı.
10 saat süren sorgulamada başsavcıya 27 soru soruldu. 10 tanesi Albay Dursun Çiçek ve ıslak imza ile ilgiliydi.
Soru- Albay Dursun Çiçek’i tanıyor musunuz? Daha önce buluştunuz mu? O belgeyi gördünüz mü?
Cihaner: Albay’ı tanımıyorum. Kendisiyle karşılaşmadım. Telefonda bile görüşmedim.
Hemen ardından gizli tanıklarla ilgili soruldu.
Soru- Gizli tanıklara silah sözü verdiniz mi? Onlarla buluştunuz mu? Onları koruyacağınız söylediniz mi?
Cihaner: Bu insanları tanımıyorum.
Diğer soru cemaatlerle ilgiliydi.
Soru- Cemaatlerle ilgili soruşturmayı Erzurum Başsavcılığına neden devretmediniz? Bu cemaatlere silah bırakılması hakkında bir çalışmanız oldu mu?
Cihaner: Kesinlikle mümkün değil. Ben zaten silahsız bir yapılanma olduğu için bu soruşturmayı aldım. Siz silahlı olduğunu iddia ederek bu soruşturmayı benden aldınız.
Başsavcı, 27 soruya cevap verdikten sonra mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı.
Erzincan'da İsmailağa cemaatiyle ilgili olarak 2007 yılının sonlarında başlattığı soruşturma Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına devretmesinin ardından hakkında Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinde 'Görevi kötüye kullanma', 'Resmi belgede sahtecilik' 'Suça azmettirme', 'İmar kirliliğine neden olmak' suçlamasıyla 26 yıl hapis istemiyle yargılanmasına karar verilen Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, dün (16 Şubat) makamında bir ilkle yüzyüze geldi.
İSMAİLAĞA CEMAATİ OPERASYONU 
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner'in adı 2007 yılında Erzincan'da İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmayla gündeme gelmişti.
Ancak bu soruşturma "İsmailağa cemaatinin silahlı olduğu" yolundaki bir ihbar mektubu üzerine, Cihaner'den alınarak özel yetkili savcı Osman Şanal'a verilmişti. Özel Yetkili Savcı Şanal, İsmailağa Cemaati'ne yönelik operasyonun Ergenekon davasındaki İrtica Eylem Planı'nın uygulanması olduğu iddiasıyla soruşturma başlattı, bazı subay ve MİT görevlileri tutuklandı. Cihaner hakkında da görevi kötüye kullanmak ve bazı suçlamalarla Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Cihaner hakkında resmi belgede sahtecilik, suça azmettirme ve adliye bahçesine kameriye yaptırarak imar kirliliğine neden olmak suçlamaları da bulunuyor.
Kaynak: www.mehmetcik.gen.tr

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker: Önce yasaları okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar...

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, HSYK'yı yetki gaspıyla suçlayan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay ve Danıştay’ın kararı destekleyen açıklamalarını ‘bağımsız yargıya müdahale’ diye niteleyen Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e yanıt verdi. ''Asıl 'ihsas-ı rey'i Adalet Bakanlığı yaptı'' diyen Gerçeker, ''Önce yasaları okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar'' şeklinde konuştu.Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Eğer ihsas-ı rey yapan bir kurum varsa o da Adalet Bakanı'nın kendisidir” dedi.
Yargıtay Başkanı Gerçeker, makamına gelişinde Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in dün akşam yaptığı açıklamaya ilişkin soruları yanıtlarken, şunları söyledi:
“Biz ihsas-ı rey'i kimseden öğrenecek değiliz. Eğer ihsas-ı rey yapan bir kurum varsa o da Adalet Bakanı'nın kendisidir. Sabaha karşı saat 05.00'te yaptığı açıklamayla ihsas-ı rey'de bulunmuştur. İhsas-ı rey o şekilde olur. Yasalar apaçık göstermiş. İhsas-ı reyle hiçbir ilişkisi yok. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun yetkisinde olan bir konuda verdiği kararın hukuka uygun olduğunu bildirdik. Bunun dışında bizim herhangi bir değerlendirmemiz yok. Yasaları açıp okusunlar, doğru dürüst okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar.
(Kaynak: www.mehmetcik.gen.tr)

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker: Önce yasaları okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar...

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, HSYK'yı yetki gaspıyla suçlayan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay ve Danıştay’ın kararı destekleyen açıklamalarını ‘bağımsız yargıya müdahale’ diye niteleyen Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e yanıt verdi. ''Asıl 'ihsas-ı rey'i Adalet Bakanlığı yaptı'' diyen Gerçeker, ''Önce yasaları okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar'' şeklinde konuştu.Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Eğer ihsas-ı rey yapan bir kurum varsa o da Adalet Bakanı'nın kendisidir” dedi.
Yargıtay Başkanı Gerçeker, makamına gelişinde Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in dün akşam yaptığı açıklamaya ilişkin soruları yanıtlarken, şunları söyledi:
“Biz ihsas-ı rey'i kimseden öğrenecek değiliz. Eğer ihsas-ı rey yapan bir kurum varsa o da Adalet Bakanı'nın kendisidir. Sabaha karşı saat 05.00'te yaptığı açıklamayla ihsas-ı rey'de bulunmuştur. İhsas-ı rey o şekilde olur. Yasalar apaçık göstermiş. İhsas-ı reyle hiçbir ilişkisi yok. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun yetkisinde olan bir konuda verdiği kararın hukuka uygun olduğunu bildirdik. Bunun dışında bizim herhangi bir değerlendirmemiz yok. Yasaları açıp okusunlar, doğru dürüst okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar.
(Kaynak: www.mehmetcik.gen.tr)

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker: Önce yasaları okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar...

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, HSYK'yı yetki gaspıyla suçlayan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay ve Danıştay’ın kararı destekleyen açıklamalarını ‘bağımsız yargıya müdahale’ diye niteleyen Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e yanıt verdi. ''Asıl 'ihsas-ı rey'i Adalet Bakanlığı yaptı'' diyen Gerçeker, ''Önce yasaları okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar'' şeklinde konuştu.Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Eğer ihsas-ı rey yapan bir kurum varsa o da Adalet Bakanı'nın kendisidir” dedi.
Yargıtay Başkanı Gerçeker, makamına gelişinde Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in dün akşam yaptığı açıklamaya ilişkin soruları yanıtlarken, şunları söyledi:
“Biz ihsas-ı rey'i kimseden öğrenecek değiliz. Eğer ihsas-ı rey yapan bir kurum varsa o da Adalet Bakanı'nın kendisidir. Sabaha karşı saat 05.00'te yaptığı açıklamayla ihsas-ı rey'de bulunmuştur. İhsas-ı rey o şekilde olur. Yasalar apaçık göstermiş. İhsas-ı reyle hiçbir ilişkisi yok. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun yetkisinde olan bir konuda verdiği kararın hukuka uygun olduğunu bildirdik. Bunun dışında bizim herhangi bir değerlendirmemiz yok. Yasaları açıp okusunlar, doğru dürüst okusunlar, doğru dürüst yorumlasınlar.
(Kaynak: www.mehmetcik.gen.tr)

Hayırlara vesile olsun / Yılmaz ÖZDİL (Hürriyet)

Almanya’daki Keriz Feneri’yle dini bütün vatandaşlarımızı dolandırdığı ortaya çıkan Erzincan Başsavcısı’nın evi basıldı.
Frankfurt savcılığı, gurbetçilerimizin paralarını cukkalayarak gemi alan Koramiral’i gözaltına aldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bavulla kuryelik yaptığı, arada iki bavulu kendi bagajına atarak, Las Vegas’ta yavrularla yediği iddia edildi. Kılıçdaroğlu, “Külliyen yalan, ben o sırada umredeydim” dedi. “Size İzmir’de otomobil fabrikası kuracağız” vaadiyle ahaliyi tokatlayan Oktay Vural’ın 7’den 77’ye herkesi ayakta yiyip, Kanal 777 diye televizyon kurduğu öne sürüldü. Memleketin topraklarını yabancıya peşkeş çeken ünlü arsa spekülatörü Toprak Dede’nin 96 yaşındaki sevgilisi Muazzez İlmiye Çığ’la birlikte cennette tapu sattıkları anlaşıldı. Aşçı er Levent Kırca’nın Devlet Bahçeli’ye suikast planı hazırladığı, ancak, yanlışlıkla Deniz Baykal’ın evinin önüne giden tetikçi-elektrikçi er Müjdat Gezen’in suçüstü yapılacağını anlayınca, polisten pet şişeyle su isteyerek, krokiyi yediği ortaya çıktı. Burkina Faso’dan gelen ihbar telefonuyla yakalanan iki er hakkında “gülmekten öldürmeye” teşebbüsten dava açıldı. Genelkurmay Başkanı, geçenlerde bindiği F-16’ya kene konulduğunu açıkladı. Taraf Gazetesi, “Türkiye laiktir laik kalacak” diyen Cumhurbaşkanı’nın gizli gizli kaydedilmiş ses bandını yayınladı. Harp okulu yatakhanesinde yapılan aramada üç Nutuk, beş Atatürk rozeti ele geçirildi, laik sızma girişiminde bulunan subaylar ordudan atıldı; başbakan şerh koydu. Frankfurt Savcısı’nı telefonla arayarak, “Koramiral’i bırak” dediği iddia edilen Sabih Kanadoğlu, “Evet aradım ama, davayla ilgisi yok, Eintracht Frankfurt-Bayern Münih maçını sormak için aradım” dedi. Dursun Çiçek’in atmadım dediği ıslak imzayı, Keriz Feneri Noteri’nde attığı ortaya çıktı. Yargıtay ve Danıştay üyeleri, açığa alınan Keriz Feneri Noteri’ne destek ziyaretinde bulundu. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yetkisini aşan Frankfurt Savcısı’nın derhal görevden alınmasına; Keriz Feneri Noteri’nin ise, Anayasa Mahkemesi Başkanı yapılmasına karar verdi. Yarsav, Keriz Feneri haberlerine yayın yasağı getirilmesini istedi.

Adalet Bakanı isyan etti, “Günahsız insanlar içeri tıkılırken, Keriz Feneri’nin üstü örtülüyor” dedi. “Darbeciler Keriz Feneri’ni kolluyor, halkımıza yazık” diyen Bülent Arınç ağladı.

Bi uyandım sıçrayarak...
Meğer koltukta içim geçmiş.
Kan ter içinde kalmışım.
Hayırlara vesile olsun.

Hayırlara vesile olsun / Yılmaz ÖZDİL (Hürriyet)

Almanya’daki Keriz Feneri’yle dini bütün vatandaşlarımızı dolandırdığı ortaya çıkan Erzincan Başsavcısı’nın evi basıldı.
Frankfurt savcılığı, gurbetçilerimizin paralarını cukkalayarak gemi alan Koramiral’i gözaltına aldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bavulla kuryelik yaptığı, arada iki bavulu kendi bagajına atarak, Las Vegas’ta yavrularla yediği iddia edildi. Kılıçdaroğlu, “Külliyen yalan, ben o sırada umredeydim” dedi. “Size İzmir’de otomobil fabrikası kuracağız” vaadiyle ahaliyi tokatlayan Oktay Vural’ın 7’den 77’ye herkesi ayakta yiyip, Kanal 777 diye televizyon kurduğu öne sürüldü. Memleketin topraklarını yabancıya peşkeş çeken ünlü arsa spekülatörü Toprak Dede’nin 96 yaşındaki sevgilisi Muazzez İlmiye Çığ’la birlikte cennette tapu sattıkları anlaşıldı. Aşçı er Levent Kırca’nın Devlet Bahçeli’ye suikast planı hazırladığı, ancak, yanlışlıkla Deniz Baykal’ın evinin önüne giden tetikçi-elektrikçi er Müjdat Gezen’in suçüstü yapılacağını anlayınca, polisten pet şişeyle su isteyerek, krokiyi yediği ortaya çıktı. Burkina Faso’dan gelen ihbar telefonuyla yakalanan iki er hakkında “gülmekten öldürmeye” teşebbüsten dava açıldı. Genelkurmay Başkanı, geçenlerde bindiği F-16’ya kene konulduğunu açıkladı. Taraf Gazetesi, “Türkiye laiktir laik kalacak” diyen Cumhurbaşkanı’nın gizli gizli kaydedilmiş ses bandını yayınladı. Harp okulu yatakhanesinde yapılan aramada üç Nutuk, beş Atatürk rozeti ele geçirildi, laik sızma girişiminde bulunan subaylar ordudan atıldı; başbakan şerh koydu. Frankfurt Savcısı’nı telefonla arayarak, “Koramiral’i bırak” dediği iddia edilen Sabih Kanadoğlu, “Evet aradım ama, davayla ilgisi yok, Eintracht Frankfurt-Bayern Münih maçını sormak için aradım” dedi. Dursun Çiçek’in atmadım dediği ıslak imzayı, Keriz Feneri Noteri’nde attığı ortaya çıktı. Yargıtay ve Danıştay üyeleri, açığa alınan Keriz Feneri Noteri’ne destek ziyaretinde bulundu. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yetkisini aşan Frankfurt Savcısı’nın derhal görevden alınmasına; Keriz Feneri Noteri’nin ise, Anayasa Mahkemesi Başkanı yapılmasına karar verdi. Yarsav, Keriz Feneri haberlerine yayın yasağı getirilmesini istedi.

Adalet Bakanı isyan etti, “Günahsız insanlar içeri tıkılırken, Keriz Feneri’nin üstü örtülüyor” dedi. “Darbeciler Keriz Feneri’ni kolluyor, halkımıza yazık” diyen Bülent Arınç ağladı.

Bi uyandım sıçrayarak...
Meğer koltukta içim geçmiş.
Kan ter içinde kalmışım.
Hayırlara vesile olsun.

Hayırlara vesile olsun / Yılmaz ÖZDİL (Hürriyet)

Almanya’daki Keriz Feneri’yle dini bütün vatandaşlarımızı dolandırdığı ortaya çıkan Erzincan Başsavcısı’nın evi basıldı.
Frankfurt savcılığı, gurbetçilerimizin paralarını cukkalayarak gemi alan Koramiral’i gözaltına aldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bavulla kuryelik yaptığı, arada iki bavulu kendi bagajına atarak, Las Vegas’ta yavrularla yediği iddia edildi. Kılıçdaroğlu, “Külliyen yalan, ben o sırada umredeydim” dedi. “Size İzmir’de otomobil fabrikası kuracağız” vaadiyle ahaliyi tokatlayan Oktay Vural’ın 7’den 77’ye herkesi ayakta yiyip, Kanal 777 diye televizyon kurduğu öne sürüldü. Memleketin topraklarını yabancıya peşkeş çeken ünlü arsa spekülatörü Toprak Dede’nin 96 yaşındaki sevgilisi Muazzez İlmiye Çığ’la birlikte cennette tapu sattıkları anlaşıldı. Aşçı er Levent Kırca’nın Devlet Bahçeli’ye suikast planı hazırladığı, ancak, yanlışlıkla Deniz Baykal’ın evinin önüne giden tetikçi-elektrikçi er Müjdat Gezen’in suçüstü yapılacağını anlayınca, polisten pet şişeyle su isteyerek, krokiyi yediği ortaya çıktı. Burkina Faso’dan gelen ihbar telefonuyla yakalanan iki er hakkında “gülmekten öldürmeye” teşebbüsten dava açıldı. Genelkurmay Başkanı, geçenlerde bindiği F-16’ya kene konulduğunu açıkladı. Taraf Gazetesi, “Türkiye laiktir laik kalacak” diyen Cumhurbaşkanı’nın gizli gizli kaydedilmiş ses bandını yayınladı. Harp okulu yatakhanesinde yapılan aramada üç Nutuk, beş Atatürk rozeti ele geçirildi, laik sızma girişiminde bulunan subaylar ordudan atıldı; başbakan şerh koydu. Frankfurt Savcısı’nı telefonla arayarak, “Koramiral’i bırak” dediği iddia edilen Sabih Kanadoğlu, “Evet aradım ama, davayla ilgisi yok, Eintracht Frankfurt-Bayern Münih maçını sormak için aradım” dedi. Dursun Çiçek’in atmadım dediği ıslak imzayı, Keriz Feneri Noteri’nde attığı ortaya çıktı. Yargıtay ve Danıştay üyeleri, açığa alınan Keriz Feneri Noteri’ne destek ziyaretinde bulundu. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yetkisini aşan Frankfurt Savcısı’nın derhal görevden alınmasına; Keriz Feneri Noteri’nin ise, Anayasa Mahkemesi Başkanı yapılmasına karar verdi. Yarsav, Keriz Feneri haberlerine yayın yasağı getirilmesini istedi.

Adalet Bakanı isyan etti, “Günahsız insanlar içeri tıkılırken, Keriz Feneri’nin üstü örtülüyor” dedi. “Darbeciler Keriz Feneri’ni kolluyor, halkımıza yazık” diyen Bülent Arınç ağladı.

Bi uyandım sıçrayarak...
Meğer koltukta içim geçmiş.
Kan ter içinde kalmışım.
Hayırlara vesile olsun.

Hayırlara vesile olsun / Yılmaz ÖZDİL (Hürriyet)

Almanya’daki Keriz Feneri’yle dini bütün vatandaşlarımızı dolandırdığı ortaya çıkan Erzincan Başsavcısı’nın evi basıldı.
Frankfurt savcılığı, gurbetçilerimizin paralarını cukkalayarak gemi alan Koramiral’i gözaltına aldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bavulla kuryelik yaptığı, arada iki bavulu kendi bagajına atarak, Las Vegas’ta yavrularla yediği iddia edildi. Kılıçdaroğlu, “Külliyen yalan, ben o sırada umredeydim” dedi. “Size İzmir’de otomobil fabrikası kuracağız” vaadiyle ahaliyi tokatlayan Oktay Vural’ın 7’den 77’ye herkesi ayakta yiyip, Kanal 777 diye televizyon kurduğu öne sürüldü. Memleketin topraklarını yabancıya peşkeş çeken ünlü arsa spekülatörü Toprak Dede’nin 96 yaşındaki sevgilisi Muazzez İlmiye Çığ’la birlikte cennette tapu sattıkları anlaşıldı. Aşçı er Levent Kırca’nın Devlet Bahçeli’ye suikast planı hazırladığı, ancak, yanlışlıkla Deniz Baykal’ın evinin önüne giden tetikçi-elektrikçi er Müjdat Gezen’in suçüstü yapılacağını anlayınca, polisten pet şişeyle su isteyerek, krokiyi yediği ortaya çıktı. Burkina Faso’dan gelen ihbar telefonuyla yakalanan iki er hakkında “gülmekten öldürmeye” teşebbüsten dava açıldı. Genelkurmay Başkanı, geçenlerde bindiği F-16’ya kene konulduğunu açıkladı. Taraf Gazetesi, “Türkiye laiktir laik kalacak” diyen Cumhurbaşkanı’nın gizli gizli kaydedilmiş ses bandını yayınladı. Harp okulu yatakhanesinde yapılan aramada üç Nutuk, beş Atatürk rozeti ele geçirildi, laik sızma girişiminde bulunan subaylar ordudan atıldı; başbakan şerh koydu. Frankfurt Savcısı’nı telefonla arayarak, “Koramiral’i bırak” dediği iddia edilen Sabih Kanadoğlu, “Evet aradım ama, davayla ilgisi yok, Eintracht Frankfurt-Bayern Münih maçını sormak için aradım” dedi. Dursun Çiçek’in atmadım dediği ıslak imzayı, Keriz Feneri Noteri’nde attığı ortaya çıktı. Yargıtay ve Danıştay üyeleri, açığa alınan Keriz Feneri Noteri’ne destek ziyaretinde bulundu. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yetkisini aşan Frankfurt Savcısı’nın derhal görevden alınmasına; Keriz Feneri Noteri’nin ise, Anayasa Mahkemesi Başkanı yapılmasına karar verdi. Yarsav, Keriz Feneri haberlerine yayın yasağı getirilmesini istedi.

Adalet Bakanı isyan etti, “Günahsız insanlar içeri tıkılırken, Keriz Feneri’nin üstü örtülüyor” dedi. “Darbeciler Keriz Feneri’ni kolluyor, halkımıza yazık” diyen Bülent Arınç ağladı.

Bi uyandım sıçrayarak...
Meğer koltukta içim geçmiş.
Kan ter içinde kalmışım.
Hayırlara vesile olsun.

Hayırlara vesile olsun / Yılmaz ÖZDİL (Hürriyet)

Almanya’daki Keriz Feneri’yle dini bütün vatandaşlarımızı dolandırdığı ortaya çıkan Erzincan Başsavcısı’nın evi basıldı.
Frankfurt savcılığı, gurbetçilerimizin paralarını cukkalayarak gemi alan Koramiral’i gözaltına aldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bavulla kuryelik yaptığı, arada iki bavulu kendi bagajına atarak, Las Vegas’ta yavrularla yediği iddia edildi. Kılıçdaroğlu, “Külliyen yalan, ben o sırada umredeydim” dedi. “Size İzmir’de otomobil fabrikası kuracağız” vaadiyle ahaliyi tokatlayan Oktay Vural’ın 7’den 77’ye herkesi ayakta yiyip, Kanal 777 diye televizyon kurduğu öne sürüldü. Memleketin topraklarını yabancıya peşkeş çeken ünlü arsa spekülatörü Toprak Dede’nin 96 yaşındaki sevgilisi Muazzez İlmiye Çığ’la birlikte cennette tapu sattıkları anlaşıldı. Aşçı er Levent Kırca’nın Devlet Bahçeli’ye suikast planı hazırladığı, ancak, yanlışlıkla Deniz Baykal’ın evinin önüne giden tetikçi-elektrikçi er Müjdat Gezen’in suçüstü yapılacağını anlayınca, polisten pet şişeyle su isteyerek, krokiyi yediği ortaya çıktı. Burkina Faso’dan gelen ihbar telefonuyla yakalanan iki er hakkında “gülmekten öldürmeye” teşebbüsten dava açıldı. Genelkurmay Başkanı, geçenlerde bindiği F-16’ya kene konulduğunu açıkladı. Taraf Gazetesi, “Türkiye laiktir laik kalacak” diyen Cumhurbaşkanı’nın gizli gizli kaydedilmiş ses bandını yayınladı. Harp okulu yatakhanesinde yapılan aramada üç Nutuk, beş Atatürk rozeti ele geçirildi, laik sızma girişiminde bulunan subaylar ordudan atıldı; başbakan şerh koydu. Frankfurt Savcısı’nı telefonla arayarak, “Koramiral’i bırak” dediği iddia edilen Sabih Kanadoğlu, “Evet aradım ama, davayla ilgisi yok, Eintracht Frankfurt-Bayern Münih maçını sormak için aradım” dedi. Dursun Çiçek’in atmadım dediği ıslak imzayı, Keriz Feneri Noteri’nde attığı ortaya çıktı. Yargıtay ve Danıştay üyeleri, açığa alınan Keriz Feneri Noteri’ne destek ziyaretinde bulundu. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yetkisini aşan Frankfurt Savcısı’nın derhal görevden alınmasına; Keriz Feneri Noteri’nin ise, Anayasa Mahkemesi Başkanı yapılmasına karar verdi. Yarsav, Keriz Feneri haberlerine yayın yasağı getirilmesini istedi.

Adalet Bakanı isyan etti, “Günahsız insanlar içeri tıkılırken, Keriz Feneri’nin üstü örtülüyor” dedi. “Darbeciler Keriz Feneri’ni kolluyor, halkımıza yazık” diyen Bülent Arınç ağladı.

Bi uyandım sıçrayarak...
Meğer koltukta içim geçmiş.
Kan ter içinde kalmışım.
Hayırlara vesile olsun.

Hayırlara vesile olsun / Yılmaz ÖZDİL (Hürriyet)

Almanya’daki Keriz Feneri’yle dini bütün vatandaşlarımızı dolandırdığı ortaya çıkan Erzincan Başsavcısı’nın evi basıldı.
Frankfurt savcılığı, gurbetçilerimizin paralarını cukkalayarak gemi alan Koramiral’i gözaltına aldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bavulla kuryelik yaptığı, arada iki bavulu kendi bagajına atarak, Las Vegas’ta yavrularla yediği iddia edildi. Kılıçdaroğlu, “Külliyen yalan, ben o sırada umredeydim” dedi. “Size İzmir’de otomobil fabrikası kuracağız” vaadiyle ahaliyi tokatlayan Oktay Vural’ın 7’den 77’ye herkesi ayakta yiyip, Kanal 777 diye televizyon kurduğu öne sürüldü. Memleketin topraklarını yabancıya peşkeş çeken ünlü arsa spekülatörü Toprak Dede’nin 96 yaşındaki sevgilisi Muazzez İlmiye Çığ’la birlikte cennette tapu sattıkları anlaşıldı. Aşçı er Levent Kırca’nın Devlet Bahçeli’ye suikast planı hazırladığı, ancak, yanlışlıkla Deniz Baykal’ın evinin önüne giden tetikçi-elektrikçi er Müjdat Gezen’in suçüstü yapılacağını anlayınca, polisten pet şişeyle su isteyerek, krokiyi yediği ortaya çıktı. Burkina Faso’dan gelen ihbar telefonuyla yakalanan iki er hakkında “gülmekten öldürmeye” teşebbüsten dava açıldı. Genelkurmay Başkanı, geçenlerde bindiği F-16’ya kene konulduğunu açıkladı. Taraf Gazetesi, “Türkiye laiktir laik kalacak” diyen Cumhurbaşkanı’nın gizli gizli kaydedilmiş ses bandını yayınladı. Harp okulu yatakhanesinde yapılan aramada üç Nutuk, beş Atatürk rozeti ele geçirildi, laik sızma girişiminde bulunan subaylar ordudan atıldı; başbakan şerh koydu. Frankfurt Savcısı’nı telefonla arayarak, “Koramiral’i bırak” dediği iddia edilen Sabih Kanadoğlu, “Evet aradım ama, davayla ilgisi yok, Eintracht Frankfurt-Bayern Münih maçını sormak için aradım” dedi. Dursun Çiçek’in atmadım dediği ıslak imzayı, Keriz Feneri Noteri’nde attığı ortaya çıktı. Yargıtay ve Danıştay üyeleri, açığa alınan Keriz Feneri Noteri’ne destek ziyaretinde bulundu. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yetkisini aşan Frankfurt Savcısı’nın derhal görevden alınmasına; Keriz Feneri Noteri’nin ise, Anayasa Mahkemesi Başkanı yapılmasına karar verdi. Yarsav, Keriz Feneri haberlerine yayın yasağı getirilmesini istedi.

Adalet Bakanı isyan etti, “Günahsız insanlar içeri tıkılırken, Keriz Feneri’nin üstü örtülüyor” dedi. “Darbeciler Keriz Feneri’ni kolluyor, halkımıza yazık” diyen Bülent Arınç ağladı.

Bi uyandım sıçrayarak...
Meğer koltukta içim geçmiş.
Kan ter içinde kalmışım.
Hayırlara vesile olsun.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...