Sayfalar

29 Temmuz 2010 Perşembe

Emekli Öğretmenler Mhp İl Başkanlığını Ziyaret Etti

Emekli öğretmenler, MHP İl Başkanı Süleyman Korkmaz'ı makamında ziyaret ederek birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Öğretmenler, içine düşürülmek istenen kötü ve sıkıntılı günlerden, sağduyunun galip çıkacağını, bu oyunu sergilemek isteyen zihniyetin 12 Eylül'de Türk Milleti'nden ağır bir tokat yiyeceğini ileri sürerek, "Bizler her zaman ve her şartta ne görev olursa hazırız. Bu bir milli meseledir, herkes elini taşın altına koymalıdır. Bizim gidecek başka vatanımız yok. Türk'ün son bağımsız kalesi olan bu vatanda kıyamete kadar bütün vatandaşlarımızla yaşayacağız" dedi.

Doğu kökenli açılımı...

Söylesem tesiri yok...


Sussam, gönül razı değil.

*

“Kürt açılımı” dediler.
“Kürt sorunu” dediler.
“Kürt kimliği” dediler.

*

Ahali bi kapıştı...
“Kürt” kelimesi anında kayboldu.
“Doğu kökenli” geliverdi.

*

Neymiş efendim, İnegöllü gençlerle “Doğu kökenli” minibüsçüler birbirine girmiş de... Hatay’da “Doğu kökenli”ler saldırıya uğramış filan.

*

Neyi saklıyorsun kardeşim?
Bu saatten sonra...
Kimden saklıyorsun?
Niye adlı adınca söylemiyorsun?

*

Sen değil miydin “Türk’sen Türk’sün, Kürt’sen Kürt’sün” diyen? “Milleti etnik parçalara bölmeyin” dediğimizde, “hayır efendim, Laz’san Laz’sın, Çerkez’sen Çerkez’sin” diyen sen değil miydin? “Türk vatandaşı” sıfatına bile itiraz edip, “Türkiyeli”yi icat eden sen değil miydin?

*

“Alt kimlik, üst kimlik” diye, memleketin altını üstüne getiren... Durup dururken “Biz kimiz?” diye şüphelenip, kerameti kendinden menkul profesörlere DNA testi yaptıran,“atalarımızın Truvalı” olduğuna karar veren, sen değil miydin?

*

“Bizi leylekler getirdi yavrum” dediğimizde, utanmadan “ırkçı” damgasını yapıştıran sen değil miydin?

*

Bilimsel araştırma ayaklarıyla, güya vatandaşları tek tek sayan, 50 bin kişiyle konuşup 210 bin Gürcü bulan, Gürcistan’ı bile şoke eden... Neticede biz Türklerin “etnik grup”olduğunu açıklayan... “Hasta mısınız birader” diyene, “faşist” diyen sen değil miydin?

*

Neymiş efendim...
“Doğu kökenli”ymiş.
Hatay’da saldıranlar kim peki?
Güney kökenli mi?
Ya İnegöl’dekiler...
Kuzeybatı kökenli mi?

*

Anası-babası Türk-Kürt olan milyonlarca evladımız var... Keşişleme midir onlar?

*

Neyi saklıyorsun bu saatten sonra...
Niye adlı adınca söylemiyorsun?

*

Amacına ulaştın işte.
Söyle açık açık.
“PKK’nın 26 senedir silahla yapamadığını, açılım denilen saçmalıkla bir senede başardık” de... “İki cihanda ak’ız artık” de.

Bünyan Buluşması Gilaboru ve Halı Festivali


Bünyan'da bu yıl 2.'si düzenlenen 'Bünyan Buluşması Gilaboru ve Halı Festivali' devam ediyor.
27 - 31 temmuz tarihleri arasında düzenlenen etkinliğin programında açık hava sinema gösterileri, yöresel sanatçı konserleri, şiirler, havai fişek gösterileri ve çok sayıda özel etkinlik bulunuyor. Bayramlı Mahallesi, Köprübaşı Çayırı'nda yapılan etkinliğe Bünyan halkı tarafından büyük ilgi gösteriliyor.

Beyaz Cennet'e ilgi artıyor

Tuz Gölü, her gün yerli yabancı yüzlerce turisti ağırlıyor.
Kapadokya turlarının gezi programında yer alan Tuz Gölü'ne her geçen gün ilgi artıyor. Tuz kristallerinin yarattığı bembeyaz yüzeyi ile farklı bir deneyim sunan Tuz Gölü'ne turistler, çıplak ayaklarıyla giriyor. 1500 kilometrekarelik alanıyla Türkiye'nin ikinci büyük gölünde derinliği 20-30 santimetreyi aşmayan suda dakikalarca yürüyen turistler, Şereflikoçhisar yakınlarındaki tesislerde Tuz Gölü'ne ait ürünleri de satın alabiliyor.

Pide kavgası çıktı

Ramazan ayının başlamasına az bir süre kala, pide fiyatında kavga çıktı!
Türkiye Fırıncılar Federasyonu, ülke genelinde Ramazan pidesi fiyatını 1 TL olarak açıkladı. İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Fahri Özer, “Pide fiyatını belirlemek federasyonun haddine değil” diyerek İstanbul’da 350 gramlık pidenin fiyatını 1.5 lira olarak belirlediklerini söyledi.

Özer şöyle devam etti: “Ey Federasyon Başkanı; İstanbul'da bir fırının kirası aylık 10 bin TL iken, Malatya'da bir senelik kirası 5 bin TL. Senin Malatya'ya göre, Hakkari'ye göre fiyat belirleyip, Ankara'dan açıklama hakkın yok. O koltuktan en kısa zamanda ineceksin.”

'Detayları açıklasınlar'

Habertürk TV'de konuşan Kılıçdaroğlu yine Erdoğan-Büyükanıt görüşmesini gündeme getirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 27 Nisan bildirisinin Başbakan Erdoğan ile Yaşar Büyükanıt'ın gizli anlaşması sonucu AK Parti'nin yeniden iktidar olması için verildiği iddiasını sürdürüyor.

HABERTÜRK TV'ye konuşan Kılıçdaroğlu, Dolmabahçe görüşmesinin detaylarının açıklaması da istedi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Dolmabahçe'de buluşuyorsunuz, yanınıza kimseyi almıyoruz, bu görüşmemiz bizimle mezara gidecek diyorsunuz. Bugün Silivri'de bulunanlar darbecilikle yargılanıyorlar. Belge istiyorlar, ne belgesi? Tutanak mı tutuldu? Ya Başbakan konuşsun ya da Büyükanıt konuşsun ve bir konu aydınlığa kavuşsun. Türkiye'de bu konu etrafında dedikodu üretiliyor. Çıkar işbirliğinden bahsettim, Hüseyin Çelik'in açıklamasıyla ortaya çıktı. Düne kadar muhtıra verildi diyorlardı şimdi o bildiriydi deniliyor."

CHP'yle uğraşanlar iflah olmadı

Önder Sav'dan çok iddialı sözler...
''Hiç tereddüt etmiyorum referandum sandığından açık farkla 'hayır' oyu çıkacak'' diyen Önder Sav çok iddialı sözler sarfetti. CHP'yle uğraşan siyasi partilerin iflah olmadığını söyleyen Sav AK Parti'nin sonuna işaret etti.

HP Genel Sekreteri Önder Sav, parti genel merkezinde düzenlenen, CHP Kadın Kolları İl Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmada, kadınların siyasetteki önemine değindi. Siyasette bir başarı varsa bunda erkekler kadar kadınların da büyük pay sahibi olduğunu ifade eden Sav, uzun siyasi yaşamında en önemli destekçilerinden birinin kadın kollarında çalışan arkadaşları olduğunu anlattı.

''CHP'de kadın olmanın ayrıcalığı, Mustafa Kemal'in çizdiği yolda yürüme kararlılığından kaynaklanır'' diyen Sav, CHP'li kadınların bu sorumluluğun bilinciyle çalıştıklarını vurguladı. Sav, şöyle konuştu:

''Cumhuriyet Halk Partililerin, Mustafa Kemal ve çalışma arkadaşlarından teslim aldıkları bayrağı, kadınıyla, erkeğiyle sonuna kadar taşıma mecburiyetleri ve zaman geldiğinde iktidar kalesine dikme dirençleri sürmektedir. Bu günler de yakındır. Bunun ayak sesleri gelmeye başladı. Ayak sesleri gelmeye başladığı içindir ki kimileri huzursuz, tedirgin. Cumhuriyet Halk Partisi ile partililere, başta Genel Başkan ve ön saftaki kadrolarıyla uğraşmalarını sürdürüyorlar. Biz, bizimle bu tür uğraşanların üslübu ve diliyle yarışmak istemeyiz. Kendilerini düştükleri çukurda bırakıp, biz kendi bildiğimiz yolda yürüme kararlılığı içindeyiz. CHP, pek çok siyasi partiyle geride bıraktığımız dönemlerde siyasi yarış yapmıştır ama hiçbirinde kendi üslubundan, kendi doğrultusundan ödün vermeden yürüme alışkanlığını bozmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi ile uğraşan siyasi kuruluşlara da şöyle bir baktığımız zaman ne hale geldiklerini görürüz. Cumhuriyet Halk Partisi ile uğraşan hiçbir siyasi parti iflah olmamıştır, ayakta kalamamıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi de bu uğraşında yenik düşecektir, ayakta kalamayacaktır. Geride kalanlar gibi tarihin çöplüğüne gidecektir.''

12 Eylül'de yapılacak referandumun bir iktidar değişikliği niteliğinde olmadığını ancak iktidarın uygulamalarının sınanacağı bir platform olacağını ifade eden Sav, ''Bu Anayasa değişikliği toplumun ihtiyacından kaynaklanmış, toplumun beklediği, istediği, toplumun sorunlarına çözüm getirecek bir Anayasa değişikliği değildir. Bu Anayasa değişikliği, başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere kimi Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerinin ihtiyacına cevap verecek bir Anayasa değişikliğidir. Daha kaba bir tabirle söylemek gerekirse, suça göre yargıç değil, suçluya göre yargıç arama ihtiyacındandır'' diye konuştu. Sav, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin fezlekelerin bu durumun somut göstergesi olduğunu ileri sürdü.

''GENEL SEÇİMDE DOĞRUDAN KIRMIZI KARTI YİYECEKLER''

Tüm toplum kesimlerinin sıkıntı içinde olduğunu bunun da 12 Eylül'de yapılacak referandumda sandığa yansıyacağını savunan Sav, ''Referandum öyle beyefendilerin istediği gibi gerçekleşmeyecek. Referandumda toplumun çıplak, çarpıcı gerçekleri konuşacak. Hiç tereddüt etmiyorum referandum sandığından açık farkla 'hayır' oyu çıkacaktır'' dedi.

Kadınlardan toplumun her kesimiyle yakın iletişim içinde olmalarını ve CHP'nin referandumda neden ''hayır'' dediğini anlatmalarını isteyen Sav, okulların tatil olması ve Ramazan ayı nedeniyle pek çok kişinin tatil beldelerinde olabileceğini, çalışmalar yürütülürken bunun da dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Sav, ''Bu halk oylamasının siyasal iktidarın önünü tıkayacak, ona sarı kart gösterecek bir belirleme olduğunu vurgulamalıyız. Bir sarı kartı alsınlar, ikinci sarı karta gerek kalmadan genel seçimde doğrudan kırmızı kartı yiyecekler'' diye konuştu.

CHP'nin ''kapıları kapalı bir parti'' olmadığını ifade eden Sav, şöyle konuştu:

''Kapılarımız herkese açıktır ama herkes derken biraz farklı bir herkes tanımlıyoruz. Cumhuriyetten yana, demokratik, laik, hukuk devletinden yana, Atatürk ilke ve devrimlerinden yana, bu zamana kadar Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vermemiş ya da oy vermiş çeşitli ama nedenlerle ayrılmış olup da dışarıda siyasal yaşamını sözleriyle karartmamış dengeli düzgün bir siyasal yaşam sürdürmüş, çağdaşlığa yüzü açık, karanlığa karşı mücadele etmeyi kendisine görev bilmiş herkese kapıları açıktır. CHP, ne Genel Başkan'ın, ne Genel Sekreter'in ne de yöneticilerin tapulu mülkü değildir. CHP toplumun ortak malıdır.''

Sav, konuşmasının ardından toplantıya katılan kadınlarla birlikte 10. Yıl Marşı'nı seslendirdi.

AA

İstanbul'un suyuna pislik akıyor!

İstanbul’un şebeke suyu ihtiyacının karşılandığı 7 barajdan birisi olan Alibeyköy Barajı’nın su havzasına dökülen koyu renkli ve kötü kokulu sıvı gölde kirliliğe neden oluyor.
Suyun baraj gölüne boşaltıldığı bölgede hayvan ölüleri, köpükler ve atık çöpler de dikkat çekerken, çobanların baraj gölü kıyısına sürüler halinde getirdiği hayvanlar da su ihtiyacını aynı yerden karşılıyor. İSKİ ise göle bırakılan sıvının Kağıthane’deki içme suyu arıtma tesislerinden deşarj edildiğini belirterek, bunun anormal bir durum olmadığını savundu.

Son yağışlarla birlikte yüzde 45 doluluk oranına sahip olan 36 milyon metreküp su kapasiteli Alibeyköy Barajı’na dökülen esrarengiz sıvının yarattığı kirliliği hem havadan hem de yerinde görüntüledik.

Güvenlik: Bir yıldır böyle

Sultangazi Gazi Mahallesi’nin bitişiğinde bulunan barajın kapaklarına yüz metre mesafede göle boşaltılan su, kıyıya 10-20 metre uzaklıktaki bir borudan geliyor. Koyu renkli ve kötü kokulu sıvının gölle buluştuğu noktada köpükler ve bir martı ölüsü dikkat çekiyor. Çobanların göl kıyısına getirdiği küçük ve büyük baş hayvanlar da aynı bölgede su içiyor.

Göle bırakılan atık suyun yanı sıra kıyıdaki kirlilik de had safhada. Kıyı şeridinde beyaz köpükler ve çöpler çirkin bir manzara oluştururken, bazı vatandaşlar ise kirliliğe aldırmadan gölde balık tutuyor.
Adını vermek istemeyen bir vatandaş oğluyla birlikte her gün balık tutmaya geldiğini belirterek, “Günde 15-20 balık tutuyoruz. Haftasonu burası Galata Köprüsü gibi oluyor. Ancak suyun kirli olup olmadığını bilmiyorum” dedi.

Barajın güvenlik görevlisi ise atık suyun Kağıthane’deki İçmesuyu Arıtma Tesisleri’nden geldiğini öne sürerek, “Tesisteki su arıtma depolarının dibinde kalan sular, kanallardan biri vasıtasıyla tekrar göle boşaltılıyor. Bu uygulama son bir yıldır devam etmekte” diye konuşuyor.

Pis suyun aktığı boru, baraj gölünün yaklaşık 20 metre uzağında açığa çıkıyor. Bu noktanın biraz uzağında da hayvanlar otlayıp su içiyor...




Bunlar barajdan alınıp bırakılıyor

İstanbul Su Kanalizasyon İdaresi’nden konuya ilişkin sorulara verilen yanıtta, Alibeyköy Barajı’ndaki suyun Kağıthane İçmesuyu Arıtma Tesisleri’ne ulaştırılarak modern yöntemlerle arıtıldığı belirtilerek, şöyle denildi: “Günlük ortalama 450 bin metreküp içmesuyu arıtan Kağıthane İçmesuyu Arıtma Tesisleri’nde zaman zaman arıtma işlemlerinde kullanılan teknoloji gereği bir miktar su geri kullanıma dönük olarak Alibeyköy Barajı’na deşarj edilmektedir. Deşarj edilen bu sular Alibeyköy Barajı’ndan alınan sulardır ve ham su niteliğindedir.”

SAĞLIK İÇİN CİDDİ TEHDİT

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Sekreteri Çevre Mühendisi Emine Girgin, Alibeyköy Baraj gölüne boşaltılan suyun İSKİ’nin açıklamasındaki gibi ham su olamayacağını belirterek şunları söyledi: “Bu su muhtemelen arıtma tesisindeki filtre yıkama suyudur ve daha yoğun kirlilik içerir. Baraja geri verilen su gözardı edilecek bir miktar değil. Fotoğraflarda görüldüğü üzere ciddi bir kirlilik var. İSKİ’nin bu kirlilikten haberi olmaması şaşırtıcı. İSKİ buradan ham suyu alıp belli aşamalardan geçirip evlerimize gönderiyor. Ama şu anda baraj sağlık açısından kesinlikle ciddi tehditler barındırıyor. Her türlü atık su deşarjının yasaklanması gerektiği halde bunun denetlemesi gereken İSKİ kendi yaptığı deşarjı beyan etmiş durumda.”

"İnegöl Ve Hatay Olayları Açılım Sonucu"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İnegöl ve Hatay olaylarının, açılımın sonucu olduğunu vurguladı.

Elvan Abeylegesse, Avrupa Şampiyonu Oldu

İspanya'nın Barcelona kentinde düzenlenen 20. Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda bayanlar 10 bin metrede milli atlet Elvan Abeylegesse Avrupa şampiyonu oldu.

'Çelik, şuur kaybı içinde'

Bahçeli, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik'in dün yaptığı açıklamaları yorumladı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, İSO Meclis Toplantısı'na katıldı. Burada bir konuşma yapan Bahçeli, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.


Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı tazminat davalarına ilişkin bir soru üzerine esprili bir şekilde, ''Sayın Başbakan'ın açmış olduğu çok sayıda tazminat davaları var. Bunu sürekli hale getirmiş. Daha kolay bir yol tavsiye ediyorum. Meclis Başkanı da kendi partisinden. Bütün maaşlarıma el koysunlar'' dedi.

"ŞUUR KAYBI İÇİNDE"

Bir gazetecinin ''Hüseyin Çelik, 'Bahçeli istese de istemese de PKK'nın safında yer alıyor' dedi. Ne düşünüyorsunuz'' şeklindeki sorusuna, ''Hüseyin Çelik Beyin ciddiye alınacak bir tarafı yok. O şuur kaybı içinde'' yanıtını verdi.

BALYOZ DAVASI

''Balyoz davasına'' ilişkin bir soru üzerine ise Bahçeli, dava sebebiyle çok sayıda emekli ve muvazzaf subay hakkında yakalama kararı çıkarıldığını, davaya hukuki yönden kimsenin herhangi bir söz söyleme hakkı olmadığını, sonuçlarını sabırla beklemek gerektiğini söyledi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bu konuda iki noktaya dikkati çekmekte yarar olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Bir tanesi, muvazzaf subaylar açısından geçerli olanıdır. 1-4 Ağustos arasında Yüksek Askeri Şura toplantısı var. Burada terfi ve atamalarda bu tür yakalama kararlarının olumsuz sonuçları olabilir ve ilerde kişinin özlük haklarında kayıplara vesile olabilir. Onun için bunlara dikkat etmek lazım.

İkinci olarak da terörle açık mücadele içinde bulunan ve son günlerde artan teröre karşı komuta seviyesinde görev üstlenen, Gedikpaşa'ya gittiği zaman yanında gerekli brifingi alan bir komutanı yakalama emriyle bir suçlamanın altına aldığınız takdirde, askerin terörle mücadelesinin ne şekilde gelişeceği konusunda herkesin bir endişesi olabilir. Terörle mücadeleyi zaafa uğratacak her türlü yanlıştan herkes kurtulmalıdır'' şeklinde konuştu.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

MHP lideri, anayasa değişikliği tartışmalarına ilişkin de, ''Önümüzdeki dönemde seçimden sonra olgunlaşmış, daha rahatlamış, gerilimi aşağıya düşürmüş, daha soğukkanlı düşünülebilen bir ortamda anayasa üzerinde ister yenilik, ister değişiklik ne yapmaya kim talip oluyorsa MHP o talebi karşılamaya hazırdır'' dedi.

Uygur Orhan, Depremzedelere Yardım İçin Başladığı Ressamlığa Devam Ediyor

Uygur Orhan, Marmara depreminde mağdur olan depremzedelere yardım amaçlı başladığı ressamlığı sokaklara taşıdı.
Sokaklarda resim çizerek birçok insana örnek olduğunu ifade eden Orhan, "Beni sokakta resim çizerken gören çocuklar yanıma geliyor. 'Bizde çizebilir miyiz?' diye soruyorlar. Ellerine kalem, kağıt veriyorum, hadi çizin diyorum. Burada oturmak çıra yakmak demektir. Orta Anadolu'nun orta yerinde çıra yakıyorum. İnsanların içinde kıvılcım oluşmasını sağlıyorum. Benim atölyem var. Orda ücretsiz ders veriyorum. Resim, heykel gibi alanlarda ders veriyorum. Sanatla ilgilenmek uygarlığın göstergesidir. Halkın ilgisinden çok memnunum. Günde ortalama 15 portre çiziyorum" ifadesinde bulundu.

Çin Büyükelçisi kafasına göre Kayseri'ye gelmesin, bir derdi varsa açıkça söylesin

Çin Büyükelçisinin Kayseri'ye ani ziyareti kafa bulandırmaya devam ediyor. Eğer Kayseri'deki Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz ve onların faaliyetleri ile ilgili ise bu ziyaretler, bu tam bir skandal olur. Ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde bile Çin denen devletin tehdidini yiyeceksek söyleyecek çok sözümüz var, söyleriz. Devletimizden dileğimiz başımızı yere indirtecek işler yapmasınlar, dimdik dursunlar ve Türk Halkına güvensinler. Çünkü, bu şarkıyı hiç unutmadık. Kayserimiz Türklüğün abidevi şehri olarak Erciyes gibi dimdik durmaktadır. Doğu Türkistan, bağımsız olana dek söyleyeceğiz şarkımızı.

BİZİM ŞARKIMIZ

Kırılır da bir gün tüm dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim

Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşların yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim

Kurtulur dil tarih ahlak ve iman
Görürler nasılmış neymiş kahraman
Yer ve gök su vermem dediği zaman
Her tarlayı sular arkımız bizim

Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur bizde gideriz
Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim...

Necip Fazıl Kısakürek

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...