Sayfalar

5 Şubat 2010 Cuma

HASAN GÜRPINAR’IN RESİM SERGİSİ

Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar’ın karma resim sergisi pazartesi günü açılacak. Sergide yetiştirme yurdunda kalan çocukların yapmış olduğu resimler de yer alacak.
Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar yurtlarda barınan çocukları şevklendirmek ve onlara destek vermek amacıyla yapılan serginin onlar için verimli olduğunu düşündüklerini söyledi. Gürpınar, Talas Belediyesi Sosyal Tesisleri yanındaki yetiştirme yurdunda açılacak olan sergiye Kayserilileri davet etti.

HASAN GÜRPINAR’IN RESİM SERGİSİ

Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar’ın karma resim sergisi pazartesi günü açılacak. Sergide yetiştirme yurdunda kalan çocukların yapmış olduğu resimler de yer alacak.
Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar yurtlarda barınan çocukları şevklendirmek ve onlara destek vermek amacıyla yapılan serginin onlar için verimli olduğunu düşündüklerini söyledi. Gürpınar, Talas Belediyesi Sosyal Tesisleri yanındaki yetiştirme yurdunda açılacak olan sergiye Kayserilileri davet etti.

HASAN GÜRPINAR’IN RESİM SERGİSİ

Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar’ın karma resim sergisi pazartesi günü açılacak. Sergide yetiştirme yurdunda kalan çocukların yapmış olduğu resimler de yer alacak.
Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar yurtlarda barınan çocukları şevklendirmek ve onlara destek vermek amacıyla yapılan serginin onlar için verimli olduğunu düşündüklerini söyledi. Gürpınar, Talas Belediyesi Sosyal Tesisleri yanındaki yetiştirme yurdunda açılacak olan sergiye Kayserilileri davet etti.

HASAN GÜRPINAR’IN RESİM SERGİSİ

Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar’ın karma resim sergisi pazartesi günü açılacak. Sergide yetiştirme yurdunda kalan çocukların yapmış olduğu resimler de yer alacak.
Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar yurtlarda barınan çocukları şevklendirmek ve onlara destek vermek amacıyla yapılan serginin onlar için verimli olduğunu düşündüklerini söyledi. Gürpınar, Talas Belediyesi Sosyal Tesisleri yanındaki yetiştirme yurdunda açılacak olan sergiye Kayserilileri davet etti.

HASAN GÜRPINAR’IN RESİM SERGİSİ

Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar’ın karma resim sergisi pazartesi günü açılacak. Sergide yetiştirme yurdunda kalan çocukların yapmış olduğu resimler de yer alacak.
Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar yurtlarda barınan çocukları şevklendirmek ve onlara destek vermek amacıyla yapılan serginin onlar için verimli olduğunu düşündüklerini söyledi. Gürpınar, Talas Belediyesi Sosyal Tesisleri yanındaki yetiştirme yurdunda açılacak olan sergiye Kayserilileri davet etti.

HASAN GÜRPINAR’IN RESİM SERGİSİ

Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar’ın karma resim sergisi pazartesi günü açılacak. Sergide yetiştirme yurdunda kalan çocukların yapmış olduğu resimler de yer alacak.
Eğitimci-Ressam Hasan Gürpınar yurtlarda barınan çocukları şevklendirmek ve onlara destek vermek amacıyla yapılan serginin onlar için verimli olduğunu düşündüklerini söyledi. Gürpınar, Talas Belediyesi Sosyal Tesisleri yanındaki yetiştirme yurdunda açılacak olan sergiye Kayserilileri davet etti.

ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLERİN İSYANI

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu üyeleri il milli eğitim müdürlüğü önünde bir araya geldi.
Öğretmenler adına açıklama yapan Fatma Erdemir, atanmayı bekleyen 310 bin öğretmenin bulunduğunu belirterek, “Bu öğretmenler biran evvel öğrencilerine kavuşmayı bekliyor” dedi.
Her yıl eğitim fakültesinden mezun olan öğretmen sayısının 50-60 bin civarında değiştiğine dikkat çeken Erdemir, "Milli Eğitim Bakanı, beş yıl sonra olacaklar için bir plan geliştirebilmiş midir, sorun iyice patlama noktasına geldiğinde mi müdahale edecektir. Yıllardır yaşadıklarımız bir zulümdür. Sabır taşı çoktan çatlamıştır. Artık atamalar yapılmalıdır” diye konuştu.
Öğretmenler daha sonra yüzlerine Milli Eğitim bakanı Nimet Çubukçu’nun maskesini takarak diplomalarını yaktılar.
Öğretmenlerin basın açıklamasına Türk Eğitim Sen 2 Nolu Şube Başkanı Ali İhsan Öztürk ile KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Kayseri Şube Başkanı Sedat Ünsal’da destek verdi.

ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLERİN İSYANI

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu üyeleri il milli eğitim müdürlüğü önünde bir araya geldi.
Öğretmenler adına açıklama yapan Fatma Erdemir, atanmayı bekleyen 310 bin öğretmenin bulunduğunu belirterek, “Bu öğretmenler biran evvel öğrencilerine kavuşmayı bekliyor” dedi.
Her yıl eğitim fakültesinden mezun olan öğretmen sayısının 50-60 bin civarında değiştiğine dikkat çeken Erdemir, "Milli Eğitim Bakanı, beş yıl sonra olacaklar için bir plan geliştirebilmiş midir, sorun iyice patlama noktasına geldiğinde mi müdahale edecektir. Yıllardır yaşadıklarımız bir zulümdür. Sabır taşı çoktan çatlamıştır. Artık atamalar yapılmalıdır” diye konuştu.
Öğretmenler daha sonra yüzlerine Milli Eğitim bakanı Nimet Çubukçu’nun maskesini takarak diplomalarını yaktılar.
Öğretmenlerin basın açıklamasına Türk Eğitim Sen 2 Nolu Şube Başkanı Ali İhsan Öztürk ile KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Kayseri Şube Başkanı Sedat Ünsal’da destek verdi.

ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLERİN İSYANI

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu üyeleri il milli eğitim müdürlüğü önünde bir araya geldi.
Öğretmenler adına açıklama yapan Fatma Erdemir, atanmayı bekleyen 310 bin öğretmenin bulunduğunu belirterek, “Bu öğretmenler biran evvel öğrencilerine kavuşmayı bekliyor” dedi.
Her yıl eğitim fakültesinden mezun olan öğretmen sayısının 50-60 bin civarında değiştiğine dikkat çeken Erdemir, "Milli Eğitim Bakanı, beş yıl sonra olacaklar için bir plan geliştirebilmiş midir, sorun iyice patlama noktasına geldiğinde mi müdahale edecektir. Yıllardır yaşadıklarımız bir zulümdür. Sabır taşı çoktan çatlamıştır. Artık atamalar yapılmalıdır” diye konuştu.
Öğretmenler daha sonra yüzlerine Milli Eğitim bakanı Nimet Çubukçu’nun maskesini takarak diplomalarını yaktılar.
Öğretmenlerin basın açıklamasına Türk Eğitim Sen 2 Nolu Şube Başkanı Ali İhsan Öztürk ile KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Kayseri Şube Başkanı Sedat Ünsal’da destek verdi.

Atatürk olsa kurşuna dizerdi

Muhterem Amerikalılar;

Türk milletiyle Amerikan milletleri ve karşılıklı olduğuna emin bulunduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim.
Türk milleti zaten demokrattır. Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından tamamıyla anlaşılmamış bulunuyorsa, bunun sebeplerini muhterem sefirimiz Osmanlı İmparatorluğu’nun son devirlerini işaret ederek çok güzel ifade ettiler. Diğer taraftan Amerikan Milletinin kendini hissettiği dakikada istinad ettiği (….) demokrasidir.
Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz bir millet olarak beşeriyet dünyasında arzı mevcudiyet eyledi. Büyük bir millet birliği kurdu. İşte bu noktadandır ki Türk milleti Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasındaki mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir. Yalnız bu kadarla kalmayacak, belki tüm beşeriyeti birbirini sevmeye ve bu müşterek sevgiye mani olan mazi hurafelerini silmeye, dünyayı sulh ve huzur altına sokmaya medar olacaktır.
Muhterem Amerikalılar,
Temsil etmekle mubayi olduğum Türk milletinin, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin insani gayesi işte bundan ibarettir. Bu yüksek gayede zaten çok yükselmiş bulunan Amerika milletinin, Türk milleti ile beraber olduğundan şüphem yoktur.”
M. Kemal ATATÜRK

Atatürk olsa kurşuna dizerdi

Muhterem Amerikalılar;

Türk milletiyle Amerikan milletleri ve karşılıklı olduğuna emin bulunduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim.
Türk milleti zaten demokrattır. Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından tamamıyla anlaşılmamış bulunuyorsa, bunun sebeplerini muhterem sefirimiz Osmanlı İmparatorluğu’nun son devirlerini işaret ederek çok güzel ifade ettiler. Diğer taraftan Amerikan Milletinin kendini hissettiği dakikada istinad ettiği (….) demokrasidir.
Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz bir millet olarak beşeriyet dünyasında arzı mevcudiyet eyledi. Büyük bir millet birliği kurdu. İşte bu noktadandır ki Türk milleti Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasındaki mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir. Yalnız bu kadarla kalmayacak, belki tüm beşeriyeti birbirini sevmeye ve bu müşterek sevgiye mani olan mazi hurafelerini silmeye, dünyayı sulh ve huzur altına sokmaya medar olacaktır.
Muhterem Amerikalılar,
Temsil etmekle mubayi olduğum Türk milletinin, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin insani gayesi işte bundan ibarettir. Bu yüksek gayede zaten çok yükselmiş bulunan Amerika milletinin, Türk milleti ile beraber olduğundan şüphem yoktur.”
M. Kemal ATATÜRK

Atatürk olsa kurşuna dizerdi

Muhterem Amerikalılar;

Türk milletiyle Amerikan milletleri ve karşılıklı olduğuna emin bulunduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim.
Türk milleti zaten demokrattır. Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından tamamıyla anlaşılmamış bulunuyorsa, bunun sebeplerini muhterem sefirimiz Osmanlı İmparatorluğu’nun son devirlerini işaret ederek çok güzel ifade ettiler. Diğer taraftan Amerikan Milletinin kendini hissettiği dakikada istinad ettiği (….) demokrasidir.
Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz bir millet olarak beşeriyet dünyasında arzı mevcudiyet eyledi. Büyük bir millet birliği kurdu. İşte bu noktadandır ki Türk milleti Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasındaki mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir. Yalnız bu kadarla kalmayacak, belki tüm beşeriyeti birbirini sevmeye ve bu müşterek sevgiye mani olan mazi hurafelerini silmeye, dünyayı sulh ve huzur altına sokmaya medar olacaktır.
Muhterem Amerikalılar,
Temsil etmekle mubayi olduğum Türk milletinin, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin insani gayesi işte bundan ibarettir. Bu yüksek gayede zaten çok yükselmiş bulunan Amerika milletinin, Türk milleti ile beraber olduğundan şüphem yoktur.”
M. Kemal ATATÜRK

Cumhuriyetçilik

Cumhuriyetçilik

Cumhuriyet en basit anlamıyla "babadan oğula" geçen bir iktidar sisteminin olmamasıdır. Yani bir seçim ve irade mantığı vardır. Fakat tabii ki durum bu kadar yüzeysel değildir. Atatürk her şeyden evvel, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!" cümlesiyle halkın yönetimini yani devletin gücünü halkından almasını savunmaktadır. Bu, milletin yönetime katılacağı, demokratik, özgürlükçü ve eşitliğe dayalı bir sistem demektir. Tabii demokrasi deyince çoğunluğun iktidarı anlamı çıkartılmasın lütfen! Demokrasi, Eski Yunanca'da demos + krates (kratia olarak da geçebiliyor) kelimelerinin birleşiminden doğmaktadır. En basit halleriyle demos halk, krates de iktidar demektir. Bu durumda ortaya çıkan sonuç; halk iktidarı, halkın iktidarlığıdır. Bu yönetim biçimi M.Ö yüzyıllardan beri gelen pek çok yönetim şekline alternatif olarak doğabilmiştir. Zira Sokrates, Platon, Aristoteles gibi birçok eski Yunan Filozofu tüm yönetim biçimlerinin ve dolayısıyla devletlerin zamanla bozulmaya mahkum olduğunu, hiçbir şeyin sonsuza kadar kalıcı ve en azından mükemmel haliyle ölümsüz olmadıklarını savunmuşlar, bundan yola çıkarak kendileri "İdeal Devlet"i kurmaya yönelmişlerdir. İdeal Devlet konumuz dışında fakat kendisinin bir ütopya olmasından ötürü gerçek hayatta uygulanabilecek en uygun sistemin gün geçtikçe demokrasi olarak vurgulandığı görülmüştür. Meclis, parlamento, kuvvetler ayrılığı gibi kavramların da bu sayede olgunlaşması mümkün olabilmiştir. İşte demokrasinin devlet şekli olarak vücut bulduğu isim de Cumhuriyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Mustafa Kemal, Cumhuriyetçilik ilkesiyle, Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet'in bu özelliklerini korumamızı öngörmüştür.

Cumhuriyetçilik

Cumhuriyetçilik

Cumhuriyet en basit anlamıyla "babadan oğula" geçen bir iktidar sisteminin olmamasıdır. Yani bir seçim ve irade mantığı vardır. Fakat tabii ki durum bu kadar yüzeysel değildir. Atatürk her şeyden evvel, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!" cümlesiyle halkın yönetimini yani devletin gücünü halkından almasını savunmaktadır. Bu, milletin yönetime katılacağı, demokratik, özgürlükçü ve eşitliğe dayalı bir sistem demektir. Tabii demokrasi deyince çoğunluğun iktidarı anlamı çıkartılmasın lütfen! Demokrasi, Eski Yunanca'da demos + krates (kratia olarak da geçebiliyor) kelimelerinin birleşiminden doğmaktadır. En basit halleriyle demos halk, krates de iktidar demektir. Bu durumda ortaya çıkan sonuç; halk iktidarı, halkın iktidarlığıdır. Bu yönetim biçimi M.Ö yüzyıllardan beri gelen pek çok yönetim şekline alternatif olarak doğabilmiştir. Zira Sokrates, Platon, Aristoteles gibi birçok eski Yunan Filozofu tüm yönetim biçimlerinin ve dolayısıyla devletlerin zamanla bozulmaya mahkum olduğunu, hiçbir şeyin sonsuza kadar kalıcı ve en azından mükemmel haliyle ölümsüz olmadıklarını savunmuşlar, bundan yola çıkarak kendileri "İdeal Devlet"i kurmaya yönelmişlerdir. İdeal Devlet konumuz dışında fakat kendisinin bir ütopya olmasından ötürü gerçek hayatta uygulanabilecek en uygun sistemin gün geçtikçe demokrasi olarak vurgulandığı görülmüştür. Meclis, parlamento, kuvvetler ayrılığı gibi kavramların da bu sayede olgunlaşması mümkün olabilmiştir. İşte demokrasinin devlet şekli olarak vücut bulduğu isim de Cumhuriyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Mustafa Kemal, Cumhuriyetçilik ilkesiyle, Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet'in bu özelliklerini korumamızı öngörmüştür.

Cumhuriyetçilik

Cumhuriyetçilik

Cumhuriyet en basit anlamıyla "babadan oğula" geçen bir iktidar sisteminin olmamasıdır. Yani bir seçim ve irade mantığı vardır. Fakat tabii ki durum bu kadar yüzeysel değildir. Atatürk her şeyden evvel, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!" cümlesiyle halkın yönetimini yani devletin gücünü halkından almasını savunmaktadır. Bu, milletin yönetime katılacağı, demokratik, özgürlükçü ve eşitliğe dayalı bir sistem demektir. Tabii demokrasi deyince çoğunluğun iktidarı anlamı çıkartılmasın lütfen! Demokrasi, Eski Yunanca'da demos + krates (kratia olarak da geçebiliyor) kelimelerinin birleşiminden doğmaktadır. En basit halleriyle demos halk, krates de iktidar demektir. Bu durumda ortaya çıkan sonuç; halk iktidarı, halkın iktidarlığıdır. Bu yönetim biçimi M.Ö yüzyıllardan beri gelen pek çok yönetim şekline alternatif olarak doğabilmiştir. Zira Sokrates, Platon, Aristoteles gibi birçok eski Yunan Filozofu tüm yönetim biçimlerinin ve dolayısıyla devletlerin zamanla bozulmaya mahkum olduğunu, hiçbir şeyin sonsuza kadar kalıcı ve en azından mükemmel haliyle ölümsüz olmadıklarını savunmuşlar, bundan yola çıkarak kendileri "İdeal Devlet"i kurmaya yönelmişlerdir. İdeal Devlet konumuz dışında fakat kendisinin bir ütopya olmasından ötürü gerçek hayatta uygulanabilecek en uygun sistemin gün geçtikçe demokrasi olarak vurgulandığı görülmüştür. Meclis, parlamento, kuvvetler ayrılığı gibi kavramların da bu sayede olgunlaşması mümkün olabilmiştir. İşte demokrasinin devlet şekli olarak vücut bulduğu isim de Cumhuriyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Mustafa Kemal, Cumhuriyetçilik ilkesiyle, Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet'in bu özelliklerini korumamızı öngörmüştür.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...