Sayfalar

28 Ocak 2010 Perşembe

Yorum: "Güneydoğuda Türk yok mu Sayın Kurtulmuş?"


Balçiçek Pamir’le Söz Sende programına konuk olan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş “Demokratik Açılım”ın içinin doldurulması için önce etnik ayrımcılığın ortadan kaldırılması gerektiğini, bunun ilk adımı olarak da okullarda okutulan “Andımız”ın bir an evvel kaldırılması gerektiğini söyledi.
Şimdi Sayın Kurtulmuş'a sormak gerek: Güneydoğu Anadolu'nun etnik yapısını iyi biliyor musunuz? Diyarbakır'da, Gaziantep'te, Şanlıurfa'da, Mardin'de, Batman'da, Hakkari'de Türk olmadığını size kim söyledi? Sonra siz Türk sözünün neyi ifade ettiğini idrak edemeyecek durumda mısınız? Yoksa niyetiniz AKP'nin yolundan gidip siz de mi gömleğinizi çıkaracaksınız?
Namık Selçuk K

Yorum: "Güneydoğuda Türk yok mu Sayın Kurtulmuş?"


Balçiçek Pamir’le Söz Sende programına konuk olan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş “Demokratik Açılım”ın içinin doldurulması için önce etnik ayrımcılığın ortadan kaldırılması gerektiğini, bunun ilk adımı olarak da okullarda okutulan “Andımız”ın bir an evvel kaldırılması gerektiğini söyledi.
Şimdi Sayın Kurtulmuş'a sormak gerek: Güneydoğu Anadolu'nun etnik yapısını iyi biliyor musunuz? Diyarbakır'da, Gaziantep'te, Şanlıurfa'da, Mardin'de, Batman'da, Hakkari'de Türk olmadığını size kim söyledi? Sonra siz Türk sözünün neyi ifade ettiğini idrak edemeyecek durumda mısınız? Yoksa niyetiniz AKP'nin yolundan gidip siz de mi gömleğinizi çıkaracaksınız?
Namık Selçuk K

Yorum: "Güneydoğuda Türk yok mu Sayın Kurtulmuş?"


Balçiçek Pamir’le Söz Sende programına konuk olan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş “Demokratik Açılım”ın içinin doldurulması için önce etnik ayrımcılığın ortadan kaldırılması gerektiğini, bunun ilk adımı olarak da okullarda okutulan “Andımız”ın bir an evvel kaldırılması gerektiğini söyledi.
Şimdi Sayın Kurtulmuş'a sormak gerek: Güneydoğu Anadolu'nun etnik yapısını iyi biliyor musunuz? Diyarbakır'da, Gaziantep'te, Şanlıurfa'da, Mardin'de, Batman'da, Hakkari'de Türk olmadığını size kim söyledi? Sonra siz Türk sözünün neyi ifade ettiğini idrak edemeyecek durumda mısınız? Yoksa niyetiniz AKP'nin yolundan gidip siz de mi gömleğinizi çıkaracaksınız?
Namık Selçuk K

GAZETECİLER DAVAYI KAZANDI, SÜLEYMAN HURMA KAYBETTİ


Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 3 spor yazarının açtığı hakaret davasında mahkum oldu. Süleyman Hurma, Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan 3. duruşmada indirimlerden sonra 93 gün karşılığı bin 860 TL adli para cezası çarptırıldı.
Süleyman Hurma’nın ceza almasının yanı sıra, hakaret içeren yazısı nedeniyle mahkemenin verdiği tekzip kararına Kayserispor Kulübünün yaptığı itirazın da kabul edilmeyerek, tekzibin yayınlanması yolunda aynı mahkemeden de karar çıktığını belirten gazetecilerin avukatı Uğur Altun, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

‘’Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma 27.04.2009 tarihinde Kayserispor resmi internet sitesinde duyuru başlığıyla yayınlanan yazısında müvekkillerim Salih Balcı , Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz aleyhinde tamamen asılsız iddialarda bulunmuş, yazının devamında müvekkillerim spor yazarlarına hakaret etmiştir. Müvekkilerim mesnetsiz iddia ve hakaretler nedeniyle kendisi ve sorumlular hakkında Kayseri Cumhuriyet Savcılığına başvurmuş, devamında 4. Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret davası açılmış, ayrıca Kayserispor resmi internet sitesinde yayınlanan bahse konu yazının ve içeriğinin düzeltilmesi için noterden ihtar çekilmiş, düzeltme metni gönderilmiştir. Kayserispor genel menajeri Süleyman Hurma’nın hakaret içeren bu sözleri sarf etmesi bir ülkede basını susturma girişimidir. Basın Kanunun 3.maddesi olan, Anayasa’nın 26-27 ve 28 maddelerinde düzenlenen basın özgürlüğünün bir parçası olan eleştiri hakkının sindirilmemesidir. Süleyman Hurma’nın yaptığı talihsiz açıklama, kanun karşısında yüce Türk adaleti tarafından bugün cezalandırılarak tecelli etmiştir. Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan son duruşmada, Süleyman Hurma 527 sayılı kanunun 232/3 maddesi uyarınca, üzerine atılı bulunan ve subut bulan eyleminden dolayı TCK’nın 125/ 2 maddesi uyarınca, 112 gün karşılığı adli para cezasına, bunda indirim yapılarak 93 tam gün karşılığı olan 1.869 TL para cezasına çarptırılmıştır..Ayrıca 500’er TL olmak üzere 1.500 TL vekalet ücretinin kendisinden alınmasına, Yargıtay, yani temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verilmiştir. Bunun yanı sıra sanık hakkında spor yazarı müvekkillerim tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılacaktır”

Öte yandan Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 27 Nisan 2009 tarihinde Kayserispor’un resmi internet sitesinde “ Dolandırıcı gazetecilerin yazdıklarına inanmayın” başlıklı yazısında Salih Balcı, Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz hakkında hakaret içeren bir duyuru yayınlamış, bunun üzerine spor yazarları Avukatları Uğur Altun aracılığıyla dava açmışlardı.

GAZETECİLER DAVAYI KAZANDI, SÜLEYMAN HURMA KAYBETTİ


Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 3 spor yazarının açtığı hakaret davasında mahkum oldu. Süleyman Hurma, Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan 3. duruşmada indirimlerden sonra 93 gün karşılığı bin 860 TL adli para cezası çarptırıldı.
Süleyman Hurma’nın ceza almasının yanı sıra, hakaret içeren yazısı nedeniyle mahkemenin verdiği tekzip kararına Kayserispor Kulübünün yaptığı itirazın da kabul edilmeyerek, tekzibin yayınlanması yolunda aynı mahkemeden de karar çıktığını belirten gazetecilerin avukatı Uğur Altun, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

‘’Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma 27.04.2009 tarihinde Kayserispor resmi internet sitesinde duyuru başlığıyla yayınlanan yazısında müvekkillerim Salih Balcı , Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz aleyhinde tamamen asılsız iddialarda bulunmuş, yazının devamında müvekkillerim spor yazarlarına hakaret etmiştir. Müvekkilerim mesnetsiz iddia ve hakaretler nedeniyle kendisi ve sorumlular hakkında Kayseri Cumhuriyet Savcılığına başvurmuş, devamında 4. Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret davası açılmış, ayrıca Kayserispor resmi internet sitesinde yayınlanan bahse konu yazının ve içeriğinin düzeltilmesi için noterden ihtar çekilmiş, düzeltme metni gönderilmiştir. Kayserispor genel menajeri Süleyman Hurma’nın hakaret içeren bu sözleri sarf etmesi bir ülkede basını susturma girişimidir. Basın Kanunun 3.maddesi olan, Anayasa’nın 26-27 ve 28 maddelerinde düzenlenen basın özgürlüğünün bir parçası olan eleştiri hakkının sindirilmemesidir. Süleyman Hurma’nın yaptığı talihsiz açıklama, kanun karşısında yüce Türk adaleti tarafından bugün cezalandırılarak tecelli etmiştir. Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan son duruşmada, Süleyman Hurma 527 sayılı kanunun 232/3 maddesi uyarınca, üzerine atılı bulunan ve subut bulan eyleminden dolayı TCK’nın 125/ 2 maddesi uyarınca, 112 gün karşılığı adli para cezasına, bunda indirim yapılarak 93 tam gün karşılığı olan 1.869 TL para cezasına çarptırılmıştır..Ayrıca 500’er TL olmak üzere 1.500 TL vekalet ücretinin kendisinden alınmasına, Yargıtay, yani temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verilmiştir. Bunun yanı sıra sanık hakkında spor yazarı müvekkillerim tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılacaktır”

Öte yandan Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 27 Nisan 2009 tarihinde Kayserispor’un resmi internet sitesinde “ Dolandırıcı gazetecilerin yazdıklarına inanmayın” başlıklı yazısında Salih Balcı, Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz hakkında hakaret içeren bir duyuru yayınlamış, bunun üzerine spor yazarları Avukatları Uğur Altun aracılığıyla dava açmışlardı.

GAZETECİLER DAVAYI KAZANDI, SÜLEYMAN HURMA KAYBETTİ


Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 3 spor yazarının açtığı hakaret davasında mahkum oldu. Süleyman Hurma, Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan 3. duruşmada indirimlerden sonra 93 gün karşılığı bin 860 TL adli para cezası çarptırıldı.
Süleyman Hurma’nın ceza almasının yanı sıra, hakaret içeren yazısı nedeniyle mahkemenin verdiği tekzip kararına Kayserispor Kulübünün yaptığı itirazın da kabul edilmeyerek, tekzibin yayınlanması yolunda aynı mahkemeden de karar çıktığını belirten gazetecilerin avukatı Uğur Altun, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

‘’Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma 27.04.2009 tarihinde Kayserispor resmi internet sitesinde duyuru başlığıyla yayınlanan yazısında müvekkillerim Salih Balcı , Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz aleyhinde tamamen asılsız iddialarda bulunmuş, yazının devamında müvekkillerim spor yazarlarına hakaret etmiştir. Müvekkilerim mesnetsiz iddia ve hakaretler nedeniyle kendisi ve sorumlular hakkında Kayseri Cumhuriyet Savcılığına başvurmuş, devamında 4. Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret davası açılmış, ayrıca Kayserispor resmi internet sitesinde yayınlanan bahse konu yazının ve içeriğinin düzeltilmesi için noterden ihtar çekilmiş, düzeltme metni gönderilmiştir. Kayserispor genel menajeri Süleyman Hurma’nın hakaret içeren bu sözleri sarf etmesi bir ülkede basını susturma girişimidir. Basın Kanunun 3.maddesi olan, Anayasa’nın 26-27 ve 28 maddelerinde düzenlenen basın özgürlüğünün bir parçası olan eleştiri hakkının sindirilmemesidir. Süleyman Hurma’nın yaptığı talihsiz açıklama, kanun karşısında yüce Türk adaleti tarafından bugün cezalandırılarak tecelli etmiştir. Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan son duruşmada, Süleyman Hurma 527 sayılı kanunun 232/3 maddesi uyarınca, üzerine atılı bulunan ve subut bulan eyleminden dolayı TCK’nın 125/ 2 maddesi uyarınca, 112 gün karşılığı adli para cezasına, bunda indirim yapılarak 93 tam gün karşılığı olan 1.869 TL para cezasına çarptırılmıştır..Ayrıca 500’er TL olmak üzere 1.500 TL vekalet ücretinin kendisinden alınmasına, Yargıtay, yani temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verilmiştir. Bunun yanı sıra sanık hakkında spor yazarı müvekkillerim tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılacaktır”

Öte yandan Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 27 Nisan 2009 tarihinde Kayserispor’un resmi internet sitesinde “ Dolandırıcı gazetecilerin yazdıklarına inanmayın” başlıklı yazısında Salih Balcı, Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz hakkında hakaret içeren bir duyuru yayınlamış, bunun üzerine spor yazarları Avukatları Uğur Altun aracılığıyla dava açmışlardı.

GAZETECİLER DAVAYI KAZANDI, SÜLEYMAN HURMA KAYBETTİ


Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 3 spor yazarının açtığı hakaret davasında mahkum oldu. Süleyman Hurma, Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan 3. duruşmada indirimlerden sonra 93 gün karşılığı bin 860 TL adli para cezası çarptırıldı.
Süleyman Hurma’nın ceza almasının yanı sıra, hakaret içeren yazısı nedeniyle mahkemenin verdiği tekzip kararına Kayserispor Kulübünün yaptığı itirazın da kabul edilmeyerek, tekzibin yayınlanması yolunda aynı mahkemeden de karar çıktığını belirten gazetecilerin avukatı Uğur Altun, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

‘’Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma 27.04.2009 tarihinde Kayserispor resmi internet sitesinde duyuru başlığıyla yayınlanan yazısında müvekkillerim Salih Balcı , Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz aleyhinde tamamen asılsız iddialarda bulunmuş, yazının devamında müvekkillerim spor yazarlarına hakaret etmiştir. Müvekkilerim mesnetsiz iddia ve hakaretler nedeniyle kendisi ve sorumlular hakkında Kayseri Cumhuriyet Savcılığına başvurmuş, devamında 4. Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret davası açılmış, ayrıca Kayserispor resmi internet sitesinde yayınlanan bahse konu yazının ve içeriğinin düzeltilmesi için noterden ihtar çekilmiş, düzeltme metni gönderilmiştir. Kayserispor genel menajeri Süleyman Hurma’nın hakaret içeren bu sözleri sarf etmesi bir ülkede basını susturma girişimidir. Basın Kanunun 3.maddesi olan, Anayasa’nın 26-27 ve 28 maddelerinde düzenlenen basın özgürlüğünün bir parçası olan eleştiri hakkının sindirilmemesidir. Süleyman Hurma’nın yaptığı talihsiz açıklama, kanun karşısında yüce Türk adaleti tarafından bugün cezalandırılarak tecelli etmiştir. Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan son duruşmada, Süleyman Hurma 527 sayılı kanunun 232/3 maddesi uyarınca, üzerine atılı bulunan ve subut bulan eyleminden dolayı TCK’nın 125/ 2 maddesi uyarınca, 112 gün karşılığı adli para cezasına, bunda indirim yapılarak 93 tam gün karşılığı olan 1.869 TL para cezasına çarptırılmıştır..Ayrıca 500’er TL olmak üzere 1.500 TL vekalet ücretinin kendisinden alınmasına, Yargıtay, yani temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verilmiştir. Bunun yanı sıra sanık hakkında spor yazarı müvekkillerim tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılacaktır”

Öte yandan Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 27 Nisan 2009 tarihinde Kayserispor’un resmi internet sitesinde “ Dolandırıcı gazetecilerin yazdıklarına inanmayın” başlıklı yazısında Salih Balcı, Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz hakkında hakaret içeren bir duyuru yayınlamış, bunun üzerine spor yazarları Avukatları Uğur Altun aracılığıyla dava açmışlardı.

GAZETECİLER DAVAYI KAZANDI, SÜLEYMAN HURMA KAYBETTİ


Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 3 spor yazarının açtığı hakaret davasında mahkum oldu. Süleyman Hurma, Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan 3. duruşmada indirimlerden sonra 93 gün karşılığı bin 860 TL adli para cezası çarptırıldı.
Süleyman Hurma’nın ceza almasının yanı sıra, hakaret içeren yazısı nedeniyle mahkemenin verdiği tekzip kararına Kayserispor Kulübünün yaptığı itirazın da kabul edilmeyerek, tekzibin yayınlanması yolunda aynı mahkemeden de karar çıktığını belirten gazetecilerin avukatı Uğur Altun, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

‘’Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma 27.04.2009 tarihinde Kayserispor resmi internet sitesinde duyuru başlığıyla yayınlanan yazısında müvekkillerim Salih Balcı , Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz aleyhinde tamamen asılsız iddialarda bulunmuş, yazının devamında müvekkillerim spor yazarlarına hakaret etmiştir. Müvekkilerim mesnetsiz iddia ve hakaretler nedeniyle kendisi ve sorumlular hakkında Kayseri Cumhuriyet Savcılığına başvurmuş, devamında 4. Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret davası açılmış, ayrıca Kayserispor resmi internet sitesinde yayınlanan bahse konu yazının ve içeriğinin düzeltilmesi için noterden ihtar çekilmiş, düzeltme metni gönderilmiştir. Kayserispor genel menajeri Süleyman Hurma’nın hakaret içeren bu sözleri sarf etmesi bir ülkede basını susturma girişimidir. Basın Kanunun 3.maddesi olan, Anayasa’nın 26-27 ve 28 maddelerinde düzenlenen basın özgürlüğünün bir parçası olan eleştiri hakkının sindirilmemesidir. Süleyman Hurma’nın yaptığı talihsiz açıklama, kanun karşısında yüce Türk adaleti tarafından bugün cezalandırılarak tecelli etmiştir. Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan son duruşmada, Süleyman Hurma 527 sayılı kanunun 232/3 maddesi uyarınca, üzerine atılı bulunan ve subut bulan eyleminden dolayı TCK’nın 125/ 2 maddesi uyarınca, 112 gün karşılığı adli para cezasına, bunda indirim yapılarak 93 tam gün karşılığı olan 1.869 TL para cezasına çarptırılmıştır..Ayrıca 500’er TL olmak üzere 1.500 TL vekalet ücretinin kendisinden alınmasına, Yargıtay, yani temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verilmiştir. Bunun yanı sıra sanık hakkında spor yazarı müvekkillerim tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılacaktır”

Öte yandan Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 27 Nisan 2009 tarihinde Kayserispor’un resmi internet sitesinde “ Dolandırıcı gazetecilerin yazdıklarına inanmayın” başlıklı yazısında Salih Balcı, Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz hakkında hakaret içeren bir duyuru yayınlamış, bunun üzerine spor yazarları Avukatları Uğur Altun aracılığıyla dava açmışlardı.

GAZETECİLER DAVAYI KAZANDI, SÜLEYMAN HURMA KAYBETTİ


Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 3 spor yazarının açtığı hakaret davasında mahkum oldu. Süleyman Hurma, Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan 3. duruşmada indirimlerden sonra 93 gün karşılığı bin 860 TL adli para cezası çarptırıldı.
Süleyman Hurma’nın ceza almasının yanı sıra, hakaret içeren yazısı nedeniyle mahkemenin verdiği tekzip kararına Kayserispor Kulübünün yaptığı itirazın da kabul edilmeyerek, tekzibin yayınlanması yolunda aynı mahkemeden de karar çıktığını belirten gazetecilerin avukatı Uğur Altun, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

‘’Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma 27.04.2009 tarihinde Kayserispor resmi internet sitesinde duyuru başlığıyla yayınlanan yazısında müvekkillerim Salih Balcı , Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz aleyhinde tamamen asılsız iddialarda bulunmuş, yazının devamında müvekkillerim spor yazarlarına hakaret etmiştir. Müvekkilerim mesnetsiz iddia ve hakaretler nedeniyle kendisi ve sorumlular hakkında Kayseri Cumhuriyet Savcılığına başvurmuş, devamında 4. Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret davası açılmış, ayrıca Kayserispor resmi internet sitesinde yayınlanan bahse konu yazının ve içeriğinin düzeltilmesi için noterden ihtar çekilmiş, düzeltme metni gönderilmiştir. Kayserispor genel menajeri Süleyman Hurma’nın hakaret içeren bu sözleri sarf etmesi bir ülkede basını susturma girişimidir. Basın Kanunun 3.maddesi olan, Anayasa’nın 26-27 ve 28 maddelerinde düzenlenen basın özgürlüğünün bir parçası olan eleştiri hakkının sindirilmemesidir. Süleyman Hurma’nın yaptığı talihsiz açıklama, kanun karşısında yüce Türk adaleti tarafından bugün cezalandırılarak tecelli etmiştir. Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan son duruşmada, Süleyman Hurma 527 sayılı kanunun 232/3 maddesi uyarınca, üzerine atılı bulunan ve subut bulan eyleminden dolayı TCK’nın 125/ 2 maddesi uyarınca, 112 gün karşılığı adli para cezasına, bunda indirim yapılarak 93 tam gün karşılığı olan 1.869 TL para cezasına çarptırılmıştır..Ayrıca 500’er TL olmak üzere 1.500 TL vekalet ücretinin kendisinden alınmasına, Yargıtay, yani temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verilmiştir. Bunun yanı sıra sanık hakkında spor yazarı müvekkillerim tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılacaktır”

Öte yandan Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, 27 Nisan 2009 tarihinde Kayserispor’un resmi internet sitesinde “ Dolandırıcı gazetecilerin yazdıklarına inanmayın” başlıklı yazısında Salih Balcı, Oktay Ensari ve Yüksel Yıkılmaz hakkında hakaret içeren bir duyuru yayınlamış, bunun üzerine spor yazarları Avukatları Uğur Altun aracılığıyla dava açmışlardı.

ELİ SOPALI OKUL MÜDÜRÜNE VELİLER SAHİP ÇIKTI


Develi İlçesi ndeki Necmiye Mustafa Maşlak Sağlık Meslek Lisesi nde sömestr öncesi yaşanan dayak olayı Türkiye gündemine oturmuştu. Olayın geçen yıl yaşandığını ve komplo olduğunu iddia eden öğrenci velileri okul müdürüne sahip çıktılar.
Necmiye Mustafa Maşlak Sağlık Meslek Lisesinin 1 ve 2 nci sınıf öğrencileri iddiaya göre tatil öncesi bir hafta rapor alıp, derslere girmedi. Öğrenciler karnelerin dağıtıldığı Cuma günü Okul Müdürü C.A. tarafından öğle tatilinde bahçeye çıkartılarak sıra dayağına çekildi. Okuldaki öğrenciler tarafından cep telefonu ile çekilen görüntüde bahçede tek sıraya dizilmiş kız ve erkek öğrencilerin açtıkları avuçlarına okul müdürünün sopayla vurduğu izlendi. Görüntülerin yayınlanması üzerine milli eğitim müdürlüğü okul müdürü hakkında soruşturma açmıştı. Olayın geçen yıl yaşandığını dile getiren öğrenci ve veliler milli eğitim müdürlüğü önünde toplanarak müdüre sahip çıktılar.

20 yıldır okulda yöneticilik yapan Okul müdürü C.A’nın dayakçı değil disiplinli bir eğitimci olduğunu söyleyen veliler okul müdürünün öğretmen atamalarına denk gelen zamanda komploya kurban gittiğini söylediler.
Geçen yıl ve üstelik şaka gibi yaşanan bir olayın abartıldığını söyleyen öğrenciler ise şimdiye kadar müdürlerinden dayak yemediklerini aksine kendilerini gördüğü zaman müdürlerinin hatır sorduğunu belirttiler.

ELİ SOPALI OKUL MÜDÜRÜNE VELİLER SAHİP ÇIKTI


Develi İlçesi ndeki Necmiye Mustafa Maşlak Sağlık Meslek Lisesi nde sömestr öncesi yaşanan dayak olayı Türkiye gündemine oturmuştu. Olayın geçen yıl yaşandığını ve komplo olduğunu iddia eden öğrenci velileri okul müdürüne sahip çıktılar.
Necmiye Mustafa Maşlak Sağlık Meslek Lisesinin 1 ve 2 nci sınıf öğrencileri iddiaya göre tatil öncesi bir hafta rapor alıp, derslere girmedi. Öğrenciler karnelerin dağıtıldığı Cuma günü Okul Müdürü C.A. tarafından öğle tatilinde bahçeye çıkartılarak sıra dayağına çekildi. Okuldaki öğrenciler tarafından cep telefonu ile çekilen görüntüde bahçede tek sıraya dizilmiş kız ve erkek öğrencilerin açtıkları avuçlarına okul müdürünün sopayla vurduğu izlendi. Görüntülerin yayınlanması üzerine milli eğitim müdürlüğü okul müdürü hakkında soruşturma açmıştı. Olayın geçen yıl yaşandığını dile getiren öğrenci ve veliler milli eğitim müdürlüğü önünde toplanarak müdüre sahip çıktılar.

20 yıldır okulda yöneticilik yapan Okul müdürü C.A’nın dayakçı değil disiplinli bir eğitimci olduğunu söyleyen veliler okul müdürünün öğretmen atamalarına denk gelen zamanda komploya kurban gittiğini söylediler.
Geçen yıl ve üstelik şaka gibi yaşanan bir olayın abartıldığını söyleyen öğrenciler ise şimdiye kadar müdürlerinden dayak yemediklerini aksine kendilerini gördüğü zaman müdürlerinin hatır sorduğunu belirttiler.

ELİ SOPALI OKUL MÜDÜRÜNE VELİLER SAHİP ÇIKTI


Develi İlçesi ndeki Necmiye Mustafa Maşlak Sağlık Meslek Lisesi nde sömestr öncesi yaşanan dayak olayı Türkiye gündemine oturmuştu. Olayın geçen yıl yaşandığını ve komplo olduğunu iddia eden öğrenci velileri okul müdürüne sahip çıktılar.
Necmiye Mustafa Maşlak Sağlık Meslek Lisesinin 1 ve 2 nci sınıf öğrencileri iddiaya göre tatil öncesi bir hafta rapor alıp, derslere girmedi. Öğrenciler karnelerin dağıtıldığı Cuma günü Okul Müdürü C.A. tarafından öğle tatilinde bahçeye çıkartılarak sıra dayağına çekildi. Okuldaki öğrenciler tarafından cep telefonu ile çekilen görüntüde bahçede tek sıraya dizilmiş kız ve erkek öğrencilerin açtıkları avuçlarına okul müdürünün sopayla vurduğu izlendi. Görüntülerin yayınlanması üzerine milli eğitim müdürlüğü okul müdürü hakkında soruşturma açmıştı. Olayın geçen yıl yaşandığını dile getiren öğrenci ve veliler milli eğitim müdürlüğü önünde toplanarak müdüre sahip çıktılar.

20 yıldır okulda yöneticilik yapan Okul müdürü C.A’nın dayakçı değil disiplinli bir eğitimci olduğunu söyleyen veliler okul müdürünün öğretmen atamalarına denk gelen zamanda komploya kurban gittiğini söylediler.
Geçen yıl ve üstelik şaka gibi yaşanan bir olayın abartıldığını söyleyen öğrenciler ise şimdiye kadar müdürlerinden dayak yemediklerini aksine kendilerini gördüğü zaman müdürlerinin hatır sorduğunu belirttiler.

KAPALI ÇARŞI ESNAFI ÜŞÜYOR


Kapalı çarşı esnafı geçtiğimiz yıllarda kapılarının olmaması nedeniyle kış mevsimi boyunca iş yapamamış ve sıkıntılar çekmişti. Kapalı çarşıya kapıların takılmasının ardından yeni ısıtma sistemi ile esnaf tam rahata kavuştuk derken bu yılda doğalgaz sıkıntısı yaşamaya başladı. Geçtiğimiz yıl tüketilen yakıt masrafını ödeyemeyen esnaf ise soğuk havada çalışmak zorunda kaldı. Esnafların bir bölümü bu sıkıntının sebebini çarşı yönetiminde bulurken bir kısmı da ödemeye yapmayan esnaf olarak değerlendi riyor. Ancak ortak kanaat ise asıl sorunun iş yokluğu nedeniyle yaşanan ekonomik kriz…

KAPALI ÇARŞI ESNAFI ÜŞÜYOR


Kapalı çarşı esnafı geçtiğimiz yıllarda kapılarının olmaması nedeniyle kış mevsimi boyunca iş yapamamış ve sıkıntılar çekmişti. Kapalı çarşıya kapıların takılmasının ardından yeni ısıtma sistemi ile esnaf tam rahata kavuştuk derken bu yılda doğalgaz sıkıntısı yaşamaya başladı. Geçtiğimiz yıl tüketilen yakıt masrafını ödeyemeyen esnaf ise soğuk havada çalışmak zorunda kaldı. Esnafların bir bölümü bu sıkıntının sebebini çarşı yönetiminde bulurken bir kısmı da ödemeye yapmayan esnaf olarak değerlendi riyor. Ancak ortak kanaat ise asıl sorunun iş yokluğu nedeniyle yaşanan ekonomik kriz…

KAPALI ÇARŞI ESNAFI ÜŞÜYOR


Kapalı çarşı esnafı geçtiğimiz yıllarda kapılarının olmaması nedeniyle kış mevsimi boyunca iş yapamamış ve sıkıntılar çekmişti. Kapalı çarşıya kapıların takılmasının ardından yeni ısıtma sistemi ile esnaf tam rahata kavuştuk derken bu yılda doğalgaz sıkıntısı yaşamaya başladı. Geçtiğimiz yıl tüketilen yakıt masrafını ödeyemeyen esnaf ise soğuk havada çalışmak zorunda kaldı. Esnafların bir bölümü bu sıkıntının sebebini çarşı yönetiminde bulurken bir kısmı da ödemeye yapmayan esnaf olarak değerlendi riyor. Ancak ortak kanaat ise asıl sorunun iş yokluğu nedeniyle yaşanan ekonomik kriz…

KAPALI ÇARŞI ESNAFI ÜŞÜYOR


Kapalı çarşı esnafı geçtiğimiz yıllarda kapılarının olmaması nedeniyle kış mevsimi boyunca iş yapamamış ve sıkıntılar çekmişti. Kapalı çarşıya kapıların takılmasının ardından yeni ısıtma sistemi ile esnaf tam rahata kavuştuk derken bu yılda doğalgaz sıkıntısı yaşamaya başladı. Geçtiğimiz yıl tüketilen yakıt masrafını ödeyemeyen esnaf ise soğuk havada çalışmak zorunda kaldı. Esnafların bir bölümü bu sıkıntının sebebini çarşı yönetiminde bulurken bir kısmı da ödemeye yapmayan esnaf olarak değerlendi riyor. Ancak ortak kanaat ise asıl sorunun iş yokluğu nedeniyle yaşanan ekonomik kriz…

KAPALI ÇARŞI ESNAFI ÜŞÜYOR


Kapalı çarşı esnafı geçtiğimiz yıllarda kapılarının olmaması nedeniyle kış mevsimi boyunca iş yapamamış ve sıkıntılar çekmişti. Kapalı çarşıya kapıların takılmasının ardından yeni ısıtma sistemi ile esnaf tam rahata kavuştuk derken bu yılda doğalgaz sıkıntısı yaşamaya başladı. Geçtiğimiz yıl tüketilen yakıt masrafını ödeyemeyen esnaf ise soğuk havada çalışmak zorunda kaldı. Esnafların bir bölümü bu sıkıntının sebebini çarşı yönetiminde bulurken bir kısmı da ödemeye yapmayan esnaf olarak değerlendi riyor. Ancak ortak kanaat ise asıl sorunun iş yokluğu nedeniyle yaşanan ekonomik kriz…

KAPALI ÇARŞI ESNAFI ÜŞÜYOR


Kapalı çarşı esnafı geçtiğimiz yıllarda kapılarının olmaması nedeniyle kış mevsimi boyunca iş yapamamış ve sıkıntılar çekmişti. Kapalı çarşıya kapıların takılmasının ardından yeni ısıtma sistemi ile esnaf tam rahata kavuştuk derken bu yılda doğalgaz sıkıntısı yaşamaya başladı. Geçtiğimiz yıl tüketilen yakıt masrafını ödeyemeyen esnaf ise soğuk havada çalışmak zorunda kaldı. Esnafların bir bölümü bu sıkıntının sebebini çarşı yönetiminde bulurken bir kısmı da ödemeye yapmayan esnaf olarak değerlendi riyor. Ancak ortak kanaat ise asıl sorunun iş yokluğu nedeniyle yaşanan ekonomik kriz…

BÜNYAN’DA ÇARIKLI GÖNDERMESİ / Veli ALTINKAYA



Yerel seçimler öncesi yaşanan bir tartışma siyasi literatürümüze “çarıklı” sözcüğünü sokmuştu.

AKP İl Başkanvekili Aykut İltekin, MHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı’nın Başkan Özhaseki’ ye yönelik eleştirilerini cevaplandırırken “aklınca çarıklı uyanıklığı yapıyor” cümlesini de ihtiva eden bir eleştiri getirdi.
Seçim çalışmalarının ayyuka çıktığı günlerde muhalefet ve medya kuruluşları, İltekin’i “çarıklı” diyerek özellikle taşradan gelenleri küçük görmekle itham etti. İltekin, bunun üzerine yaptığı bir sonraki basın toplantısında da “Eskiden çarıklı erkan-ı harp’ derlerdi. Ben bu manada kullandım o sözcüğü. Söylendiği gibi bir kastım yok” dedi.
İGM Başkanı Sadettin Aydın, İGM AKP Grup Başkanvekili Mustafa Fikri Tekelioğlu ve bazı İGM üyeleri ile AKP İl Başkanvekili Aykut İltekin bir süredir ilçelerde toplantılar yaparak geçmiş dönemdeki çalışmaları ve özelliklede İGM ve İl Özel İdaresi’nin ilçelere ve köylere yönelik hizmetleri konusunda bilgiler vererek, ilçe başkanlarını, ilçe ve belde belediye başkanları ile partinin ilçedeki yöneticilerini dinliyorlar.
Bu heyet geçtiğimiz hafta Bünyan’da da benzeri bir toplantı yapmış. Toplantıda yapılan konuşmalara bazı partililer tepki göstererek “İyide biz bu hizmetleri yaptıysak üç olan İGM üyesi sayımız neden bire düştü?. Bünyan’da 8 olan belediye başkanı sayımız neden ikiye indi?. Filan köylerin yolları yapılmazken Kahveci yolu nasıl yapıldı?. Buranın yolu yatırım programında var mıydı?” şeklinde eleştiriler getirmişler. Bu eleştirilere Aydın, Tekelioğlu ve İltekin çeşitli cevaplar vermiş. Aralarında Koyunabdal Belediye Başkanınında olduğu bazı isimler bu cevaplar üzerine “Öyle ya biz çarıklıyız. Yatırım programı, ödenek vs. gibi konulardan ne anlarız ki” mealinde cevap vermişler. Bu konuşmada toplantı salonunda ciddi manada alkış almış.
Konuyu Erciyes TV’deki Analiz Programında da kısmen aktardım. Bunun üzerine AKP Bünyan İlçe Başkanı Süleyman Yıldırım programa; “Anlatılan bu çarıklı mevzu tamamen yanlış. Toplantıda öyle bir konu olmadı. Bunları söyleyen arkadaşı tahmin edebiliyorum. Ben aile içindeki sırları dışarıya veren kişilere ne denirse, bu kişiye de aynı şeyi söylüyorum” mealinde bir not gönderdi...
Televizyon ekranından da İlçe Başkanı Yıldırım’a istediği anda programa canlı olarak katılma çağrısı yaptık. Başkan katılma ihtiyacı duymadı. Bakalım bu yazımıza cevap verecek mi?.. Elbette cevap verirse O’nun cevabını aynen yayınlarız. O toplantıyla ilgili yayınlamadığımız bazı notlar var. Ama işin özetini aktardım. Fazlasına gerek yok...

BÜNYAN’DA ÇARIKLI GÖNDERMESİ / Veli ALTINKAYA



Yerel seçimler öncesi yaşanan bir tartışma siyasi literatürümüze “çarıklı” sözcüğünü sokmuştu.

AKP İl Başkanvekili Aykut İltekin, MHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı’nın Başkan Özhaseki’ ye yönelik eleştirilerini cevaplandırırken “aklınca çarıklı uyanıklığı yapıyor” cümlesini de ihtiva eden bir eleştiri getirdi.
Seçim çalışmalarının ayyuka çıktığı günlerde muhalefet ve medya kuruluşları, İltekin’i “çarıklı” diyerek özellikle taşradan gelenleri küçük görmekle itham etti. İltekin, bunun üzerine yaptığı bir sonraki basın toplantısında da “Eskiden çarıklı erkan-ı harp’ derlerdi. Ben bu manada kullandım o sözcüğü. Söylendiği gibi bir kastım yok” dedi.
İGM Başkanı Sadettin Aydın, İGM AKP Grup Başkanvekili Mustafa Fikri Tekelioğlu ve bazı İGM üyeleri ile AKP İl Başkanvekili Aykut İltekin bir süredir ilçelerde toplantılar yaparak geçmiş dönemdeki çalışmaları ve özelliklede İGM ve İl Özel İdaresi’nin ilçelere ve köylere yönelik hizmetleri konusunda bilgiler vererek, ilçe başkanlarını, ilçe ve belde belediye başkanları ile partinin ilçedeki yöneticilerini dinliyorlar.
Bu heyet geçtiğimiz hafta Bünyan’da da benzeri bir toplantı yapmış. Toplantıda yapılan konuşmalara bazı partililer tepki göstererek “İyide biz bu hizmetleri yaptıysak üç olan İGM üyesi sayımız neden bire düştü?. Bünyan’da 8 olan belediye başkanı sayımız neden ikiye indi?. Filan köylerin yolları yapılmazken Kahveci yolu nasıl yapıldı?. Buranın yolu yatırım programında var mıydı?” şeklinde eleştiriler getirmişler. Bu eleştirilere Aydın, Tekelioğlu ve İltekin çeşitli cevaplar vermiş. Aralarında Koyunabdal Belediye Başkanınında olduğu bazı isimler bu cevaplar üzerine “Öyle ya biz çarıklıyız. Yatırım programı, ödenek vs. gibi konulardan ne anlarız ki” mealinde cevap vermişler. Bu konuşmada toplantı salonunda ciddi manada alkış almış.
Konuyu Erciyes TV’deki Analiz Programında da kısmen aktardım. Bunun üzerine AKP Bünyan İlçe Başkanı Süleyman Yıldırım programa; “Anlatılan bu çarıklı mevzu tamamen yanlış. Toplantıda öyle bir konu olmadı. Bunları söyleyen arkadaşı tahmin edebiliyorum. Ben aile içindeki sırları dışarıya veren kişilere ne denirse, bu kişiye de aynı şeyi söylüyorum” mealinde bir not gönderdi...
Televizyon ekranından da İlçe Başkanı Yıldırım’a istediği anda programa canlı olarak katılma çağrısı yaptık. Başkan katılma ihtiyacı duymadı. Bakalım bu yazımıza cevap verecek mi?.. Elbette cevap verirse O’nun cevabını aynen yayınlarız. O toplantıyla ilgili yayınlamadığımız bazı notlar var. Ama işin özetini aktardım. Fazlasına gerek yok...

BÜNYAN’DA ÇARIKLI GÖNDERMESİ / Veli ALTINKAYA



Yerel seçimler öncesi yaşanan bir tartışma siyasi literatürümüze “çarıklı” sözcüğünü sokmuştu.

AKP İl Başkanvekili Aykut İltekin, MHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı’nın Başkan Özhaseki’ ye yönelik eleştirilerini cevaplandırırken “aklınca çarıklı uyanıklığı yapıyor” cümlesini de ihtiva eden bir eleştiri getirdi.
Seçim çalışmalarının ayyuka çıktığı günlerde muhalefet ve medya kuruluşları, İltekin’i “çarıklı” diyerek özellikle taşradan gelenleri küçük görmekle itham etti. İltekin, bunun üzerine yaptığı bir sonraki basın toplantısında da “Eskiden çarıklı erkan-ı harp’ derlerdi. Ben bu manada kullandım o sözcüğü. Söylendiği gibi bir kastım yok” dedi.
İGM Başkanı Sadettin Aydın, İGM AKP Grup Başkanvekili Mustafa Fikri Tekelioğlu ve bazı İGM üyeleri ile AKP İl Başkanvekili Aykut İltekin bir süredir ilçelerde toplantılar yaparak geçmiş dönemdeki çalışmaları ve özelliklede İGM ve İl Özel İdaresi’nin ilçelere ve köylere yönelik hizmetleri konusunda bilgiler vererek, ilçe başkanlarını, ilçe ve belde belediye başkanları ile partinin ilçedeki yöneticilerini dinliyorlar.
Bu heyet geçtiğimiz hafta Bünyan’da da benzeri bir toplantı yapmış. Toplantıda yapılan konuşmalara bazı partililer tepki göstererek “İyide biz bu hizmetleri yaptıysak üç olan İGM üyesi sayımız neden bire düştü?. Bünyan’da 8 olan belediye başkanı sayımız neden ikiye indi?. Filan köylerin yolları yapılmazken Kahveci yolu nasıl yapıldı?. Buranın yolu yatırım programında var mıydı?” şeklinde eleştiriler getirmişler. Bu eleştirilere Aydın, Tekelioğlu ve İltekin çeşitli cevaplar vermiş. Aralarında Koyunabdal Belediye Başkanınında olduğu bazı isimler bu cevaplar üzerine “Öyle ya biz çarıklıyız. Yatırım programı, ödenek vs. gibi konulardan ne anlarız ki” mealinde cevap vermişler. Bu konuşmada toplantı salonunda ciddi manada alkış almış.
Konuyu Erciyes TV’deki Analiz Programında da kısmen aktardım. Bunun üzerine AKP Bünyan İlçe Başkanı Süleyman Yıldırım programa; “Anlatılan bu çarıklı mevzu tamamen yanlış. Toplantıda öyle bir konu olmadı. Bunları söyleyen arkadaşı tahmin edebiliyorum. Ben aile içindeki sırları dışarıya veren kişilere ne denirse, bu kişiye de aynı şeyi söylüyorum” mealinde bir not gönderdi...
Televizyon ekranından da İlçe Başkanı Yıldırım’a istediği anda programa canlı olarak katılma çağrısı yaptık. Başkan katılma ihtiyacı duymadı. Bakalım bu yazımıza cevap verecek mi?.. Elbette cevap verirse O’nun cevabını aynen yayınlarız. O toplantıyla ilgili yayınlamadığımız bazı notlar var. Ama işin özetini aktardım. Fazlasına gerek yok...

HANİ BİZ MODEL ŞEHİRDİK?


Kayseri Ulaşım A.Ş. tarafından işletilen KayseRay raylı sistemin teknik ekibi, BURULAŞ’ın atölyelerini gezerek, BursaRay’ın çalışmaları hakkında fikir alışverişinde bulundu. Uzmanlardan hat ve araç bakımı, de-ray ekipmanları, bandajlı tekerlekler, araçtaki titreşim ve gürültüler, kurplarda oluşan sesler ve çözümlemeler, ondülasyonlarla mücadele metotları ve maksimo gibi teknik konular hakkında bilgi alan heyet, Kayseri’deki raylı sistemin yeni olmasından dolayı Bursa’nın tecrübelerinden yararlanmak istediklerini belirtti. BursaRay’ın bakım ve işletiminin Kayseri için önemli olduğunu anlatan heyet, “Bursaray, Hafif Raylı Sistem işletmeciliğinde örnek gösterilecek bir yapıya sahip. Bu nedenle biz de BursaRay’ın teknik çalışmalarını yerinde incelemek ve Kayseri’deki faaliyetlerimize örnek almak istedik” dedi.

BURULAŞ Genel Müdürü Ali Kaya da BursaRay’ın idari yapısı hakkında konuklarını bilgilendirdi. BURULAŞ olarak daima büyümeyi hedeflediklerini anlatan Kaya, “Yatırımlarımız Bursa’ya gözle görülür oranda katma değer sağladı. Bu durum bize gurur veriyor” diye konuştu.
Her konuda Kayseri’nin model ve örnek alınan şehir olduğunu vurgulayan AKP ve Büyükşehir yetkililerinin KayseRAY Teknik heyetinin BursaRAY’a hayranlığı konusunda ne diyecekleri ise merak ediliyor..

HANİ BİZ MODEL ŞEHİRDİK?


Kayseri Ulaşım A.Ş. tarafından işletilen KayseRay raylı sistemin teknik ekibi, BURULAŞ’ın atölyelerini gezerek, BursaRay’ın çalışmaları hakkında fikir alışverişinde bulundu. Uzmanlardan hat ve araç bakımı, de-ray ekipmanları, bandajlı tekerlekler, araçtaki titreşim ve gürültüler, kurplarda oluşan sesler ve çözümlemeler, ondülasyonlarla mücadele metotları ve maksimo gibi teknik konular hakkında bilgi alan heyet, Kayseri’deki raylı sistemin yeni olmasından dolayı Bursa’nın tecrübelerinden yararlanmak istediklerini belirtti. BursaRay’ın bakım ve işletiminin Kayseri için önemli olduğunu anlatan heyet, “Bursaray, Hafif Raylı Sistem işletmeciliğinde örnek gösterilecek bir yapıya sahip. Bu nedenle biz de BursaRay’ın teknik çalışmalarını yerinde incelemek ve Kayseri’deki faaliyetlerimize örnek almak istedik” dedi.

BURULAŞ Genel Müdürü Ali Kaya da BursaRay’ın idari yapısı hakkında konuklarını bilgilendirdi. BURULAŞ olarak daima büyümeyi hedeflediklerini anlatan Kaya, “Yatırımlarımız Bursa’ya gözle görülür oranda katma değer sağladı. Bu durum bize gurur veriyor” diye konuştu.
Her konuda Kayseri’nin model ve örnek alınan şehir olduğunu vurgulayan AKP ve Büyükşehir yetkililerinin KayseRAY Teknik heyetinin BursaRAY’a hayranlığı konusunda ne diyecekleri ise merak ediliyor..

HANİ BİZ MODEL ŞEHİRDİK?


Kayseri Ulaşım A.Ş. tarafından işletilen KayseRay raylı sistemin teknik ekibi, BURULAŞ’ın atölyelerini gezerek, BursaRay’ın çalışmaları hakkında fikir alışverişinde bulundu. Uzmanlardan hat ve araç bakımı, de-ray ekipmanları, bandajlı tekerlekler, araçtaki titreşim ve gürültüler, kurplarda oluşan sesler ve çözümlemeler, ondülasyonlarla mücadele metotları ve maksimo gibi teknik konular hakkında bilgi alan heyet, Kayseri’deki raylı sistemin yeni olmasından dolayı Bursa’nın tecrübelerinden yararlanmak istediklerini belirtti. BursaRay’ın bakım ve işletiminin Kayseri için önemli olduğunu anlatan heyet, “Bursaray, Hafif Raylı Sistem işletmeciliğinde örnek gösterilecek bir yapıya sahip. Bu nedenle biz de BursaRay’ın teknik çalışmalarını yerinde incelemek ve Kayseri’deki faaliyetlerimize örnek almak istedik” dedi.

BURULAŞ Genel Müdürü Ali Kaya da BursaRay’ın idari yapısı hakkında konuklarını bilgilendirdi. BURULAŞ olarak daima büyümeyi hedeflediklerini anlatan Kaya, “Yatırımlarımız Bursa’ya gözle görülür oranda katma değer sağladı. Bu durum bize gurur veriyor” diye konuştu.
Her konuda Kayseri’nin model ve örnek alınan şehir olduğunu vurgulayan AKP ve Büyükşehir yetkililerinin KayseRAY Teknik heyetinin BursaRAY’a hayranlığı konusunda ne diyecekleri ise merak ediliyor..

KULKULOĞLU:ATAMALARA SİYASET KARIŞMIŞ


CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çıkarılan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik çerçevesinde, atama takvimine uygun olarak bu açık bulunan okul ve kurumlara atama başvuruları alınmaya başlandığını ve yakında atamaların yapılacağını bildirdi.

Atama yönetmeliği gereğince okul ve kurumlara yönetici olarak atanmak için başvuru şartı olarak sınav puanı almanın yanında, maaş ile ödül alma halinde puan, takdir belgesi alma durumda puan, teşekkür belgesi alma durumunda ise puan verileceğinin düzenlendiğini vurgulayan Kulkuloğlu, şöyle devam etti:
Kayseri ili ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ve Kayseri Kaymakamlıkları nda özellikle AKP ye ve iktidara yakınlığı bilinen Eğitim-Bir Sendikası na üye öğretmenlere, takdir ve teşekkür belgeleri dağıtılmaya başlandığı iddia ve haberleri basına yansımıştır. Bu durum haliyle takdir ve teşekkür belgesi alan AKP yanlısı öğretmenler lehine 1 ile 3 puan arasında bir puanı kazandırmakta ve atama için adaylar arasında haksız menfaat yaratmaktadır.
Takdir ve teşekkür belgelerinin yarattığı bu haksız durum konusunda, Danıştay 2. Dairesi 11.12.2009 gün ve E: 2009/2738 sayılı kararıyla yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Danıştay ın bu kararı ile atama ilanından sonra verilen takdir ve teşekkür belgelerinin puanlamaya dahil edilmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Danıştay ın bu kararı ortadayken özellikle Kayseri ilinde AKP ye ve iktidara yakınlığı bilinen Eğitim-Bir Sendikası na üye öğretmenlere takdir ve teşekkür belgesi dağıtımının hızla devam etmesi, Kayseri ilinde üç hakim sendika olmasına rağmen, bunlardan sadece AKP ve iktidar yanlısı Eğitim?Bir Sendikası na üye olan öğretmenlerin teşekkür ve takdir belgeleri almaları büyük bir haksızlık yaratmaktadır.
Açıklamasında, Danıştay ın ilgili kararına göre, atama ilanı yapıldıktan sonra büyük hızla takdir ve teşekkür belgelerinin dağıtılarak puanlamaya dahil edilmesinin hukuka aykırı bir durum olduğunu yineleyen Kulkuloğlu, Kayseri Valiliği ve Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü nün derhal bu atamaları durdurmaları gerekmektedir. Çünkü bu atamalara siyaset karışmış, hakkaniyet ve adalet ölçüleri kaybolmuştur. Atamaların durdurulmaması durumunda, İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 28 inci maddesi kapsamında ilgililerin sorumlu olacağını hatırlatır, görevlileri hukuka uygun davranmaya, vicdanlı olmaya, hakkaniyet ve adalet ölçülerini aramaya davet ederim dedi.

KULKULOĞLU:ATAMALARA SİYASET KARIŞMIŞ


CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çıkarılan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik çerçevesinde, atama takvimine uygun olarak bu açık bulunan okul ve kurumlara atama başvuruları alınmaya başlandığını ve yakında atamaların yapılacağını bildirdi.

Atama yönetmeliği gereğince okul ve kurumlara yönetici olarak atanmak için başvuru şartı olarak sınav puanı almanın yanında, maaş ile ödül alma halinde puan, takdir belgesi alma durumda puan, teşekkür belgesi alma durumunda ise puan verileceğinin düzenlendiğini vurgulayan Kulkuloğlu, şöyle devam etti:
Kayseri ili ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ve Kayseri Kaymakamlıkları nda özellikle AKP ye ve iktidara yakınlığı bilinen Eğitim-Bir Sendikası na üye öğretmenlere, takdir ve teşekkür belgeleri dağıtılmaya başlandığı iddia ve haberleri basına yansımıştır. Bu durum haliyle takdir ve teşekkür belgesi alan AKP yanlısı öğretmenler lehine 1 ile 3 puan arasında bir puanı kazandırmakta ve atama için adaylar arasında haksız menfaat yaratmaktadır.
Takdir ve teşekkür belgelerinin yarattığı bu haksız durum konusunda, Danıştay 2. Dairesi 11.12.2009 gün ve E: 2009/2738 sayılı kararıyla yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Danıştay ın bu kararı ile atama ilanından sonra verilen takdir ve teşekkür belgelerinin puanlamaya dahil edilmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Danıştay ın bu kararı ortadayken özellikle Kayseri ilinde AKP ye ve iktidara yakınlığı bilinen Eğitim-Bir Sendikası na üye öğretmenlere takdir ve teşekkür belgesi dağıtımının hızla devam etmesi, Kayseri ilinde üç hakim sendika olmasına rağmen, bunlardan sadece AKP ve iktidar yanlısı Eğitim?Bir Sendikası na üye olan öğretmenlerin teşekkür ve takdir belgeleri almaları büyük bir haksızlık yaratmaktadır.
Açıklamasında, Danıştay ın ilgili kararına göre, atama ilanı yapıldıktan sonra büyük hızla takdir ve teşekkür belgelerinin dağıtılarak puanlamaya dahil edilmesinin hukuka aykırı bir durum olduğunu yineleyen Kulkuloğlu, Kayseri Valiliği ve Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü nün derhal bu atamaları durdurmaları gerekmektedir. Çünkü bu atamalara siyaset karışmış, hakkaniyet ve adalet ölçüleri kaybolmuştur. Atamaların durdurulmaması durumunda, İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 28 inci maddesi kapsamında ilgililerin sorumlu olacağını hatırlatır, görevlileri hukuka uygun davranmaya, vicdanlı olmaya, hakkaniyet ve adalet ölçülerini aramaya davet ederim dedi.

KULKULOĞLU:ATAMALARA SİYASET KARIŞMIŞ


CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çıkarılan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik çerçevesinde, atama takvimine uygun olarak bu açık bulunan okul ve kurumlara atama başvuruları alınmaya başlandığını ve yakında atamaların yapılacağını bildirdi.

Atama yönetmeliği gereğince okul ve kurumlara yönetici olarak atanmak için başvuru şartı olarak sınav puanı almanın yanında, maaş ile ödül alma halinde puan, takdir belgesi alma durumda puan, teşekkür belgesi alma durumunda ise puan verileceğinin düzenlendiğini vurgulayan Kulkuloğlu, şöyle devam etti:
Kayseri ili ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ve Kayseri Kaymakamlıkları nda özellikle AKP ye ve iktidara yakınlığı bilinen Eğitim-Bir Sendikası na üye öğretmenlere, takdir ve teşekkür belgeleri dağıtılmaya başlandığı iddia ve haberleri basına yansımıştır. Bu durum haliyle takdir ve teşekkür belgesi alan AKP yanlısı öğretmenler lehine 1 ile 3 puan arasında bir puanı kazandırmakta ve atama için adaylar arasında haksız menfaat yaratmaktadır.
Takdir ve teşekkür belgelerinin yarattığı bu haksız durum konusunda, Danıştay 2. Dairesi 11.12.2009 gün ve E: 2009/2738 sayılı kararıyla yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Danıştay ın bu kararı ile atama ilanından sonra verilen takdir ve teşekkür belgelerinin puanlamaya dahil edilmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Danıştay ın bu kararı ortadayken özellikle Kayseri ilinde AKP ye ve iktidara yakınlığı bilinen Eğitim-Bir Sendikası na üye öğretmenlere takdir ve teşekkür belgesi dağıtımının hızla devam etmesi, Kayseri ilinde üç hakim sendika olmasına rağmen, bunlardan sadece AKP ve iktidar yanlısı Eğitim?Bir Sendikası na üye olan öğretmenlerin teşekkür ve takdir belgeleri almaları büyük bir haksızlık yaratmaktadır.
Açıklamasında, Danıştay ın ilgili kararına göre, atama ilanı yapıldıktan sonra büyük hızla takdir ve teşekkür belgelerinin dağıtılarak puanlamaya dahil edilmesinin hukuka aykırı bir durum olduğunu yineleyen Kulkuloğlu, Kayseri Valiliği ve Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü nün derhal bu atamaları durdurmaları gerekmektedir. Çünkü bu atamalara siyaset karışmış, hakkaniyet ve adalet ölçüleri kaybolmuştur. Atamaların durdurulmaması durumunda, İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 28 inci maddesi kapsamında ilgililerin sorumlu olacağını hatırlatır, görevlileri hukuka uygun davranmaya, vicdanlı olmaya, hakkaniyet ve adalet ölçülerini aramaya davet ederim dedi.

ALİ BENLİ: BAŞKALARININ HAKKINI GASP EDİYORLAR


Türk Eğitim Sen Kayseri şube başkanı Ali Benli, bir basın toplantısı düzenleyerek, müdür atamalarına ilişkin çarpışıcı açıklamalarda bulundu…Benli,” Atamalarla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının kendi çıkardığı yönetmeliğe uymadığını belirterek, eğitim çalışanlarına adeta zülüm, haksızlık ediliyor. Biz eğitim çalışanları olarak haksızlar karşısında susmayacağız dedi.

Benli; okul müdürlüğüne atanacakların başvurularında dikkate alınan takdir ve teşekkür belgeleri var. Takdir ve teşekkür belgelerini atamaya yetkili kişiler veriyor. Ancak Türkiye genelinde bazı idareciler takdir ve teşekkür belgesi dağıtıyor. Bu ciddi anlamda sıkandaldır. bu bir onursuzluktur. kim hak ediyorsa hak ettiği yere gelsin ama birilerini öne çıkarmak adına başkalarının hakkını gasp etmek en büyük onursuzluktur dedi.

ALİ BENLİ: BAŞKALARININ HAKKINI GASP EDİYORLAR


Türk Eğitim Sen Kayseri şube başkanı Ali Benli, bir basın toplantısı düzenleyerek, müdür atamalarına ilişkin çarpışıcı açıklamalarda bulundu…Benli,” Atamalarla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının kendi çıkardığı yönetmeliğe uymadığını belirterek, eğitim çalışanlarına adeta zülüm, haksızlık ediliyor. Biz eğitim çalışanları olarak haksızlar karşısında susmayacağız dedi.

Benli; okul müdürlüğüne atanacakların başvurularında dikkate alınan takdir ve teşekkür belgeleri var. Takdir ve teşekkür belgelerini atamaya yetkili kişiler veriyor. Ancak Türkiye genelinde bazı idareciler takdir ve teşekkür belgesi dağıtıyor. Bu ciddi anlamda sıkandaldır. bu bir onursuzluktur. kim hak ediyorsa hak ettiği yere gelsin ama birilerini öne çıkarmak adına başkalarının hakkını gasp etmek en büyük onursuzluktur dedi.

ALİ BENLİ: BAŞKALARININ HAKKINI GASP EDİYORLAR


Türk Eğitim Sen Kayseri şube başkanı Ali Benli, bir basın toplantısı düzenleyerek, müdür atamalarına ilişkin çarpışıcı açıklamalarda bulundu…Benli,” Atamalarla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının kendi çıkardığı yönetmeliğe uymadığını belirterek, eğitim çalışanlarına adeta zülüm, haksızlık ediliyor. Biz eğitim çalışanları olarak haksızlar karşısında susmayacağız dedi.

Benli; okul müdürlüğüne atanacakların başvurularında dikkate alınan takdir ve teşekkür belgeleri var. Takdir ve teşekkür belgelerini atamaya yetkili kişiler veriyor. Ancak Türkiye genelinde bazı idareciler takdir ve teşekkür belgesi dağıtıyor. Bu ciddi anlamda sıkandaldır. bu bir onursuzluktur. kim hak ediyorsa hak ettiği yere gelsin ama birilerini öne çıkarmak adına başkalarının hakkını gasp etmek en büyük onursuzluktur dedi.

ALİ BENLİ: BAŞKALARININ HAKKINI GASP EDİYORLAR


Türk Eğitim Sen Kayseri şube başkanı Ali Benli, bir basın toplantısı düzenleyerek, müdür atamalarına ilişkin çarpışıcı açıklamalarda bulundu…Benli,” Atamalarla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının kendi çıkardığı yönetmeliğe uymadığını belirterek, eğitim çalışanlarına adeta zülüm, haksızlık ediliyor. Biz eğitim çalışanları olarak haksızlar karşısında susmayacağız dedi.

Benli; okul müdürlüğüne atanacakların başvurularında dikkate alınan takdir ve teşekkür belgeleri var. Takdir ve teşekkür belgelerini atamaya yetkili kişiler veriyor. Ancak Türkiye genelinde bazı idareciler takdir ve teşekkür belgesi dağıtıyor. Bu ciddi anlamda sıkandaldır. bu bir onursuzluktur. kim hak ediyorsa hak ettiği yere gelsin ama birilerini öne çıkarmak adına başkalarının hakkını gasp etmek en büyük onursuzluktur dedi.

ALİ BENLİ: BAŞKALARININ HAKKINI GASP EDİYORLAR


Türk Eğitim Sen Kayseri şube başkanı Ali Benli, bir basın toplantısı düzenleyerek, müdür atamalarına ilişkin çarpışıcı açıklamalarda bulundu…Benli,” Atamalarla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının kendi çıkardığı yönetmeliğe uymadığını belirterek, eğitim çalışanlarına adeta zülüm, haksızlık ediliyor. Biz eğitim çalışanları olarak haksızlar karşısında susmayacağız dedi.

Benli; okul müdürlüğüne atanacakların başvurularında dikkate alınan takdir ve teşekkür belgeleri var. Takdir ve teşekkür belgelerini atamaya yetkili kişiler veriyor. Ancak Türkiye genelinde bazı idareciler takdir ve teşekkür belgesi dağıtıyor. Bu ciddi anlamda sıkandaldır. bu bir onursuzluktur. kim hak ediyorsa hak ettiği yere gelsin ama birilerini öne çıkarmak adına başkalarının hakkını gasp etmek en büyük onursuzluktur dedi.

ALİ BENLİ: BAŞKALARININ HAKKINI GASP EDİYORLAR


Türk Eğitim Sen Kayseri şube başkanı Ali Benli, bir basın toplantısı düzenleyerek, müdür atamalarına ilişkin çarpışıcı açıklamalarda bulundu…Benli,” Atamalarla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının kendi çıkardığı yönetmeliğe uymadığını belirterek, eğitim çalışanlarına adeta zülüm, haksızlık ediliyor. Biz eğitim çalışanları olarak haksızlar karşısında susmayacağız dedi.

Benli; okul müdürlüğüne atanacakların başvurularında dikkate alınan takdir ve teşekkür belgeleri var. Takdir ve teşekkür belgelerini atamaya yetkili kişiler veriyor. Ancak Türkiye genelinde bazı idareciler takdir ve teşekkür belgesi dağıtıyor. Bu ciddi anlamda sıkandaldır. bu bir onursuzluktur. kim hak ediyorsa hak ettiği yere gelsin ama birilerini öne çıkarmak adına başkalarının hakkını gasp etmek en büyük onursuzluktur dedi.

MHP ZİYARETLER DEVAM EDİYOR


MHP il yönetiminin ilk durağı Sıhhi tesisatçılar odası oldu. Bir süre önce genel kurul yapan ve Sıhhi tesisatçılar odası başkanlığına seçilen Hayrullah Sundu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. MHP il başkanı Süleyman Korkmaz ise önce yeni başkan Sundu’ya hayırlı olsun dileklerini sundu. AKP hükümeti ile birlikte esnafın sıkıntı içinde girdiğini vurgulayan Korkmaz Sıhhi tesisatçılarında aynı sorunları yaşadıklarını söyledi. Korkmaz AKP hükümetinin açılım dışında başka gündemlerinde olduğunu görmesi gerektiğini söyleyerek hükümet gerçek gündeme dönsün dedi.

MHP il yönetiminin ikinci durağı bir süre önce genel kurlarını yapan Marangozlar ve mobilyacılar odasıydı. Oda başkanı Mehmet Ali Çevrim seçim sürecine girdiklerini söyleyerek Kesob olarak seçimlere devam ettiklerini söyledi. Çevrim artık particiliğin kalmadığını söyleyerek ülkenin yararına olan her partinin başarılı olmasını istediklerini belirtti.
MHP il başkanı Süleyman Korkmaz’da Başbakan Erdoğan’ın Ankara’da yaptığı valiler toplantısına değinerek Başbakan’ın valilerden halka açılımı anlatmasını istemesini eleştirdi.

MHP ZİYARETLER DEVAM EDİYOR


MHP il yönetiminin ilk durağı Sıhhi tesisatçılar odası oldu. Bir süre önce genel kurul yapan ve Sıhhi tesisatçılar odası başkanlığına seçilen Hayrullah Sundu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. MHP il başkanı Süleyman Korkmaz ise önce yeni başkan Sundu’ya hayırlı olsun dileklerini sundu. AKP hükümeti ile birlikte esnafın sıkıntı içinde girdiğini vurgulayan Korkmaz Sıhhi tesisatçılarında aynı sorunları yaşadıklarını söyledi. Korkmaz AKP hükümetinin açılım dışında başka gündemlerinde olduğunu görmesi gerektiğini söyleyerek hükümet gerçek gündeme dönsün dedi.

MHP il yönetiminin ikinci durağı bir süre önce genel kurlarını yapan Marangozlar ve mobilyacılar odasıydı. Oda başkanı Mehmet Ali Çevrim seçim sürecine girdiklerini söyleyerek Kesob olarak seçimlere devam ettiklerini söyledi. Çevrim artık particiliğin kalmadığını söyleyerek ülkenin yararına olan her partinin başarılı olmasını istediklerini belirtti.
MHP il başkanı Süleyman Korkmaz’da Başbakan Erdoğan’ın Ankara’da yaptığı valiler toplantısına değinerek Başbakan’ın valilerden halka açılımı anlatmasını istemesini eleştirdi.

MHP ZİYARETLER DEVAM EDİYOR


MHP il yönetiminin ilk durağı Sıhhi tesisatçılar odası oldu. Bir süre önce genel kurul yapan ve Sıhhi tesisatçılar odası başkanlığına seçilen Hayrullah Sundu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. MHP il başkanı Süleyman Korkmaz ise önce yeni başkan Sundu’ya hayırlı olsun dileklerini sundu. AKP hükümeti ile birlikte esnafın sıkıntı içinde girdiğini vurgulayan Korkmaz Sıhhi tesisatçılarında aynı sorunları yaşadıklarını söyledi. Korkmaz AKP hükümetinin açılım dışında başka gündemlerinde olduğunu görmesi gerektiğini söyleyerek hükümet gerçek gündeme dönsün dedi.

MHP il yönetiminin ikinci durağı bir süre önce genel kurlarını yapan Marangozlar ve mobilyacılar odasıydı. Oda başkanı Mehmet Ali Çevrim seçim sürecine girdiklerini söyleyerek Kesob olarak seçimlere devam ettiklerini söyledi. Çevrim artık particiliğin kalmadığını söyleyerek ülkenin yararına olan her partinin başarılı olmasını istediklerini belirtti.
MHP il başkanı Süleyman Korkmaz’da Başbakan Erdoğan’ın Ankara’da yaptığı valiler toplantısına değinerek Başbakan’ın valilerden halka açılımı anlatmasını istemesini eleştirdi.

MHP ZİYARETLER DEVAM EDİYOR


MHP il yönetiminin ilk durağı Sıhhi tesisatçılar odası oldu. Bir süre önce genel kurul yapan ve Sıhhi tesisatçılar odası başkanlığına seçilen Hayrullah Sundu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. MHP il başkanı Süleyman Korkmaz ise önce yeni başkan Sundu’ya hayırlı olsun dileklerini sundu. AKP hükümeti ile birlikte esnafın sıkıntı içinde girdiğini vurgulayan Korkmaz Sıhhi tesisatçılarında aynı sorunları yaşadıklarını söyledi. Korkmaz AKP hükümetinin açılım dışında başka gündemlerinde olduğunu görmesi gerektiğini söyleyerek hükümet gerçek gündeme dönsün dedi.

MHP il yönetiminin ikinci durağı bir süre önce genel kurlarını yapan Marangozlar ve mobilyacılar odasıydı. Oda başkanı Mehmet Ali Çevrim seçim sürecine girdiklerini söyleyerek Kesob olarak seçimlere devam ettiklerini söyledi. Çevrim artık particiliğin kalmadığını söyleyerek ülkenin yararına olan her partinin başarılı olmasını istediklerini belirtti.
MHP il başkanı Süleyman Korkmaz’da Başbakan Erdoğan’ın Ankara’da yaptığı valiler toplantısına değinerek Başbakan’ın valilerden halka açılımı anlatmasını istemesini eleştirdi.

MHP ZİYARETLER DEVAM EDİYOR


MHP il yönetiminin ilk durağı Sıhhi tesisatçılar odası oldu. Bir süre önce genel kurul yapan ve Sıhhi tesisatçılar odası başkanlığına seçilen Hayrullah Sundu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. MHP il başkanı Süleyman Korkmaz ise önce yeni başkan Sundu’ya hayırlı olsun dileklerini sundu. AKP hükümeti ile birlikte esnafın sıkıntı içinde girdiğini vurgulayan Korkmaz Sıhhi tesisatçılarında aynı sorunları yaşadıklarını söyledi. Korkmaz AKP hükümetinin açılım dışında başka gündemlerinde olduğunu görmesi gerektiğini söyleyerek hükümet gerçek gündeme dönsün dedi.

MHP il yönetiminin ikinci durağı bir süre önce genel kurlarını yapan Marangozlar ve mobilyacılar odasıydı. Oda başkanı Mehmet Ali Çevrim seçim sürecine girdiklerini söyleyerek Kesob olarak seçimlere devam ettiklerini söyledi. Çevrim artık particiliğin kalmadığını söyleyerek ülkenin yararına olan her partinin başarılı olmasını istediklerini belirtti.
MHP il başkanı Süleyman Korkmaz’da Başbakan Erdoğan’ın Ankara’da yaptığı valiler toplantısına değinerek Başbakan’ın valilerden halka açılımı anlatmasını istemesini eleştirdi.

MHP ZİYARETLER DEVAM EDİYOR


MHP il yönetiminin ilk durağı Sıhhi tesisatçılar odası oldu. Bir süre önce genel kurul yapan ve Sıhhi tesisatçılar odası başkanlığına seçilen Hayrullah Sundu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. MHP il başkanı Süleyman Korkmaz ise önce yeni başkan Sundu’ya hayırlı olsun dileklerini sundu. AKP hükümeti ile birlikte esnafın sıkıntı içinde girdiğini vurgulayan Korkmaz Sıhhi tesisatçılarında aynı sorunları yaşadıklarını söyledi. Korkmaz AKP hükümetinin açılım dışında başka gündemlerinde olduğunu görmesi gerektiğini söyleyerek hükümet gerçek gündeme dönsün dedi.

MHP il yönetiminin ikinci durağı bir süre önce genel kurlarını yapan Marangozlar ve mobilyacılar odasıydı. Oda başkanı Mehmet Ali Çevrim seçim sürecine girdiklerini söyleyerek Kesob olarak seçimlere devam ettiklerini söyledi. Çevrim artık particiliğin kalmadığını söyleyerek ülkenin yararına olan her partinin başarılı olmasını istediklerini belirtti.
MHP il başkanı Süleyman Korkmaz’da Başbakan Erdoğan’ın Ankara’da yaptığı valiler toplantısına değinerek Başbakan’ın valilerden halka açılımı anlatmasını istemesini eleştirdi.

İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ ERDOĞAN AYATA: 2000 ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR


Okullar yarıyıl tatiline girdi. Herhangi bir sıkıntı yok değil mi?


Bir dönemi geride bıraktık. 2009-2010 eğitim öğretim yılımız bize göre problemsiz geçti. Eski günleri hatırladığımızda öğrenci olayları disiplin olayları bir hayli sıkıntı verirdi; ama son yıllarda öğrenci olayları son derece azaldı. Çok basit küçük münferit olaylar şekline dönüştü. Eskiden biliyorsunuz çocuklarımız bu filmlerinde etkisinde kalarak gruplaşmalar, reislik, liderlik gibi kendilerine misyon takınarak sıkıntılar veriyorlardı. Şuanda onların tamamı bitti. Tabii bu bitme olayı kendiliğinden olmadı. Belki Türkiye’de ilk defa uygulanan bir proje geliştirmiştik onun çok faydasını gördük. Hatta Bakanlığımıza da bu proje ile ilgili bilgi vermiştik. Türkiye genelinde problemli öğrencilerle ilgilenme ile ilgili seminerler verilmeye başlandı. Bu da Kayseri’nin bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da öncülük yaptığının bir göstergesi. Tabii öğretmenlerimiz burada büyük fedakarlıklarda bulunuyorlar. Çünkü kendilerinin asli görevi olmamasına rağmen estradan çocuklar ile birebir ilgilenmesi gerçekten bir özveri, çalışma örneğidir. Tabii arkadaşlarımız mesleklerini özveri ile yaparken bu işe gönül verdikleri için hiç bir zaman zorsunmuyorlar, bu işi seve seve gönüllü olarak yapıyorlar. Burada kazançlı olan yine bizleriz çünkü toplumda çocuklarımızın iyi yetişmesi, olumsuz bir bireyin topluma ne kadar zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Bir kişi ülkeyide kurtarıyor bir kişi ülkeyi olumsuz bir hale de sokabiliyor. Bu kötü örnekler olmasın diye çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeye eğitmeye çalışıyoruz çünkü eğitim sürekli bir görev. Yani bunun zamanı yeri ve mekanı yok. Yani her yaşta her mekanda eğitim verilebiliyor. Biz burada personellerimizi, eğitimcilerimizi, öğrencilerimizi eğitiyoruz, eğitimin yaşı ve sınırı olmadığını biliyoruz.

Bu proje milli eğitim ve emniyet müdürlüğü ortaklığında yapıldı...

İlk başlangıçta bizim iki türlü projemiz var. Birinci projemiz polis ağabeyliği. Bu emniyet ile beraber bu işi organize ediyoruz. Liselerimizde özellikle sivil polislerimiz var. Bunlar polis gibi değilde okulda koordineyi sağlayan bir eğitimci gibi, onlara artık polis demiyoruz bize destek veren bir eğitimci diyoruz. Onlar koordineyi sağlıyorlar. Öğrencilerimiz o polis memuru arkadaşlarımızın sivil olmasına rağmen kendisinin emniyetten biri olduğunu bildikleri için biraz daha dikkatli davranıyorlar. Bu dikkatleri de tabii olayların olmadan önce emniyet tarafından oradaki polis memuru tarafından tesbit edilmesi, idare dışardaki gruplaşmaları, suça meyilli olan öğrencilerin kimler olduğunu fazla farkedemiyor; ama polisin bunu okul dışında tesbit etme şansı oluyor. Onlarla özel sohbet esnasında bazı bilgileri alarak önceden tedbirini alabiliyor. Onun ötesinde bizim ikinci bir projemiz de emniyetin dışında olan bir proje. Tamamen gönüllülüğe dayalı. Rehber öğretmenlerin dışında matematik, fizik, fen bilgisi öğretmeni, bunların okulda öğrenciler arasında tesbit ettiği biraz daha geri olan yada kendini ön plana çıkarmak için liderlik özellikleri taşıyan derslerinin zayıf olmasından dolayı kendisini farklı alanlarda ifade etmek isteyen öğrencilerimiz var. Bu öğrencilerimizi hem okulun içindeki öğrenciler ile kaynaştırmak, onları okuldan koparmamak dersten koparmamak adına öğretmenlerimiz gönüllü olarak o çocuklarla arkadaş oluyorlar. Yani bu arkadaşlık farkında olmadan bir arkadaşlık. Yani ben seninle ilgileneceğim, işte bana teslim edilen bir öğrencisin gibi değilde kendisini ona güvendirerek samimi bir arkadaşmış gibi yaklaşım ile o öğrencinin güvenini kazanmak. Bu tür öğrenciler idareye, müdür yardımcılarına, öğretmenlere güvenmiyorlar. Onları hep potansiyel düşman gibi görüyorlar ve ondan dolayıda hiç bir şeyini paylaşmıyorlar; ama biz bu konuyu öğretmenin farklı yaklaşımları ile öğrencinin asıl iç dünyasına girebilirsek onun evdeki durumunu arkadaş durumunu çözebilirsek o çocuğu olumsuz şeylerde kurtarmak çok daha kolay.

Peki hocam Kayseri’de hiç kötü alışkanlıkları olan öğrenci tesbit edildi mi? Esrar gibi, eroin gibi...

Eğitim durumları içinde öyle bir hadiseye şimdiye kadar hiç rastlamadık. Yani bire bir disipline gelen, hocam bu esrar eroin kullanıyor, satarken alırken yada okul önünde içerken yakalanmış diye öğrenci olarak bize hiç gelmedi. Zaten emniyet tarafından öğrenci olduğu tesbit edilse emniyet hemen bize bildiriyor ve o öğrenci ile ilgili gerekli işlemler yapılıyor. Ben müdür oldum olalı 6 yıldır böyle bir hadiseye hiç rastlamadım. Böyle bir esrar erion olayı olmadı; ama sigara olayı var o da günümüzde artık öğrencinin neredeyse ailesinin annesinin babasının bildiği ama hiç bir şey yapamadığı, engelleyemediği bir durum. Çocukların velilerin çocuklarını sigara içmesinden dolayı çağırdığımızda veli “Hocam biliyorum hatta parasını veriyorum ama engelleyemiyorum” dediklerini biliyoruz; ama bir başkasına kötü örnek olmaması için onları engellemeye çalıyoruz. Kendi artık alıştı ise okulda içmesin; ama dışarda ailesi müsade ediyormuş etmiyormuş o bizi ilgilendirmez fakat en önemlisi okul forması ile cadde ve sokakta içmesi bizi çok rahatsız ediyor. O yüzdende önlem almaya çalışıyoruz.

Öğretmen açığımız var mı?

Norm kadroya göre açığımız var. Bizim 2000 norm kardoya göre açığımız var; ama şöyle bir açık değil. Bir saat dersiniz boş geçiyor mu derseniz bir saat bile dersimiz boş geçmiyor. Bütün derslerimiz dolu. Yani eskiden öğretmen açığı denildiğinde öğrencinin öğretmeni olmaması, derse girmemesi gibi algılanırdı. Şimdi KPSS’den dolayı öğretmenlerimiz biliyorsunuz sınava giriyorlar. 75 puan atanıyor, 74.999 puan atanamıyor; ama ikiside aynı fakülteyi bitirmiş, aynı okuldan mezun olmuş, biri atanıyor diğeri atanmıyor. Ekonomik krizden dolayıda herkesin bir beklentisi var. Onlarda ücretli öğretmen olarak görev almak istiyorlar. Aynı öğretmeni bu açık olan bir yerlerde biz ders ücretli olarak görevlendiriyoruz. Yani orada öğretmenlik formasyonu var, aynı branşta hiçbir problem yok sadece resmiyette atanamamış olması. Ha devletin burada ne karı oluyor. Bin 500 lira maaş vereceğine 700 lira ile bu işi götürüyor.

İlçelerde?

Hiç bir ilçemizde en ufak bir ders açığımız yok. Çünkü şuanda 150-200 tane öğretmen hergün bana müracat ediyor.

Açıkları böyle mi kapatıyorsunuz...

Bunlara görev bile veremiyoruz, görev almakta torpil ile, böyle bir şey var. 2000 normumuz olmasına rağmen görevlendirdiğimiz öğretmende 700 tane.

Bu açığı kapatabiliyor mu?

Evet 700 öğretmen, 2000 öğretmenin açığını kapatıyor.

Hocam Kayseri’de okul sorunu yada okul eksiği varmı?

Okul ihtiyacı olmaması mümkün değil. Şöyle ihtiyaç oluyor. Mesela yeni yerleşim yeri oluyor, diyelim ki Toki 1400 tane daire teslim ediyor. Biz oraya okul yapmışız ama Toki’nin 1400 tane daha teslim edeceği varsayımla hareket ile oraya bir okul daha istiyor diyorsun. Şimdi eski evler yıkılıyor, mesela bizim şurada Safa ilköğretim okulu vardı kapattık, eski evler yıkılınca etrafında evler kalmadı. Yarın İstiklal ilköğretim var, o da kapanır. Bunlar niye kapanıyor. Etrafında eski evler var, o bölgede öğrenci kalmıyor. İşte bir bakıyorsun Anayurt’da dört tane 15 katlı daireler teslim ediyorlar, her katta dört daire var, çarpıyorsun 60 daire oluyor. Dört tane olursa 4 kere 60, 240 daire. Oralar genç nüfus her evde iki öğrenci olursa 480 tane öğrenci bir yere dört tane blok dikildiği zaman 480 tane öğrenci potansiyeli oraya gidiyor. O zaman buradaki okul boş kalırken oraya okul isteniyor. Yani yerleşimlerin yer değişiminden dolayı okul ihtiyacı artıyor. Okulların tekeri yok ki çekerek oraya götürsek. Başka alanda da onları kullanmaya çalışacağız. Öyle bir sıkıntı var; ama bizler okul sayısını şöyle hesaplarız, derslik başına düşen öğrenci sayısı. Şuanda derslik başına öğrenci sayımız ilköğetimde 32, liselerde 27. Yani bütün lise öğrencilerini topluyorsun okullarda ki derslik sayısına bölüyorsun ortalama 27. İşte bu Eraslan Lisesi’nde 40; ama Argıncık Lisesi’nde 15. Bu genel bir ortalama, orada da işte bölgesel bir yığılmalar sözkonusu oluyor. Mesela Celal Bayer Lisesi’nde ortalama 18 öğrenci.

Hocam öğretmenler ilçe cezaevlerinde neden nöbet tutuyorlar? Böyle bir sistem var mı?

Aslında böyle bir sistem yok ama yalnız şöyle bir şey var. İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasında bir protokol var. Bu ilçelerdeki cezaevlerinde bayan gardiyan yok. Cezaevinde de haftanın bir günü görüş var. Görüşlerde anne ve baba geliyor. Cezaevine girerken üst araması yapılıyor. Üst aramasında ilçede bayan gardiyan ve polis memuru olmayınca ve kadınların üstünün aranması geriyor. Bayanları içeri almama gibi bir şeyde söz konusu değil. Ondan dolayıda üç Bakanlık demiş ki bu durumun çözülmesi için ilçedeki memurlar bu hemşire de olabilir, muhasebe memuru da olabilir ebe de olabilir, tapu da ki memurda olabilir. O memurların birer gün birer saat girişlerde bayanların kontrol edilmesi gibi bir görev verildi.

Bu Türkiye genelinde üç Bakanlığın yaptığı bir protokolün gereği mi?

Türkiye genelinde böyle bir protokol var. Şimdi bu memurlara görev vermişler. Bir öğretmene sene de bir kere, bir saat bir görev düşüyor. Yani senede bir kez yaptığı görevde bir saat. Bir saat üst araması yapıyorlarmış. Orada ailelerin içeri girmesini sağlamak için. Mesela savcının hanımı öğretmen o da arama yapıyor.

Yani torpil yok..

Tabii savcının hanımı da üst araması yapıyor. Kaymakam’ın hanımı da öğretmen olsaydı o da arama yapacaktı. Olması gerekir mi diye sorarsınız bana göre olmaması lazım. Bana göre öğretmenin bir cezaevine gidipte üst araması yapması etik değil ama bazen zorunluluktan kaynaklanan şeyler oluyor. Bazen bizde yapıyoruz. Mesela sınavlarda bayan geliyor öğretmenden arama yapmasını istiyoruz; ama öğretmen o anda okulda olduğu için okulda arama yapması onun için pek abes olmuyor; ama cezaevinde arama yapması enteresan.

Domuz gribi geldi geçti, okullarda ciddi anlamda bir sıkıntı yaratmadı değil mi?

Kesinlikle domuz gribi konusunda Kayseri pilot bölgelerden biriydi. Allah’a şükür o tatil çok faydalı oldu, etkisini tamamen kaybetti. Şuanda devamsızlık falan hiçbir şey yok.

Eğitim düzeyimiz nasıl?

Eğitim düzeyimiz geçen yılki üniversite başarısı ile üst noktaya geldi. Bu sene endişemiz geriye gitmek. Bunu hiç istemiyoruz. Zirveye çıkmak bazen zor olur ama çıkılır, zirveyi korumak çok zor olur. Sayın Cumhurbaşkanımızda telefon açarak bizi tebrik etti. Bizlerde çıktığımız bu zirveyi korumak için elimizden gelini yapacağız.

Yarıyıl tatili...

Birici yarıyıl dönemi sone erdi bütün ailelerimize öğretmenlerimize iyi bir tatil diliyorum. Öğrencilerimize iyi bir tatil diliyorum. Bizim her zaman standart söyleyeceğimiz zayıfı olan öğrencilerimizi ailelerin fazla sıkıştırmaması.

Semra ACAR
ac.semra@mynet.com

İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ ERDOĞAN AYATA: 2000 ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR


Okullar yarıyıl tatiline girdi. Herhangi bir sıkıntı yok değil mi?


Bir dönemi geride bıraktık. 2009-2010 eğitim öğretim yılımız bize göre problemsiz geçti. Eski günleri hatırladığımızda öğrenci olayları disiplin olayları bir hayli sıkıntı verirdi; ama son yıllarda öğrenci olayları son derece azaldı. Çok basit küçük münferit olaylar şekline dönüştü. Eskiden biliyorsunuz çocuklarımız bu filmlerinde etkisinde kalarak gruplaşmalar, reislik, liderlik gibi kendilerine misyon takınarak sıkıntılar veriyorlardı. Şuanda onların tamamı bitti. Tabii bu bitme olayı kendiliğinden olmadı. Belki Türkiye’de ilk defa uygulanan bir proje geliştirmiştik onun çok faydasını gördük. Hatta Bakanlığımıza da bu proje ile ilgili bilgi vermiştik. Türkiye genelinde problemli öğrencilerle ilgilenme ile ilgili seminerler verilmeye başlandı. Bu da Kayseri’nin bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da öncülük yaptığının bir göstergesi. Tabii öğretmenlerimiz burada büyük fedakarlıklarda bulunuyorlar. Çünkü kendilerinin asli görevi olmamasına rağmen estradan çocuklar ile birebir ilgilenmesi gerçekten bir özveri, çalışma örneğidir. Tabii arkadaşlarımız mesleklerini özveri ile yaparken bu işe gönül verdikleri için hiç bir zaman zorsunmuyorlar, bu işi seve seve gönüllü olarak yapıyorlar. Burada kazançlı olan yine bizleriz çünkü toplumda çocuklarımızın iyi yetişmesi, olumsuz bir bireyin topluma ne kadar zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Bir kişi ülkeyide kurtarıyor bir kişi ülkeyi olumsuz bir hale de sokabiliyor. Bu kötü örnekler olmasın diye çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeye eğitmeye çalışıyoruz çünkü eğitim sürekli bir görev. Yani bunun zamanı yeri ve mekanı yok. Yani her yaşta her mekanda eğitim verilebiliyor. Biz burada personellerimizi, eğitimcilerimizi, öğrencilerimizi eğitiyoruz, eğitimin yaşı ve sınırı olmadığını biliyoruz.

Bu proje milli eğitim ve emniyet müdürlüğü ortaklığında yapıldı...

İlk başlangıçta bizim iki türlü projemiz var. Birinci projemiz polis ağabeyliği. Bu emniyet ile beraber bu işi organize ediyoruz. Liselerimizde özellikle sivil polislerimiz var. Bunlar polis gibi değilde okulda koordineyi sağlayan bir eğitimci gibi, onlara artık polis demiyoruz bize destek veren bir eğitimci diyoruz. Onlar koordineyi sağlıyorlar. Öğrencilerimiz o polis memuru arkadaşlarımızın sivil olmasına rağmen kendisinin emniyetten biri olduğunu bildikleri için biraz daha dikkatli davranıyorlar. Bu dikkatleri de tabii olayların olmadan önce emniyet tarafından oradaki polis memuru tarafından tesbit edilmesi, idare dışardaki gruplaşmaları, suça meyilli olan öğrencilerin kimler olduğunu fazla farkedemiyor; ama polisin bunu okul dışında tesbit etme şansı oluyor. Onlarla özel sohbet esnasında bazı bilgileri alarak önceden tedbirini alabiliyor. Onun ötesinde bizim ikinci bir projemiz de emniyetin dışında olan bir proje. Tamamen gönüllülüğe dayalı. Rehber öğretmenlerin dışında matematik, fizik, fen bilgisi öğretmeni, bunların okulda öğrenciler arasında tesbit ettiği biraz daha geri olan yada kendini ön plana çıkarmak için liderlik özellikleri taşıyan derslerinin zayıf olmasından dolayı kendisini farklı alanlarda ifade etmek isteyen öğrencilerimiz var. Bu öğrencilerimizi hem okulun içindeki öğrenciler ile kaynaştırmak, onları okuldan koparmamak dersten koparmamak adına öğretmenlerimiz gönüllü olarak o çocuklarla arkadaş oluyorlar. Yani bu arkadaşlık farkında olmadan bir arkadaşlık. Yani ben seninle ilgileneceğim, işte bana teslim edilen bir öğrencisin gibi değilde kendisini ona güvendirerek samimi bir arkadaşmış gibi yaklaşım ile o öğrencinin güvenini kazanmak. Bu tür öğrenciler idareye, müdür yardımcılarına, öğretmenlere güvenmiyorlar. Onları hep potansiyel düşman gibi görüyorlar ve ondan dolayıda hiç bir şeyini paylaşmıyorlar; ama biz bu konuyu öğretmenin farklı yaklaşımları ile öğrencinin asıl iç dünyasına girebilirsek onun evdeki durumunu arkadaş durumunu çözebilirsek o çocuğu olumsuz şeylerde kurtarmak çok daha kolay.

Peki hocam Kayseri’de hiç kötü alışkanlıkları olan öğrenci tesbit edildi mi? Esrar gibi, eroin gibi...

Eğitim durumları içinde öyle bir hadiseye şimdiye kadar hiç rastlamadık. Yani bire bir disipline gelen, hocam bu esrar eroin kullanıyor, satarken alırken yada okul önünde içerken yakalanmış diye öğrenci olarak bize hiç gelmedi. Zaten emniyet tarafından öğrenci olduğu tesbit edilse emniyet hemen bize bildiriyor ve o öğrenci ile ilgili gerekli işlemler yapılıyor. Ben müdür oldum olalı 6 yıldır böyle bir hadiseye hiç rastlamadım. Böyle bir esrar erion olayı olmadı; ama sigara olayı var o da günümüzde artık öğrencinin neredeyse ailesinin annesinin babasının bildiği ama hiç bir şey yapamadığı, engelleyemediği bir durum. Çocukların velilerin çocuklarını sigara içmesinden dolayı çağırdığımızda veli “Hocam biliyorum hatta parasını veriyorum ama engelleyemiyorum” dediklerini biliyoruz; ama bir başkasına kötü örnek olmaması için onları engellemeye çalıyoruz. Kendi artık alıştı ise okulda içmesin; ama dışarda ailesi müsade ediyormuş etmiyormuş o bizi ilgilendirmez fakat en önemlisi okul forması ile cadde ve sokakta içmesi bizi çok rahatsız ediyor. O yüzdende önlem almaya çalışıyoruz.

Öğretmen açığımız var mı?

Norm kadroya göre açığımız var. Bizim 2000 norm kardoya göre açığımız var; ama şöyle bir açık değil. Bir saat dersiniz boş geçiyor mu derseniz bir saat bile dersimiz boş geçmiyor. Bütün derslerimiz dolu. Yani eskiden öğretmen açığı denildiğinde öğrencinin öğretmeni olmaması, derse girmemesi gibi algılanırdı. Şimdi KPSS’den dolayı öğretmenlerimiz biliyorsunuz sınava giriyorlar. 75 puan atanıyor, 74.999 puan atanamıyor; ama ikiside aynı fakülteyi bitirmiş, aynı okuldan mezun olmuş, biri atanıyor diğeri atanmıyor. Ekonomik krizden dolayıda herkesin bir beklentisi var. Onlarda ücretli öğretmen olarak görev almak istiyorlar. Aynı öğretmeni bu açık olan bir yerlerde biz ders ücretli olarak görevlendiriyoruz. Yani orada öğretmenlik formasyonu var, aynı branşta hiçbir problem yok sadece resmiyette atanamamış olması. Ha devletin burada ne karı oluyor. Bin 500 lira maaş vereceğine 700 lira ile bu işi götürüyor.

İlçelerde?

Hiç bir ilçemizde en ufak bir ders açığımız yok. Çünkü şuanda 150-200 tane öğretmen hergün bana müracat ediyor.

Açıkları böyle mi kapatıyorsunuz...

Bunlara görev bile veremiyoruz, görev almakta torpil ile, böyle bir şey var. 2000 normumuz olmasına rağmen görevlendirdiğimiz öğretmende 700 tane.

Bu açığı kapatabiliyor mu?

Evet 700 öğretmen, 2000 öğretmenin açığını kapatıyor.

Hocam Kayseri’de okul sorunu yada okul eksiği varmı?

Okul ihtiyacı olmaması mümkün değil. Şöyle ihtiyaç oluyor. Mesela yeni yerleşim yeri oluyor, diyelim ki Toki 1400 tane daire teslim ediyor. Biz oraya okul yapmışız ama Toki’nin 1400 tane daha teslim edeceği varsayımla hareket ile oraya bir okul daha istiyor diyorsun. Şimdi eski evler yıkılıyor, mesela bizim şurada Safa ilköğretim okulu vardı kapattık, eski evler yıkılınca etrafında evler kalmadı. Yarın İstiklal ilköğretim var, o da kapanır. Bunlar niye kapanıyor. Etrafında eski evler var, o bölgede öğrenci kalmıyor. İşte bir bakıyorsun Anayurt’da dört tane 15 katlı daireler teslim ediyorlar, her katta dört daire var, çarpıyorsun 60 daire oluyor. Dört tane olursa 4 kere 60, 240 daire. Oralar genç nüfus her evde iki öğrenci olursa 480 tane öğrenci bir yere dört tane blok dikildiği zaman 480 tane öğrenci potansiyeli oraya gidiyor. O zaman buradaki okul boş kalırken oraya okul isteniyor. Yani yerleşimlerin yer değişiminden dolayı okul ihtiyacı artıyor. Okulların tekeri yok ki çekerek oraya götürsek. Başka alanda da onları kullanmaya çalışacağız. Öyle bir sıkıntı var; ama bizler okul sayısını şöyle hesaplarız, derslik başına düşen öğrenci sayısı. Şuanda derslik başına öğrenci sayımız ilköğetimde 32, liselerde 27. Yani bütün lise öğrencilerini topluyorsun okullarda ki derslik sayısına bölüyorsun ortalama 27. İşte bu Eraslan Lisesi’nde 40; ama Argıncık Lisesi’nde 15. Bu genel bir ortalama, orada da işte bölgesel bir yığılmalar sözkonusu oluyor. Mesela Celal Bayer Lisesi’nde ortalama 18 öğrenci.

Hocam öğretmenler ilçe cezaevlerinde neden nöbet tutuyorlar? Böyle bir sistem var mı?

Aslında böyle bir sistem yok ama yalnız şöyle bir şey var. İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasında bir protokol var. Bu ilçelerdeki cezaevlerinde bayan gardiyan yok. Cezaevinde de haftanın bir günü görüş var. Görüşlerde anne ve baba geliyor. Cezaevine girerken üst araması yapılıyor. Üst aramasında ilçede bayan gardiyan ve polis memuru olmayınca ve kadınların üstünün aranması geriyor. Bayanları içeri almama gibi bir şeyde söz konusu değil. Ondan dolayıda üç Bakanlık demiş ki bu durumun çözülmesi için ilçedeki memurlar bu hemşire de olabilir, muhasebe memuru da olabilir ebe de olabilir, tapu da ki memurda olabilir. O memurların birer gün birer saat girişlerde bayanların kontrol edilmesi gibi bir görev verildi.

Bu Türkiye genelinde üç Bakanlığın yaptığı bir protokolün gereği mi?

Türkiye genelinde böyle bir protokol var. Şimdi bu memurlara görev vermişler. Bir öğretmene sene de bir kere, bir saat bir görev düşüyor. Yani senede bir kez yaptığı görevde bir saat. Bir saat üst araması yapıyorlarmış. Orada ailelerin içeri girmesini sağlamak için. Mesela savcının hanımı öğretmen o da arama yapıyor.

Yani torpil yok..

Tabii savcının hanımı da üst araması yapıyor. Kaymakam’ın hanımı da öğretmen olsaydı o da arama yapacaktı. Olması gerekir mi diye sorarsınız bana göre olmaması lazım. Bana göre öğretmenin bir cezaevine gidipte üst araması yapması etik değil ama bazen zorunluluktan kaynaklanan şeyler oluyor. Bazen bizde yapıyoruz. Mesela sınavlarda bayan geliyor öğretmenden arama yapmasını istiyoruz; ama öğretmen o anda okulda olduğu için okulda arama yapması onun için pek abes olmuyor; ama cezaevinde arama yapması enteresan.

Domuz gribi geldi geçti, okullarda ciddi anlamda bir sıkıntı yaratmadı değil mi?

Kesinlikle domuz gribi konusunda Kayseri pilot bölgelerden biriydi. Allah’a şükür o tatil çok faydalı oldu, etkisini tamamen kaybetti. Şuanda devamsızlık falan hiçbir şey yok.

Eğitim düzeyimiz nasıl?

Eğitim düzeyimiz geçen yılki üniversite başarısı ile üst noktaya geldi. Bu sene endişemiz geriye gitmek. Bunu hiç istemiyoruz. Zirveye çıkmak bazen zor olur ama çıkılır, zirveyi korumak çok zor olur. Sayın Cumhurbaşkanımızda telefon açarak bizi tebrik etti. Bizlerde çıktığımız bu zirveyi korumak için elimizden gelini yapacağız.

Yarıyıl tatili...

Birici yarıyıl dönemi sone erdi bütün ailelerimize öğretmenlerimize iyi bir tatil diliyorum. Öğrencilerimize iyi bir tatil diliyorum. Bizim her zaman standart söyleyeceğimiz zayıfı olan öğrencilerimizi ailelerin fazla sıkıştırmaması.

Semra ACAR
ac.semra@mynet.com

İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ ERDOĞAN AYATA: 2000 ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR


Okullar yarıyıl tatiline girdi. Herhangi bir sıkıntı yok değil mi?


Bir dönemi geride bıraktık. 2009-2010 eğitim öğretim yılımız bize göre problemsiz geçti. Eski günleri hatırladığımızda öğrenci olayları disiplin olayları bir hayli sıkıntı verirdi; ama son yıllarda öğrenci olayları son derece azaldı. Çok basit küçük münferit olaylar şekline dönüştü. Eskiden biliyorsunuz çocuklarımız bu filmlerinde etkisinde kalarak gruplaşmalar, reislik, liderlik gibi kendilerine misyon takınarak sıkıntılar veriyorlardı. Şuanda onların tamamı bitti. Tabii bu bitme olayı kendiliğinden olmadı. Belki Türkiye’de ilk defa uygulanan bir proje geliştirmiştik onun çok faydasını gördük. Hatta Bakanlığımıza da bu proje ile ilgili bilgi vermiştik. Türkiye genelinde problemli öğrencilerle ilgilenme ile ilgili seminerler verilmeye başlandı. Bu da Kayseri’nin bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da öncülük yaptığının bir göstergesi. Tabii öğretmenlerimiz burada büyük fedakarlıklarda bulunuyorlar. Çünkü kendilerinin asli görevi olmamasına rağmen estradan çocuklar ile birebir ilgilenmesi gerçekten bir özveri, çalışma örneğidir. Tabii arkadaşlarımız mesleklerini özveri ile yaparken bu işe gönül verdikleri için hiç bir zaman zorsunmuyorlar, bu işi seve seve gönüllü olarak yapıyorlar. Burada kazançlı olan yine bizleriz çünkü toplumda çocuklarımızın iyi yetişmesi, olumsuz bir bireyin topluma ne kadar zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Bir kişi ülkeyide kurtarıyor bir kişi ülkeyi olumsuz bir hale de sokabiliyor. Bu kötü örnekler olmasın diye çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeye eğitmeye çalışıyoruz çünkü eğitim sürekli bir görev. Yani bunun zamanı yeri ve mekanı yok. Yani her yaşta her mekanda eğitim verilebiliyor. Biz burada personellerimizi, eğitimcilerimizi, öğrencilerimizi eğitiyoruz, eğitimin yaşı ve sınırı olmadığını biliyoruz.

Bu proje milli eğitim ve emniyet müdürlüğü ortaklığında yapıldı...

İlk başlangıçta bizim iki türlü projemiz var. Birinci projemiz polis ağabeyliği. Bu emniyet ile beraber bu işi organize ediyoruz. Liselerimizde özellikle sivil polislerimiz var. Bunlar polis gibi değilde okulda koordineyi sağlayan bir eğitimci gibi, onlara artık polis demiyoruz bize destek veren bir eğitimci diyoruz. Onlar koordineyi sağlıyorlar. Öğrencilerimiz o polis memuru arkadaşlarımızın sivil olmasına rağmen kendisinin emniyetten biri olduğunu bildikleri için biraz daha dikkatli davranıyorlar. Bu dikkatleri de tabii olayların olmadan önce emniyet tarafından oradaki polis memuru tarafından tesbit edilmesi, idare dışardaki gruplaşmaları, suça meyilli olan öğrencilerin kimler olduğunu fazla farkedemiyor; ama polisin bunu okul dışında tesbit etme şansı oluyor. Onlarla özel sohbet esnasında bazı bilgileri alarak önceden tedbirini alabiliyor. Onun ötesinde bizim ikinci bir projemiz de emniyetin dışında olan bir proje. Tamamen gönüllülüğe dayalı. Rehber öğretmenlerin dışında matematik, fizik, fen bilgisi öğretmeni, bunların okulda öğrenciler arasında tesbit ettiği biraz daha geri olan yada kendini ön plana çıkarmak için liderlik özellikleri taşıyan derslerinin zayıf olmasından dolayı kendisini farklı alanlarda ifade etmek isteyen öğrencilerimiz var. Bu öğrencilerimizi hem okulun içindeki öğrenciler ile kaynaştırmak, onları okuldan koparmamak dersten koparmamak adına öğretmenlerimiz gönüllü olarak o çocuklarla arkadaş oluyorlar. Yani bu arkadaşlık farkında olmadan bir arkadaşlık. Yani ben seninle ilgileneceğim, işte bana teslim edilen bir öğrencisin gibi değilde kendisini ona güvendirerek samimi bir arkadaşmış gibi yaklaşım ile o öğrencinin güvenini kazanmak. Bu tür öğrenciler idareye, müdür yardımcılarına, öğretmenlere güvenmiyorlar. Onları hep potansiyel düşman gibi görüyorlar ve ondan dolayıda hiç bir şeyini paylaşmıyorlar; ama biz bu konuyu öğretmenin farklı yaklaşımları ile öğrencinin asıl iç dünyasına girebilirsek onun evdeki durumunu arkadaş durumunu çözebilirsek o çocuğu olumsuz şeylerde kurtarmak çok daha kolay.

Peki hocam Kayseri’de hiç kötü alışkanlıkları olan öğrenci tesbit edildi mi? Esrar gibi, eroin gibi...

Eğitim durumları içinde öyle bir hadiseye şimdiye kadar hiç rastlamadık. Yani bire bir disipline gelen, hocam bu esrar eroin kullanıyor, satarken alırken yada okul önünde içerken yakalanmış diye öğrenci olarak bize hiç gelmedi. Zaten emniyet tarafından öğrenci olduğu tesbit edilse emniyet hemen bize bildiriyor ve o öğrenci ile ilgili gerekli işlemler yapılıyor. Ben müdür oldum olalı 6 yıldır böyle bir hadiseye hiç rastlamadım. Böyle bir esrar erion olayı olmadı; ama sigara olayı var o da günümüzde artık öğrencinin neredeyse ailesinin annesinin babasının bildiği ama hiç bir şey yapamadığı, engelleyemediği bir durum. Çocukların velilerin çocuklarını sigara içmesinden dolayı çağırdığımızda veli “Hocam biliyorum hatta parasını veriyorum ama engelleyemiyorum” dediklerini biliyoruz; ama bir başkasına kötü örnek olmaması için onları engellemeye çalıyoruz. Kendi artık alıştı ise okulda içmesin; ama dışarda ailesi müsade ediyormuş etmiyormuş o bizi ilgilendirmez fakat en önemlisi okul forması ile cadde ve sokakta içmesi bizi çok rahatsız ediyor. O yüzdende önlem almaya çalışıyoruz.

Öğretmen açığımız var mı?

Norm kadroya göre açığımız var. Bizim 2000 norm kardoya göre açığımız var; ama şöyle bir açık değil. Bir saat dersiniz boş geçiyor mu derseniz bir saat bile dersimiz boş geçmiyor. Bütün derslerimiz dolu. Yani eskiden öğretmen açığı denildiğinde öğrencinin öğretmeni olmaması, derse girmemesi gibi algılanırdı. Şimdi KPSS’den dolayı öğretmenlerimiz biliyorsunuz sınava giriyorlar. 75 puan atanıyor, 74.999 puan atanamıyor; ama ikiside aynı fakülteyi bitirmiş, aynı okuldan mezun olmuş, biri atanıyor diğeri atanmıyor. Ekonomik krizden dolayıda herkesin bir beklentisi var. Onlarda ücretli öğretmen olarak görev almak istiyorlar. Aynı öğretmeni bu açık olan bir yerlerde biz ders ücretli olarak görevlendiriyoruz. Yani orada öğretmenlik formasyonu var, aynı branşta hiçbir problem yok sadece resmiyette atanamamış olması. Ha devletin burada ne karı oluyor. Bin 500 lira maaş vereceğine 700 lira ile bu işi götürüyor.

İlçelerde?

Hiç bir ilçemizde en ufak bir ders açığımız yok. Çünkü şuanda 150-200 tane öğretmen hergün bana müracat ediyor.

Açıkları böyle mi kapatıyorsunuz...

Bunlara görev bile veremiyoruz, görev almakta torpil ile, böyle bir şey var. 2000 normumuz olmasına rağmen görevlendirdiğimiz öğretmende 700 tane.

Bu açığı kapatabiliyor mu?

Evet 700 öğretmen, 2000 öğretmenin açığını kapatıyor.

Hocam Kayseri’de okul sorunu yada okul eksiği varmı?

Okul ihtiyacı olmaması mümkün değil. Şöyle ihtiyaç oluyor. Mesela yeni yerleşim yeri oluyor, diyelim ki Toki 1400 tane daire teslim ediyor. Biz oraya okul yapmışız ama Toki’nin 1400 tane daha teslim edeceği varsayımla hareket ile oraya bir okul daha istiyor diyorsun. Şimdi eski evler yıkılıyor, mesela bizim şurada Safa ilköğretim okulu vardı kapattık, eski evler yıkılınca etrafında evler kalmadı. Yarın İstiklal ilköğretim var, o da kapanır. Bunlar niye kapanıyor. Etrafında eski evler var, o bölgede öğrenci kalmıyor. İşte bir bakıyorsun Anayurt’da dört tane 15 katlı daireler teslim ediyorlar, her katta dört daire var, çarpıyorsun 60 daire oluyor. Dört tane olursa 4 kere 60, 240 daire. Oralar genç nüfus her evde iki öğrenci olursa 480 tane öğrenci bir yere dört tane blok dikildiği zaman 480 tane öğrenci potansiyeli oraya gidiyor. O zaman buradaki okul boş kalırken oraya okul isteniyor. Yani yerleşimlerin yer değişiminden dolayı okul ihtiyacı artıyor. Okulların tekeri yok ki çekerek oraya götürsek. Başka alanda da onları kullanmaya çalışacağız. Öyle bir sıkıntı var; ama bizler okul sayısını şöyle hesaplarız, derslik başına düşen öğrenci sayısı. Şuanda derslik başına öğrenci sayımız ilköğetimde 32, liselerde 27. Yani bütün lise öğrencilerini topluyorsun okullarda ki derslik sayısına bölüyorsun ortalama 27. İşte bu Eraslan Lisesi’nde 40; ama Argıncık Lisesi’nde 15. Bu genel bir ortalama, orada da işte bölgesel bir yığılmalar sözkonusu oluyor. Mesela Celal Bayer Lisesi’nde ortalama 18 öğrenci.

Hocam öğretmenler ilçe cezaevlerinde neden nöbet tutuyorlar? Böyle bir sistem var mı?

Aslında böyle bir sistem yok ama yalnız şöyle bir şey var. İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasında bir protokol var. Bu ilçelerdeki cezaevlerinde bayan gardiyan yok. Cezaevinde de haftanın bir günü görüş var. Görüşlerde anne ve baba geliyor. Cezaevine girerken üst araması yapılıyor. Üst aramasında ilçede bayan gardiyan ve polis memuru olmayınca ve kadınların üstünün aranması geriyor. Bayanları içeri almama gibi bir şeyde söz konusu değil. Ondan dolayıda üç Bakanlık demiş ki bu durumun çözülmesi için ilçedeki memurlar bu hemşire de olabilir, muhasebe memuru da olabilir ebe de olabilir, tapu da ki memurda olabilir. O memurların birer gün birer saat girişlerde bayanların kontrol edilmesi gibi bir görev verildi.

Bu Türkiye genelinde üç Bakanlığın yaptığı bir protokolün gereği mi?

Türkiye genelinde böyle bir protokol var. Şimdi bu memurlara görev vermişler. Bir öğretmene sene de bir kere, bir saat bir görev düşüyor. Yani senede bir kez yaptığı görevde bir saat. Bir saat üst araması yapıyorlarmış. Orada ailelerin içeri girmesini sağlamak için. Mesela savcının hanımı öğretmen o da arama yapıyor.

Yani torpil yok..

Tabii savcının hanımı da üst araması yapıyor. Kaymakam’ın hanımı da öğretmen olsaydı o da arama yapacaktı. Olması gerekir mi diye sorarsınız bana göre olmaması lazım. Bana göre öğretmenin bir cezaevine gidipte üst araması yapması etik değil ama bazen zorunluluktan kaynaklanan şeyler oluyor. Bazen bizde yapıyoruz. Mesela sınavlarda bayan geliyor öğretmenden arama yapmasını istiyoruz; ama öğretmen o anda okulda olduğu için okulda arama yapması onun için pek abes olmuyor; ama cezaevinde arama yapması enteresan.

Domuz gribi geldi geçti, okullarda ciddi anlamda bir sıkıntı yaratmadı değil mi?

Kesinlikle domuz gribi konusunda Kayseri pilot bölgelerden biriydi. Allah’a şükür o tatil çok faydalı oldu, etkisini tamamen kaybetti. Şuanda devamsızlık falan hiçbir şey yok.

Eğitim düzeyimiz nasıl?

Eğitim düzeyimiz geçen yılki üniversite başarısı ile üst noktaya geldi. Bu sene endişemiz geriye gitmek. Bunu hiç istemiyoruz. Zirveye çıkmak bazen zor olur ama çıkılır, zirveyi korumak çok zor olur. Sayın Cumhurbaşkanımızda telefon açarak bizi tebrik etti. Bizlerde çıktığımız bu zirveyi korumak için elimizden gelini yapacağız.

Yarıyıl tatili...

Birici yarıyıl dönemi sone erdi bütün ailelerimize öğretmenlerimize iyi bir tatil diliyorum. Öğrencilerimize iyi bir tatil diliyorum. Bizim her zaman standart söyleyeceğimiz zayıfı olan öğrencilerimizi ailelerin fazla sıkıştırmaması.

Semra ACAR
ac.semra@mynet.com

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...