Sayfalar

9 Haziran 2010 Çarşamba

Ali İhsan Öztürk, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün merdivenlerine kına döktü

İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapan Türk Eğitim Sen 2. Nolu Şube Başkanı Ali İhsan Öztürk, Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata’ya sert tepki gösterdi. Öztürk Kayseri ve Türkiye’de milli eğitimde kıyım yaşandığını söyledi ve kıyımları Mavi Marmara gemisine yapılan İsrail’in baskınına benzetti.. Ali İhsan Öztürk özellikle sendikalarına üye eğitimcilerin baskı altında olduğunu  iddia ederek en fazla sendika üyesi bulunan Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesinde sıkıntılar yaşadıklarını söyledi. Öztürk okul müdürünün Milli eğitim müdürünün tetikçileri tarafından aidat alma gerekçesi ile görevinden alındığını söyledi. Öztürk, cep telefonunu vererek tüm okullarda aidat ödeyen velilerin kendilerini aramasını istedi.

Bu kıyımın altında imzası bulunan Vali Mevlüt Bilici’ye de tepki gösteren Öztürk valinin siyasallaştığını belirterek “valilik önünde imza kampanyası başlatacağız” dedi. Okullardaki taciz ve yumruklama olayında cezanın vali ve milli eğitim müdürüne kesilmesi gerekirken Emniyet müdürü Arif Akkale’ye kesildiğini söyleyen Öztürk milli eğitim müdürlüğünün merdivenlerine kına döktü.

Kayseri Seçilmiş Kadınlar Grubu, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya yı ziyaret etti

Belediye ve il genel meclis üyeleri ile muhtarlardan oluşan   Seçilmiş Kadınlar Grubunun ziyaretinde Gazeteciler Cemiyetinin yeni yönetimine başarı temennisinde bulunuldu.

 Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Venhar Bakırtaşı, Basın bizler için, siyaset için çok önemli” dedi.

     Bakırtaşı konuşmasına şöyle devam etti:

     Cumhuriyet in ilanından bugüne kadar geçen zamanı değerlendirdiğimizde Cumhuriyet in ilanından sonraki dönemde kadınların siyasete katılımı o günün şartlarında iyiymiş. Ama her geçen gün artacağı yerde azalmış. 2004 seçimlerinden önce kadınların siyasete katılımı yüzde 4 tü. Ama 2004 seçimlerinden sonra Başbakanımızın ısrarıyla bu oran yüze 12-13 lere çıktı. Bu bir süreç, kadınlar siyasete daha çok katılacak. Biz seçilmiş kadınlar olarak, önce Kayserili kadınları siyasete alıştırıyoruz. Onlara siyaseti ve siyasete katılmaları gerektiğini anlatacağız ve önce Kayseri de sonra da ülke genelinde inşallah bu oran artacak. Bu konuda bizlere verdiğiniz destekten dolayı teşekkür ediyor, yeni görevinizde başarılar diliyoruz.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya ise Kayserili Seçilmiş Kadınlar Grubu nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Sizler seçilmiş kadınlar olarak birer örnek oluşturuyorsunuz. Kayseri de çalışan 130 gazeteci var. Bunların sadece 30 u kadın. Bu oran çok az, kadınları siyaset alanına, iş alanına, meslek alanına çekmek lazım” dedi.    

Öte Yandan, Develi Belediye Başkanı Recep Özkan, Zile Belediye Başkanı Cuma Karademir ile Sindelhöyük Belediye Başkanı Hamdullah Deringöl’de Veli Altınkaya’yı ziyaret etti.

Ziyarette belediyenin çalışmaları hakkında bilgiler veren Recep Özkan, “Amacımız mantıklı ve bilimsel metotlar kullanarak ilçemizi yaşanabilir bir ortama kavuşturmaktır. Bununla ilgili çalışmalarımız hem eğitim alanında, hem sanayi alanında hem de ticaret alanında devam ediyor” dedi.

Gazeteciler Cemiyeti başkanı Veli Altınkaya’da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve “Başarılı çalışmalarınızda her zaman yanınızdayız” diye konuştu.

Gazeteciler Cemiye Başkanı Veli Altınkaya’yı Bünyan belediye başkanı Mehmet Özmen ve MHP Bünyan İlçe Başkanı Kadir Yalçın da ziyaret ederek cemiyet başkanlığına seçilmesinden dolayı tebrik ettiler. Başkan Özmen ziyaret sırasında Bünyan’a bir yıl içerisinde yapılan hizmetleri de anlattı.

CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, AKP nin 26 Mayıs 2004 te çıkardığı Maden Kanunu ile madenlerin talan edildiğini iddia etti

CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, AKP yi yandaşlara ve yabancılara maden sahalarını açmakla suçladı. Kulkuloğlu TBMM’de düzenlediği basın toplantısında AKP İl Başkanı Mahmut Cabat’ı madenci yoldaş şeklinde nitelendirdi.

TBMM de basın toplantısı düzenleyen CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, AKP nin 26 Mayıs 2004 te çıkardığı Maden Kanunu ile madenlerin talan edildiğini iddia etti. Türkiye haritası üzerinde, "AKP iktidarında, madeni bulanlar" yazılı sloganla basın toplantısını yapan Kulkuloğlu, CHP nin Anayasa Mahkemesi ne başvurusuyla 2009 yılında kanunun yürürlüğünün durdurulduğunu hatırlatarak, söz konusu süre içinde tam bir talan politikası uygulandığını belirtti.

Kulkuoğlu, "AKP iktidarının, 2004 yılında yaptığı düzenlemeyi fırsat bilerek başta yabancılar ve yabancılara ortaklıklar oluşturan yandaşları olmak üzere yandaş, kardaş, yoldaş, sırdaş tüm taraf ve etrafı madencilik sahasına girmiştir. AKP, kendine hizmet edenlere ve kendi ile beraber hareket edenlere zenginlik ve refah kapısı olarak, yeni kanuni düzenlemeyi kullanmıştır” dedi.

Türkiye haritası üzerinde hazırladığı grafiklerle konuyu anlatan Kulkuloğlu, "Türkiye nin izdüşümü 780.917 km2 olan yüzölçümün 282.898 km2 yani 3 de 1 i bu yolla tahsis edilmiştir. Bu yolla Ankara nın yüzde 38 i, İstanbul un yüzde 54 ü, İzmir in yüzde 41 i, Kayseri nin yüzde 45 i kapatılmıştır” diye konuştu.

         AKP iktidarında madeni bulan yandaşlar olduğunu da ileri süren Kulkuloğlu, "Kayseri AKP İl Başkanı Mahmut Cabat ve kendisinin ortağım dediği avanesi aldığı ruhsatlarla kapattığı arama alanı 4300 km2. Yalova ilinin 11 katı büyüklüğünde. Bugün kendisinde 117 arama ruhsatı ve 1 gazlı içecek firmalara karbondioksit gazı çıkarıp satan fabrika var” dedi.

TRAFİK KAZASINDA 3 KİŞİ ÖLDÜ, 18 KİŞİ YARALANDI

Organize Sanayi Bölgesi nde iki işçi servisinin çapraşması sonucu meydana gelen trafik kazasında 3 kişi öldü, 18 kişi de yaralandı. Yaralılar Eğitim ve araştırma hastanesi ile Erciyes Üniversitesi Tıp fakültesi hastanesinde tedavi altına alındı.

Organize Sanayi Bölgesi 6. Cadde Organize Camisi Kavşağında, Sabri Tanrıkulu yönetimindeki 38 S 0641 plakalı servis minibüsü ile İmdat Tıroğ un kullandığı 45 K 8079 plakalı midibüs çarpıştı.

 Kazada 3 kişi öldü, 18 kişi de yaralandı. Yaralananlar Kayseri deki hastanelerde tedavi altına alındı.

 Olay yerine kazadan sonra çok sayıda ambulans ile itfaiye ekibi sevk edildi.

İl Sağlık Müdürü Kadir Çetinkara, kazadan sonra Kayseri 112 acil servis ambulansları ile bazı özel hastanelerinin ambulanslarının olay yerine sevk edildiğini belirtti.

Kazada hayatını kaybedenlerin Fatih Akbulut, Sinan Yıldırım ve Kader Öner  olduğu belirlendi.

Kazada yaralanan Sami Yılmaz, Gülay Yanmaz, Mustafa Yıldırım, Ahmet Yıldırım, Ali Yıkılmaz, Nuri İşgüzar, Bekir Ünalan, Dudu Hamuran, Habib Uyrun, Hatice Koca, Eda Koca Bayram Dursun, Filiz Şanlı, Öznur Güneş, Adnan Özçelik, Tarık Dirmen, Emre Kıvrak, Demet Yazanel, Melek Kayısı, Selma Bozok, Sabri Tanrıkulu, İmdat Tıroğ, Mustafa Orhan, Emrah Eydemir ve Raşit Engin Akselvi nin tedavileri devam ediyor.

Görgü tanıkları minibüsün bir Tırın sıkıştırması sonucu kavşakta karşı yöne geçerek midibüsle çarpıştığını belirttiler.  

Terminalde sular durulmuyor

Şehirlerarası Otobüs terminalinde bazı esnafların tahliye edilmek istenmesi ile başlayan gerginlik sürüyor. Bu kez gerginliği alevlendiren İstanbul’dan geldiği iddia edilen Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri’nin çalışanları oldu.

Terminali işleten Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri Şirketinin görevlendirdiği ifade edilen grubun sabah saatlerinde terminale gelmesiyle olaylar çıktı. Terminaldeki esnaflara gözdağı verdiği ileri sürülen grup ile terminalde faaliyet gösteren esnaflar arasında sözlü tartışma başladı.

Tartışmanın büyümesi üzerine taraflar tekme tokat birbirine girdi. Özel güvenlik elemanlarının yetersiz kaldığı kavgaya çok sayıda çevik kuvvet ekibi müdahalede bulundu.

Panzerler ve itfaiye ekiplerinin de hazır bulunduğu olayda polis terminal içerisinde olaya karışanları aradı. Yaklaşık 20 kişi kovalamacalar sonrası yakalanarak gözaltına alındı…

Polis çemberi içerisinde kalan terminal esnafı “Biz PKK değiliz. Kayseri’nin esnafıyız. Bize böyle muamele yapamazsınız” diyerek öfkelerini dile getirdi.

Otobüsçüler Derneği Başkanı İlhami Binboğa da gözaltına alınmasına tepki göstererek “Haklıyız; ama haksız konuma düşürüyorlar” dedi.

Bu arada terminalde görevli çok sayıda özel güvenlik görevlisi toplu halde istifa etti. Özel güvenlikçiler “Biz tetikçi değiliz. Kimse bize baskı yapamaz” diyerek tepki gösterdiler.

Olayların yatışması ve 20 kişinin gözaltına alınmasının ardından bazı terminal yöneticileri, emniyet yetkilileri ile bir toplantı yaptı. Toplantı basına kapalı gerçekleştirildi.

BÜLENT DİDİNMEZ: ERDOĞAN TÜRKİYE’Yİ İKİYE BÖLDÜ

MHP’nin Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Didinmez teyzesinin oğlu Şeref Bayburt’un cenazesi için geldiği Kayseri’de partilileri ile de görüştü. MHP İl Binasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bülent Didinmez, yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

Kanser nedeniyle hayatını kaybeden teyzesinin oğlunun cenazesine katılmak için şehrimize gelen MHP’nin Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Didinmez il teşkilatında partililerle bir toplantı yaptı. Toplantıya Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Eraslan ile İl başkanı Süleyman Korkmaz da katıldı.

 Türkiye’de yaratılan sanal gündemlerle gerçek gündemin değiştirildiğini dile getiren Didinmez, bunun içinde farklı metotların kullanıldığını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye’nin ikiye bölündüğünü vurgulayan Didinmez, “İskenderun’da yaşanan  silahlı saldırı ile Mavi Marmara gemisine yapılan baskın üzerinden Türkiye ayrışmaya, kamplaşmaya, çatışmaya sürüklenmektedir” dedi.

Anayasa değişikliğinin oldu bittiye getirildiğini dile getiren Bülent Didinmez 12 Eylül’de yapılacak olan referandumda hayır diyeceklerini söyledi. Didinmez “hayırda hayır var” dedi

AKP’nin dış politikasının iflas ettiğini söyleyen Bülent Didinmez, “AKP hükümeti Türkiye’nin uzun yıllar kazandığı itibarını ayaklar altına almıştır” diye konuştu. Dış politikanın çok iyiymiş gibi gösterildiğini ifade eden Didinmez Başbakan Erdoğan’ın yalan söylediğini ve yalancının mumunun da yatsıya kadar yanacağını belirtti.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “Terör artmayacak” şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine Didinmez “Neden? Teröristlerle mi anlaşmışlar?” dedi.

Aldatmaca ve kandırmaca ile ülkenin yönetilemeyeceğini söyleyen Bülent Didinmez Başbakan Erdoğan’ın halife adaylığına soyunduğunu söyledi. Didinmez, Recep Tayyip Erdoğan’ın giderayak dik durmasını isteyerek “Millet ile hesaplaşma zamanı geldi. Onun için erken seçim diyoruz” dedi.  

Bünyan'da ahır sahiplerinin duyarsızlığı şikayet konusu oldu

Bünyan'da İbrahim Bey Mahallesi sakinleri, ahır sahibi komşularından şikayetçi oldular. Özellikle ahırlardan yayılan kokuların yaz aylarında evlerde durulmaz hale getirdiğini ifade ediyorlar ve bir kısım atıkları ise kanalizasyona, su kanallarına ve yol kenarlarına boşalttıklarını söylüyorlar. Bünyan Belediyesinin bu konuya bir çözüm üretmesini beklediklerini söylüyorlar.

Kredi kartı borçluları arttı

Ferdi kredi borcunu ödemeyenlerin sayısı 35 bin 977'ye çıktı.
Kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı 2010 Nisan ayında yüzde 3,4 azalarak 63 bin 348'e inerken, ferdi kredi borcunu ödemeyenlerin sayısı ise yüzde 6,4 artarak 35 bin 977'ye çıktı.

Kredi kartı borcunu ödemeyenler ile gecikmeli ödeyenleri gösteren negatif nitelikli ferdi kredi ve kredi kartları sisteminde yer alan kişi sayısı, 2010 Nisan ayında, bir önceki aya göre yüzde 2 oranında yükselerek 99 bin 325'e yükseldi.

Merkez Bankası verilerine göre, 2010 Mart ayında, kredi kartları borcunu ödememiş kişi sayısı 65 bin 597, ferdi kredi borcunu ödememiş kişi sayısı 31 bin 807, ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin toplamı da 97 bin 404 olmuştu.

Bu arada, 2010 yılının dört ayında bir kişinin aylar itibarıyla bir kez sayılması durumunda ferdi kredi borcunu ödememiş kişi sayısı 126 bin 543, kredi kartları borcunu ödememiş kişi sayısı 217 bin 709, ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin toplamı 344 bin 252 olarak belirlendi.

TOPLAM BORÇLU SAYISI 1 MİLYON 931 BİN 253 KİŞİ

Bir kişinin tüm yıllar içinde bir kez sayılması durumuna göre, 2005 yılından bu yana ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı 1 milyon 931 bin 253 oldu. Bu kişilerin 646 bin 74'i ferdi kredi borcunu, 1 milyon 285 bin 179'u da kredi kartı borcunu ödemeyenler oluşturdu.

Bir kişinin yıl içinde bir kez sayılması durumuna göre, 2005 yılından bu yana ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı 2 milyon 125 bin 731 olarak belirlendi. Bu kişilerin 692 bin 828'i ferdi kredi borcunu, 1 milyon 432 bin 903'ü de kredi kartları borcunu ödemeyenlerden oluşuyor.

AA

'Görevden alırdım'

Arınç, "Ne işin var Las Vegas'ta?" dedi ve ekledi: "Yetkim olsa görevden alırdım."
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''RTÜK'ün artık, Zahid Akman ya da başka bir şeyle üstünün örtülmesine, gölgelenmesine izin vermemek lazım. Geçen dönem, RTÜK olarak görevimizi çok iyi yerine getiremedik'' dedi.

Arınç, TBMM Anayasa Komisyonu'nda, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

RTÜK'ün, Bakanlığına ''bağlı'' olmadığını, ''ilgili'' olduğunu belirten Arınç, bu kapsam içerisinde yetkisinin ne kadar olduğunun bilindiğini söyledi.

Bülent Arınç, tasarının hazırlık aşamasında, bir çok kurum ve kuruluşun görüşünü aldıklarını, onlarla toplantılar yaptıklarını belirterek, Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) ve Televizyon Yayıncıları Derneğine taslağı göndererek, önerilerini aldıklarını bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, taslağı web sitesine koyarak, herkesin ulaşmasını sağladıklarını ifade etti.

"BEN DE ŞİKAYETÇİYİM"

Tasarının görüşmelerinde, iletişim fakültelerinin, radyo ve televizyon yayını yapması konusunun yeniden ele alınabileceğini ifade eden Arınç, "Televizyon yayınlarından toplumun yaralandığı kanaatindeyim. Yayınlar; milli, manevi değerlerle, aile değerleri açısından sakıncalı. Ben de izleyici olarak fevkalade şikayetçiyim. Geçen dönem, RTÜK olarak görevimizi çok iyi yerine getiremedik." dedi.


Başbakan Yardımcısı Arınç, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun, RTÜK ile ilgili raporuna da değinen Arınç, "Raporda belirtilen konuların incelenmesi için hemen onay verdim. Raporda çok önemli öngörüler var." dedi.

"GÖREVDEN ALIRDIM"

3 RTÜK üyesinin, eski RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın üyelikten alınmasını istediklerini ancak talebin reddedildiğini anımsatan Arınç, konunun taşındığı idare mahkemesinden de aynı yönde karar çıktığını söyledi.

Arınç, ''Üyelerin 9. maddeye uygun olarak yaptıkları, üyelikten düşürülme talebine yargı tarafından da bir onay verilmemişse, benim doğrudan ismi geçen arkadaşı görevden alma gibi bir yetkim yok. Ben ilkeli olmaya çalışan bir insanım. Eğer yetkim olsaydı, sadece kurumun çıkarlarını düşünerek bu arkadaşı görevden alırdım, ama yok." dedi.

"NE İŞİN VAR LAS VEGAS'TA?"

Başbakan Yardımcısı Arınç, Deniz Feneri Derneği soruşturması konusunda da, soruşturma üzerinde mahkemenin gizlilik kararına işaret etti.

Milletvekillerinin, RTÜK üyelerinin yurtdışı seyahatleri ve aldıkları yolluklarla ilgili eleştirilerine de yanıt veren Arınç, TBMM Başkanı olduğu dönemde de yurtdışı seyahatleri konusunda titiz davrandığını ve gidenlerden aynı hassasiyeti beklediğini söyledi.

Arınç, gerekli olan yurtdışı toplantılara gidilmesi gerektiğini vurgulayarak, ''Yurtdışına gidenlere, '5 yıldızlı otellerde kalmayın' dedim. Gidiş-dönüş günlerini kısıtladım. Las Vegas'ta bir toplantı... Ne işin var kardeşim orada senin, nedir bu toplantı? Türkiye ile ne kadar ilgilidir? İlk defa mı oluyor, geçmişten bu yana devam mı ediyor? Orada bir oturum başkanlığı mı yapıyorsunuz, sunacağınız bir rapor mu var?'' diye konuştu.

RTÜK Başkanı Davut Dursun ve üye Mehmet Dadak ile İzlanda'ya gittiğini dile getiren Arınç, ''İsraf varsa, bunu önlemeliyiz. Kurumun artık Akman ya da başka bir şeyle üstünün örtülmesine, gölgelenmesine izin vermemek lazım'' dedi.

A.A

Uludağ yükseliyor

Uludağ tektonik hareketler yüzünden her yıl 1-1,5 santim uzuyor.
Yıkıcı depremlerin kaynağı tektonik hareketler sebebiyle Uludağ'ın boyu her yıl 1 ila 1.5 santimetre arasında uzuyor. Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Engin Er, Uludağ'ın bir düzlükten 70 milyon yılda oluştuğunu söyledi.

Bursa'nın yeni dergisi Şehrengiz'de yer alan bir araştırmada; Türkiye'nin kış sporu merkezlerinden biri olan Uludağ'ın boyunun her yıl 1 ila 1.5 santimetre uzadığı belirtildi. Bu durumu tektonik hareketlere bağlayan Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Engin Er, "Son yıllarda yapılan uydu ölçümlerine göre Anadolu levhasının Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca ilk önce batıya doğru yılda 2 santim ile başlayan yatay hareketi, Ege Denizi kıyılarına ve Güneybatı'ya doğru yönelerek bazı kaynaklara göre yılda 5 santimi bulacak şekilde yatay hareket etmektedir. Bu yatay hareketler Anadolu levhası içinde çoğunlukla batı yönündeyken, Kuzeybatı Anadolu'da ise bu yön güneybatıya dönüş ile gerilme veya kırılma ile Uludağ eksenine gelmektedir. Bu zon içinde ise Uludağ'ı oluşturan temel kayalar katı bir şekilde yükselerek bugünkü deniz seviyesinden itibaren 2543 metre yükselimine ulaşmıştır" dedi.

Güneybatı yönündeki bu kırılma ve gerilimin Uludağ'ın her yıl 1 ila 1,5 santimetre kadar yükselmesine sebep olduğunu ifade eden Er, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın (KAF) belirlenmiş en yaşlı noktasının Doğu Anadolu'da olduğunu ifade etti.

Batıda bu hattın daha genç olduğunu söyleyen Er, "Bursa ve çevresine en yakın zamanda görülen volkanik faaliyetlerin tespit edildiği yer, Balıkesir-Manisa arasında 1 milyon yıl önceki Kula volkanizmasıdır. Dolayısıyla İzlanda'daki yanardağın harekete geçmesinin ardından Uludağ'da volkanik bir hareket beklemek çok doğru değil" diye konuştu.

İHA

Mevcut pasaportlar 2015'e dek geçerli

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, mevcut pasaportların 2015'e kadar geçerli olduğunu bildirdi.
Atalay, bir soru üzerine, yeni pasaport uygulamasıyla ilgili bugün bazı yazılı basın organlarında yanlış bilgiler yer aldığını ifade ederek, şöyle konuştu:

''Pasaportta yeni bir sisteme geçtik. Tabii ki uygulamada bazı sıkıntılar olabilir. Bunların hepsi adım adım düzeltiliyor. Vatandaşlarımız belki iyi bilmiyorlar. Mevcut pasaportlar 2015 yılına kadar kullanılabilir. Bütün vatandaşlarımızın hemen aynı anda pasaport değiştirmesi gerekli değil. Pasaportunun süresi olanlar o süre bitene kadar kullanabilir. İsteyenlerin pasaportlarının süresini temdit ediyoruz. Telaşa gerek yok.''

Bakan Atalay, yeni sisteme geçişte yaşanan aksaklıkların ''çipli pasaport işkencesi'' diye basına yansımasını kınadığını belirterek, yeni ve güzel bir sisteme geçildiğini, basının araştırmadan, ne olduğunu sormadan başlık attığını söyledi.

AA

Devlete ait arazide hint keneviri...

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün düzenlediği operasyonda 3 milyon 150 bin kök hint keneveri ele geçirildi.
Hevsel Bahçeleri mevkiindeki devlete ait olduğu bildirilen 19 ayrı tarlaya havadan ve karadan düzenlenen operasyonda 3 milyon 150 bin kök hint keneviri ele geçirildi.

İHA

Yanan itfaiye aracını vatandaşlar söndürdü

Rize'de hareket halindeyken motoru alev alan itfaiye aracındaki yangın, vatandaşların getirdiği yangın tüpü ve su dolu kovalarla söndürüldü.
Yangın tüpü bulunmayan aracın, servise gittiği için su deposunun da boş olduğu belirtildi.
Olay, Rize’nin İslampaşa Mahallesi Karadeniz Sahil Yolu üzerinde bu sabah meydana geldi. İdris Çolak yönetimindeki, Kalkandere Belediyesi’ne ait itfaiye aracı, teknik bir arıza nedeniyle servise götürülürken motor bölümünden aniden dumanlar çıkmaya başladı. Sürücü Çolak, deposunda su bulunmayan itfaiye aracını yol kenarına çekti. Olayı gören vatandaşlar önce işyerlerinden getirdikleri yangın tüpleri ile müdahale etti, ardından da taşıdıkları kovalarla su dökerek motor bölümündeki yangını söndürdü.

Rize Belediyesi’ne ait itfaiye ekipleri de iki araçla olay yerine geldi. Ekiplerin yardımı ile de motordaki yangın tamamen söndürüldü ve itfaiye aracı çekici yardımıyla servise götürüldü. Yangın nedeniyle Karadeniz Sahil Yolu’nda ulaşım bir süre aksarken, su deposu boş olan itfaiye aracında yangın tüpü de bulunmaması dikkat çekti.

İtfaiye aracı nı söndürebilmek için çabalayan bir esnaf, “İtfaiye aracı buradan geçerken dumanları gördük. Önce dumanların önce egzozdan çıktığını sandık ancak daha sonra motor bölümünden yükseldiğini fark ettik. Sonra yanmaya başladı. İşyerlerinden getirdiğimiz yangın söndürme tüpleri ve su dolu kovalarla araca müdahale ettik. İlk kez bir itfaiye aracını yanarken gördük. İçerisinde su da yokmuş” diye konuştu.

DHA

Birand yine yaptı yapacağını

Ana haber bülteninde gaflarıyla gündemden düşmeyen Birand, bu kez büyük bir çam devirdi.
Önceki haber bülteninde dil sürçmesi sonucu, "İsrail askerleri" diyecekken "İsmail askerleri" diyen Mehmet Ali Birand, polise yapılan bombalı saldırı haberini bakın nasıl verdi.

İstanbul Halkalı`da polise yönelik gerçekleştirilen bombalı saldırıda 15 polis yaralanmıştı. Birand, ana haber sonrası günün özetini yaparken, "Ve nihayet İstanbul'da polis aracına bombalı tuzak kuruldu" dedi.

İthal et yakında kasaplarda

Macaristan'dan ithal edilen sığırların kesimine başlandı.
İç piyasada yükselen et fiyatlarını dengelemek için Macaristan'dan ithal edilen sığırların kesimine başlandı.

Et ve Balık Kurumu (EBK) Sakarya Et Kombinasına getirilen kasaplık sığırlardan numune alınarak yapılan kontroller tamamlandı. Kontrollerin ardından bir süre dinlendirilen sığırlar, kesimhanelere alınarak kesilmeye başlandı.

EBK Genel Müdürü Bekir Ulubaş ve diğer kurum yetkilileri kesimler sırasında incelemelerde bulundu.

AA

‘Türkiye bölünüyor'

ABD gazetesi kanlı baskın sonrası tek vücut olan Türkiye'nin "bölündüğünü" öne sürdü.
Amerikan Wall Street Journal(WSJ) gazetesi, Türkiye’de baskına reaksiyonda çatlak ortaya çıktığını belirttiği haberinde, “Geçen hafta gelişmelerin karşısında Gazze’ye yönelen bir gemide Türk vatandaşları öldürüldüğünde tek vücut olan Türkiye, hükümetin olayı ele alma tarzı ve yardım konvoyunu düzenleyen İslamcı yardım kuruluşunun rolü konusunda ise bölünüyor” diye yazdı.

Erdoğan’ın “Türkiye-İsrail ihtilafında ateşi körüklediğini” öne süren WSJ, baskınla ilgili kuşkuların, Fethullah Gülen’in eleştirilerinin ardından hız kazandığı belirtildi. Gazete, “Analistler, hükümetteki birçok kişinin büyük saygı duyduğu bir şahsiyetin devreye girmesini, İsrail karşıtı duygu fırtınasının kontrol dışına çıkması riskinin bulunduğu uyarısı olarak gördü” diye yazdı.

Newsweek dergisine konuşan Ortadoğu Dörtlüsü Özel Temsilcisi Tony Blair, “Geleneksel müttefikler olan İsrail ve Türkiye’nin zamanla uzlaşacağını umuyorum” dedi.

Güvenlik İsraillilere emanet!

Devlet kurumları ve bankalar dahil bir çok kurumun sanal güvenliği İsrail firmasına emanet
Gazze'ye yardım gemilerine yapılan kanlı baskının ardından Türkiye-İsrail ilişkileri kopma noktasına geldi. Askeri anlaşmaların iptali konuşulurken CHP'li vekil Osman Coşkunoğlu şok bir iddia ortaya attı. Türkiye'de devlet kurumları ve bankalar da dahil olmak üzere pek çok kuruluş internet güvenliğinin İsrailli bir firmaya verildiğini öne sürdü.

Hürriyet yazarı Yalçın Bayer'e açıklamalarda bulunan CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu, İsrailli Check Point adlı firmanın, Bush yönetimi tarafından "ulusal güvenlik" gerekçesiyle geri çevirildiğini ancak Türkiye'de ihaleler aldığını söyledi.

İşte Bayer'in köşesine taşıdığı o iddia...

CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu diyor ki: “Check Point, internet güvenlik ürünleri geliştiren İsrail kökenli bir firmadır. Ülkemizde içinde devlet kurumları ve bankalar da olan pek çok kuruluş internet güvenliğini bu firmanın ürünü ile sağlamaktadır.

Geçen hafta, Mavi Marmara gemisine İsrail askerleri saldırdığı sıralarda, Check Point’in internet filtreleme ürününü kullanan kuruluşların İHH web sitesine (ihh.org) girmeleri engellenmiştir. Bunun nedeni olarak da İHH sitesi Check Point veya onun hizmet aldığı firmanın ihh.org sitesini ‘nefret saçan’ (Hate speech) kategorisine dahil etmiş olmasıdır.”

Coşkunoğlu bu bilgiyi verdikten sonra Başbakan’a soruyor:

“Aralarında banka ve devlet kurumlarının da olduğu pek çok kuruluşun Check Point ürünleri kullandığı doğru mudur? Bu kurumlar hangileridir.

İsrail’in stratejik müttefiki ve en yakın dostu olan ABD’de, Check Point 2006 yılında güvenlik ürünü geliştiren bir Amerikan firmasını (Snorts) satın almak istediğinde buna Bush yönetiminin ulusal güvenlik nedeniyle izin vermediğini biliyor muydunuz? Türkiye Başbakanı olarak bir yandan uluslararası platformlarda İsrail ile ilgili keskin sözler sarf ederken bir yandan da bu İsrail firmasına Bush’tan bile daha fazla mı güveniyorsunuz da devlet kurumlarında bile kullanılmasına izin veriyorsunuz?”

'Takas'a Viyana'dan ret

Viyana Grubu, İran'la uranyum takas anlaşmasını reddetti.
Associated Press(AP) Haber Ajanası, Viyana Grubu'nun İran'la yapılan uranyum takas anlaşmasını reddettiğini duyurdu.

TEHLİKELİ GÜNLER..

KİMİ medyanın haber verdiği gibi, yeni bir gemi gittiğinde Başbakan içinde olabilir mi?..

Bence olur, en azından benzer bir yerde...

Bugünler gebe günler...

Her şey olabilir...

Çünkü; şurada 9-10 ay gibi bir zaman kaldı seçimlere ve kaybedeceğini anlamış bir Başbakan...

Sandıkta kaybettiği zaman, normal siyasetçiler gibi kenara çekilip oturma şansı yok...

Peşini asla bırakmayacaklarını bildiği kurumlar, kurallar, gruplar, canı yanmış insanlar... “Devri sabık” yaratacağını (eski yöneticileri yargılayacağını) açıklamış bir
muhalefet...

Mahkemelerde bekleyen dosyalar...

Yandaşlara ihale iddiaları, şaibeli özelleştirmeler, yakınlarına banka kredileri, hesabı istenen bir zenginleşme...

Ve o kaybedeceğini biliyor...

Kaybedince kendisini nelerin beklediğini de...

Tabiatında var çünkü; bu durumda olmayacak şeyleri deneyebilir...

Büyük toplumsal olaylar...

Büyük çatışmalar...

Büyük kargaşalar...

İşte; Kızılay dururken, bir anda bir İHH gemisi... Göz göre göre bir çatışma... Ölen insanlar...

Savaş çığlıkları atan Türkiye...

ABD, Iraklı çocukları, kadınları öldürürken sesi çıkmayan, tam tersine ABD’ye hava sahasını açan iktidarın, sözde yardım vaveylası...

Son haber; İran‘dan gemilerle intihar komandoları yola çıkarken, bir anda ateş topuna dönebilecek bölge...

Ve içinde Türkiye...

Her şey olabilir...

Çünkü; şurada 9-10 ay kaldı...

Zaman gebe...

Ve zaman dar...

Bugünler, tehlikeli günler...
Bekir Coşkun
09 / 06 / 2010
( Habertürk )

'Yan bakma' kavgası: 3 ölü

Araç park etme kavgası büyüdü, 3 kişi öldü, 2 kişi de yaralandı.
İstanbul-Bayrampaşa'da araç park etme nedeniyle çıkan tartışma kanlı bitti. Aralarında husumet olduğu belirtilen iki tarafın "yan bakma" meselesiyle başlayan kavgalarında, 3 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

Yıldırım Mahallesi Eski Edirne Asfaltı üzerindeki ''Zengin Gayrimenkul'' adlı iş yerinin sahibi ile ''Rumeli Şarküteri''nin sahipleri arasında yaklaşık 3 gün önce araç park etme yüzünden tartışma çıktı. Tartışma, araya girenler tarafından büyümeden önlenirken, gece saatlerinde taraflar arasında ''yan bakma meselesi'' yüzünden tekrar tartışma başladı.

Kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüşen ve bıçakların kullanıldığı kavgada, Ramazan Turan ve yeğeni Bekir Turan (32) ile Hüseyin Zeki Hacıoğlu (49), ağabeyi Muharrem Hacıoğlu (57) ve yeğeni Melih Hacıoğlu çeşitli yerlerinden yaralandı.

Olay yerine gelen ambulansla yaklaşık 100 metre yakındaki Avrupa Şafak Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan Hüseyin Zeki Hacıoğlu,, hayatını kaybetti. Muharrem Hacıoğlu ve oğlu Melih Hacıoğlu ambulansla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

Durumları ağır olan diğer yaralılardan Ramazan Turan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne, Bekir Turan da Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırılırken yolda hayatlarını kaybetti.

Polis, kavganın devam etmemesi için olay yerinde ve yaralıların kaldırıldığı hastanelerde geniş güvenlik önlemleri aldı.

Bu arada, Ramazan Turan'a ait olduğu belirtilen lüks aracın da kavga sırasında camlarının kırıldığı görüldü. Söz konusu araç, polis ekipleri tarafından çekiciyle kaldırılarak parka götürüldü.

Öte yandan, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Muharrem ile oğlu Melih Hacıoğlu, buradaki tedavilerinin ardından İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine bağlı ekiplerce gözaltına alındı.

Polis yetkilileri, kavgaya karıştığı belirtilen bazı kişilerin tespit edildiğini ve bunların yakalanması için de geniş çaplı çalı

A.A

'Anayasa'yı ihlal eder'

"Anayasa Mahkemesi iptal ederse Anayasa'yı ihlal eder."
AKP milletvekili Burhan Kuzu, "Anayasa Mahkemesi referandumu iptal ederse Anayasa'yı ihlal eder" dedi.

Kuzu referandum iptalinin türbandan sonra ikinci yanlış karar olacağını da söyledi.

Türkiye'nin büyük barajı doldu

Türkiye'nin en büyük barajı olan Atatürk Barajında, bu yıl doluluk oranı %61'e yükseldi.
Geçen yıl mayıs ayında doluluk oranının yüzde 17'ye kadar düştüğü Türkiye'nin en büyük barajı olan Atatürk Barajında, bu yıl aynı dönemde doluluk oranı yüzde 61'e yükseldi.

Devlet Su İşlerinden (DSİ) alınan bilgiye göre, Cumhuriyet tarihinin en önemli projelerinden biri olan GAP kapsamında inşa edilen ve gövde dolgu hacmi büyüklüğü bakımından Türkiye'nin en büyük, dünyada inşa edilmiş barajlar arasında ise 6. sırada yer alan Atatürk Barajında geçen yıl doluluk oranı minimum seviyelere yaklaşmıştı.

Tarımsal sulamanın yanı sıra hidroelektrik enerji üretiminde de yararlanılan ve önceki yıl yaşanan kuraklık nedeniyle 2009 mayıs ayında su kodu 528,75 metreye, doluluk oranı da yüzde 17.0'a kadar düşen Atatürk Barajı'nda, kış aylarında yağış oranın yükseldiği bu yıl ise mayıs ayının sonu itibariyle su kodu 535,84 metreye, doluluk oranı ise 44,1'lik bir artışla yüzde 61,1'e yükseldi.

Minimum su kodu 527,58, maksimum kodu ise 537,11 metre olan Atatürk Barajında, şimdiye kadar en yüksek su kodu, 2004 yılı mart ayında 537.21 metre olarak ölçülmüştü.

AA

Sakal talimatı verdi

Askeri kurumlara sakallı giriş yasağına çözüm arayan Genelkurmay bir çalışma başlattı.
Askeri gazino, orduevi ve tesislere sakallı giriş yasağını yumuşatabilmek için çözüm arayışına giren Genelkurmay Başkanlığı, Orgeneral Başbuğ’un talimatıyla bir çalışma başlattı. Askeri kaynaklar, yasakların en aza indirilip daha hoşgörülü bir uygulamaya gidileceğini söylüyor.

Genelkurmay Başkanlığı, uygulamada büyük sıkıntılar yaratan askeri gazino, orduevi ve askeri tesislere sakallı giriş yasağını yumuşatmak için çözüm arayışına girdi. Hürriyet'ten Süleyman Demirkan'ın haberine göre, bizzat Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un bilgisi ve talimatı üzerine bu konuda mevzuatın değiştirilmesi için Genelkurmay Karargâhı’nda çalışma başlatıldı. Bu çalışma çerçevesinde, sakallı olduğu ve kılık kıyafetleri nedeniyle vatandaşlara karşı çok katı uygulanan yasaklar, daha hoşgörülü bir tutumla değiştirilecek.

Daha hoşgörülü olacak

Askeri kaynaklar, “Uygulamada karşılaşılan sıkıntıların giderilmesi, hiç değilse en aza indirilmesi için neler yapılabilir diye mevzuata bakılıyor. Bu konuda bir çalışma yapılıyor. Ancak, ‘mevcut uygulama tavsadı, gevşedi sakallılar da alınıyor’ demek için erken. Çalışma bir sonuçlansın, hep beraber göreceğiz. Bu aşamada, daha hoşgörülü bir uygulama olacağı söylenebilir” dedi.

Hastanelerde farklı

Bakan-milletvekili, emekli general-amiral, subay, şehit babası-yakını da olsa sakallılar askeri gazino, orduevi ve askeri tesislere alınmıyor. Ancak, askeri hastanelere girişte sakallı-türbanlı da olsa kısıtlama en aza indirilmiş bulunuyor. GATA Hastanesi’ne girişte, daha önce sıkı izlenen ve dini sembol olarak görülen “sıkmabaş” usulü başörtülüler, eskiden olduğu kadar sıkı takip edilmiyor.

‘7 yıl önce kös kös döndüm’ diye yazmıştı

HÜRRİYET yazarı Ahmet Hakan, önceki gün yayınlanan ‘Bir maruzatım var İlker Başbuğ Paşa’ başlıklı köşe yazısında, sakal yasağıyla ilgili yaşadığı bir olaydan örnek vermiş, son olarak da Meclis’te taburda meydana gelen bir olayı aktararak, şunları yazmıştı: “Orgeneral İlker Başbuğ’a sesleniyorum: Belki ‘kural’ diyeceksiniz, belki ‘kaide’ diyeceksiniz. Ama bu tür kural ve kaideler bana çok saçma geliyor. ‘Sakalın var, giremezsin’ ya da ‘top sakalın var, giremezsin’ türü yaklaşımları gülünç buluyorum. Sizin de bu tür komik kural ve kaidelere saplanıp kalabileceğinize ihtimal vermiyorum. Belki haberdar değilsinizdir diye anlattım. Eğer siz de rahatsız olduysanız, şu işe bir el atın lütfen.Yok, bir rahatsızlık duymadıysanız, canınız sağolsun, oraya da gitmeyiveririz.”

'En sert yaptırımlar olacak'

BM'de İran'a yeni yaptırım toplantısı sona erdi, Clinton en sert yaptırımlar olacak dedi.
BM Güvenlik Konseyi'nin BM'ye üye diğer ülkelerin de katılımıyla İran'ın nükleer meselesini ele aldığı "özel toplantı" sona erdi.

Türkiye ve Brezilya'nın talebiyle, sadece Güvenlik Konseyi üyelerinin değil, BM'ye üye diğer devletlerin de katılıp dinleyebildikleri toplantının ardından ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Susan Rice gazetecilere açıklama yaptı.

Konsey'in BM daimi temsilcilerinin, İran'ın uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden nükleer programı hakkında bir kez daha görüş alışverişinde bulunduklarını belirten Rice, ülkelerin tutumlarında bir değişiklik olmadığını söyledi. Konsey'in bugün İran'a yaptırım getiren kararını görüşeceğini söyleyen Rice şöyle konuştu: "Bu, İran'a son derece güçlü, anlamlı ve önemli yaptırımlar getirecek bir karar olacak. Bizim hala amacımız İran'ı nükleer programını durdurmaya ve yapıcı şekilde müzakere etmeye ikna etmek. Bu kapsamda hem baskı uygulamaya hem de diplomatik kanala önem veriyoruz. Bu kapsamda kararın hem güçlü bir çoğunlukla kabul edilmesini, hem de tam ve etkili bir şekilde uygulanmasını istiyoruz."

Rice bir soru üzerine, yeni kararın İran üzerinde son derece etkili olacağını belirterek "Bu yüzden İran bu kararın kabul edilmesini engellemeye çok çalıştı" diye konuştu.

Rice sorular üzerine, karar tasarısında yer alan yaptırımlar arasında, İranlılar'ın yurtdışında uranyum tesisleri ve faaliyetlerine yönelik yatırımlarıyla ilgili olarak bağlayıcı yaptırımların ve silah ambargosunun bulunduğunu, çok önemli yeni mali önlemler getirildiğini de belirtti.

Batılı diplomatlardan edinilen bilgiye göre, karar tasarısında, İran'ın nükleer programıyla ilgisi olan, aralarında bir de bankanın bulunduğu 40 şirketin ve bir kişinin yaptırımlar listesinde yer alacağı belirtiliyor. BM kulislerinde bu kişinin İsfahan'da bir nükleer merkezin başında bulunan Cevad Rahiki olduğu konuşuluyor. Yaptırımlar listesinde yer alan kişi ve kuruluşların uluslararası alanda mal varlıkları donduruluyor ve ayrıca seyahat yasağı getiriliyor.

Bu arada diplomatik kaynaklar Konsey'in bugün BM'nin diğer üyelerinin de katılabildiği toplantılarının son derece önemli olduğunu, bu şekilde tüm BM üyelerinin şeffaflık ilkesi temelinde tarafların görüşlerini öğrenme şansına ulaştıklarını belirttiler.

Konsey'in İran'a karşı yeni yaptırım tasarısını bugün TSİ 22.00'de başlayacak toplantıda oylamaya koyması bekleniyor.

Konsey'in daimi üyeleri olan ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ile Almanya (5+1 ülkeleri) arasında 5 aydır müzakere edilen ve İran'ın nükleer programına yönelik yeni ve daha sıkı yaptırımlar getiren tasarıya Türkiye, Brezilya ve Lübnan'ın soğuk baktığı biliniyor.

Karar tasarısının 15 üyeli Konsey'den geçmesi için 5 daimi üye tarafından veto edilmemesi ve en az 9 üyenin "evet" oyunu alması gerekiyor.

Ergenekon CHP'ye ulaştı

CHP'li iki vekilin Ergenekon'la ilgili olarak dokunulmazlıklarının kaldırılması isteniyor.
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ile Erzincan Milletvekili Erol Tınastape hakkında TBMM’ye ulaşan dosyada, "Ergenekon soruşturması" ile ilgili dokunulmazlıklarının kaldırılması istendi.

CHP’li Ersin ile Tınastepe hakkında TBMM Başkanlığı’na sunulan dokunulmazlık dosyalarında, "Ergenekon silahlı terör örgütüne yardım etmek" ile suçlamalar yer aldı.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcıvekili Taner Aksakal’ın hazırladığı dosyaların gerekçesinde, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ve Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in de sanıklar arasında bulunduğu bilgisi verildi.

Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanmasının ardından CHP’li vekiller Ahmet Ersin ve Erol Tınastepe bilgi almak için soruşturmanın yürütüldüğü Erzurum’a gitmişti. Vali, Emniyet Müdürü’nün yanı sıra vekiller cezaevinde tutulan Cihaner’le de görüşmüştü. İki vekil de cemaatler hakkında soruşturma yürüten Cihaner’in bunun için haksız bir şekilde suçlandığını savunmuştu. Daha sonra bazı gazetelere Ahmet Ersin ve Erol Tınastepe’nin gizli tanıklarla konuşurken çekilmiş polis kayıtları yer almıştı.

'O şerefsiz ve alçaktır!'

Hasan Celal Güzel, darbeci askere “Üzerinde üniforma bulunan alçak şerefsizler...” dedi.
Eski bakanlardan gazeteci ve yazar Hasan Celal Güzel, Eğitim-Bir-Sen’in davetlisi olarak gittiği Artvin’de, “Demokrasi” konulu konferansa katıldı. 27 Mayıs’ı Türk tarihinin en yüz kızartıcı, en alçakça hadisesi olarak niteleyen Güzel, “SOL | Yönetim Paneli Herkesin evliya gibi gördüğü bir başbakan, adi suçlular gibi işkence ve zulüm altında ipe çekilmiştir” dedi.

Habertürk'ün haberine göre Güzel, 27 Mayıs rezaletinde ne yazık ki adına subay denilen birtakım alçak ve eşkıya görev almıştır. Bir subay halkın akşama kadar çalışıp, halkın vergileriyle alınan silahları halkın göğsüne çevirip, darbe yapar, siyasete müdahale ederse, artık o bir subay değildir. O şerefsiz ve alçaktır” diye konuştu.

Güzel, eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i, “Firavunla Nemrut arası suratı gülmeyen zat” olarak tanımladı ve CHP’nin Çankaya İlçe Başkanı gibi çalışmakla suçladı. Güzel, Demirel için de şunları söyledi: “Demirel’in hiçbir fikri yoktur. Pergelle çizilmiş gibi yuvarlak bir adamdır.”

ÜRETME TÜK'ET DURMAK YOK YOLA DEVAM ET..

Devl’et
Cumhuriy’et
Siyas’et
Hüküm’et
Muhalef’et
Adal’et
Medyamız dördüncü kuvv’et
*
Bu kadar çok kullanırsan, biter tabii birader... İthal inekler geldi nihay’et!
*
Üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen çipurayı çiftlikte yetiştirmeyi başaran Türkiye, dünyanın en güzel meralarına sahipken, ineği de taaa Uruguay’dan getirmeyi başardı.
*
Yeterli ineğimiz yok çünkü.
Koyun sayımız iyi.
Öküz de getireceklerdi aslında.
Şöyle bi baktılar etrafa...
E yeteri kadar var.
*
Var ama, hayvan başka şey...
Hayvancılık başka şey maalesef.
*
(Bakın, bu Uruguay’dan ilk önce Lugano gelmişti bize; Başbakan’ın takımı Fenerbahçe’ye... Tosun gibi çocuktur maşallah, bonservisi 6.5 milyon Euro’ydu, 4 yılda ödenen para 14.5 milyon Euro... Uruguay ineklerinin tanesi, 1.800 Euro... 8 bin tane gelecek, onlar da 14.5 milyon Euro... Hadi diyelim, inek yetiştiremiyoruz... Bi tane Lugano yetiştirip Uruguay’a göndermeyi becerebilseydik, inekler bedavaya gelecekti yani... O nedenle, Lugano’nun kaptanı olduğu Uruguay milli takımı Dünya Kupası’na katılıyor... Biz ise Uruguay ineklerinden mangal yapıp, Kupa’yı televizyondan seyredeceğiz anca.)
*
Top çevirmeyi bırakıp, kıyaslarsak...
Türkiye’nin nüfusu 72 milyon.
Alt tarafı 10 milyon ineği var.
Uruguay alt tarafı 3.5 milyon kişi.
13 milyon ineği var.
*
Netice itibariyle öz’et?
*
Üç çocuk değil marif’et...
Üç inek yapmak mahar’et.

YILMAZ ÖZDİL ( HÜRRİYET )
09.06. 2010

İşte kriz yaratan füzeler


İsrail'e göre Türkiye Hawk füzeleriyle Suriye ve Hizbullah’ı koruyor.
İsrail gizli servisine yakınlığı ile bilinen Debka internet sitesi, önceki gün yayınladığı haberle Türkiye’nin Hatay Kale Köyü’ne konuşlandırdığı Hawk füzeler ile hem Suriye’yi hem de Hizbullah’ı koruduğu iddiasını ortaya attı. Türkiye ile İsrail arasında kriz nedeni olduğu öne sürülen füze savunma sistemi, Hatay’ın İskenderun İlçesi’ne 50 kilometre uzaklıktaki Kale Köyü’nde 2 yıldır kullanılmayan Jandarma Karakol binasında 7 ay önce kuruldu.

Her birinin üzerinde 3 füze bulunan 2 adet I-Hawk rampası konuşlu sistem, ‘Türkiye’nin Ortadoğu’ya koruma şemsiyesi’ olarak nitelendi. Ancak 20 gün kadar önce Mavi Marmara gemisi ve İskenderun’a yapılan saldırılardan hemen önce füze rampaları sınıra 3 kilometre mesafedeki Kırıkhan’a taşındı.

İSRAİL SURİYE'Yİ VURUP, YAKIT TANKLARINI TÜRKİYE'YE ATMIŞTI

İsrail F-15’leri, 2007 yılının Eylül ayında Türkiye hava sahasını da kullanarak Suriye’deki gizli nükleer tesis olduğu iddia edilen bir bölgeye bomba yağdırmış ve bu operasyon aylarca dünya gündemini meşgul etmişti. İsrail jetlerinin yakıt tanklarının Türkiye topraklarına düşmesi nedeniyle iki ülke One Minute krizinden önce ilk kez ciddi anlamda karşı karşıya gelmişti. İşte bu gerilim ardından Türk Silahlı Kuvvetleri, yeni ihlallerin önlenmesi ve Türk hava sahasının daha etkin savunulabilmesi amacıyla İsrail jetlerinin uçtuğu bölgeye bir füze savunma sistemi kurulması kararı aldı.

Suriye sınırı yakınlarında İskenderun’daki Kale köyüne I-Hawk füze bataryaları kurdu. Bölgeye üç adet seyyar radar da yerleştirildiği bildirildi. Füze bataryalarının İsrail ve ABD’nin Türk hava sahasını ihlal ederek, Lübnan, Suriye ve İran’ın da arasında bulunduğu Ortadoğu ülkelerine yönelik olası saldırılara karşı da kullanılabileceği belirtildi.

Bolu'da feci kaza

Bolu'nun Yeniçağa İlçesi TEM Otoyolu'nda meydana gelen kazada 3 profesör hayatını kaybetti.
Kaza saat 18:00 sıralarında TEM Otoyolu Yeniçağa Mevkii'nde meydana geldi. Ankara'dan İstanbul istikametine gitmekte olan ve sürücüsü belirlenemeyen 34 TM 0026 plakalı otomobil, Yeniçağa Kavşağı'na iki kilometre kala yoldan çıkarak takla atmaya başladı.

Kazada İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde görevli Prof. Dr. Ahmet Hızal ve Prof. Dr. Asuman Efe olay yerinde hayatını kaybederken eski İGDAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Necdet Aral kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...