Sayfalar

11 Haziran 2010 Cuma

Yine yedi saat elektriğimiz yok!

Kayseri'de elektrik şirketinin yapacağı zorunlu bakım nedeniyle 13 Haziran Pazar günü bazı yerleşim birimlerine 7 saat süreyle elektrik verilemeyeceği bildirildi.

Kayseri ve Civarı Elektrik T.A.Ş.’den yapılan açıklamada, Erciyes-10 İndirici trafo merkezinde yapılacak olan zorunlu bakım onarım çalışması nedeniyle 13 Haziran Pazar günü bazı yerleşim birimlerine 7 saat süreyle elektrik verilemeyeceği belirtildi.

13 Haziran 2010 Pazar günü 09.00-16.00 saatleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak bölgeler şöyle:

"Kumarlı mevki fabrikaları, Doğu Sanayi, Küçük Sanayi Sitesi, Galericiler Sitesi, Argıncık Cengiz Topel Mahallesi, Çevre yolu ile Mimarsinan kavşağı arası ,Yüzbaşıoğlu İlköğretim Okulu civarı, Yıldızevler ve Uğurevler mahalleleri, Mimarsinan kasabası(TV vericileri dahil), Gökkent Mahallesi , Konaklar, Tavlusun, Germir, Germiraltı Kaski su pompaları, Kayabağ, Erciyes evlerin bir bölümü, Mimarsinan Mahallesi`nin bir bölümü."

Çalışmaların daha erken bitirilmesi durumunda belirlenen saatten önce elektrik verilebileceği kaydedildi.

Nurettin Okandan: "Düşük kaliteli ve düşük fiyatlı ithal ürünlerle iç piyasada rekabet zor"


Sanayi Odası Meclis Başkanı Nurettin Okandan, Kayseri’de 200 e yakın oda üyesinin 150 ülkeye mal sattığını ve bu firmaların, istihdamın yüzde doksanını sağladığını belirtti ve bu tabloya rağmen yaşanan sıkıntıdan bahsetti.
Sanayi Odası Meclis Başkanı Nurettin Okandan, Düşük kaliteli ve düşük fiyatlı ithal ürünlerle iç piyasada rekabetin zor olması, başlıca sorunlarımız arasında yer alıyor dedi.

       Küreselleşme ile birlikte dünya ölçeğinde rekabet olgusunun giderek önem kazandığını vurgulayan Okandan, ülkelerin küresel piyasadan daha fazla pay elde edebilmek için rekabet güçlerini artırmada yoğun çaba içine girdiğini, bu anlamda rekabet gücü kavramının da gittikçe öneminin arttığını belirtti.

     Kayseri'de imalat sanayinde farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmaların genel olarak benzer sorunlarla karşı karşıya olduklarını ifade eden Okandan, Sorunlarımızın başında, iç talepteki daralma, haksız rekabet, ÖTV ve KDV oranları ile enerji fiyatlarının yüksekliği, nitelikli iş gücü yetersizliği, yüksek finansman maliyetleri, nakliyede yaşanan sorunlar ve yüksek maliyetler, istihdam maliyetlerimizin yüksek olması, hammadde fiyatları ve döviz fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalar, teşvik sistemindeki adaletsizlikler ve kayıt dışılık gelmektedir. Ayrıca bazı sektörlerde kapasite fazlalığı yaratılmışken, bazı sektörlerde yan sanayinin yetersiz olması, girdi maliyetlerini fiyatlara yansıtamamak, tahsilatın zorlaşması, vadelerin kısalması, düşük kaliteli ve düşük fiyatlı ithal ürünlerle iç piyasada rekabetin zor olması, firmalar arası işbirliğinin zayıf olması, firmaların küçük ölçekli ve kırılgan yapıya sahip olmaları, yüksek katma değer sağlayan sektörler için son derece önemli hale gelmiş olan fikri mülkiyet haklarının yaygınlaşmaması da sorunlarımız arasında yer alıyor dedi.

Kayseri Ticaret Odası, sektör toplantıları kapsamında inşaat sektörü temsilcilerini bir araya getirdi

Kayseri Ticaret Odası, sektör toplantıları kapsamında inşaat sektörü temsilcilerini bir araya getirdi. KAYİMDER ve Ticaret Odası Meclis Başkanı Bekir Adıyaman sektörde yaşanan gelişmelere ilişkin bilgiler verdi.

Ticaret Odası Toplantı Salonunda gerçekleştirilen toplantıya altyapı ve diğer taahhüt işleri yapanlar, konut dışı inşaat müteahhitleri, mimarlık, mühendislik ve özel inşaat faaliyeti yapan işletmelerin temsilcileri katıldı.

  KTO Meclis Başkanı Bekir Adıyaman, toplantıda yaptığı konuşmada inşaat sektöründeki son değişikleri değerlendirmek için bir arya geldiklerini belirtti.

Adıyaman, 5940 Sayılı Kanunun en önemli maddesi, sözleşmeli personel çalıştırılması. Bu konuda meslek odalarının, belediyelerin ve sivil toplum örgütlerinin birlikte çalışması önem arz etmektedir. Yetki belgeli usta çalıştırılmasıyla ilgili yönetmelikte kaynakçı, boyacı, kalıpçı, gibi mesleklere de standart getirildi. Fayansçı gibi alt grupları olan mesleklere de standart getirilecek. Ustaların yeterli olup olmadıkları sınavla belli olacak. Belgesi olmayanlar çalıştırılmayacak. Belediyeler ve meslek odaları birlikte çalışacak. İnşaatın her kademesinde görev alan duvarcı, sıvacı, demirci, kalıpçı gibi ustaların denetimi yapılacak dedi.

CABAT’TAN KULKULOĞLU’NA CEVAP

CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuoğlu TBMM’de düzenlediği basın toplantısı ve meclis genel kurulunda yaptığı konuşma ile AKP döneminde madeni bulanları açıklamış ve özellikle İl Başkanı Mahmut Cabat’ın aldığı maden ruhsatlarını gündeme getirerek suçlamalarda bulunmuştu.

Bu suçlamalara cevap veren AKP İl Başkanı Cabat, “Sayın Kulkuloğlu, yine yavuz hırsızlığını yaptı. Vatan, memleket adına yapacak icraatı, söyleyecek sözü yok ki, yine iftiraya başvurdu. Yavuz hırsız misali, kendi ayıbını örtmek için, başkalarına çamur atmaya devam ediyor. Sayın Milletvekiline sesleniyorum: Eğer madencilik yapmak, maden ruhsatı almak bir suç ise, neden mahkemeye başvurmuyorsun? Senin için bir sürü mahkeme başvurusu var, ama dokunulmazlığınla şimdilik bunlara muhatap olmuyorsun. Benim senin gibi dokunulmazlığım yok. Suçu bilip de mahkemeye gitmeyen ahlaksızdır, müfteridir” dedi.

 Kulkuloğlu’nun açıklamalarının nedenini kamuoyunun iyi bildiğini ifade eden Cabat, bazı sorular yöneltti. Mahmut Cabat, “Sayın Milletvekili, biri milletvekilimiz olmak üzere, yönetimimizden 3 arkadaşımızla icralık oldun mu, olmadın mı? Sadece yönetimimizdeki bir arkadaşıma 600 bin TL borcu ödedin mi, ödemedin mi? Diğer firmalara, bankalara, işçilerine borçlarını ödedin mi? Devlete ne kadar vergi borcu taktın? Bu arada hacizlerin ne durumda? Derdin borçlarından kurtulmak için, bir sonraki seçimde milletvekili olarak dokunulmazlığınızı uzatmak ve zaman aşımına erişmek mi? Zannediyor musun ki, sizin partinizde en fazla iftira atan, en fazla yalan söyleyen, en fazla ağlayan, milletvekili seçiminde birinci sırayı garantiliyor” diye konuştu.

HİPNOZ VE İŞKENCE DAVASINA DEVAM EDİLDİ

Kayseri de Hava İkmal Bakım Merkezinde görev yapan 3 astsubaya, askeri belge üzerinde tahrifat yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınmaları sürecinde, hipnoz yapıp işkence uyguladığı iddiasıyla tutuklanan emekli Yarbay Gürol Doğan'ın yargılanmasına devam edildi.

Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Doğan ve avukatları ile müdahil astsubaylar Ali Balta, Orhan Güleç ve İsmail Dağ'ın avukatları katıldı.
      Duruşmada, sanık Doğan'ın avukatları Sümer Erol, Metin Ceylan, Bülent Hodul ve Ahmet Çelebi, davadan çekildiklerine dair ortak dilekçelerini mahkeme heyetine sundu.
     Avukat Sümer Erol duruşmada, Gürol Doğan, duruşma yargıcı Kemal Alver ve biz avukatlar hakkında çok çirkin iddialarda bulunmuştur. Yapılan bu haksız iddiaları reddediyorum. Bu nedenle, biz savunma avukatları olarak davadan çekiliyoruz dedi.
      Mahkeme heyeti, heyet başkanı Hakim Kemal Alver in de davadan çekildiğine dair dilekçe verdiğini ve dilekçenin kabul edildiğini bildirdi.
     Duruşmada söz alan sanık emekli Yarbay Gürol Doğan, Avukatlarımdan defalarca bu dosya içeriğiyle ilgili bilgi istememe rağmen, dosyayı ve içeriğini bana ulaştırmadılar. Ben de bu yüzden avukatlarımı azlettim diye konuştu.
         Mahkeme heyeti, müdahil astsubaylar Ali Balta, Orhan Güleç ve İsmail Dağ ın Adli Tıp Kurumunda yapılan muayenelerinden sonra mahkemeye gönderilen raporları okuttu. Raporlarda, müdahil astsubay Ali Balta nın hipnoza maruz kaldığı ve hipnozun etkilerinin halen görüldüğü, Orhan Güleç ve İsmail Dağ ın ise hipnoza maruz kalmış olabilecekleri bildirildi.
      Mahkeme, duruşmayı 25 Haziran tarihine erteledi.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya ve yönetimi Vali Mevlüt Bilici ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’yi ziyaret etti

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya ve yönetimi Vali Mevlüt Bilici ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’yi ziyaret etti. Ziyaretlerde Başkan Altınkaya tarafından gazetecilerin sorunlarını içeren dosya sunuldu.

Gazeteciler Cemiyeti  Başkanı Veli Altınkaya ve yönetim Kurulu üyeleri ilk olarak Vali Mevlüt Bilici’yi ziyaret etti.  Ziyarette konuşan Vali Bilici, yönetime yeni seçilen gazetecileri tebrik etti ve Gazeteciler de tıpkı biz kamu görevlileri gibi kamu hizmeti yapıyor” dedi. Bilici, Türkiye’de bazı büyük kentler hariç yüksek kapasiteli yerel basının Kayseri’de olduğunu vurguladı.

Bilici şöyle devam etti; “Sizlerin işlerinizi kolaylaştırmak için elimizden gelen ne varsa yapmaya hazırız. Daire müdürü arkadaşlara alanları ile ilgili gazetecilere bilgi vermelerinde bir sakınca olmadığını daha önce duyurmuştuk. Sizlerin eleştirileri bizler için önemli. Eleştiriye tahammül etmek gerekiyor dedi.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya da Kayseri basınının 100. yılını kutladıklarını belirterek, Bu yıl Kayseri Basını 100. yaşını kutlayacak. Bu konuda çeşitli etkinlikler düzenleyeceğiz dedi.

Ziyaretin ardından gazeteciler, Vali Mevlüt Bilici ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

Cemiyet yönetim kurulu, daha sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki yi ziyaret etti. Özhaseki, yeni yönetim kuruluna başarı diledikten sonra Kayseri basınının kentin yöneticilerine yaptıkları yayınlarla yol gösterdiğini, zaman zaman da maksadı aşan eleştiriler olduğunu, ancak bunları da sabırla karşıladıklarını söyledi.

Veli Altınkaya da basın çalışanlarının daima yanında olan Başkan Özhaseki ye teşekkür ederek, Bu yıl Kayseri Basını 100 yaşını kutluyor. İnşallah birlikte çok güzel organizasyonlar yapacağız şeklinde konuştu.

ANNE VE OĞLU TOPRAĞA VERİLDİ

Denizli'deki trafik kazasında ölen Kayserili milli boksör ve uluslararası boks hakemi Ali Hasetçi nin eşi ve oğlu toprağa verildi. Cenaze namazına yaralı olan Ali Hasetçi doktorun izni ile katıldı. Hasetçi’nin son derece bitkin olduğu görüldü.

Denizli-Afyonkarahisar il sınırı yakınlarındaki kazada hayatını kaybeden Ali Hasetçi’nin 44 yaşındaki eşi Hacire Hasetçi ve 12 yaşındaki oğlu Furkan Talha Hasetçi için Camikebir de cuma namazının ardından cenaze töreni düzenlendi.

            Cenaze törenine, aynı kazada yaralanan baba Ali Hasetçi, kardeşi milli boksör Faruk Hasetçi, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya ve vatandaşlar katıldı.

            Doktor izniyle cenazeye katıldığı öğrenilen Ali Hasetçi nin, yüzünde ve gözlerinde şişlik olduğu görüldü.

        Cenaze namazının ardından omuzlarda taşınan anne ile oğlunun cenazeleri, Kayseri Şehir Mezarlığı ndaki aile kabristanına defnedildi.

Denizli-Afyonkarahisar il sınırı yakınlarında, Davut Hasetçi nin kullandığı 06 PLY 15 plakalı otomobil, yoldan çıkarak devrilmiş, Hacire ve oğlu Furkan Talha Hasetçi olay yerinde ölmüş, Ali Hasetçi ve sürücü Davut Hasetçi ile Ali, Burak ve Nezahat Hasetçi ise yaralanmıştı.

KAYSERİ'YE DEVLET TİYATROSU YOK

Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne bağlı, 19 ilde devlet Tiyatrosu bulunuyor. Kayseri’den çok daha küçük illerde devlet tiyatrosu bulunurken Kayseri’ye kurulmaması Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a iletildi. Bakan Günay “Kayseri’de devlet tiyatrosu müdürlüğünün kurulması, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü kadro ve bütçe imkanlarındaki artışa paralel olarak gündeme gelebilecektir” cevabını verdi.

       Başta eğitim ve sağlık olmak üzere hemen her sektörde benzer yaklaşıma maruz kalan Kayseri devlet tiyatrosu konusunda da bütçe yetersizliği engeline takıldı. 
Kayseri Akın Günlük

MİM-SİN’DE ÜÇÜNCÜ ADAY: ÇETİN ŞİMŞEK


Mim-Sin Konut Yapı Kooperatifinde aday olduklarını açıklayan mevcut başkan Mehmet Hökelek ve Yusuf Tayfur’un ardından üçüncü aday kamuoyu önüne çıktı. Mim-Sin üyelerinden Çetin Şimşek yönetime talip olduğunu açıkladı.
Düzenlediği basın toplantısıyla yönetime talip olduklarını açıklayan Çetin Şimşek, eski ve mevcut yönetimin güvenilir olmadığının kanıtlandığını söyledi. Mevcut yönetimin zihniyetiyle kooperatifin asla bitirilemeyeceğini dile getiren Şimeşek, “Kooperatifimizi tasfiye etme bahanesi ile çok uzun süre seçimsiz yönetimde kalma hevesinde oldukları anlaşılıyor” dedi.

Kötü gidişe dur diyeceklerini ifade eden Çetin Şimşek, “13 Haziran Pazar günü yapılacak olan genel kurula tüm üyelerimizi bekliyoruz. En kısa sürede Mim-sin’i Kayseri gündeminden düşürüp kooperatifi bitirmek istiyoruz” dedi.

Askerin eşi kurtarılamadı

PKK'lı teröristlerin roketatarlı saldırısında yaralanan askerin eşi kurtarılamadı.
Osmaniye'de PKK terör örgütü mensuplarınca Kanlıgeçit Jandarma Karakol Komutanlığına yapılan saldırıda yaralanan asker eşi hayatını kaybetti.

Roketatarlı saldırıda lojmanın balkonunda bulunduğu sırada yaralanan ve Osmaniye'deki müdahalenin ardından Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine kaldırılan Üsteğmen Cumhur Akdağ'ın eşi Pınar Akdağ'ın kurtarılamadığı kaydedildi.

PKK terör örgütü tarafından dün gece Osmaniye-Gaziantep D-400 karayolu yakınındaki Kanlıgeçit Jandarma Karakol Komutanlığına roketatarlı saldırı düzenlenmiş, saldırıda Üsteğmen Cumhur Akdağ'ın eşi Pınar Akdağ yaralanmıştı.

A.A

Tasarı TBMM Başkanlığı'nda

Kamuoyunda "taş atan çocuklar" yasa teklifi olarak bilinen düzenleme TBMM Başkanlığı'nda..
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, suça itilen çocuklarla ilgili hazırlanan yasa teklifinin TBMM Başkanlığına gönderildiğini bildirdi.

TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda talimatı olduğunu anımsattı. Bozdağ, TBMM'de gazetecilerin ''suça itilen çocuklar''la ilgili yasa teklifi konusundaki sorularını yanıtladı.

''Bu konuda bir çalışmamız vardı. Şu an itibarıyla çalışma sonuçlandı ve Meclis Başkanlığına teklif gönderildi'' diyen Bozdağ, TBMM'nin gönderilen teklif ile ilgili olarak bundan sonra ki süreçte yasal prosedür neyse onu işleteceğini söyledi. Teklifin Adalet Komisyonunda görüşüleceğini anlatan Bozdağ, ''Teklifin genel kurul aşaması, TBMM tatile girmeden tamamlanması düşünülüyor'' dedi.

''Suça itilen çocuklarla'' ilgili cezaları artırıcı nedenlerin ortadan kaldırıldığını belirten Bozdağ, şöyle konuştu: ''Suça itilen çocukların aleyhine bir infaz vardı, dörtte üç oranında... İnfaz, diğer çocuk suçlularla eşit hale getiriliyor üçte ikiye dönüştürülüyor. Öte yandan, suça itilen çocuklarla ilgili yargılama özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yapılırken, bundan sonra TBMM kabul ederse çocuk mahkemelerinde yargılama yapılacak. Dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma usulünde de bir değişiklik yapılıyor.

En önemli değişikliklerden biri de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nı ihlal ederek suça itilen çocukların işledikleri suç, ilk defa işlenen bir suç ise bu durumda ceza neyse bunu alacaklar, ancak bu suçlar güvenlik tedbiri olacak uygulanacaktır, hapis cezası olarak değil. Sadece bununla ilgili ateşli silahlar ve yasada sayılan bazı şeyler hariç onun dışındaki durumlarda ilk defa suça itilen çocuk, suçla ilgili yargılama sonucu ceza neyse bu cezayı alacak. Cezanın müddeti ne kadarsa o kadar da güvenlik tedbirine tabi tutulacak ama silah varsa onun için böyle bir durum söz konusu değil.


Ancak suça itilen çocuk ikinci defa aynı şeyi yaparsa bu takdirde güvenlik tedbiri uygulaması mükerreri hakkında uygulanmayacak.''

Bir gazetecinin, ''Yargılamanın yolunu açacağı gerekçesiyle muhalefetin eleştirileri vardı...'' sözleri üzerine, Bozdağ, ''Hayır, onunla ilgili bir düzenleme yok. Muhalefetin eleştirileri değil de istismarı vardı. O yok...'' dedi.

A.A

Ergenekon'da 4 tahliye

İP Genel Başkan Yardımcısı'nın da aralarında olduğu 4 avukat tahliye oldu.
"Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklanan İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı avukat Mehmet Cengiz'in de aralarında bulunduğu 4 avukat tahliye edildi.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimliğince tutuklanan avukatlar Mehmet Cengiz, Ali Hadi Emre, Tülay Bekar ve Kutbettin Kaya'nın bu hallerine avukatları tarafından yapılan itiraz, aynı mahkemenin heyeti tarafından değerlendirildi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, tutuklu avukatlar Cengiz, Emre, Bekar ve Kaya'nın tahliye edilmelerini kararlaştırdı.

"Ergenekon" soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra 5 Haziranda Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirilen Cengiz, Emre, Bekar ve Kaya, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz tarafından sorgulandıktan sonra tutuklanmaları istemiyle gönderildikleri İstanbul Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesince tutuklanarak cezaevine konulmuştu.


A.A

Sınırda 70 mayın patladı

Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde, Türkiye-Suriye sınır hattında çıkan yangında, 70 mayın patladı.
Suriye tarafında başlayan ot yangını, bir süre sonra Türkiye tarafına da sıçradı. Yerleşim yerlerinden uzak bir noktada birkaç saat devam eden ve 70 mayının da infilak ettiği belirtilen yangın, bir süre sonra kendiliğinden söndü.

Yangında can ve mal kaybı yaşanmadı.

Zonguldak'a yine ateş düştü

Madende vagon sıkışması sonucu 1 işçi öldü, 1 işçi de yaralandı.
Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında kömür taşınan konveyörün sıkıştırdığı işçi öldü.

Kurumun Üzülmez Müessesesi Asma-Dilaver İşletme Müdürlüğü 3. ocak eksi 170-205 kotları arasında çalışan Sezai Topuz (27), henüz belirlenemeyen nedenle hareket halindeki konveyörün kendisini sürüklemesi nedeniyle kömür üretim alanına sıkıştı.

Kaza yerinde yaşamını yitiren iki çocuk babası Topuz'un cesedi, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

GRİZU PATLAMIŞTI

Türkiye Taş Kömürü İşletmelerine bağlı Karadon Maden Ocağı'nda geçen ay meydana gelen grizu patlamasında 30 madenci hayatını kaybetmişti. Madencilerden 28'inimn cesedine ulaşılırken 2 madencinin cesedi bulunamamıştı.

A.A

Askeri konvaya saldırı!

Tunceli'de askeri konvoyun geçişinde saldırı düzenlendi, çok sayıda yaralı var.
Tunceli'de askeri konvoya saldırı düzenlendi; 1'i ağır 11 yaralı olduğu bildirildi.

Aylardan Haz’iran! Basra Basıncının Etkisi Altına Girdik Çöl Sıcağı Geliyor

Yok yok...

Merak etmeyin.

Hava durumu verecek değilim.

Durum’u vereceğim sadece.

“Tarihte her ne olmuşsa, başka türlü olamadığından öyle olmuştur” der, Marx.

Geçmişten geleceğe yönelik alengirli mevzulara kafa yormayı, düşünmeyi pek sevmediğimiz için, kısaca “kader” diyoruz biz buna...

O düşünür olduğu için, biraz daha afili söylemiş.

Bakın...

BM’de oylama yapıldı.

İran’a ambargo uygulansın mı, uygulanmasın mı?

“Evet” dediler.

“Hayır” dedik.

Rivayete göre... Hint imparatoru “satranç”ı icat ettirmiş; vezir, kale, fil, piyon filan, sınırsız süre, sınırsız hamle, rakibi mat etmeyi hedefleyen, muhteşem bir strateji oyunu... Sonra da, şu notu iliştirerek, Pers İmparatoru’na hediye etmiş, “Kim daha çok düşünür, kim daha çok bilir, kim daha ileriyi görürse, o kazanır... Hayat budur!”

Rivayete göre... Pers İmparatoru, altta kalmamak için, “tavla”yı icat ettirmiş... 15 siyah 15 beyaz pulu, geceleri gündüzleri, karşılıklı 12 hanesi de, toplamda 24 saati simgeliyormuş, hepsi birden ayları ve yılı...

Ancak süresi sınırlı, hamle sayısı da sınırlı olduğu için, atraksiyon çeşitlensin diye “zar” ilave edilmiş...

Ve, şu notu iliştirerek,

Hint İmparatoru’na hediye etmiş: “Kim daha çok düşünür, kim daha çok bilir, kim daha ileriyi görür ve kim daha şanslıysa, o kazanır... Hayat işte budur!”

Rivayete göre...

Sıra bizimkilere gelmiş.

“Yormayın bizi canım kardeşim” demişiz...

“Yazı mı, tura mı?”

YILMAZ ÖZDİL ( HÜRRİYET )
11.06. 2010

'Verin kiliselerimizi'

Rus ırkçı lider Jirinovski, "İstanbul’un adı, 'Konstantinopol' olarak değiştirilsin" dedi.
Vladimir Jirinovski, Türk hükümetine yaptığı yazılı önerinin gerçekleşmesi durumunda bunun iki ülke arasında manevi yaklaşıma büyük katkıda bulunacağını söyledi. Konuşmasında Türkiye'nin uzun yıllardır AB üyeliği için beklediğini belirten Jirinovski, “Artık Türkiye beklemekten yoruldu. Ayrıca bu durum onu küçük düşürmekte. Bu durumda en doğru yol yüzünüzü kuzeye çevirmektir. Rusya - Türkiye ilişkileri zaten çok iyi durumda. Ekonomi, ticaret ve enerji alanlarında sıkı bir işbirliği içerisindeyiz. İlişkilerimizin daha da gelişmesi için Türkiye'ye şöyle bir öneride bulunmak istiyoruz. ‘Şuan camii olarak kullanılan eski Bizans kiliselerini Rus Ortodoks Kilisesine veriniz’. Bu manevi olarak daha çok yaklaşmamızı sağlayacak. Bunun dışında iki ülke arasındaki ilişkilerin durumunu, her yıl milyonlarca Rus turistin Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve çok sayıda Türk'ün de Rusya'ya geldiğini göz önüne alarak Rusça'nın Türkiye'de ikinci resmi dil olarak kabul edilmesini istiyoruz. Bu hepimiz için çok faydalı olur" diye konuştu.

ÜÇLÜ İTTİFAK KURALIM

Türkiye, Rusya ve İran arasında ittifak kurulması gerektiğini vurgulayan Jirinovski, “AB üyeliğini beklemenize lüzum yok. Zaten AB'nin bir geleceği de yok. Almanya oradan çıktığında AB çökecek. Türkiye AB'ye alınmayışına tepki olarak NATO üyeliğinden çıkarsa İran'la birlikte Güney NATO'su kurabiliriz. Askeri, ekonomik, ticari potansiyelimizi birleştirebiliriz. 3 ülke 300 milyon nüfus demektir. Rusya'nın nükleer, bilim ve teknoloji potansiyelini, İran'ın büyük enerji taşıyıcılarını, Türkiye'nin ise tüm güney denizlerine açılma imkanlarını birleştirdiğimizde AB'ye karşı koyabilecek büyük bir güce sahip oluruz" dedi.

"KİLİSELERİ GERİ VERİN"

Türkiye'nin AB üyeliğini artık daha fazla beklemeden Rusya ve İran ile yeni bir dünya gücü oluşumuna çalışmasının daha akıllı bir seçenek olacağını kaydeden Jirinovski, “Ama söz konusu üçlü ittifak oluşmadan önce az önce söylediğim teklifleri gerçekleştirmek gerekiyor. Yani 5 yüzyıl önce camii olarak kullanmaya başladığınız kiliseleri geri vermelisiniz. Türkiye'nin her yerinde çan sesleri duyulmalı. İstanbul, Ankara, İzmir , İskenderun ve diğer şehirlerin sokaklarında Rusça konuşulmalı. Ümit ediyoruz ki tüm bu dediklerim gerçekleşecek. Ve bu durum ülkelerimiz arasındaki ekonomik işbirliğini hızla daha da ileriye götürecek.

"MANEVİ OLARAK DA YAKINLAŞACAĞIZ"

Manevi olarak da yaklaşacağız. Türk hükümetinin, siyasetçilerin benim bu çağırımı değerlendireceklerini ümit ediyorum. Burada kızacak veya küsülecek bir durum yok. Türkiye'den yeni kilise inşa etmesini istemiyoruz. Halbuki biz Moskova ve Rusya'da yeni camiiler yapıyoruz. Bizim isteğimiz sadece Camii olarak kullanılan eski kiliselerin yeniden kiliseye döndürülmesidir. Ayasofya Bizans'ın simgesiydi. Ayasofya'yı tekrar Rus Ortodoks kilisesinin en önemli mabetlerinden biri haline gelmesini istiyoruz. Buraya ziyaretçiler akın edecek. Sadece Rusya değil Bulgaristan, Yunanistan, Romanya ve Sırbistan gibi Ortodoks ülkeleri de bu durumu sevinçle karşılayacak. Size camiilerinizi bize verin demedik ki küsesiniz.

Öyle demiş olsak Türk Müslümanların hoşuna gitmezdi. Biz sadece eski kiliselerimizi geri istiyoruz. Dini duygulara saygılıyız. Ama Ayasofya'nın Rus Ortodoks kilisesinin baş tacı olduğunu unutmamalıyız. İstanbul'da yeni bir Ayasofya inşa etmeye gerek yok. Zaten eskisinin yanında boş yer de kalmadı. Ayasofya tarihi, arkeoloji değerleri bakımından bizim için çok önemli. Yani eski kiliselerimizi geri istiyoruz. Rusça da İstanbul sokaklarında duyulsun. İstanbul'un adını da 'Konstantinopol' olarak değiştirelim. Biz zaten Rusya'da da Bolşeviklerin değiştirdiği eski şehir isimlerini geri getiriyoruz. Müze olarak kullanılan kiliseleri yeniden ibadete açıyoruz. Tüm bunlar dünyanın her yerinde uygulanan normal bir süreçtir. Bu faydalı sürece Türkiye ile birlikte devam edelim istiyoruz" şeklinde konuştu.

Rus ırkçı lider Vladimir Jirinovski, daha önce de benzer radikal çıkışlar yapmıştı.

İHA

F.Bahçe'ye ilginç teklif

'Neron Tamer'in babası, F.Bahçe'ye ilginç bir teklifte bulundu.
Fenerbahçe'nin şampiyonluğu kaçırdığı maçta, tribünleri ateşe verenler arasında yer alan Tamer Karadağ, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Ancak Karadağ'ın bababsından sarı lacivertli kulübe ilginç bir teklif geldi: 'Şikayetinizi geri çekin, 600 bin TL nakit ödeyeyim'.

FB yöneticileri, teklifi reddetti

Turkcell Süper Lig'de Bursaspor'un büyük bir başarıya imza atarak şampiyon olması, Fenerbahçe'nin Trabzonspor'la yaptığı ve kupayı kaçırdığı maç sonrası Şükrü Saraçoğlu stadı savaş alanına dönmüştü. Stadyumdaki koltukların yakılması ve çıkan olayların ardından başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Asayiş Şube Gasp Büro Amirliği spor suçları polisleri güvenlik kameralarını tek tek inceleyerek şüphelileri belirleyip operasyon başlatmıştı. Soruşturma kapsamında aralarında Arka Sıradakiler adlı dizinin oyuncularından Emir Yolaç'ın da bulunduğu gözaltına alınan 12 kişiden 7'si tutuklanmıştı. Son olarak önceki gün yine gözaltına alınan 6 kişi savcılık tarafından denetimli serbestlik şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

OĞLUMU HAPİSTEN ÇIKARIN

Asayiş Şube Müdürlüğü'nün soruşturması sürerken geçtiğimiz günlerde ilginç bir gelişme yaşandı. İlk operasyonda tutuklanan 7 şüpheli arasında bulunan Tamer Karadağ adlı gencin işadamı babası Osman Karadağ Fenerbahçe Spor Kulübü'ne giderek yöneticilerle bir görüşme yaptı. Akşam Gazetesi'nden Levent Albayrak'ın haberine göre, oğlunun cezaevine girmesini kaldıramayan Osman Karadağ kulüp yöneticilerine oğlundan şikayetçi olmamaları halinde Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda çıkan yangında meydana gelen hasarın tüm masraflarını karşılayacağını söyledi.

Osman Karadağ'ın bu teklifi karşısında çok şaşıran kulüp yöneticileri ise bu teklife sıcak bakmadı. Kulüp yöneticileri Osman Karadağ'a birçok taraftarları hakkında soruşturma yapıldığını ayrımcılık yapamayacaklarını iletti. Fenerbahçe Kulübü yöneticileri ayrıca yürütülen soruşturma neticesinde bir kamu davası açılacağını dolayısıyla kendilerinin şikayetçi olmaması halinde bile yargılamanın süreceğini söyledi. Yöneticilerden olumsuz yanıt alan baba Osman Karadağ'ın yaklaşık 600 bin TL lira olan zararı kulübe ödeyeceği makbuzu da ilk duruşmada mahkemeye sunacağı öğrenildi.

'Elimizde bazı bilgiler var'

Kılıçdaroğlu gemiye saldırının sorumlusunun AKP ve İsrail hükümeti olduğunu söyledi.
Hükümetin Dışişleri’ni devre dışı bıraktığını ileri süren CHP lideri Kılıçdaroğlu, Marmara gemisine saldırının sorumlusunun AKP ve İsrail hükümeti olduğunu ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, bu konuda ellerinde bazı belgelerin olduğunu da söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Genel Merkezinde VATAN Gazetesi Ankara Temsilcisi Bilal Çetin ve Parlamento Muhabiri Hale Gönültaş’a gündemi değerlendirdi.

Gazze olayından BM Güvenlik konseyi’ndeki İran’la ilgili oylamaya, anayasa değişikliğinden Cihaner dosyasına, CHP’nin iç krizi niteliği kazanan Gürsel Tekin’den erken seçime kadar uzanan çeşitli konularda çarpıcı açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:

İRAN İÇİN ‘HAYIR’ OYU: Ortadoğu kaynayan bir kazan. Ortadoğu’da barış sürecinin mutlaka egemen kılınması lazım ve bunda Türkiye dahil bir hiçbir komşumuzun nükleer silaha sahip olmaması çok önemli. İran’ın bu kaygıyı yaratması herkes için sorun olabilir. Hükümetin bu kaygıyı taşımamasının gerekçesi nedir bilmiyorum. Biz isteriz ki İran’ın gerçekten silah üretme gibi bir düşüncesi, çabası olmasın. Bunu da uluslararası kuruluşlara açarak kanıtlasın. Elbette bunu yaparsa zaten sorun kalmamış olur. Bu kaygıyı gidecek bir politikayı sürdürürseniz başarılı olursunuz.

AB’DE GÜVEN KAYBI CİDDİ SORUN: Biz batıdan hukuku insan haklarını, demokrasiyi alan ve kabul eden bir ülkeyiz. AB’ye üyelik süreçlerimiz var çağdaş değerleri yakalamak istiyoruz. Bu değerler büyük ölçüde batıda var. Bu değerlerden kopmak değil, biraz daha sahip olmak gerekiyor. AB ile müzakerelerde ciddi bir tıkanma noktasına geldik. Bu tıkanmanın nereden kaynaklandığını çıkıp hükümetin anlatması lazım. Eğer sizin izlediğiniz politikalar batıda güven kaybına yol açıyorsa bu çok ciddi bir sorundur.

DIŞİŞLERİ DEVRE DIŞI: Dışişleri’ni neredeyse devre dışı bıraktınız. Dış politikayı AKP’nin genel merkezinde yürütüyorsunuz, olmaz. Bir ülkenin dış politikası o ülkeyi yöneten partinin genel merkezinde üretilemez. Devletin hafızası vardır. O hafıza da bürokrasidedir. Çünkü siyasi iktidarlar ülkeyi yönetmek izin belli bir süreliğine gelir. Sonra gider. Bir daha seçime gidilir. Ama devlet dediğimiz bir kurum var. O kurumun arşivi var. Dış politikanın ana özü ulusal çıkarlar üzerine kuruludur.

AKP PANİKTE: Son süreçte AKP’nin oy kaybına uğradığını hükümet de biliyor. Bunu öğrendikten sonra bir panik de var. Dolayısıyla gündemin değiştirilmesi lazım. Sayın Başbakan’ın danışmanlarından biri de söylemişti. ’Yeri geldiğinde biz gündem değiştiriyoruz’diye. İşçinin esnafın sorunları unutulsun başka bir gündemle uğraşsınlar. Bugün geldiğimiz noktada iç politikayı dış politikanın bir unsuru haline getirerek oy devşirmeye çalışıyorsunuz. Bu çok tehlikeli bir şey. Dost yaratalım derken düşman kazanıyorsunuz.

ELİMİZDE BİLGİLER VAR: Grup toplantısında Gazze’ye giden gemilere yönelik kaygılarımızı dile getirdik. Bazı sorular sorduk. Hükümet biliyor muydu saldırının olacağını? Tabii elimizde bazı bilgiler var. Biz bu konuda Meclis Araştırması önergesi verdik. Bu konu TBMM tarafından araştırılsın, doğrular ortaya çıksın diye. Örneğin Murat Mercan’ın yaptığı açıklama. İsrail ile Türk Dışişleri Bakanlığı arasında çok sayıda yazışmanın olduğunu biliyoruz.

AKP VE İSRAİL HÜKÜMETİ SORUMLU: Bu işin suçlusu kimdir derseniz AKP ve İsrail hükümetidir. Bu insanların ölümlerine yol açan bu iki ülkenin izlediği ortak politikalar. AKP, araştırma önergesine olumlu oy verirse bundan mutluluk duyarız. Ama olumsuz oy verirse, o zaman bütün olumsuzların temel sorumlusu olarak ortaya çıkacaktır. AKP’nin dış politikasının başarısız olduğu da bu olayda ortaya çıkmıştır. Ne Arap Birliği, ne İslam Konferansı Örgütü, ne AB ne NATO ne BM bu olayı sahiplenmiştir. Sonuçta ölen bizim yurttaşlarımız. Biz ölen yurttaşlarımızla baş başa kaldık. Geldiğimiz nokta bu.

İÇ POLİTİKA MALZEMESİ: Türkiye ülkelerin iç işlerine karışmaz. Hükümetlerden yana net tavır koymaz. Gazze ciddi bir sorun. Ambargonun kaldırılması lazım. Doğrudur. Eğer hükümet olarak biz Gazze’ye yardım etmek istiyorsak bizim Kızılay’ımız var. Ambargonun kaldırılması için bir kampanya başlatabilirdik. Buna destek de alabilirdik. AKP dış politikadaki olayı iç politika malzemesi haline getirmek istedi ve dışarıda da çok ciddi sorunla karşılaştı.

ERKEN SEÇİM: Orada birden fazla olaya bakmak lazım. AYM nasıl bir karar verecek, bilmiyoruz. AKP’nin tavrı nasıl olacak, onu da bilmiyoruz. Erken seçim kararı alacak olan AKP’dir, Parlamento’daki çoğunluğu gereği. AKP izlenen ekonomik politikanın sonucu olarak gittikçe kronikleşen ekonomik ve sosyal sorunlar yumağını oluşturan parti haline gelmiştir. AKP daha da ileriye götürürse oy kaybının hızlanacağını görüp erken seçimi de gündemine alabilir.

VAHİM SONUÇLAR: Biz, bu Anayasa değişikliğinin 12 Eylül Anayasası’ndan daha vahim sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. Neden? Güçler ayrılığı ilkesini ortadan kaldırıyor. Biz AYM ve HSYK’na ilişkin maddelere karşıyız.Bunlar yargıyı ele geçirmek ve kontrolleri altına almak için düzenleme yaptılar. Yargının siyasallaşması hiç kimseye yaramaz. Biz halkımıza anlatacağız. Ama tabii takdir millete aittir. Bu anayasa değişikliği işsizliği, özgürlük sorununu çözmüyor. Yargı siyasallaşıyor. Ne olacak adalet mi gerçekleşecek? Sonuçta yine kararı halk verecek.

BÖLGEYE ÖNCE AŞ VE İŞ: Ben insanların etnik kimliklerine ve inançlarına göre ayrım yapılmasını doğru bulmuyorum. Bunun siyaset malzemesi yapılmasını uygun bulmuyorum. Terörün çözümünde bir toplumsal uzlaşma aranması gerektiğini biliyorum. Terör ortak bir politika ile çözülmeli. Ayak üstü verilen demeçlerle ya da AKP’nin açıklamaları ile çözülmüyor. Bunda gerçekten toplum bilimciler devreye girmeli ve biz böyle yapacağız. Bir insan işsizse ya dağa gider ya da mafyaya. Önce aş ve işi sağlamak lazım.

“DOĞU SORUNU”: Biz 1989’da hazırlanan çözüm raporunun arkasındayız. İnsanları Kürt ve Türk diye ayırmanın doğru olmadığına inanıyoruz. Öncelikli olarak insan. Etnik kimliği çağrıştıracak bir ifade kullanmak istemiyoruz. Bu nedenle Doğu ve Güneydoğu Anadolu sorunu diyoruz.

SAVCININ DOSYASI TÜRKİYE TURUNDA: (Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı iken tutuklanan Cihaner’in durumu) Bir kişinin hapse girmesi kişinin mahkum edildiği anlamına gelmez. Kamu vicdanı zaten kanıyor. Özel yetkili mahkemelerin kesinlikle kaldırılması lazım. Ne adına hukuk adına. Bütün bunlar AB’ye tam üyelik sürecinde olan bir Türkiye’de oluyor. Ne adına oluyor? Hukuk adına, adalet adına oluyor. Biz buna isyan ediyoruz. Kişi yargılanabilir elbette. Ama yargılanacak insanın adalet beklentisi yok mudur? Devlet suçluya bile avukat tayin ediyor. Ama öbür tarafta bir savcıyı kelepçeleyip cezaevine atmışsınız. Yargıtay, ’senin yetkin yok, dosyayı bana gönder’diyor. Aylardır dosya gitmiyor. Dosya Türkiye turuna çıkmış.

KORKU İMPARATORLUĞU VAR: Türkiye’de gerçekten korku imparatorluğu oluştu. Sanayicisi korkudan konuşamıyor. İşadamları konuşamıyor. Toplumda “AKP’yi eleştirirsem acaba başıma ne gelecek?” diye kaygı var. Eleştirirse üç gün sonra kapısına bir bakıyor, denetim elemanı. Şimdi de yargıyı tam ele geçirmek için anayasa değişikliği yapıyorlar. O anayasa değişikliği çıkarsa göreceksiniz mafya daha güçlenecek. İnsanlar mafyada arayacak adaleti.

DAHA ONURLU AB SÜRECİ: AB sürecinde daha kararlı daha tutarlı daha onurlu bir tablonun içine gireceğiz. AB bizi alır, almaz. Ama bizim AB standartlarını yakalamak için sosyal, hukuk, ekonomi alanlarında hamle yapmamız lazım. Bizi alır ya da almazlar. Biz taleplerimizi ileteceğiz. “Kabul etmiyoruz” derlerse onların bileceği iştir. Ama AB normları neyse, kişisel hakların, özgürlüklerin geliştirilmesi neyse, onların tamamını ülkeye getirmeye kararlıyız. Nasıl bu ülkeyi kuranlar Medeni Kanun’u getirdiler, Borçlar Kanunu’nu getirdiler. Anayasa Mahkemesi’ni, yargının bağımsızlığını getirdiler. Türkiye 19. yüzyılın devleti değildir. Türkiye birilerinin isteği üzerine politika oluşturan bir devlet değildir.

Kritik görüşme bugün

Kılıçdaroğlu, CHP Kurultayı’nda Parti Meclisi’ne seçildiği için tüzük gereği İl Başkanlığı sona eren ancak MYK dışında kalınca yeniden İl Başkanlığı’na dönmesi gündeme gelen Gürsel Tekin’le bugün görüşecek. Kılıçdaroğlu, “Gürsel Tekin’e ’gel görüşelim’diye bir çağrıda bulundunuz. Görüşme yapacak mısınız?” sorusu üzerine “Sayın Tekin dün (çarşamba) telefon etti, gelmek istediğini söyledi. Yarın (bugün) görüşeceğiz. Niye görüşmeyelim?” dedi.

Yine zorla getirme kararı

Ayna ve Demirtaş haklarında süren davalar ile ilgili bir kez daha çağrılacaklar.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince, BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın, haklarında devam eden davalar kapsamında talimatla ifadelerinin alınması konusunda daha önce çıkartılan ''zorla mahkemeye getirme'' emrinin ifası için bir kez daha müzekkere yazılmasına karar verildi.

Ayna ve Demirtaş'ın başka illerde yargılandıkları davalar kapsamında görülen talimat duruşmalarına katılan olmadı.

Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün, Ayna ve Demirtaş'ın zorla getirilmesi konusundaki mahkeme emirlerine dün itibarıyla verdiği cevapta, emirlerin yerine getirilmemesine ilişkin nedenlerin yer aldığı ifade edildi.

Cumhuriyet savcısı, günsüz zorla getirme müzekkeresinin infazının beklenilmesini istedi.

Mahkeme, Emine Ayna ve Selahattin Demirtaş hakkında, CMK'nın 146. ve 199. maddelerine göre çıkartılan günsüz zorla getirme emirlerinin yerine getirilmesi için bir kez daha müzekkere yazılmasına karar verdi.

Günsüz zorla getirme müzekkeresinin yerine getirilmesi konusunun, yasal ihtar yapılmak suretiyle bizzat İl Emniyet Müdürlüğüne bildirilmesini ve yerine getirilmesinin istenmesini kararlaştıran mahkeme, duruşmaları erteledi.

''Terör örgütünün propagandasını yaptıkları'' iddiasıyla Demirtaş Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Ayna ise Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor.

AA

'Bir saat sürmüş mü?'

Ergenekon Hakimi Şengün: ‘Basına sızması bir saat mi sürdü?’
Geçtiğimiz hafta basına sızan telefon görüşmelerine isyan eden Ergenekon Hakimi Köksal Şengün, dünkü duruşmada “Savcılık ifadem bir saatte basına sızdı” diyen sanığa imalı bir soru yöneltti: “Bir saat sürmüş mü?”

Son Ergenekon davasında tutuklanan avukat Tülay Bekar’la telefonla yaptığı ileri sürülen görüşmelerin basına sızmasına tepki gösteren İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ün isyanı duruşmada da sürdü.

Silivri’de görülen Birinci Ergenekon davasına dün tutuksuz sanıklardan avukat Fuat Turgut’un savunması ve çapraz sorgusuyla devam edildi. Turgut, savunmasında “Ergenekon’dan yargılanmaktan utanmıyorum. Bizi yargılatanlar utansın” dedi.

Soruşturma sürecinde birçok hukuksuzluk yapıldığını ileri süren Turgut’un, soruşturma gizli olmasına rağmen savcılık ifadesinin bir saat sonra basının eline geçtiğini söylemesi üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün “Bir saat sürmüş mü?” dedi.

Hakim Şengün’ün, hakkında dinleme kararı olmamasına rağmen geçtiğimiz hafta Ergenekon davasından tutuklanan bazı avukatlarla görüştüğü tespit edilmiş ve bazı basın organlarında bununla ilgili haberler yer almıştı. Avukat Tülay Bekar ve soruşturma kapsamında tutuklanan diğer avukatları tanıdığını söyleyen Köksal Şengün, tepkisini “Konuşulur, telefon ederler, bunlar normal şeyler. Böyle saçma sapan şey olur mu? Bunu yapan savcıya sorun” diye dile getirmişti.

Bu arada Ergenekon soruşturmasında örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanan ve Şengün’e ’aşk tuzağı’kurarak etkilemeye çalıştığı iddia edilen Avukat Tülay Bekar da basında hakkında çıkan haberlerden utanç duyduğunu söyledi. Bekar avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada “Ben ve avukatlarım savunma olarak, tutanaklara bile sahip değilken, bize sorulmayan, ’doğru mu, değil mi?’ belli olmayan tapelerin, özellikle yandaş basına sızdırılmaları çok anlamlıdır. Bir kadın olarak, öncelikle yaşamış olduğum üzüntü, aşağılanma ve utançtan dolayı, bunu yapan, sebep olan herkesi lanetliyorum. Sonra, bu haksızlığa uğrayan her taraf ve zarar görenler adına tekrar beddua ediyorum” dedi. Aynı operasyonda tutuklanan İP’li avukat Mehmet Cengiz de haberlerin uydurma olduğunu açıklamıştı.

'Kapatılmasına karşıyım'

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül YouTube ve Google yasakları hakkında Twitter'da konuştu.
İnternetin son dönem gözde sosyal paylaşım sitelerinden Twitter 'da bir hesabı olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün diğer kullanıcılardan gelen sorular üzerine internet yasakları konusundaki görüşlerini açıkladı.w

Cumhurbaşkanı Gül "Youtube ve Google konusunda çok fazla şikâyet olduğunu biliyorum. Bu konudaki görüşlerimi daha önce birkaç kez sizlerle ve paylaştım. Kesinlikle kapatılmalarına karşıyım. Bu konuda çözüm için ilgili birimlere talimat verdim. Gerekirse yasa değişikliği yapılmasını da istedim" dedi.

superonline.com

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya'yı ziyaretler devam ediyor.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya yı ziyaretler devam ediyor. 

Cemiyet Başkanı Veli Altınkaya’nın ilk ziyaretçileri MHP İl yönetimi oldu. Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Süleyman Korkmaz ve yönetim kurulu üyeleri, Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Veli Altınkaya ya hayırlı olsun temennisinde bulundu. Altınkaya siyasi partilerin, halkın duygu ve düşüncelerini iktidar partisine aktarabilecek en önemli faktör olduğunu söyledi. MHP İl Başkanı Korkmaz ise, Veli Altınkaya nın Kayseri halkının yakından tanıdığı saygın birisi olduğunu ifade ederek, bundan sonraki çalışmalarında başarılar diledi.
Veli Altınkaya’nın bir diğer ziyaretçisi Gençlik spor İl müdürü Yahya Şahan’dı. Şahan artık şampiyonaların Kayseri’de yapılabildiğini, bunun nedeninin de yapılan tesislerden kaynaklandığını söyledi.

Tümsiad başkanı Nusret Uğurlu ve yönetimi de ziyarette hayırlı olsun diyerek bu ay sonunda yapacakları ve Bakan Taner Yıldız’ın katılacağı program hakkında bilgi verdi.

Veli Altınkaya’ya hayırlı olsun diyen Hacı Bektaşi veli kültürünü araştıra vakfı başkanı Remzi Akbulut’ta yapımı devam eden cemevinden bahsetti ve bekledikleri desteği göremediklerini söyledi.

Çevre ve orman Müdürü Ali Rıza Baykan ise hem hayırlı olsun dedi hem de çevre haftası dolayısıyla yaptıkları çalışmaları anlattı.

Sendika çalışmalarının anlatan SES şube başkanı Orhan Karakaya’da Veli Altınkaya’ya hayırlı olsun diyerek sendika çalışmalarında basının önemine değindi

İl kültür ve turizm müdürü İsmet Taymuş da  yapmış oldukları faaliyetler karşısında basından her zaman destek gördüklerini söyledi. Taymuş Altınkaya’ya da çalışmalarında başarılar diledi.

Terminal esnafı CHP İl Başkanı Enver Özdemir'i ziyaret etti

CHP İL Başkanı Enver Özdemir’i ziyarette konuşan, Kayseri Otobüsçüler Derneği Başkanı İlhami Binboğa, Kayseri terminaline yapılan baskından dolayı can güvenliklerinin olmadığını savunarak Başkan Özdemir’den destek istedi.

Hayatlarının tehlikede olduğunu söyleyen Binboğa, "Dün üç araba mafya usulü kişiler, Kayseri terminaline sabah 6 da girdiler. 8.15 civarında 60 kişi bekliyordu. Kıvılcım çıkarmak isteyenler bizi tehdit ettiler. Tehdit sonrası kavga çıktı. Karakola alındık fakat sadece biz sorgulandık. Çifte standart uygulanıyor. Sadece biz suçlu görüldük. Anlamadığım bir şey var nasıl İstanbul dan 60 kişi gelip de buradaki esnafa karışabiliyor? Buradaki asıl sorun kira vermemek değil. Burada esnaflar hem buraya hem de ortaklara kira veriyorlar. Bundan dolayı da esnaf ser sefil oldu. Aç kaldı. Herkes mağdur. Bu esnaf düşünülmeli bunu yapanlar vebal altında. Bizi öyle ya da böyle bu terminalden çıkartacaklar. Alttan başlayıp buradaki esnafı çıkartacaklar. Bunun programı başlatılmış. Biz yetkililerden can güvenliği ve bir yer istiyoruz. İstanbul dan buraya gaspa geliyorlar. Milliyetçi hemşerilerimiz bize yardım etmek istiyorlar. Biz sorun çıksın istemiyoruz. İstanbul Belediyesinden bu konuyla ilgili görüşme istedik kabul edilmedi. Bu konuyla ilgili AK Parti binasına gittik. Yardım istedik. Yardım edeceklerini söylediler. Beklememizi istediler. Kayseri terminaline dışarıdan baskı var. Can güvenliğimiz yok. Yardımlarınızı bekliyoruz" diye konuştu.

CHP İl Başkanı Enver Özdemir ise sorunun bir an çözülmesi gerektiğini ifade etti. Gelişmeleri kaygıyla takip ettiklerini ifade eden Özdemir, İstanbul’dan gelenler tarafından esnafın tehdit edilmesine ilişkin de “Kayseri dağ başı değil" ifadesini kullandı.

Diğer yandan Gazeteciler Cemiyetini ziyaretinde konu ile ilgili açıklama yapan MHP İl Başkanı Süleyman Korkmaz, terminal işletmesinin Kayseri dışından birilerine verilmiş olmasının başlı başına hata olduğunu söyledi. Korkmaz, "Bir an önce Kayseri Valimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız ve emniyet müdürümüz bu duruma müdahale etsin. Orada çalışan esnaflar zor durumda bırakılmasın" dedi.

HASETÇİ AİLESİ KAZA GEÇİRDİ

Harb-İş Sendikasının uzun süre Genel Başkan Yardımcılığını yapan Kayserili Eski Milli Boksör Ali Hasetçi, eşi ve çocukları ile Didim e tatile giderken kaza geçirdi. Kazada Ali Hasetçi ağır yaralandı. Eşi Hacile ve oğlu Furkan ise hayatını kaybetti.

    Kaza, Afyonkarahisar Denizli il sınırı Çardak mevkiinde meydana geldi. Eşi Hacile Hasetçi, kızı Nezahat Hasetçi ve oğulları Bilal, Burak ve Furkan Talha Hasetçi nin bulunduğu 06 PLY 15 plakalı aracı ile Didim e tatile giden Ali Hasetçi, direksiyon hakimiyetini kaybedince araç yoldan çıkarak takla attı. Kazada, 53 yaşındaki Ali Hasetçi, kızı Nezahat Hasetçi, oğulları Bilal ve Burak Hasetçi yaralandı.

           Kazada Ali Hasetçi’nin 44 yaşındaki Eşi Hacile Hasetçi ile 12 yaşındaki oğlu Furkan Talha Hasetçi hayatını kaybetti.

Ali Hasetçi, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi nde, Nezahat, Bilal ve Burak Hasetçi ise Servergazi Devlet Hastanesi ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...