Sayfalar

29 Ağustos 2010 Pazar

Masum Türker: "Yeni yapılan görüşmelerde memurlara teklif edilen ücret çok düşük".



DSP Genel Başkanı Masum Türker, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti. Türker, burada yaptığı açıklamasında, referandumun rüşvet teklifi gibi olduğunu söyledi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, Kayseri İl Teşkilatı ile birlikte Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya'yı ziyaret etti. Ziyarette konuşan Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vekil Altınkaya, gazetecilerin sıkıntılarını dile getirdi.

Türkiye'de bazı maddeleri değiştirilen Anayasa teklifinin referanduma sunulacağını söyleyen DSP Genel Başkanı Türker, çalışanlara toplu sözleşme hakkı getirildiğinin söylendiğini belirterek, "Ancak memurların sendika kurma hakkı ortadan kaldırılıyor. Başbakan'ın şuurunun altında bu yatıyor. Memurların statü değiştireceğini söylüyor. Bu bağlamda yeni yapılan görüşmelerde memurlara teklif edilen ücret çok düşük. Memurları yoksullaştırmak istiyorlar. Yapılan zam, Başbakan'ın şuur altını açıkça ortaya koyuyor. Memurları geçim sıkıntısına itmek istiyor" dedi.

Anayasaların demokratik bir ortamda oluşturulması gerektiğini belirten Türker, şöyle konuştu: "Anayasa değişikliğinde iktidar demokratik davranmadı. Şu an yapılan değişikliklerin Evren Paşa zamanındaki Anayasa ile hiçbir farkı yok. Venedik Kriterleri'nde 'Anayasa değişiklikleri madde madde veya grup halinde halk oylamasıyla yapılır' diyor. Ancak AK Parti hükümeti tamamını referanduma sokuyor. Bu ise halkın istediği ve istemediği maddelerin bir arada oylanmasına neden olacak. Toplu halk oylaması da rüşvet teklifi niteliğindedir"

Anayasa referandumda kabul edildiği takdirde dikta rejimine benzeyeceğini ileri süren Masum Türker, sözlerine şöyle devam etti: "HSYK'nın yapısının değişmesi yargıyı siyasallaştıracak. HSYK'nın fonksiyonu, tayinlerin nasıl yapılacağı ile ilgili değildir. Tayinlerin kriterlerini Adalet Bakanlığı belirler. Yapılan değişiklik ile asıl hedef Yargıtay üyeleridir. Türkiye'de ilk kez yargının içtihadı siyasallaştırılacak. Eğer Yargıtay'daki yapı değişirse etnik gruplar ve cemaatler yoğunlaşacak. Yargıtay kendi objektif yapısından uzaklaşacak."

Değişiklik ile Anayasa Mahkemesi'nin de yapısının değiştirileceğini söyleyen Türker, "AK Parti'nin PKK ve BDP'ye verdiği taahhütler bunun içinde olabilir. Biz bunun için DSP olarak referandumda 'Hayır' oyu kullanacağız" ifadesini kullandı.

Bir gazetecinin genel af istenmesi konusundaki değerlendirmesini sorması üzerine Masum Türker, şöyle konuştu: "Bu yanlış bir değerlendirmedir. Referandum sırasında af konusunun gündeme getirilmesi çok doğru değil. Terörün bitmesini af ile değerlendirmek çok doğru bir şey olmaz."

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLAMA MESAJLARI

Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, Kızılay Kayseri Şube Başkanı Ayhan Uzandaç ile Atatürkçü Düşünce Derneği Kayseri Şube Başkanı İsmail Ulusoy 30 Ağustos zafer bayramı dolayısıyla birer yazılı mesaj yayınladılar.

Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, mesajında Anadolu nun düşmandan temizlenip Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluşuna zemin hazırlayan 30 Ağustos Zaferinin 88. yıl dönümünün tüm milletimize kutlu olmasını diliyorum dedi.

Türk Kızılayı Kayseri Şube Başkanı Ayhan Uzandaç’ta mesajında, Bize zaferi yaşatan Atatürk ve silah arkadaşları ile kahraman Türk Ordusu na şükran ve minnetlerimizi sunarız açıklamasını yaptı.

Atatürkçü Düşünce Derneği Kayseri Şube Başkanı Dr. İsmail Ulusoy da, Türkiye Cumhuriyeti ni bizlere 30. Ağustos Zafer Bayramını yaşatan Mustafa Kemal ve ordusunu saygıyla anıyor milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı nın 88. yıl dönümünü kutlarız dedi.

ANADOLU DA İLK YAZILI TİCARİ ANLAŞMA

Anadolu da ilk yazılı ticari anlaşmanın 4 bin yıl önce yapıldığı ve yazılı belgelerin Kayseri deki Kültepe-Karum kazılarında bulunduğu bildirildi.

Ankara Ünüversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cahit Günbattı, Karum da bulunan 2 çivi yazılı tabletin okunmasıyla, Anadolu da bilinen en eski ticari yazılı anlaşmanın 4 bin yıl önce yapıldığının anlaşıldığını da belirterek, şunları söyledi:
Mezopotamya da bulunan Asur Krallığı, Kaniş Krallığı ve Adıyaman yakınlarındaki Hahhum Krallığı ile yazılı ticari anlaşmalar yapmış. Bizim okuduğumuz çivi yazılı iki tablette bu anlaşmayla ilgili ilginç bilgiler var. Bu anlaşmalara göre Asurlu bir tüccar Anadolu da öldürülür ve malları kaybolursa (yağmalanırsa), yakınlarına belirlenen miktarda kan parası ödenecek. Katili Asurlulara teslim edilecek ve onlar tarafından öldürülecek. Katil yerine bir başkası verilmeyecek. Tüccarlardan zorla ve ucuza mal alınmayacak. Mahkemeye giden bir Asurlu için karar adil olarak verilecek. Asurlu bir tüccar, Kaniş ten birine borçlanır ve borcunu ödemezse tutuklanmayacak, borçlu olanın malları satılacak, alacaklı alacağını alacak. Asurlu birinin malları kayıp olursa bulunup sahibine iade edilecek. Bir Asurlunun evine, kölesine, cariyesine, tarla veya bahçesine göz konulmayacak ve zorla alınıp satılmayacak. Asurlular hakkında bir cariye, bir köle veya Hahhum halkından birinin şahitliğine dayanarak karar verilemeyecek.

BÜNYAN DOSTLARI GRUBU İFTAR YEMEĞİ

Bünyan dostları Grubu Bünyan belediyesi sosyal tesislerinde iftar yemeği verdi. yemekte Bünyan gelişimine katkıda bulunanlara plaket verildi.

Bünyan dostları grubu geleneksel iftar yemeğinin bir yenisini daha Bünyan belediyesi sosyal tesislerinde verdi.

 Bünyan dostları grubu adına Kürsüye gelerek kısa bir konuşma yapan Hacılar ilçe milli eğitim şube müdürü Şener Serim, geceye katkı sağlayarak emeği geçenlere teşekkür etti. Serim, ayrıca Bünyan dostları gurubunun faaliyetleri hakkında da bilgiler verdi.

İftar yemeğinde ayrıca Bünyan’ın gelişiminde büyük katkıları bulunan işadamlarına teşekkür plaketi verildi. Eras holding yönetim kurulu başkanı Mustafa Eraslan’ da Bünyan’a katkılarından ötürü teşekkür plaketi ile ödüllendirildi.

Geceye Bünyan Kaymakamı Hakan Kılınçkaya, Bünyan belediye başkanı Mehmet Özmen, Eras holding yönetim kurulu başkanı ve MHP merkez yönetim kurulu üyesi Mustafa Eraslan,AKP eski milletvekili Mustafa Duru ve Bünyan halkı katıldı.

İKİNCİ EL OTOMOBİLİN ATEŞİ İNMİYOR

Sıfır kilometre otomobillerde yaşanan arz sıkıntısı, ikinci el araç fiyatlarının yüksek seyretmesine neden oluyor.

Otomobil firmalarının 2010 yılında otomobil satışlarının düşük geçeceğini öngörerek, yeni yıla stoksuz girmeleri ikinci el otomobil fiyatlarını yükseltti.

Bazı marka ve modellerde 2-3 ay sıra beklemek istemeyen müşterilerin, aynı marka ve modelin ikinci ellerine yönelmeleri nedeniyle ikinci el otomobillerde fiyatlar neredeyse sıfır kilometre otomobil fiyatlarına yakın seyrediyor.

İkinci el otomobil satıcıları otomobil piyasasının bu yıl hem satış olarak hem de fiyat olarak beklentilerinin üzerinde seyrettiğini belirttiler. esnaflar sıfır otomobilin kaynağındaki arz sıkıntısından ikinci el fiyatlarında da bir yükselme olduğunu ve bu yükselmenin aynı şekilde devam ettiğini dile getirerek, bu yılın son çeyreğinde de fiyatlarda çok büyük bir düşüş beklemediklerini söylediler.

2008 yılındaki ekonomik krizden sonra otomobil firmalarının artık stoksuz çalışma yoluna gittiklerine işaret eden esnaflar, otomobil firmalarının daha sipariş bazlı çalışmaya başladıklarını belirttiler.

DÜNYA KAYSERİ’Yİ İZLİYOR

2010 Dünya Basketbol Şampiyonası nda şehrimizde oynanan (A) Grubu maçlarında, Sırbistan ilk günü lider olarak geçti. Kadir Has Spor Salonunda devam eden maçlarda heyecan en üst seviyede devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve FİBA Başkanı Bob Elphinston açılışını yaptığı FİBA Basketbol Dünya Şampiyonasının A grubu maçları tüm hızıyla sürüyor.

            Şehrimizde 2 Eylül Perşembe gününe kadar devam edecek olan şampiyonanın final maçları ise 5 Eylül- 12 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek.

            Kadir Has Spor ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen Dünya Şampiyonasına ilk maçında Avustralya, Ürdün ü 76-75 yenerken, ikinci maçta Sırbistan, Angola ya 94-44 üstünlük sağladı. Günün 3. ve son maçında ise Arjantin, Almanya yı 78-74 yenerek ilk günü galibiyetle kapattı.

Bu sonuçların ardından Sırbistan, averajla grupta ilk sırada yer aldı.

Kılıçdaroğlu'nun Kayseri Mitingi: "Bunlar Hayırsız oldukları için hayır diyeceğiz bunlara"

Boşanmak için gelen çiftler, uzmanlar eşliğinde terapi görüyor

Kayseri Aile Mahkemeleri'nde uygulanan yeni bir yöntem ile boşanmak için gelen çiftler, uzmanlar eşliğinde terapi görüyor. Terapi sonunda eşler, boşanmaktan vaz geçiriliyor. Kayseri 3. Aile Mahkemesi Hakimi Ali Akın, uygulamanın boşanmaları yüzde 30 oranında azaltacağını bildirdi.

Domuz gribi aşısını yaptıranlar arasında aşırı uyku eğilimi görülmeye başladı

İddiaya göre, GlaxoSmithKline şirketi tarafından üretilen ve Türkiye’de de kullanılan Pandemrix isimli aşıyı olanlarda narkolepsi (aşırı uyku eğilimi) rahatsızlığı ortaya çıkmaya başladı.

Bu aşıyı olanlar arasında şimdiye kadar Finlandiya‘da 8, İsveç’te 10, Fransa’da 6 ve Almanya ile Norveç’te de birer narkolepsi vakası görüldü.

Finlandiya ve İsveç’te bu aşıların kullanımı durdurulurken, Avrupa İlaç Ajansı soruşturma başlattı.

Finlandiya Milli Sağlık Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada, aşı ve narkolepsi arasında bir ilişki olup olmadığının belirlenmesinin birkaç ayı bulacağı da belirtildi. Finlandiya Sağlık Bakanı Paulo Risikko da bu şüphenin mutlaka giderilmesi gerektiğini söyledi. İlaç firmaları ise aşının Avrupa’da 30 milyon kişi tarafından kullanıldığını ve doğrudan bağlantı kurmak için elde yeterli veri olmadığını savunuyor.

CİVALI AŞILAR

PandemrIx’de ve Novartis’in ürettiği Focetria adlı aşıda etki artırıcı adjuvan adlı katkı maddesi ve koruyucu olarak da civa kullanılıyordu. Bu nedenle bu aşıların bağışıklık sistemini etkileyerek aşırı reaksiyonlara neden olabileceği belirtilmişti. Hatta Almanya’da halk için Pandemrix devlet yetkilileri içinse cıva içermeyen başka aşı sipariş edilmesi büyük tepki çekmişti. Türkiye de bu aşılardan 25 milyon sipariş vermiş, aşıların büyük kısmı elde kalmıştı.

Eski Ramazanlar

Hatıralarla iftar sofrası
Ramazanın ilk gecesindeki sahur yemeği çok önemliydi. Çocuklar bile bu manevi havadan tat almaları için, Ramazan davuluna eşlik eden manilerle, tatlı uykularından uyandırılıp sahura kaldırılırdı. Sahurda yenen yemekler iftarda yenen yemeklere oranla daha hafiftir. Anadolu'da ve Rumeli'nde sahur yemeklerinde ekseri gözleme ve börek yerlerdi. Kadınlar gece hamur yoğurur; gözlemeleri, börekleri sofraya taze taze getirirlerdi. İstanbul'da sahurda pek börek yenilmezdi. Sahur sofralarına kazandibi çöreklerle, kaşar peyniri, gerdan ve dil söğüşü konurdu. Bir akşam pilav, bir akşam taygan denilen makarna pişerdi. Herkes birer kase yoğurt, birer tas hoşaf veya şerbet içer, pilavı ve makarnayı yedikten sonra niyet ederdi.
Ramazan sıcak pidesiz olamaz
İftara yakın sıcak sıcak taze ramazan pidesi almak için bunları çıkaran fırınların önünde kuyruklar görülürdü. Bazı meraklılar, yumurtalı pide için günlük yumurta tedarik ederek fırıncıya verir ve bunu firma atılacak pideye gözlerinin önünde sürülmesini isterlerdi.

İftar davetlerinin ramazan ayının on beşinden itibaren başlaması adetti. Bu vesile ile zengin ve
 "kübera" konaklarında rekabet halinde muhteşem iftar ziyafetleri düzenlenirdi.

Sofrada, başta iftariye denilen ve oruç açmaya yarayan çerezler yer alırdı. Hurma, zeytin, yeşil zeytin, sele zeytini, beyaz peynir, kaşar peyniri, Çerkeş peyniri, kaşkaval peyniri, dil peyniri, kaymak peyniri, tulum peyniri, gül reçeli, mürdüm reçeli, ayva reçeli, vişne reçeli, kayısı reçeli, çilek reçeli, incir reçeli, şimdi unutulmuş olan asmakabağı, frenk üzümü, ceviz, patlıcan reçelleri, tütünlük pastırma, kuşgönlü pastırma, kıraç pastırması, ev sucuğu, salatalık turşusu, karanfilli soğan turşusu, kebereli patlıcan turşusu mevsimine göre şöyle akla ilk gelen iftariyeliklerdi.

Ama oruç, kısa bir dua ve besmeleden sonra mutlaka Kabe'den gelmiş Zemzem ile açılırdı. Sofrada herkesin önüne kristal kadehlere yarıya kadar bu kutsal sudan konulur ve iftar topuyla ezan sesi duyulur duyulmaz eller bunlara uzanırdı. Arkasından bir hurma alınır ve sonra sıra keyfe ve zevke göre öbür iftariyelere gelirdi. Bu iftariyelere ise, o devrin deyimiyle"gül kokulu"
 mis gibi sıcak ramazan pidesi eşlik ederdi. Böylece oruç keyfiyle sararmış benizler renklenir ve süzülmüş gözlere fer gelirdi.

İftariye faslı sona erince, tiryakiler cıgaralarına tüttürür, veya enfiyelerini çekerlerdi.
Padişaha Yumurta-yı Hümayun
Yemek, mutlaka çorba ile başlardı. Et veya tavuk suyuna şehriye, yahut hindi derisiyle hafif sirke ve sarımsaklı tuzlama çorbasını "Yumurta-yı Hümayun" takip ederdi. Topkapı Sarayı terk edilip padişahlar Dolmabahçe Sarayı'nda veya diğer dış saray yahut mevsimlik köşklerde oturdukları zamanlarda bile Kadir geceleri mutlaka Topkapı Sarayı'na gelip burada iftar ederek yatsı ve teravih namazlarından sonra yapılan Kadir Gecesi dua törenine katılır ve bazen de o gece orada kalırlardı. İşte, Topkapı Sarayı'ndaki iftarda padişaha Yumurta-yı Hümayun ikram edilmesi ve onun bunu yemesi Osmanlı hanedanı geleneklerindendi. Bunun için evvela halka halinde kıyılmış soğan Halep yağında öldürülür derecede kavrulur, sonra ince dilimlenmiş tütünlük pastırma ilave edilip biraz da su katılarak pişirilir, yeteri kadar şeker ve sirke ile de bir iki taşım kaynatıldıktan sonra açılan yuvalara günlük yumurta kırılıp kapağı kapatılarak kaskatı olmayacak derecede pişirilirdi.

Bundan sonra sıra çöp veya fırın kebabı, kıymalı veya peynirli yahut ıspanaklı kol, yahut da bohça böreği, ya da talaş kebabına gelirdi. Bunu ise elmasiye, muhallebi, güllaç gibi karışık hafif (!) sütlü tatlılar takip ederdi. Bundan sonra ekşili bamya gelirdi ki bu, yemekte birinci turun bitip ikinci turun başladığına alametti.

İkinci tur, tavuk veya hindi fırını ile başlardı. Bunlar, fıstıklı, üzümlü, kestaneli ciğerli, katılı ve baharlı ala iç pilavı ile doldurulmuş bulunurdu. Bundan sonra bol etli mevsim sebzeli, yine mevsimine göre zeytinyağlı barbunya enginar, imambayıldı, taze veya çalı fasulye vb. yemekler gelir, nihayet ortaya kat kat bıldırcınlı, beyinli halis amberbu pirinçten, mutlaka Vakfıkebir yağı ile pişmiş tepeleme pilav tepsisi gelirdi. İftar ziyafeti geleneksel olarak en sonra "arz-ı endam" eden cevizli, fıstıklı veya kaymaklı baklava ile son bulurdu.
Ramazanlarda balık ve su ürünleri yenmezdi!
Bu genel listenin dışında bazı konakların kendilerine mahsus, başka yerlerde pişmeyen sürpriz yemekleri vardı, şimdiki gibi bol bol bulunmayan turfandalar, neşelere neşe katardı. Süt kebabı, fıstıklı hayderî, taze fasulye buranîsi, sütlü yumurta böreği, sarma tavuk, kaymaklı ayva şekerlemesi, acı tatlı vb. bu sürpriz yemeklerdendi ve hazırlanışları o konağın aşçıbaşısına ait bir sır olup öbürleri ne kadar uğraşsalar aynı lezzette olanlarını yapamazlardı.

Çeşitli mevsim meyveleri ile turfanda meyveler, iftar sofralarının son perdesini teşkil ederdi. Şunu da ilave edelim ki
 "Yumurta-yı Hümayun" her yerde pişirilmeyip daha çok "vükela ve vüzera" konaklarına mahsustu. Çok yerde bunun yerine normal pastırmalı veya ıspanaklı yumurta ikram edilirdi.
"Diş kirası"
Ramazan aylarında dikkat edilen geleneklerden biri, eve gelen misafiri iyi bir şekilde ağırlamak ve misafirin memnun ayrılmasını sağlamaktı. Osmanlı döneminde zengin köşk veya konaklarda iftar daveti verilirdi. Bunun yanında fakir halk içinde de sofralar hazırlanır, çat kapı gelen Allah misafiri içeriye alınırdı. İftarın verildiği köşk ve konak evler, ziyafet evi halini alırdı. Misafirler iftarını edip teraviye gitmek üzereyken, hane sahibi tarafından kadife keseler içerisinde gümüş tabaklar, kehribar tesbihler, oltu taşlı ağızlıklar, gümüş yüzükler diş kirası olarak hediye edilirdi. Fakir fukaraya ise, hane sahibinin zenginliği ve cömertliğine bağlı olarak, gümüş akçe veya altın paralar bir kadife kese içerisinde diş kirası olarak verilirdi.
Ramazan manileri
Sahur'un habercisi Ramazan davulcularının nesilden nesile söyleyerek taşıdığı "Ramazan Manileri" Eski Ramazanların önemli özelliklerindendir.

Besmeleyle çıktım yola
Selam verdim sağa sola
A benim ağalarım namazınız mübarek ola.

Akşamdan pilavı pişirdim
Gene karnımı şişirdim
Ben çok mani bilecektim ama
Defteri yolda düşürdüm

Davulumun üstü kırmızı
Dün akşam gördüm yıldızı
Arkadaşımı sorar isen
Camilerde kilim hırsızı

Omzumda davulum gümlersin
Hasta mısın inlersin
Hatip'in Fatma'yı mi?
Yoksa Çerkezin Hacce'yi mi istersin

Eski cami direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnim tok ama
Arkadaşımın cani börek ister

Ahmet ağa uyursun uyursun
Uykularda ne bulursun
Kalk al abdest kıl namaz
Sabahleyin cenneti bulursun

Arnavut musun Tatar mısın
Ekşili çorba yapar misin
Ben sana davul çalıyorum amma
Acaba sen oruç tutar mısın?
Kaynak: İstanbul Sohbetleri, İst. 1992, s. 16-19.

"Brad Pitt öldü., Beyonce Knowles kaza geçirdi" başlıklı epostaları açmayın!

Elektronik postalarınıza bakarken "Brad Pitt öldü., Beyonce Knowles kaza geçirdi" başlıklı bir yazıyı okuyup ilişikteki dosyayı da açarsanız tuzağa düşüyorsunuz.
Bilgisayar güvenliği konusunda uzmanlaşan Symantec son dönemde ünlü isimlerle ilgili ölüm haberleri yayan spam mesajların oranında önemli bir artış gözlemlediğini açıkladı.

ELİTAŞ'IN GÖZÜNDE BİR GÖRÜNÜR VAR AMA HAYIRLISI /Osman ÇİFTÇİ

Çalık Grubunun Sabah Gazetesi, Kayseri Şeker Fabrikası ve yöneticileri hakkında 3 gün peşpeşe yazdığı yalanları başlık değiştirip birleştirerek internet sitesinde tekrar yayınlayarak sürdürdü.
Peşinden ne kadar Fetullah Gülen cemaatine yakın internet sites var hepsinde bu haber paylaşıldı.
Yani saldırı organize...
Kanaatim o ki;
Hanefi Avcı’nın kitabında bahsettiği tehlikeye şu anda Kayseri Şeker’in yöneticileri de hedef olmuş durumda.
Sabah Gazetesi’ndeki kalemşörler halen Sanayi Bakanlığı müfettişlerinin 300 sayfalık raporu olduğunu ve yazdıkları iddiaların kaynağının da bu rapor olduğu yazıyorlar.
Sanayi Bakanlığı Teştiş Kurulu Başkanı’nın “incelememiz devam ediyor, öyle bir rapor yok” şeklindeki resmi yazısına rağmen, iddialar yalanlanmasına rağmen, iddialarla ilgili trilyonluk tazminat davaları açılmasına rağmen, aslı astarı olmayan bilgilerle haber yayınlanmaması için mahkemenin tedbir kararı olmasına rağmen halen yalan yanlış bilgileri üstelik tekrar ederek yayınlamalarının amacı gazetecilik olmasa gerek.
Başlıkları, “Kayseri Şeker’de Ergenekon izleri” idi...
Çamur atmak bu kadar kolay olmamalı. Sabah Gazetesi’nin Çalık’a satılmasından sonra yaşadığı itibar kaybına bence bu olayın yeri çok büyük olacak.
Peki amaçları ne? Çalık Kayseri Şeker Fabrikası’nı ele geçirmenin derdine düşmedi herhalde... Kayseri çiftçisi yedirmez!
Şu günlerde Kayseri Şeker Fabrikası’nın mevcut yönetiminin uluslararası düzeyde kredi görüşmeleri var. Bu tür haberlerle bugün-yarın sonuçlanması beklenen görüşmelerde Kayseri Şeker’e yara açmak istiyorlar.
Kredi alınamayacak, Vedat Ali Özışık yönetimi zaafa düşecek ve Kayseri’deki bu haberlerin yayınlanması için ittifak edenler büyük zafer kazanmış olacak.
Sabah Gazetesi kullanılarak yapılan bu çirkinliğin taraflarına ve yaptıkları ittifaklara bakın.
Biri fabrikada normal bir müdürken elinden tutarak genel müdür yapanlara bile yaptığı ihanetler nedeniyle görevden alınan, görevden alındıktan sonra yapılan seçimlerde Vedat Ali Özışık karşısında sandığa gömülen ekipte abisiyle birlikte yeralan, hakkında fabrikanın trilyonlarını naylon faturalarla ödettirdiği gerekçesiyle emniyette ifadesi alınan (bu konunun detaylarına girerdim ama sorşturma safhası devam ediyor) MHP’nin Kocasinan İlçe eski Başkanı Yavuz Karaçavuş’un kardeşi Halil Karaçavuş.
Diğeri bir dönem Halil Karaçavuş’un yaveri olarak fabrikada görev yapmış, Kayseri Şeker’in başına örülmeye çalışılan çorapların benzerini Adapazarı Şeker Fabrikası’nda yine bu Sabah Gazetesi’nin muhabiri ile örmeye çalışmış, suç örgütü iddialarıyla cezaevi geçmişi olan, ülkücü geçinen, bir dönem medya danışmanlık işi yapan profesyonel iletişim çalışanı Rıfat Herdem. Eşi Kayseri Şeker Fabrikası’nda çalışıyordu, şu son dönemdeki ihanet mevzularında Zaman ve Taraf’a haber pazarlamaya kalkışanlar arasında Rıfat Herdem de olunca işine son verilmiş. İntikam hırsı da var işin içinde anlayacağınız.
Rıfat Herdem ve Sabah muhabiri Metin Can konusunu biraz açalım.
Rıfet Herdem, Adapazarı Şeker Fabrikası’nda da Özem Kalem Müdürü olarak çalıştı.
Ne gariptir ki, Metin Can, şimdi Kayseri Şeker için yazdığı “fabrika şeker gibi erimiş” haberinin benzerini Adapazarı Şeker Fabrikası için, yine aynı başlıkla “Adapazarı Şeker Fabrikası şeker gibi eridi” diye o dönem çalıştığı Haber Türk’te yazıp çizmiş.
Eridi dediği Adapazarı Şeker Fabrikası’nı ekonomiye kazandıran Ayhan Teke şimdi Kayseri Şeker Fabrikası’nın CEO’su. Şeker sektörü konusunda müsteşarlık kurulacak olsa tek adaydır.
Rıfat Herdem, Adapazarı’nda düzenlenen suç örgütü operasyonunda tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Ve bunların tezgahında filim çevirmeye çalışan, Başbakan’ın mitinge geleceği günden önceki akşam miting kaygısıyla çalışmak yerine Halil Karaçavuş ile geceyarısına kadar görüşmeler yapan kişi de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş.
Elitaş, yargıyı zan altında bırakan, “yargının çok duygusal ilişkiler içerisinde olduğu..” iddialarını AKP yanlısı yerel televizyonda abartmış, “vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışmamış yargı mensuplarını göreve davet ediyorum” demiş.
Yargının harekete geçmesi gerek evet. İftiraları gerçek gibi yayınlayan gazeteler, bu yalanları gerçekmiş gibi pazarlamaya kalkıp yargıyı zan altında bırakan Mustafa Elitaş hakkında harekete geçmesi lazım yargının.
Tamam dokunulmazlığı var ama yargı bu işin tek çözüm noktası.
Bizim Çalık’ın Sabah Gazetesi’nin internet sitesinde de Elitaş gözünü karartmış, ağzından çıkanı kulağı duymadan konuşmuş.
Bizim köyde bu durumlar için, “gözünde bir görünür var” derler. Elitaş, bugünün yarınını, yalancının mumunun söneceğini düşünmüyor, milletvekili olduğunu unutuyor.
Bu şehrin milletvekili, bu şehrin Şeker Fabrikası’nın kredi sıkıntılarının çözümüne yardımcı olmalıyken kredi alınmasını önleyici iftira yayınlarına çanak tutarak millete hizmet etmiş olmuyor.
***
Sayın Elitaş, Türkiye aynı zamanda bir hukuk devleti. Bu dokunulmazlık zırhı da ölene kadar kalmayacak üzerinizde.
Dün sorduğum soruya da cevap vermediniz. Tekrar ediyorum: sıkıntılı olduğunuz bir durumdan sizi kurtarması için herhangi birini “yoksa seni Ergenekoncu diye içeriye attırırım” şeklinde tehdit ettiniz mi etmediniz mi?
***
Cevabını henüz Şeker Fabrikası yetkililerine teyit ettiremediğim 2 sorum daha olacak. Belki siz teyit edersiniz.
Bir dönem “yolsuzluk” yaygarası kopardığınız Kayseri Şeker’de neden ve nasıl susmuştunuz ve şimdi neden ortaya düştünüz bilemiyorum ama o sulh olduğunuz dönemde 2 kişinin Şeker Fabrikası’nda işe girmesi için referans oldunuz mu olmadınız mı? Bu 2 kişinin sizinle herhangi bir yakınlığı var mı?
Bir de kristal şekerin naylon poşet ihalesi... Bu konuyla ilgili elinizde yolsuzluk iddiası falan vardı da açıklamadığınız oldu mu?
Soru çok ama sütun bitti...

Kanal 7 Ülkücü Şehit Velican Oduncu'nun ailesine EVET karşılığı para teklif etti!

Ülkücü Şehit Velican Oduncunun Ailesine Kanal7 nin yaptığı teklif kan dondurucu cinsinden adeta..MHP hakkında olumsuz konuşmaları karşılığında para teklif eden Kanal7ye Ailenin cevabı sert oldu.

Kanal7 Ülkücü Şehitin ailesine EVET karşılığı para teklif etti!

Türkistanlı bir ailenin evladı olan Velican Oduncu 12 Eylül ihtilalinde girdiği cezaevinde Mart 1988'de şişlenerek şehit edilmişti.14 yaşında daha bir çocukken girdiği cezaevinden 24 yaşında Şehit mertebesiyle çıkmıştır.

Ülkücü Hareketin şehitlerinden biri olan Velican Oduncu'nun ailesine ve Ülkücü harekete karşı yapılmak istenen bu oyun Velican Oduncunun ailesinin vakur ve dik duruşu sayesinde Kanal7 ve iktidar yalayıcılarına teklif ettikleri ahlaksız-şerefsizce teklife verdikleri cevap bir tokat olarak vurmuştur.

Referandum süresince tüm etkenleri kullanarak Anayasaya EVET oyu çıkarmak isteyenler Ahlak,şeref ve haysiyet tanımadan yaptıkları bütün girişimleri bir EVET'e mübah görmektedirler.
Ülkücü Şehit'in Ailesine Kanal7 aracılığıyla yapılan teklifi 2023istanbul.com aydınlığa çıkarıyor..
Ülkücü Şehit Velican Oduncunun Abisi Tahir Oduncu Kanal7,nin Ailelerine MHP nin kendileriyle ilgilenmediklerini MHP aleyhinde konuşmalarını istediklerini Referanduma EVET demelerini istediklerini ve bunun karşılığında ihtiyaçları olan bütün ekonomik giderlerinin kendileri tarafından karşılanacağını tahhüt ettiklerini 2023istanbul.com'a dile getirdi...

Türk Milletinin varolma mücadelesine henuz 14 yaşında atılan o yiğit evladı dünyaya getiren o güzel Annenin ve Ailesinin parayla satın alınamayacağını verdikleri cevapla İktidar yalakaları ve Haysiyetten yoksun şahsiyetler öğrenmiş oldular.

Referandum süresi boyunca bazı Eski ülkücü sığırcıkların tv,lere çıkarak 
MHP yi kötüleyip Referanduma HAYIR oyu demelerini anlayamadıklarını söylemesi kaç paraya satın alındıklarını göstergesidir..Biz bu ülkücü sığırcıkları kamuoyu vicdanına bırakarak görevimizi yerine getiriyoruz..
2023istanbul

CHP Kayseri'de bu kalabalığı nasıl yakaladı?


Ak Parti'nin kalesi olarak kabul edilen Kayseri'de CHP Miting yapacaktı. Tarih 28 Ağustos 2010. Akpartili Yandaş Medya, muhalefeti Kayseri Cumhuriyet Meydanında Miting yapamamakla suçluyordu. CHP İl Örgütü ve Kılıçdaroğlu, zor bir göreve soyunmuş ve adeta imtihan olacaktı. 28 Ağustos'ta Kayseri Cumhuriyet Meydanında Ak Parti'nin mitingindeki insan kadar kalabalık vardı. Hem de Kayseri'de. İnsanlar gözlerine inanamadılar. Kimilerine göre 30 bin, kimilerine göre 40 bin insan vardı. Yandaşlar başladılar mazeret üretmeye:
-Malatya'dan insan getirdiler dediler. Ama şehirde 44 plakalı araç yoktu.
-MHP'liler Bahçeli gelmeyince CHP'ye destek olmaya karar verdiler dediler. Ama ne ülkü ocaklarından ne MHP'den doğru dürüst bir katılımın izine rastlandı.
Peki neydi bu kalabalık ve nereden çıkmıştı?
Cevabı şuydu:
1. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na halk teveccüh gösterdi. Kılıçdaroğlu, yeni bir yüz ve onu dinlemek istedi.
2. CHP Kayseri il örgütü iyi çalıştı. Genel Başkanın geleceği haberini şehirde ve civarda iyi duyurdu.  Telefonla dahi  binlerce insana ulaşıldı.
3. Ramazana ve sıcağa rağmen ve yetkililerin çıkardıkları park zorluklarına rağmen insanlar meydana gelmeye çalıştılar.. Kılıçdaroğlu'nun konuşması bitmeye gelmişti ki hâlâ meydana ulaşmaya çalışan insanlar vardı.
4. CHP İl Örgütü, daha önce Kılıçdaroğlu Kayseri'ye gelmesine rağmen onu bir kez de Kayseri Meydanına çıkararak hem bütün dedikoduları kestiler hem de strateji olarak bir adım öne geçtiler. Eğer Kayseri'de hayır oyları yüksek çıkarsa bu CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun başarısı olarak kalacak. Çünkü MHP Lideri Devlet Bahçeli, Kayseri'de miting yapmadığı için MHP'lilerin boynu bükük kaldı.

Hükümetin memura zam komedisi...

Hükümet ve Memur Konfederasyonları arasında yapılan zam pazarlıklarında hükümetin teklifi belli oldu.
Hükümet, memur sendikalarına yüzde 3 artı 3 zam, 70 lira ek ödeme, 10 artı 10 lira aile yardımı önerdi. Bu durum memurlar tarafundan yüzde 2.5'tan yüzde 3'e çıktık diye alaya alındı. Hayati Yazıcı'nın milleti azarlayan suratından olumlu bir haberi beklemek imkansızdı diyen memurlar, sendika temsilcilerine kaba saba davranan Yazıcı'yı kınadılar.

Bugün Sayın Başbakan'ın dili tavrı davranışı üslubu aynı 1982'deki Evren'in tavrı gibidir.

MHP Grup Başkan Vekili Meral Akşener, "12 eylül'de yapılacak olan referandumda Kenan Evren döneminde yapılan referandumdaki sertlik var" dedi. 
 Akşener, "Sadece 12 Eylül 1982'de sadece Evren'in sert söylemiyle böyle bir referandum gerçekleştirilmiştir. Arada olan referandumlarda da sertlik ve gerilim olmamıştır. 12 Eylül'de de yapılacak referandumda da aynı Evren'deki gibi sertlik, gerginlik ve kutuplaşma var" diye konuştu.

Kayserilileri güldüren pankart... "Gadasını aldığım Recep'im, sana hayır diyeceğim."

CHP Genel Başkanının dün Kayseri'de yaptığı mitingde Kayseri Kalesine CHP İl Başkanlığının astığı bir pankart dikkatleri çekti. Kayserilileri güldüren pankartta "Gadasını aldığım Recep'im, sana hayır diyeceğim" yazıyordu. 35-40 bin arasında bir izleyicinin katıldığı mitingde birbirinden ilginç pankartlar adeta yarıştı.

Kılıçdaroğlu, Kayseri'de AKP'yi salladı

Cumhuriyet Meydanında kürsüye çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’na miting alanındaki yaklaşık 30 bin kişi sevgi gösterilerinde bulundu. Alanda ‘Atma Recep, Din kardeşiyiz’, ‘Recep Duymuyor Sağır, vatanı böl parçala ayır, Sen Deniz fenerini kayır’, ‘Gadasını aldığım Recep, sana Hayır diyeceğim’ pankartları açıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Rize’de ölenlere başsağlığı dileyerek sözlerine başladı. Kılıçdaroğlu, ‘Başbakan Kemal’ sloganları arasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“8 yıldır Kayseri’yi ve ülkeyi yönetiyorlar ama esnaf, nefes alamıyor. 161 fabrikanın temelini atıyoruz diye buraya geldiler. O fabrikaların çoğu kapalı. Şimdi çıkmışlar milletin önüne oy verin diyorlar. Size niye oy versin millet? Aç, susuz bıraktığınız için mi? Kapanan fabrikaların hesabını sormak Başbakan Recep bey ile yandaşlarından boynumuzun borcu olsun. Başbakan Kayserililer hayırseverdir diyor. Evet, Kayserililer ‘hayır’ severdir. Korkudan ağızlarına hayır lafını alıp, hayırlı günler bile diyemiyorlar. Ben gittiğim yerlerde örneğin Karadeniz’e gidiyorum örneğin fındık üreticisine soruyorum, bu Anayasa sizin fındık meselesini çözecek mi? diyorum. Kayseri meydanından Recep beye soruyorum, Kayseri’de hayvancılığı, besiciliği öldürdün mü öldürmedin mi diye soruyorum. Sen hükümetsin, yakınmayacaksın.”

RANT BİTECEK RECEP BEY GİDECEK
Başbakan'ın itirazdan hoşlanmadığını belirten Kılıçdaroğlu, vatandaşın can derdinde olduğunu, Başbakan'ın derdinin de başka olduğunu ifade ederek, “Ayağının altından iktidar kayıyor” dedi. “Rant bitecek Recep bey de gidecek” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Başbakan Kayseri’ye oy deposu gibi bakıyor. Kayseri uyandı, Türkiye de uyanıyor. AKP’ye artık yol görünüyor diye pankart asmışlar doğru. Kayseri’den başbakana sesleniyorum. Adam gibi adamsan çıkarsın karşıma, millet ne olduğunu anlar. Bir başbakan tartışmaktan korkmaz. İki kişi tartışmaktan kaçar, biri Kenan Evren, diğeri Recep Tayyip Erdoğan. Başbakanın bir başka adı daha var zam, zam, zam, zam. Ben senin getirmek istediğin anayasayı anlatayım ekranlarda. Recep bey benimle televizyona çıkmaya cesaret edebilir mi? Edemez. Bunları unutmayın, aşımıza, ekmeğimize göz diktiler. Memura hakaret ediyor, sanayiciye hakaret ediyor, işsize hakaret ediyor. Başbakanın bir isteğini yerine getirelim, seçimlerde anamızı babamızı, komşularımızı alalım, sandığına gidelim. Dilini tutamayan Başbakana dersini verelim. 20’sinde Brüksel'e gideceğim. Orada Recep beyin boyunu posunu orada anlatacağız. İşi gücü bırakıp, milletin kafasını pergelle ölçecek diyeceğim. İnsan en değerli varlıktır.”

ADAMSAN DOKUNULMAZLIKLARI KALDIR
AK partinin insanları ayrıştırdığını belirten Kılıçdaroğlu, herkesi kucaklayacaklarını belirtti. Emeklilerin yıllardır bekledikleri intibak yasasını iktidarları döneminde çıkaracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Adam gibi adamsan, yiğit adamsan, verdiğin sözün arkasındaysan neden dokunulmazlıkları kaldırmıyorsun. Recep bey dokunulmazlıkları kaldırmaz. Recep beyin yüreği yetmez. Recep bey cesaret edemez. Ondan hesap sormak da bizim görevimiz olacaktır. Boyunca yolsuzluk dosyaları var” diye konuştu

O KANTAR BİR GÜN RECEP BEYİ DE TARTAR
Kılıçdaroğlu, Ak partinin yargıyı siyasallaştırdığına dikkat çekerek, CHP olarak buna karşı olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Yargının kantarını bozmayalım. O kantar bozulursa bir gün gelir seni de tartar. Unutma. Benim sözüm Kemal Kılıçdaroğlu sözü. Biz dönmeyiz. Size söz, halkın iktidarında yoksuluğu gidereceğiz. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Git, Anadolu’yu gez, Recep bey çiftciye, köylüye sor, kaç icra dosyan var. İcra dosyalarının sayısı Türkiye’de arttı. Yiye yiye bir hal oldular. Fındık üretecisinin derdi var diyorum fındık anlıyor. İncir üretecinin derdi var diyorum incir anlıyor. pastırma üretecisinin derdi var diyorum, pastırma anlıyor” diye konuştu.
Milliyet

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...