Sayfalar

27 Haziran 2010 Pazar

ÇÖMELME TAKDİR-İ İLAHİDİR.. / BEKİR COŞKUN

ÖYLE demeyin...
Tehlike varsa çömelmeli...
Ben askerliğimden bilirim; o gün komutan, “Düşman karşı tepedeki mevzilerden ateş ediyor, ne yaparsınız?” dediğinde...
(Ki orada mevzi falan yoktu. Aslında düşman da bulunmuyordu... Doğrusunu isterseniz zaten orası tepe de değildi...)
Hep birlikte haykırmıştık:
“Düşmanı ezip geçeriz komutanım...”
Komutan kızmıştı:
“Saçmalamayın ulan... Siz kim düşmanı ezip geçmek kim... Bi defa koğuştan buraya zor geldiniz...”
Komutan o gün (ileride siyasal ve ulusal tarihimize geçecek olan) o müthiş kelimeyi zikretmişti:
“Önce çökelecen...”

Daha ilk gün, Başbakan ile Genelkurmay Başkanı’nın kum torbalarının arkasında çökelmiş gösteren birinci sayfalardaki fotoğrafa birlikte baktığımızda, sevgili Muharrem Sarıkaya’ya “Bu tarihi bir fotoğraf” demiştim.
Ve fotoğraf tarihteki yerini aldı...
Çünkü birincisi; karizma çizilmişti...
İkincisi, kahramanlık öykümüz “Van minüt”in ise tam tersiydi bu...
Ankara’da kimi muhalefet partileri fotoğrafı billboard’larda seçim afişi yapmayı düşünürken, Başbakan’ın çıkıp “niye çömeldiği“ konusunda açıklama yapmasını bekleyenler de yok değil...

Bence orada bir başçavuş var, o yaptı...
Bunlara “çömelin” deyince, demek ki çömeldiler...
Bana göre ise; takdir-i ilahi...
Terörle mücadele etmiş generallerin, ordu-kuvvet komutanlarının, kahraman subayların kafalarını bastırıp çömelterek arabalara sokulmasının tarihsel ve talihsel ilahi tezahürü...
(.........)
Başçavuş da “çömelin” deyince...
Ben ise bölük komutanımın sözlerini asla unutmadan, ne zaman bir çavuş görsem...
Sanki bana “çök...” diyecekmiş, ben de “çökelecekmişim“ gibi gelir...


************************
Bekir Coşkun
25 / 06 / 2010
( Habertürk )

bcoskun@htgazete.com.tr 

CHP TAKINTILI KIRIKKALE VALİSİNE SORUŞTURMA

İçişleri Bakanlığı, Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu hakkında CHP'ye ilişkin yorumlarıyla ilgili olarak inceleme başlattı.

Öte yandan 'DP'nin 1950'de iktidara geldiğinde CHP'yi kapatıp, İnönü'yü de tarihteki huzurlu yere göndermemiş olması en büyük talihsizliktir' şeklindeki sözlerinin siyasi değil akademik bir değerlendirme olduğunu belirten Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu, yanlış anlaşıldığını söyledi.

ANKARA EMNİYET MÜDÜRÜ ORHAN ÖZDEMİR'E TUTUKLAMA

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi , Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nda daha önce ifadesi alınıp tutuklama kararı verilen Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir hakkında tutuklama kararı verdi. Üç gün önce yüksek tansiyon şikayetiyle hastaneye yatırılan Orhan Özdemir'in avukatları karar üzerine adliyeye gitti. Avukatların karara itiraz edecekleri belirtildi. İtiraz 12. ağır ceza mahkemesinde değerlendirilecek.

Daha önce Kayseri'deki bir soruşturma nedeniyle Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'in 5 saat süren süreyle ifadesi alınmıştı. Özdemir ile ilgili dosya Ankara'ya gönderilmişti.

Bu kadına dikkat. Polis Karadul Necla'yı arıyor

Evlenme bahanesiyle yaşlı ve bekar erkekleri dolandırıp, kendisine takılan ziynet eşyalarıyla ortadan kaybolan 'Karadul Necla' lakaplı kadın polis tarafından her yerde aranıyor.

Bakımlı fiziği ve konuşurken karşısındaki erkekleri etkileyip kendine acındırdığı için 'karadul' lakabı takılan zanlının bugüne kadar en az 5 erkeği dolandırdığı bildirildi.
Uydu yayını yapan televizyon kanallarına, 'Bekarım, yalnız yaşıyorum, halim vaktim yerinde.

Evleneceğim birini arıyorum' şeklinde mesaj veren ve kendini 'Necla A.K.'(47) şeklinde tanıtan kadın, bıraktığı cep telefonu numarasını arayanlarla temasa geçtikten sonra görüşmeye başlıyor. İddiaya göre zanlı Necla A.K., bir süre yüz yüze görüşüp, ekonomik durumu iyi olan yaşlı ve bekar erkeklere, "Evleneceğim, yüz görümlüğü istiyorum" diyerek takı aldırıyor.

Karadul Necla kurbanının aldığı altınları çantasına yerleştirdikten sonra da, "Ailem seninle tanışmak istiyor. Kardeşlerimi ziyarete gidelim" diyerek bulundukları yerden başka şehre gidip, otogarda izini kaybettiriyor.

Bünyanspor Şampiyon!

2. Amatör Küme C Grubunda Bünyanspor, ligin bitimine bir hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.Bünyan stadında takipçisi Kayseri Gençlerbirliği takımını ağırlayan yeşil beyazlı ekip maça hızlı başladı. 1-0 öne geçen Bünyanspor, devrenin bitimine yakın bir gol yedi ve ilk yarı 1-1 sona erdi.
ikinci yarı, rakibinin üzerine baskı kuran yeşil beyazlı ekip 2. golü kalesinde görmenin şokunu yaşadı. Birçok gol fırsatını cömertçe harcayan Bünyanspor bir de penaltı atışından yararlanamadı. Maçın bitimine 10 dk. kala gelen gol şampiyonluğun habercisi oldu.
Ligin bitimine bir hafta kala Bünyanspor şampiyonluğunu ilan etti.

Erciyes master plan çerçevesinde Erciyes Kış Sporları ve Turizm projesindeki 16 tesisin temeli atıldı

Erciyes master plan çerçevesinde Erciyes Kış Sporları ve Turizm projesindeki 16 tesisin temeli atıldı.

Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak ın katılmadığı temel atma törenine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Vali Mevlüt Bilici, AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekilleri Yaşar Karayel ve Ahmet Öksüzkaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, İlller Bankarı Genel Müdürü Hidayet Atasoy, Rekabet Kurulu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, Kayak Federasyonu Başkanı Ahmet Ayık, Avusturya nın Ankara Büyükelçisi Heide Maria Güler, belediye başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

İp cambazı ve yamaç paraşütü gösterilerinin yanı sıra palyaçoların ve atlı gençlerin renk kattığı etkinlikte, vatandaşlara sucuk etmek ikram edildi. Sucuk ekmek için vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.

Temel atma töreninde Erciyes Turizm projesinin ilk ayağında yer alan 16 tesisin yapımının Büyükşehir Belediyesi tarafından üstlenildiğini anlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, “Kentin sosyal yaşamı, imajı değişecek ve bu tesisler Kayseri nin kimliği haline gelecek" diye konuştu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da "Kayseri artık sınai ve ticaret alanında değil, yeni bir sektörde daha ciddi yatırımla öne çıkacak. Erciyes dağı ile Kayseri ve ülkemiz yeni bir çehre kazanacak" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise Erciyes dağındaki yatırımın sadece Kayseri nin değil, Türkiye nin turizminin çeşitlenmesi ve kış turizmine önemli katkı yapması açısından önemli olduğunu kaydetti.

Daha sonra aynı anda butona basılarak 16 tesisin temeli atıldı.

Temeli atılan tesisler arasında ,75 bin metrekarelik alanda yapay karlama ünitesi, Tekir yaylası, Serçel yaylası, Öküzler yurdu, Karakulak, Halilin Yurdu ve Kuzugölü mevkilerinde çift kişilik, 4 kişilik ve 8 kişilik telesiyej mekanik tesisleri, Erciyes dağı Tekir yaylasındaki Çeşmebaşı bölgesinde dükkan ve sosyal tesis yapımı, Erciyes dağının tüm kuzey bölgelerine su ve kanalizasyon hattı yapımı, mekanik ve sosyal tesisler için karlama ünitelerine gerekli olan elektrik altyapısı, toplam 30 bin metre uzunluğundaki kayak pistleri yapımı, 5 aynı noktaya 500 ile 2 bin700 metrekarelik sosyal tesisler yer aldı. Temeli atılan 16 tesis alt yapısıyla birlikte 100 milyon liraya mal olacak. Tesislerin tamamı 2011 in Eylül ayına kadar bitirilmiş olacak.

Erciyes master plan çerçevesinde Erciyes Kış Sporları ve Turizm projesindeki 16 tesisin temeli atıldı

Erciyes master plan çerçevesinde Erciyes Kış Sporları ve Turizm projesindeki 16 tesisin temeli atıldı.

Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak ın katılmadığı temel atma törenine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Vali Mevlüt Bilici, AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekilleri Yaşar Karayel ve Ahmet Öksüzkaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, İlller Bankarı Genel Müdürü Hidayet Atasoy, Rekabet Kurulu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, Kayak Federasyonu Başkanı Ahmet Ayık, Avusturya nın Ankara Büyükelçisi Heide Maria Güler, belediye başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

İp cambazı ve yamaç paraşütü gösterilerinin yanı sıra palyaçoların ve atlı gençlerin renk kattığı etkinlikte, vatandaşlara sucuk etmek ikram edildi. Sucuk ekmek için vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.

Temel atma töreninde Erciyes Turizm projesinin ilk ayağında yer alan 16 tesisin yapımının Büyükşehir Belediyesi tarafından üstlenildiğini anlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, “Kentin sosyal yaşamı, imajı değişecek ve bu tesisler Kayseri nin kimliği haline gelecek" diye konuştu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da "Kayseri artık sınai ve ticaret alanında değil, yeni bir sektörde daha ciddi yatırımla öne çıkacak. Erciyes dağı ile Kayseri ve ülkemiz yeni bir çehre kazanacak" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise Erciyes dağındaki yatırımın sadece Kayseri nin değil, Türkiye nin turizminin çeşitlenmesi ve kış turizmine önemli katkı yapması açısından önemli olduğunu kaydetti.

Daha sonra aynı anda butona basılarak 16 tesisin temeli atıldı.

Temeli atılan tesisler arasında ,75 bin metrekarelik alanda yapay karlama ünitesi, Tekir yaylası, Serçel yaylası, Öküzler yurdu, Karakulak, Halilin Yurdu ve Kuzugölü mevkilerinde çift kişilik, 4 kişilik ve 8 kişilik telesiyej mekanik tesisleri, Erciyes dağı Tekir yaylasındaki Çeşmebaşı bölgesinde dükkan ve sosyal tesis yapımı, Erciyes dağının tüm kuzey bölgelerine su ve kanalizasyon hattı yapımı, mekanik ve sosyal tesisler için karlama ünitelerine gerekli olan elektrik altyapısı, toplam 30 bin metre uzunluğundaki kayak pistleri yapımı, 5 aynı noktaya 500 ile 2 bin700 metrekarelik sosyal tesisler yer aldı. Temeli atılan 16 tesis alt yapısıyla birlikte 100 milyon liraya mal olacak. Tesislerin tamamı 2011 in Eylül ayına kadar bitirilmiş olacak.

Kayseri'nin İlk Türk Gazetecisi Yunus Bekir'in kitabı çıktı

Kayseri'nin ilk Türk Gazetecisi Yunus Bekir'in kitabı çıktı. Kayseri'de 1910 yılında ilk defa Erciyes adıyla bir Türk Gazetesinin çıkmasına ön ayak olan ve gazetenin yazı işleri müdürlüğünü yapan Yunus Bekir'i anlatan kitap Laçin Yayınlarından çıktı. Hüseyin Cömert ve Yaşar Elden'in hazırladıkları kitapta Yunus Bekir'le ilgili birçok belge ilk defa yayınlanıyor.

İhanet Şebekesi / Rıfat Serdaroğlu

*BDP Bitlis Milletvekili Nezir Karataş; “Operasyon sürerse Kürt Halkı Yaşamı Cehenneme çevirecek.”

*BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna; “Savaş sadece, Kürdistan’da olmayacak, savaşı tüm ülkeye yayarız.

*BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız; Daha önce 28 İsyan olmuş, bu 29 ncu Kürt İsyanıdır.

*BDP’li Belediyeler, İçişleri Bakanlığı yetki ve otoritesini reddetmeye hazırlanıyor; BDP’nin Diyarbakır’da yaptığı İl Genel Meclisi Üyeleri ve Belediye Başkanları toplantısında, “Siyasi yetkiyi halka devretmek” adı altında Belediyeleri ÖZERKLEŞTİRME kararı alındı.

*AKP Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı; “Teröre karşı alınacak en önemli önlem, sınır kaydırmasıdır”.

*AKP Mardin Milletvekili Mehmet Halit Demir; Habur’dan girenler özgürlük savaşçısıdır. Tutuklanmaları yanlıştır.

*AKP Bakanı Egemen Bağış; “Ocağına ateş düşen sadece 11 şehidin ailesi değil! Ölen PKK’lıların ailesi de acı çekiyor!

*Celal Talabani (Mam Celal-Cengiz Çandar’ın Mam’ı); Kendisinden PKK teröristlerini isteyen Türkiye’ye “Değil bir Kürt, Türkiye’ye Kürdün kedisini bile vermem”

*Mesut Barzani (Kak Mesut- Davutoğlu’nun Kak’ı); Türkiye Kuzey Irak’a girerse, biz de Diyarbakır’ı karıştırırız.

Tüm bu beyanlar, Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı açıkça söylenmiş ve tekzip edilmemiş beyanlardır. 

Söyleyenlerden bir kısmı, mevcut Anayasa üzerine yemin etmiş, ettikleri yemine bile sadık kalamayan hainlerdir. 

İki tanesi ise Türkiye Cumhuriyetinde Bakanlık sorumluluğu yüklenmiş, ülkenin birliğini temsil zorunluluğu olan kişi, biri teröristler için ağıtlar yakıyor diğeri ise ülkenin sınırını kaydırmayı tartışalım diyor! 

Kaydıralım da ne tarafa doğru? 

Irak’tan toprak talebinde bulunamayacağımıza göre, kendi topraklarımızdan mı vazgeçelim? 

Bu topraklar, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin mi, üzerinde istediğin gibi oynayasın? 

PKK’nın siyasi temsilcisi BDP’li Belediyeler ise, resmen ayrılığı, federasyonu, bölünmeyi ilan ediyorlar! 

Terörü, ayrımcılığı önlemek ilk görevi olan İçişleri Bakanı ne yapıyor? 

Medya temsilcileri ile toplantı yapıyor. 

Sanki terörü medya sorumluları azdırıyor. 

Diğer ikisi, yıllardır Türkiye’nin ekmeğini yiyip, ekmek yedikleri kaba pisleyen, isimleri siyasetin fahişeleri olarak tescillenmiş, ABD’ nin kucağında oturan, AKP ve Tayyip Bey’in Irak’taki sırdaşlarıdırlar.

Türkiye’nin, medeni ülkeler arasında yalnızlaşmasının, Hamas’ı ve İran’ı hür dünya’ya tercih etmesinin sebebi de, eli kanlı uyuşturucu ve organ kaçakçısı PKK terör örgütünün her gün vatan evlatlarımızı kahpece tuzaklarla şehit etmesinin birinci derece sorumlusu, her demokratik ülkede olduğu gibi bizde de Başbakan’dır, yani Tayyip Bey’dir.

Tayyip Bey, okumayan, okuyanları dinlemeyen, yakın tarihi hiç bilmeyen, bilgi yerine yağcılığa ve dedikoduya itibar eden bir görüntü çizmektedir.

Türkiye’nin iç ve dış düşmanlarla mücadele edecek yasal tek gücü vardır, onun adı da Türk Silahlı Kuvvetleridir. TSK, demokratik, lâik rejime bağlı, Atatürk’ün ordusudur.

AKP’nin ve Tayyip Bey’in en büyük hataları Türk Silahlı Kuvvetlerine “Şaşı” bakmalarıdır. 

Tayyip Bey’e ve onun Kürtçü danışmanlarına göre, TSK terörün bitmesini istemiyordu! 

Bebek katili, uyuşturucudan beyni sulanmış eşkıya başını içeri tıkan, şerefli komutanlar hücrelere kondu. 

Olmadık iftira, yalanlar,tuzaklar; tarikat-cemaat artıkları polislerin de yardımıyla bu kahramanların üzerine atıldı. 

Askerliğini yapma şerefine bile erişemeyen bazı Adalet mensupları da bu hainlerle işbirliği yaptılar ve o şerefli cübbelerine çamur sürdüler. 

Geldiğimiz noktada, eli kolu bağlanmış, morali kasten bozulmuş ordumuzla, terörle mücadele etmeye çalışıyoruz.

İstanbul Halkalı’da servis otosuna yapılan bombalı saldırıda şehit olan Buse kızımızın babası, bu aşağılık teröristlerle ilgili gerçeği bir cümle ile özetledi ve dedi ki;

Bu teröristler Türk olamadılar, Kürt’te olamadılar, onlar sadece kalleş olabildiler.

Herkesin bu cümleden alacağı dersler olmalı. 

Herkes önce Türk olmayı becerebilmeli, asgariden “ne mutlu türküm diyene” diyebilmeli.

Bunu tüm Türk Milletinden isteyecek, birliğimizi, beraberliğimizi sağlayacak kişi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür. 

Bu onun, uyacağına ve uygulayacağına namus ve şerefi üzerine yemin ettiği Anayasal görevidir.

Cumhurbaşkanı bu konuda ne diyor? “Her yere, Ne Mutlu Türküm Diyene, diye yazmak ilkelliktir!

Ne güzel söylemiş büyüklerimiz; “Balık baştan kokar” diye. İşte terör bu “Şaşı” bakıştan dolayı bitirilemiyor.

Bu “Başıbozuklar” alayını ilk seçimde müstahak oldukları yere beraberce göndereceğiz.

Doğu Türkistan, Türk-İslam Coğrafyasının ayrılmaz bir parçasıdır / Seyit TÜMTÜRK

Doğu Türkistan, büyük Türkistan coğrafyasının bir parçası gibi görünse de, Türk-İslam coğrafyasının ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeğini hiçbir zaman ve hiçbir şekilde değiştiremez. Yüzyıllar boyunca Türk toprağı olan ve İslam dininin kabulüne ile gelişimine ev sahipliği yapmış olan bu kutlu belde ne yazıktır ki, 1949 yılında başlayan komünist çin işgali ile zulüm, gözyaşı ve korkunun egemen olduğu bir kara parçası hüviyetine bürünmüştür. Mao ve yandaşlarının insanlık dışı politikaları ile yıllarca kan ağlayan Uygur Türkleri, aradan geçen yarım asırdan fazla bir süredir bu politikalara göğüs germekte ve hür dünyanın gözleri önünde yok olmama mücadelesi vermektedir.
Uzun yıllardan beri süregelen, asimilasyon ve sömürü politikaları ile yaşamak zorunda kalan Doğu Türkistan halkı, 21. yüzyılda dahi en insani haklardan mahrum bir şekilde yaşam mücadelesi vermektedir. Öyle ki her türlü baskı ve sindirme politikasında ezilen Müslüman Uygur Türkleri bu gün çin’in iç kesimlerinden getirilen ne olduğu belirsiz Çinli göçmenlerin Doğu Türkistan’a mecburi iskanları ile kendi vatanlarında azınlık durumuna düşürülmekte, yıllardır uygulanan ve uygulama şartlarında herhangi bir kriter veya sağlık şartı aranmayan doğum kontrol ve mecburi kürtajla yöntemleri ile doğmamış bebekler katledilerek. Henüz dünyadan nasibini almamış, günahsız bebekler ve yeryüzünün belki de en şerefli varlıkları anneler sağlıksız şartlarda ki kürtaj operasyonlarında hayatlarını kaybetmekteler. Her fırsatta ve zeminde Doğu Türkistan’da devlet terörü işleyen ve dünyaya adeta bu eylemleri ile gözdağı veren Çin hükümeti çeşitli bahaneler ve adlar altında masum Doğu Türkistanlıları avlayarak, uzun yıllar bitmeyecek olan hapis hayatına veyahut idam cezalarına çarptırmaktadır. Bu davranışı ile korkuyu büyüten ve Uygur Türklerini sindirebileceğini zanneden çin hükümeti kendi elleri ile hazırladığı sonla mutlaka yok olacaktır. Ekonomik olarak Doğu Türkistan topraklarından beslenen çin. Enerji ve maden kaynaklarının kullanımında veya işletilmesinde bu toprakların sahibi Uygur Türklerini yok sayarak bu insanları ekonomik ve iktisadi yönden geri de bırakarak sadece ve sadece bir uçurumu genişletmektedir. Yerleştirdiği veya üniversitelerinden mezun Çinlileri işbaşı yapmakta her türlü kolaylığı sağlayan çin devleti ve yerel yöneticileri aynı potansiyel ve güce sahip bölge halkını fakirliğe iterek sosyal patlamaların tek müsebbibi olmaktadır.
Bunun en bariz örneğini geçtiğimiz yıl yaşanan 5 Temmuz Urumçi olayları ile bir kez daha anladık ve farkına vardık. Ucuz iş gücü olarak evlerinden, vatanlarından koparılmakta olan delikanlılarımız ve genç kızlarımız çinin iç kesimlerine köle işçi vasfında götürülerek gayri sıhhı ve sosyal haklardan mahrum bırakılarak. Belki de ayda 100 doları geçmeyecek olan para karşılığında en ağır işlerde ve en zor şartlarda çalışmaya mecbur edilmektir. İşte bu uygulanmakta olanlar sosyal adaletten uzak, insan hak ve hukukunun çiğnendiğinin açık bir göstergesidir. İşte bu politikalar neticesinde patlak veren 5 Temmuz Urumçi olaylarında binlerce Uygur Türk’ü kardeşimiz hayatlarını kaybetmiş, binlercesi de yaralanmış ve tutuklanmıştır. Olayların en sert önlem ve politikalarla günler sonra kontrol altına alınmasından bu yana Doğu Türkistan’da hayat normale dönmüş gibi görünse de, Uygur Türkleri ile Çinlilerin artık bir arada yaşayamayacakları gün gibi aşikârdır.
5 Temmuz’da demokratik haklarını kullanarak çinin guangdong kentinde ki oyuncak fabrikasında çalışmaya mecbur edilen ve orada ki, Çinlilerin bir gece baskını ile hayatlarını kaybedenlerin akıbetlerini öğrenmek ve suçlularının bulunup cezalandırılması için yapılan bir gösteri de sivil ve silahsız halka ateş açan güvenlik kuvvetleri bu olayların başlı başına failleridir. Yıllarca yapmış olduğu devlet terörü ile birçok devlet ve bağımsız kuruluş tarafından belgelenen çin hükümeti ve yöneticileri, hala umursamaz tavırları ve zalimin küstahlığı ile ortada gezinebilmektedir. Öyle ki, işledikleri devlet terörünün resmiyeti belgelenmiş ve kanıtlanmış çin komünist partisi idarecileri, 5 Temmuzdan sonra çok zor imkân ve şartlar vatanlarından ayrılarak mülteci olmayı tercih eden, Uygurları para karşılığında fakir ülkelerden satın alma yoluna gitmektedir.
Ekonomik gücünü kullanarak devlet eliyle köle ticareti yapan bu devlete dur demenin vakti gelip geçmektedir. Utanmaz ve aymazlığı ile hala dünya sahnesinde boy gösteren ve gezen çin devlet yöneticilerine insanlık adına dur demek tüm insanlığın ve insan olmanın en önemli vasfıdır.
Seyit TÜMTÜRK- Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı

Kılıçdaroğlu:"O vali bindiği arabaya Türk bayrağını çekemez artık"

Kılıçdaroğlu, "Recep beyin bir hedefi var. Acaba bir AK Parti devleti kurabilir miyim diye bir hedefi var. Yargı, memur ve valileri ele geçirecek ve baskı yapacak. AK Parti döneminde valiler AK Parti'ye hizmet ediyor, halka değil. Bizim dönemimizde ise valiler halka hizmet edecek iktidara değil. Bunlar devletin her kurumunu ele geçirip kendilerine hizmet etmesini sağlıyorlar. Bizim temel hedefimiz halka hükmetmek değil, hizmet etmektir. AK Parti hükümetinden bekliyoruz, o değerli vali için ne yapacak? AK Parti'nin valisi olarak kalıyorsa, AK Parti'ye hizmet etmeyi devlete hizmet olarak algılıyorsa o vali o koltuktan inmelidir. O vali bindiği arabaya Türk bayrağını çekemez artık. O valiye sesleniyorum AK Parti'ye sesleniyorum, içişleri bakanı o valiyi orada tutacaksa, arabasına AK Parti bayrağı asmalı. AK Parti bayrağı ile gitmeli artık o vali. Onun sonucunu bekleyeceğim" dedi.
Valilerin devletin valisi olduğunu ifade eden Kemel Kılıçdaroğlu, "Valiler siyasi iktidara değil, devlete halka hizmet etmek için vardır.Elbette karar alınacaktır, elbette o kararın gereği yapılacaktır. Ama alınan o kararı siyasi iktidarın hedefleri doğrultusunda, iktidardan daha fazla iktidara yağcılık yapmak valilere yakışmaz. O nedenle bu konuyu mitingde ifade etmek ihtiyacı hissettim" şeklinde konuştu.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...