Sayfalar

20 Mart 2010 Cumartesi

Şu İhanet Tablosuna bakın, güya Nevruz Kutluyorlar, Bu Ülkenin Savcıları Nerede?


VAN'da Barış ve Demokrasi Partisi'nin düzenlediği Nevnuz kutlamasına yaklaşık 40 bin kişi katıldı. Nevruz ateşini, kapatılan DTP eski Genel Başkanı siyasi yasaklı Ahmet Türk ile eski milletvekili siyasi yasaklı Aysel Tuğluk yaktı. Alanda Öcalan ile sözde PKK bayrakları da açıldı. Nevruz, alanda Kürtçe şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla kutlandı.
saat 10.00’da Van Kalesi arkasında bulunan Kültür parkı alanında başladı. Sabah saatlerinden itibaren alana akın edenler, ilk olarak polis tarafından aramadan geçirildi. Kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı arandığı polis noktasından sakıncalı görünen malzeme ve afişler toplandı. İkinci arama noktasında ise BDP’li görevliler üst araması yaptıktan sonra vatandaşı alana aldı. Nevruz kutlamalarında sık sık PKK ve Öcalalan lehine slagan atıldı. Sözde PKK bayrağı ve Öcalan posteri açıldı. Kutlamaların yapıldığı alanın etrafında geniş güvenlik önlemleri alındı. Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile BDP Van milletvekili Özdal Üçel giydiği yöresel kıyafetlerle alana gelişleri sırasında, çoşkuyla karşılandı. Birçok partili Türk’ün elini öpmek için birbirileriyle yarıştı. Türk ve Tuğluk birlikte Nevruz ateşini yaktı. Daha sonra birlikte güvercin uçurdu.
YABANCI GÖZLEMCİLERDEN BARIŞ BAYRAĞI
Kutlamalara, İtalya'da çeşitli meslek mensuplarının kurduğu Kürdistan'a Doğru Barış Derneği üyeleri oldukları belirtilen 10 kişilik bir İtalyan gurubu da katıldı. İtalyanlar, kutlama alanında farklı renklerdeki üzerinde barış anlamına gelin İtalyanca ‘Pace’ yazılı bayrak açtılar. Üzerinde PKK, KCK, Apo ve Kürdistan yazılı PKK flaması taşıyan yüzleri poşu ile gizleyen 2 kadın gösteri de İtalyanlarla birlikte gazetecilere poz verdi.
Açılış konuşmasını BDP İl Başkanı Cüneyt Caniş ve ardından BDP’li Belediye Başkanı Bekir Kaya yaptı. BDP Van milletvekili Özdal Üçel, yaptığı Kürtçe konuşmasında Ak Partinin açılımını eleştirdi. Üçel, “Açılım diyerek Kürt milletvekililerini, Kürt çocuklarını tutukladılar, cezaevlerine attılar. Kürt sorunu çözümünde muhatap BDP’dir. Böyle açılım olmaz” dedi.
Daha sonra Öcalan'ın çağrısı üzerine, Irak'tan yola çıkıp Habur Sınır Kapısı'ndan 19 Ekim 2009 tarihinde yurda gelen 34 kişilik PKK'lı grubundan, Mahmur Kampı'ndan gelenler arasında bulunan Nurettin Turgut da Kürtçe kısa bir konuşma yaptı. Kutlamalar devam ediyor.
‘İŞGALCİ TC KÜRDİSTAN’DAN DEFOL’ PANKARTI İNDİRİLDİ
Van’da BDP’nin düzenlediği Nevruz kutlamaları sırasında ‘İşgalci TC Kürdistan’dan defol’ yazılı bir pankart açıldı. Van Kalesi’nin yan tarafında bulunan Kültür Parkı’nda düzenlenen Nevruz etkinliklerinde iki kavak ağacın arasındaki pankartın çocuklar tarafından asıldığı gözlendi. Saat 11.30 sıralarında asılan pankart, yaklaşık 10 dakika sonra bulunduğu yerden indirildi.
VALİ NEVRUZU HELİKOPTERLE İZLEDİ
Van Valisi Münir Karaloğlu, Nevruz kutlamasında vatandaşların güvenliğini ve alınan tedbirleri yerinde görmek amacıyla beraberinde İl Emniyet Müdürü Şükrü Rafet Mert, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Osman Nuri Güler ve Emniyet Müdürlüğünde görevli bazı birim amirleriyle birlikte, polis helikopteriyle kutlamaların yapıldığı alanı havadan izledi. Vali Karaloğlu ve beraberindeki heyeti taşıyan polis helikopteri, Ferit Melen Havalimanı’ndan havalanarak, önce kutlamaların yapıldığı alan üzerinde bir süre uçtu. Vali Karaloğlu, Nevruz Kutlamalarının yapıldığı bölgede herhangi bir olumsuzluğun yaşanmamasının sevindirici olduğunu söyledi.
NEVRUZ OLAYSIZ SONE ERDİ
Bugün saat 10.00’da başlayan Nevruz etkinlikleri saat 16.30 sıralarında sone erdi. Kültür parkını dolduran binlerce kişi gruplar halinde dağılmaya başladı. Polis dağılımı Mobese kameraları ve helikopterle kontrol etti. Dağılım sırasında çevik kuvvet ekipleri kent merkezinde bazı noktalarda hazır bulundu. Nevruz kutlaması olaysız sona erdi.
MİLLİYET

Şu İhanet Tablosuna bakın, güya Nevruz Kutluyorlar, Bu Ülkenin Savcıları Nerede?


VAN'da Barış ve Demokrasi Partisi'nin düzenlediği Nevnuz kutlamasına yaklaşık 40 bin kişi katıldı. Nevruz ateşini, kapatılan DTP eski Genel Başkanı siyasi yasaklı Ahmet Türk ile eski milletvekili siyasi yasaklı Aysel Tuğluk yaktı. Alanda Öcalan ile sözde PKK bayrakları da açıldı. Nevruz, alanda Kürtçe şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla kutlandı.
saat 10.00’da Van Kalesi arkasında bulunan Kültür parkı alanında başladı. Sabah saatlerinden itibaren alana akın edenler, ilk olarak polis tarafından aramadan geçirildi. Kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı arandığı polis noktasından sakıncalı görünen malzeme ve afişler toplandı. İkinci arama noktasında ise BDP’li görevliler üst araması yaptıktan sonra vatandaşı alana aldı. Nevruz kutlamalarında sık sık PKK ve Öcalalan lehine slagan atıldı. Sözde PKK bayrağı ve Öcalan posteri açıldı. Kutlamaların yapıldığı alanın etrafında geniş güvenlik önlemleri alındı. Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile BDP Van milletvekili Özdal Üçel giydiği yöresel kıyafetlerle alana gelişleri sırasında, çoşkuyla karşılandı. Birçok partili Türk’ün elini öpmek için birbirileriyle yarıştı. Türk ve Tuğluk birlikte Nevruz ateşini yaktı. Daha sonra birlikte güvercin uçurdu.
YABANCI GÖZLEMCİLERDEN BARIŞ BAYRAĞI
Kutlamalara, İtalya'da çeşitli meslek mensuplarının kurduğu Kürdistan'a Doğru Barış Derneği üyeleri oldukları belirtilen 10 kişilik bir İtalyan gurubu da katıldı. İtalyanlar, kutlama alanında farklı renklerdeki üzerinde barış anlamına gelin İtalyanca ‘Pace’ yazılı bayrak açtılar. Üzerinde PKK, KCK, Apo ve Kürdistan yazılı PKK flaması taşıyan yüzleri poşu ile gizleyen 2 kadın gösteri de İtalyanlarla birlikte gazetecilere poz verdi.
Açılış konuşmasını BDP İl Başkanı Cüneyt Caniş ve ardından BDP’li Belediye Başkanı Bekir Kaya yaptı. BDP Van milletvekili Özdal Üçel, yaptığı Kürtçe konuşmasında Ak Partinin açılımını eleştirdi. Üçel, “Açılım diyerek Kürt milletvekililerini, Kürt çocuklarını tutukladılar, cezaevlerine attılar. Kürt sorunu çözümünde muhatap BDP’dir. Böyle açılım olmaz” dedi.
Daha sonra Öcalan'ın çağrısı üzerine, Irak'tan yola çıkıp Habur Sınır Kapısı'ndan 19 Ekim 2009 tarihinde yurda gelen 34 kişilik PKK'lı grubundan, Mahmur Kampı'ndan gelenler arasında bulunan Nurettin Turgut da Kürtçe kısa bir konuşma yaptı. Kutlamalar devam ediyor.
‘İŞGALCİ TC KÜRDİSTAN’DAN DEFOL’ PANKARTI İNDİRİLDİ
Van’da BDP’nin düzenlediği Nevruz kutlamaları sırasında ‘İşgalci TC Kürdistan’dan defol’ yazılı bir pankart açıldı. Van Kalesi’nin yan tarafında bulunan Kültür Parkı’nda düzenlenen Nevruz etkinliklerinde iki kavak ağacın arasındaki pankartın çocuklar tarafından asıldığı gözlendi. Saat 11.30 sıralarında asılan pankart, yaklaşık 10 dakika sonra bulunduğu yerden indirildi.
VALİ NEVRUZU HELİKOPTERLE İZLEDİ
Van Valisi Münir Karaloğlu, Nevruz kutlamasında vatandaşların güvenliğini ve alınan tedbirleri yerinde görmek amacıyla beraberinde İl Emniyet Müdürü Şükrü Rafet Mert, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Osman Nuri Güler ve Emniyet Müdürlüğünde görevli bazı birim amirleriyle birlikte, polis helikopteriyle kutlamaların yapıldığı alanı havadan izledi. Vali Karaloğlu ve beraberindeki heyeti taşıyan polis helikopteri, Ferit Melen Havalimanı’ndan havalanarak, önce kutlamaların yapıldığı alan üzerinde bir süre uçtu. Vali Karaloğlu, Nevruz Kutlamalarının yapıldığı bölgede herhangi bir olumsuzluğun yaşanmamasının sevindirici olduğunu söyledi.
NEVRUZ OLAYSIZ SONE ERDİ
Bugün saat 10.00’da başlayan Nevruz etkinlikleri saat 16.30 sıralarında sone erdi. Kültür parkını dolduran binlerce kişi gruplar halinde dağılmaya başladı. Polis dağılımı Mobese kameraları ve helikopterle kontrol etti. Dağılım sırasında çevik kuvvet ekipleri kent merkezinde bazı noktalarda hazır bulundu. Nevruz kutlaması olaysız sona erdi.
MİLLİYET

Şu İhanet Tablosuna bakın, güya Nevruz Kutluyorlar, Bu Ülkenin Savcıları Nerede?


VAN'da Barış ve Demokrasi Partisi'nin düzenlediği Nevnuz kutlamasına yaklaşık 40 bin kişi katıldı. Nevruz ateşini, kapatılan DTP eski Genel Başkanı siyasi yasaklı Ahmet Türk ile eski milletvekili siyasi yasaklı Aysel Tuğluk yaktı. Alanda Öcalan ile sözde PKK bayrakları da açıldı. Nevruz, alanda Kürtçe şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla kutlandı.
saat 10.00’da Van Kalesi arkasında bulunan Kültür parkı alanında başladı. Sabah saatlerinden itibaren alana akın edenler, ilk olarak polis tarafından aramadan geçirildi. Kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı arandığı polis noktasından sakıncalı görünen malzeme ve afişler toplandı. İkinci arama noktasında ise BDP’li görevliler üst araması yaptıktan sonra vatandaşı alana aldı. Nevruz kutlamalarında sık sık PKK ve Öcalalan lehine slagan atıldı. Sözde PKK bayrağı ve Öcalan posteri açıldı. Kutlamaların yapıldığı alanın etrafında geniş güvenlik önlemleri alındı. Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile BDP Van milletvekili Özdal Üçel giydiği yöresel kıyafetlerle alana gelişleri sırasında, çoşkuyla karşılandı. Birçok partili Türk’ün elini öpmek için birbirileriyle yarıştı. Türk ve Tuğluk birlikte Nevruz ateşini yaktı. Daha sonra birlikte güvercin uçurdu.
YABANCI GÖZLEMCİLERDEN BARIŞ BAYRAĞI
Kutlamalara, İtalya'da çeşitli meslek mensuplarının kurduğu Kürdistan'a Doğru Barış Derneği üyeleri oldukları belirtilen 10 kişilik bir İtalyan gurubu da katıldı. İtalyanlar, kutlama alanında farklı renklerdeki üzerinde barış anlamına gelin İtalyanca ‘Pace’ yazılı bayrak açtılar. Üzerinde PKK, KCK, Apo ve Kürdistan yazılı PKK flaması taşıyan yüzleri poşu ile gizleyen 2 kadın gösteri de İtalyanlarla birlikte gazetecilere poz verdi.
Açılış konuşmasını BDP İl Başkanı Cüneyt Caniş ve ardından BDP’li Belediye Başkanı Bekir Kaya yaptı. BDP Van milletvekili Özdal Üçel, yaptığı Kürtçe konuşmasında Ak Partinin açılımını eleştirdi. Üçel, “Açılım diyerek Kürt milletvekililerini, Kürt çocuklarını tutukladılar, cezaevlerine attılar. Kürt sorunu çözümünde muhatap BDP’dir. Böyle açılım olmaz” dedi.
Daha sonra Öcalan'ın çağrısı üzerine, Irak'tan yola çıkıp Habur Sınır Kapısı'ndan 19 Ekim 2009 tarihinde yurda gelen 34 kişilik PKK'lı grubundan, Mahmur Kampı'ndan gelenler arasında bulunan Nurettin Turgut da Kürtçe kısa bir konuşma yaptı. Kutlamalar devam ediyor.
‘İŞGALCİ TC KÜRDİSTAN’DAN DEFOL’ PANKARTI İNDİRİLDİ
Van’da BDP’nin düzenlediği Nevruz kutlamaları sırasında ‘İşgalci TC Kürdistan’dan defol’ yazılı bir pankart açıldı. Van Kalesi’nin yan tarafında bulunan Kültür Parkı’nda düzenlenen Nevruz etkinliklerinde iki kavak ağacın arasındaki pankartın çocuklar tarafından asıldığı gözlendi. Saat 11.30 sıralarında asılan pankart, yaklaşık 10 dakika sonra bulunduğu yerden indirildi.
VALİ NEVRUZU HELİKOPTERLE İZLEDİ
Van Valisi Münir Karaloğlu, Nevruz kutlamasında vatandaşların güvenliğini ve alınan tedbirleri yerinde görmek amacıyla beraberinde İl Emniyet Müdürü Şükrü Rafet Mert, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Osman Nuri Güler ve Emniyet Müdürlüğünde görevli bazı birim amirleriyle birlikte, polis helikopteriyle kutlamaların yapıldığı alanı havadan izledi. Vali Karaloğlu ve beraberindeki heyeti taşıyan polis helikopteri, Ferit Melen Havalimanı’ndan havalanarak, önce kutlamaların yapıldığı alan üzerinde bir süre uçtu. Vali Karaloğlu, Nevruz Kutlamalarının yapıldığı bölgede herhangi bir olumsuzluğun yaşanmamasının sevindirici olduğunu söyledi.
NEVRUZ OLAYSIZ SONE ERDİ
Bugün saat 10.00’da başlayan Nevruz etkinlikleri saat 16.30 sıralarında sone erdi. Kültür parkını dolduran binlerce kişi gruplar halinde dağılmaya başladı. Polis dağılımı Mobese kameraları ve helikopterle kontrol etti. Dağılım sırasında çevik kuvvet ekipleri kent merkezinde bazı noktalarda hazır bulundu. Nevruz kutlaması olaysız sona erdi.
MİLLİYET

Ahmet Kenan Tanrıkulu: "Ekonomik sorunlar adeta perdeleniyor, vatandaşın gözü önünden kaçırılıyor."


Sanayi ve Ticaret eski bakanı MHP İzmir milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, ilk olarak parti il teşkilatında basın toplantısı düzenledi ve gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Tanrıkulu hükümetin çeşitli gerekçelere başvurarak ekonomik sorunları gözardı ettiğini belirterek "Ekonomik sorunlar adeta perdeleniyor, vatandaşın gözü önünden kaçırılıyor" dedi.
Tanrıkulu, "Türk ekonomisi, 2010 yılında hayli sıkıntı çekecek. Zira ülkemizde günlük meseleler, bazı isimli operasyonlar ve diğer konular bilinçli olarak ekonominin önüne geçiriliyor. Ekonomi Türk insanlarının önünden adeta kaçırılıyor ve perdeleniyor. Son 70 yılın en büyük daralmasını yaşadığımız şu günlerde hükümet, kamu kurum ve kuruluşlarını özelleştirme adı altında har vurup harman savurarak yok pahasına satıyor. Sonra da bunları ekonomiye cansuyu adı altında verip ne öldürüyor, ne onduruyor dedi.
Bana göre ekonomide alarm zilleri çalıyor diyen Tanrıkulu 2010 yılının zor yıl olacağını belirtti.
Tanrıkulu şöyle devam etti;  MHP olarak ekonomik konuları vatandaşa anlatıp bu iktidarı uygulamaları nedeniyle şikayet edeceğiz. Yaptığımız toplantılarda kucağımızı doldurup Ankara ya dolu dolu döneceğiz.
Ahmet Kenan Tanrıkulu, Anayasa değişikliği konusunda iktidarın samimi olmadığını ve muhalefete yeterince bilgilendirmede bulunmadığını iddia ederek, "Anasaya değişikliği teklifi bize basın yoluyla iletiliyor. Adeta basın yoluyla nazire yaparcasına gündeme getiriliyor. MHP kurumsal bir partidir. Teklif önümüze getirildiğinde, MHP grubu görüşür ve kararını verir" diye görüşlerini dile getirdi. Tanrıkulu daha sonra Organize Sanayi Bölgesinde işadamları ile yemek yedi.
Tanrıkulu yemekte yaptığı konuşmada teşvik sistemini eleştirerek KOBİ ler yerine büyük işletmeler teşvik edilerek çarpık bir teşvik sistemi ortaya çıkıyor ve yatırımcıları perişan ediyor. Kayseri pastadan payını alamıyor diye konuştu.
İşadamlarının sorunlarını dile getiren MHP yönetim kurulu üyesi Murat Yibur da sanayicinin en büyük sorununun satışlarda yapmış oldukları kar marjının çok düşük olması olduğunu söyledi. Ahmet Kenan Tanrıkulu daha sonra Ticaret Odası Başkanı Hasan Ali Kilci’yi ziyaret etti. Ziyarette konuşan Kilci Kayso Başkanı Boydak’a atıfta bulunarak kendisinin hiç bir zaman siyaset yapmadığını Tanrıkulu’nun  Bakan olduğu dönemde de kendisini çok eleştirdiğini söyledi. Türkiye’nin kötü yönetildiğini dile getiren Hasan Ali Kilci, mevcut iktidarın alternatifi yok diyenlerinde yanlış düşündüğünü vurguladı.
Tanrıkulu Ticaret odasından sonra esnaf ve sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Ali Çevrim’i ziyaret etti. Kayso Başkanı Mustafa Boydak’ı ziyaretinde konuşan Tanrıkulu, Kayseri’nin Anadolu’nun yıldızı olduğunu vurguladı. Kayso başkanı Mustafa Boydak ise Tanrıkulu’nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Ahmet Kenan Tanrıkulu: "Ekonomik sorunlar adeta perdeleniyor, vatandaşın gözü önünden kaçırılıyor."


Sanayi ve Ticaret eski bakanı MHP İzmir milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, ilk olarak parti il teşkilatında basın toplantısı düzenledi ve gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Tanrıkulu hükümetin çeşitli gerekçelere başvurarak ekonomik sorunları gözardı ettiğini belirterek "Ekonomik sorunlar adeta perdeleniyor, vatandaşın gözü önünden kaçırılıyor" dedi.
Tanrıkulu, "Türk ekonomisi, 2010 yılında hayli sıkıntı çekecek. Zira ülkemizde günlük meseleler, bazı isimli operasyonlar ve diğer konular bilinçli olarak ekonominin önüne geçiriliyor. Ekonomi Türk insanlarının önünden adeta kaçırılıyor ve perdeleniyor. Son 70 yılın en büyük daralmasını yaşadığımız şu günlerde hükümet, kamu kurum ve kuruluşlarını özelleştirme adı altında har vurup harman savurarak yok pahasına satıyor. Sonra da bunları ekonomiye cansuyu adı altında verip ne öldürüyor, ne onduruyor dedi.
Bana göre ekonomide alarm zilleri çalıyor diyen Tanrıkulu 2010 yılının zor yıl olacağını belirtti.
Tanrıkulu şöyle devam etti;  MHP olarak ekonomik konuları vatandaşa anlatıp bu iktidarı uygulamaları nedeniyle şikayet edeceğiz. Yaptığımız toplantılarda kucağımızı doldurup Ankara ya dolu dolu döneceğiz.
Ahmet Kenan Tanrıkulu, Anayasa değişikliği konusunda iktidarın samimi olmadığını ve muhalefete yeterince bilgilendirmede bulunmadığını iddia ederek, "Anasaya değişikliği teklifi bize basın yoluyla iletiliyor. Adeta basın yoluyla nazire yaparcasına gündeme getiriliyor. MHP kurumsal bir partidir. Teklif önümüze getirildiğinde, MHP grubu görüşür ve kararını verir" diye görüşlerini dile getirdi. Tanrıkulu daha sonra Organize Sanayi Bölgesinde işadamları ile yemek yedi.
Tanrıkulu yemekte yaptığı konuşmada teşvik sistemini eleştirerek KOBİ ler yerine büyük işletmeler teşvik edilerek çarpık bir teşvik sistemi ortaya çıkıyor ve yatırımcıları perişan ediyor. Kayseri pastadan payını alamıyor diye konuştu.
İşadamlarının sorunlarını dile getiren MHP yönetim kurulu üyesi Murat Yibur da sanayicinin en büyük sorununun satışlarda yapmış oldukları kar marjının çok düşük olması olduğunu söyledi. Ahmet Kenan Tanrıkulu daha sonra Ticaret Odası Başkanı Hasan Ali Kilci’yi ziyaret etti. Ziyarette konuşan Kilci Kayso Başkanı Boydak’a atıfta bulunarak kendisinin hiç bir zaman siyaset yapmadığını Tanrıkulu’nun  Bakan olduğu dönemde de kendisini çok eleştirdiğini söyledi. Türkiye’nin kötü yönetildiğini dile getiren Hasan Ali Kilci, mevcut iktidarın alternatifi yok diyenlerinde yanlış düşündüğünü vurguladı.
Tanrıkulu Ticaret odasından sonra esnaf ve sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Ali Çevrim’i ziyaret etti. Kayso Başkanı Mustafa Boydak’ı ziyaretinde konuşan Tanrıkulu, Kayseri’nin Anadolu’nun yıldızı olduğunu vurguladı. Kayso başkanı Mustafa Boydak ise Tanrıkulu’nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Ahmet Kenan Tanrıkulu: "Ekonomik sorunlar adeta perdeleniyor, vatandaşın gözü önünden kaçırılıyor."


Sanayi ve Ticaret eski bakanı MHP İzmir milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, ilk olarak parti il teşkilatında basın toplantısı düzenledi ve gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Tanrıkulu hükümetin çeşitli gerekçelere başvurarak ekonomik sorunları gözardı ettiğini belirterek "Ekonomik sorunlar adeta perdeleniyor, vatandaşın gözü önünden kaçırılıyor" dedi.
Tanrıkulu, "Türk ekonomisi, 2010 yılında hayli sıkıntı çekecek. Zira ülkemizde günlük meseleler, bazı isimli operasyonlar ve diğer konular bilinçli olarak ekonominin önüne geçiriliyor. Ekonomi Türk insanlarının önünden adeta kaçırılıyor ve perdeleniyor. Son 70 yılın en büyük daralmasını yaşadığımız şu günlerde hükümet, kamu kurum ve kuruluşlarını özelleştirme adı altında har vurup harman savurarak yok pahasına satıyor. Sonra da bunları ekonomiye cansuyu adı altında verip ne öldürüyor, ne onduruyor dedi.
Bana göre ekonomide alarm zilleri çalıyor diyen Tanrıkulu 2010 yılının zor yıl olacağını belirtti.
Tanrıkulu şöyle devam etti;  MHP olarak ekonomik konuları vatandaşa anlatıp bu iktidarı uygulamaları nedeniyle şikayet edeceğiz. Yaptığımız toplantılarda kucağımızı doldurup Ankara ya dolu dolu döneceğiz.
Ahmet Kenan Tanrıkulu, Anayasa değişikliği konusunda iktidarın samimi olmadığını ve muhalefete yeterince bilgilendirmede bulunmadığını iddia ederek, "Anasaya değişikliği teklifi bize basın yoluyla iletiliyor. Adeta basın yoluyla nazire yaparcasına gündeme getiriliyor. MHP kurumsal bir partidir. Teklif önümüze getirildiğinde, MHP grubu görüşür ve kararını verir" diye görüşlerini dile getirdi. Tanrıkulu daha sonra Organize Sanayi Bölgesinde işadamları ile yemek yedi.
Tanrıkulu yemekte yaptığı konuşmada teşvik sistemini eleştirerek KOBİ ler yerine büyük işletmeler teşvik edilerek çarpık bir teşvik sistemi ortaya çıkıyor ve yatırımcıları perişan ediyor. Kayseri pastadan payını alamıyor diye konuştu.
İşadamlarının sorunlarını dile getiren MHP yönetim kurulu üyesi Murat Yibur da sanayicinin en büyük sorununun satışlarda yapmış oldukları kar marjının çok düşük olması olduğunu söyledi. Ahmet Kenan Tanrıkulu daha sonra Ticaret Odası Başkanı Hasan Ali Kilci’yi ziyaret etti. Ziyarette konuşan Kilci Kayso Başkanı Boydak’a atıfta bulunarak kendisinin hiç bir zaman siyaset yapmadığını Tanrıkulu’nun  Bakan olduğu dönemde de kendisini çok eleştirdiğini söyledi. Türkiye’nin kötü yönetildiğini dile getiren Hasan Ali Kilci, mevcut iktidarın alternatifi yok diyenlerinde yanlış düşündüğünü vurguladı.
Tanrıkulu Ticaret odasından sonra esnaf ve sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Ali Çevrim’i ziyaret etti. Kayso Başkanı Mustafa Boydak’ı ziyaretinde konuşan Tanrıkulu, Kayseri’nin Anadolu’nun yıldızı olduğunu vurguladı. Kayso başkanı Mustafa Boydak ise Tanrıkulu’nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Özhaseki'den Korkmaz'a zehir zemberek açıklama


Özhaseki, Sayın Korkmaz, huylu huyundan vazgeçmez misali çalakalem yazılmış bir metni basın kuruluşlarına göndererek tezviratını devam ettirmiştir. Sayın Korkmaz ve ekibine, herşeyden önce bir Türk Dil Kurumu imla kılavuzu ve sözlük edinmesini tavsiye ediyoruz. 40 yıllık bir partinin basın kuruluşlarına gönderdiği metinde noktalama ve imla kurallarınının yerli yerinde olmasını beklerdik. Yazarken buna dikkat etmeyen zihniyetin, okurken de anlamakta zorluk çektiği kanaatindeyiz. Zira gerek Danıştay 1. Dairesinin almış olduğu kararı gösteren metin, gerekse bizim Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak yapmış olduğumuz açıklama, Danıştay kararının Özhaseki yargılansın manasına gelmediğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Sayın Korkmaz, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp Kayseri kamuoyunun karşısına bu iddialarla çıkmadan önce Danıştay kararını hukukçulara gösterseydi böyle komik duruma düşmezdi. 
   Türkiye Cumhuriyeti elbette bir hukuk devletidir. Bu yüzden de kimse hukukun üstünde olamaz. Türkiye hukuk devleti olduğu için de memurlar ve kamu görevlilerinin yargılanmasına bir düzenleme getirmiştir. 4483 sayılı kanun, her isteyenin, her istediği zaman bir memur ya da kamu görevlisini şikayet etmesiyle hemen mahkemeye çıkartılmasının önüne geçmiş ve idarenin iddialarla ilgili olarak bir inceleme yaptıktan sonra adli makamlara intikal ettirilmesini öngörmüştür. Bununla da kamu işleyişinde aksama yaşanmasını ve ve kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmesini engellemek amaçlanmıştır. Yıllardır yürürlükte olan bu kanun çeşitli hükümetler döneminde defalarca uygulanmış olmasına rağmen, sadece AK Parti İktidarı döneminde kendi belediye başkanlarına uygulanıyormuş gibi göstermeye çalışmak olsa olsa izan yoksunluğudur.
   16 yıldır ortaya koyduğu hizmetlerle Kayseri insanının gönlünde taht kuran, rekor üstüne rekor oylarla yeniden seçilen bir belediye başkanına çamur atmaya kalkışmak, kendi üstünü batırmaktan başka birşey değildir. Seçim öncesi de dile getirilen bu iddialara kulak asmayan Kayseri halkı en güzel cevabı sandıkta vermiştir. Muhalefet etmeyi basın açıklaması yapmak ve soru önergesi vermekten öteye götüremeyen zihniyet, çaresizliğin pençesinde kıvranmaktadır.
    Israrla mahkemeden beraat ettiğini söyleyen Korkmaz dan, Ben mahkemede sözlerimin arkasında duramadım, sözlerim yanlış anlaşıldı dedim, o yüzden de dava beraatle sonuçlandı deme cesaretini göstermesini de beklerdik. Dürüst siyasetçi olmak, bir takım gerçekleri gizleyerek işine gelmediği yeri göstermemek demek değildir.

Özhaseki'den Korkmaz'a zehir zemberek açıklama


Özhaseki, Sayın Korkmaz, huylu huyundan vazgeçmez misali çalakalem yazılmış bir metni basın kuruluşlarına göndererek tezviratını devam ettirmiştir. Sayın Korkmaz ve ekibine, herşeyden önce bir Türk Dil Kurumu imla kılavuzu ve sözlük edinmesini tavsiye ediyoruz. 40 yıllık bir partinin basın kuruluşlarına gönderdiği metinde noktalama ve imla kurallarınının yerli yerinde olmasını beklerdik. Yazarken buna dikkat etmeyen zihniyetin, okurken de anlamakta zorluk çektiği kanaatindeyiz. Zira gerek Danıştay 1. Dairesinin almış olduğu kararı gösteren metin, gerekse bizim Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak yapmış olduğumuz açıklama, Danıştay kararının Özhaseki yargılansın manasına gelmediğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Sayın Korkmaz, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp Kayseri kamuoyunun karşısına bu iddialarla çıkmadan önce Danıştay kararını hukukçulara gösterseydi böyle komik duruma düşmezdi. 
   Türkiye Cumhuriyeti elbette bir hukuk devletidir. Bu yüzden de kimse hukukun üstünde olamaz. Türkiye hukuk devleti olduğu için de memurlar ve kamu görevlilerinin yargılanmasına bir düzenleme getirmiştir. 4483 sayılı kanun, her isteyenin, her istediği zaman bir memur ya da kamu görevlisini şikayet etmesiyle hemen mahkemeye çıkartılmasının önüne geçmiş ve idarenin iddialarla ilgili olarak bir inceleme yaptıktan sonra adli makamlara intikal ettirilmesini öngörmüştür. Bununla da kamu işleyişinde aksama yaşanmasını ve ve kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmesini engellemek amaçlanmıştır. Yıllardır yürürlükte olan bu kanun çeşitli hükümetler döneminde defalarca uygulanmış olmasına rağmen, sadece AK Parti İktidarı döneminde kendi belediye başkanlarına uygulanıyormuş gibi göstermeye çalışmak olsa olsa izan yoksunluğudur.
   16 yıldır ortaya koyduğu hizmetlerle Kayseri insanının gönlünde taht kuran, rekor üstüne rekor oylarla yeniden seçilen bir belediye başkanına çamur atmaya kalkışmak, kendi üstünü batırmaktan başka birşey değildir. Seçim öncesi de dile getirilen bu iddialara kulak asmayan Kayseri halkı en güzel cevabı sandıkta vermiştir. Muhalefet etmeyi basın açıklaması yapmak ve soru önergesi vermekten öteye götüremeyen zihniyet, çaresizliğin pençesinde kıvranmaktadır.
    Israrla mahkemeden beraat ettiğini söyleyen Korkmaz dan, Ben mahkemede sözlerimin arkasında duramadım, sözlerim yanlış anlaşıldı dedim, o yüzden de dava beraatle sonuçlandı deme cesaretini göstermesini de beklerdik. Dürüst siyasetçi olmak, bir takım gerçekleri gizleyerek işine gelmediği yeri göstermemek demek değildir.

Özhaseki'den Korkmaz'a zehir zemberek açıklama


Özhaseki, Sayın Korkmaz, huylu huyundan vazgeçmez misali çalakalem yazılmış bir metni basın kuruluşlarına göndererek tezviratını devam ettirmiştir. Sayın Korkmaz ve ekibine, herşeyden önce bir Türk Dil Kurumu imla kılavuzu ve sözlük edinmesini tavsiye ediyoruz. 40 yıllık bir partinin basın kuruluşlarına gönderdiği metinde noktalama ve imla kurallarınının yerli yerinde olmasını beklerdik. Yazarken buna dikkat etmeyen zihniyetin, okurken de anlamakta zorluk çektiği kanaatindeyiz. Zira gerek Danıştay 1. Dairesinin almış olduğu kararı gösteren metin, gerekse bizim Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak yapmış olduğumuz açıklama, Danıştay kararının Özhaseki yargılansın manasına gelmediğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Sayın Korkmaz, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp Kayseri kamuoyunun karşısına bu iddialarla çıkmadan önce Danıştay kararını hukukçulara gösterseydi böyle komik duruma düşmezdi. 
   Türkiye Cumhuriyeti elbette bir hukuk devletidir. Bu yüzden de kimse hukukun üstünde olamaz. Türkiye hukuk devleti olduğu için de memurlar ve kamu görevlilerinin yargılanmasına bir düzenleme getirmiştir. 4483 sayılı kanun, her isteyenin, her istediği zaman bir memur ya da kamu görevlisini şikayet etmesiyle hemen mahkemeye çıkartılmasının önüne geçmiş ve idarenin iddialarla ilgili olarak bir inceleme yaptıktan sonra adli makamlara intikal ettirilmesini öngörmüştür. Bununla da kamu işleyişinde aksama yaşanmasını ve ve kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmesini engellemek amaçlanmıştır. Yıllardır yürürlükte olan bu kanun çeşitli hükümetler döneminde defalarca uygulanmış olmasına rağmen, sadece AK Parti İktidarı döneminde kendi belediye başkanlarına uygulanıyormuş gibi göstermeye çalışmak olsa olsa izan yoksunluğudur.
   16 yıldır ortaya koyduğu hizmetlerle Kayseri insanının gönlünde taht kuran, rekor üstüne rekor oylarla yeniden seçilen bir belediye başkanına çamur atmaya kalkışmak, kendi üstünü batırmaktan başka birşey değildir. Seçim öncesi de dile getirilen bu iddialara kulak asmayan Kayseri halkı en güzel cevabı sandıkta vermiştir. Muhalefet etmeyi basın açıklaması yapmak ve soru önergesi vermekten öteye götüremeyen zihniyet, çaresizliğin pençesinde kıvranmaktadır.
    Israrla mahkemeden beraat ettiğini söyleyen Korkmaz dan, Ben mahkemede sözlerimin arkasında duramadım, sözlerim yanlış anlaşıldı dedim, o yüzden de dava beraatle sonuçlandı deme cesaretini göstermesini de beklerdik. Dürüst siyasetçi olmak, bir takım gerçekleri gizleyerek işine gelmediği yeri göstermemek demek değildir.

Türk Dünyası ve Nevruz Paneli


Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği Türk Dünyası ve Nevruz konulu panele, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan dan akademisyenler, Türkmenistan dan da şair ve yazar katıldı.
Şehir Tiyatrosu nda gerçekleştirilen ve oturum başkanlığını Erciyes Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdülkadir Yuvalı nın yaptığı panelde konuşan Kırgızistan Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kayıpov, Türk toplumlarında ateş ve suyun önemli yer tutuğunu bildirerek, bu unsurların temizleme özelliği taşıdığının ilk kez Türkler tarafından bulunduğunu, Nevruz Bayramı nın temasında da ateş ve su bulunduğunu söyledi.
     Konuşmasında Türk dünyasını çağdaş düzeye ulaştıracak nesiller yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kayıpov, şunları kaydetti:
     Türk toplumları, aradan binlerce yıl geçmesine rağmen kültürünü, dinini, dilini kaybetmemiştir. Türk cumhuriyetlerinin bulunduğu coğrafya, yer altı kaynakları bakımından oldukça zengindir. Türkiye Cumhuriyeti de stratejik açıdan çok önemli bir coğrafyada yer almakta. Bunun bilincinde olmalıyız. Bu coğrafyayı gelecek nesillere taşımak için büyük düşünüp, büyük planlar yapmalıyız. Büyük düşünmezsek özelliğimizi kaybederiz. Türk dünyasında herkes sadece kendi bulunduğu bölgeyi değil, coğrafyanın genelini bir bütün olarak düşünmeli. Orta Asya, çok önemli bir yerdir. Nevruzun temelini oluşturan inanç da bu coğrafyadan çıkmış, tüm dünyaya yayılmıştır.
     Özbekistan Taşkent Devlet Şarkşinaslık Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Cumali Şabanov da Türk dünyasını daha iyi tanımak için şairlerin, yazarların ve siyasetçilerin eserlerini daha çok okumak gerektiğini belirtti.
     Türk cumhuriyetlerindeki eserlerin çevirilerinde zaman zaman yanlışlık yapıldığına dikkati çeken Doç. Dr. Şabanov, Çevirilerde daha hassas olunmalı. Türk cumhuriyetlerini birbirine daha çok yakınlaştırmak için ortak kelimelerin kullanıldığı bir gazete çıkarılarak, bu coğrafyaya yayılmalı. Bu sayede birbirimize daha çok yakınlaşmış oluruz dedi.
     Kazakistan Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinden Doç. Dr. Ayabek Bayniyazov ise 1990 dan önce, böyle bir panel düzenleneceğinin söylenmesi halinde inanamayacağını ifade ederek, Türk dünyasının bu tarihten sonra kendini tanıma bilincine ulaştığını söyledi.
     Üniversitelerinde 1. ve 2. sınıflarda Türkiye Türkçesi eğitimini zorunlu tuttuklarını bildiren Bayniyazov, şöyle devam etti:
     Kazak ve Türk öğrenciler iki ülke arasında sürekli gidip gelmeli. Ortak kelimeleri daha sık kullanmalıyız. Bu sayede birbirimize daha çok yakınlaşmış oluruz. Erciyes Üniversitesinin altyapısını, Türk dünyasındaki üniversitelerin merkezi olmaya uygun. Bu üniversite, bizim üniversitemizin kurulmasına çok büyük katkı sağladı. Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türk dünyasındaki gençlerin en iyi şekilde eğitim alması yönünde bir misyon belirlemiştir.
     Türkmenistanlı şair ve yazar Oraz Yağmur da Ankara nın Türkiye nin başkenti, Türkiye nin de Türk dünyasının başkenti olduğunu söyledi.

Türk Dünyası ve Nevruz Paneli


Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği Türk Dünyası ve Nevruz konulu panele, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan dan akademisyenler, Türkmenistan dan da şair ve yazar katıldı.
Şehir Tiyatrosu nda gerçekleştirilen ve oturum başkanlığını Erciyes Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdülkadir Yuvalı nın yaptığı panelde konuşan Kırgızistan Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kayıpov, Türk toplumlarında ateş ve suyun önemli yer tutuğunu bildirerek, bu unsurların temizleme özelliği taşıdığının ilk kez Türkler tarafından bulunduğunu, Nevruz Bayramı nın temasında da ateş ve su bulunduğunu söyledi.
     Konuşmasında Türk dünyasını çağdaş düzeye ulaştıracak nesiller yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kayıpov, şunları kaydetti:
     Türk toplumları, aradan binlerce yıl geçmesine rağmen kültürünü, dinini, dilini kaybetmemiştir. Türk cumhuriyetlerinin bulunduğu coğrafya, yer altı kaynakları bakımından oldukça zengindir. Türkiye Cumhuriyeti de stratejik açıdan çok önemli bir coğrafyada yer almakta. Bunun bilincinde olmalıyız. Bu coğrafyayı gelecek nesillere taşımak için büyük düşünüp, büyük planlar yapmalıyız. Büyük düşünmezsek özelliğimizi kaybederiz. Türk dünyasında herkes sadece kendi bulunduğu bölgeyi değil, coğrafyanın genelini bir bütün olarak düşünmeli. Orta Asya, çok önemli bir yerdir. Nevruzun temelini oluşturan inanç da bu coğrafyadan çıkmış, tüm dünyaya yayılmıştır.
     Özbekistan Taşkent Devlet Şarkşinaslık Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Cumali Şabanov da Türk dünyasını daha iyi tanımak için şairlerin, yazarların ve siyasetçilerin eserlerini daha çok okumak gerektiğini belirtti.
     Türk cumhuriyetlerindeki eserlerin çevirilerinde zaman zaman yanlışlık yapıldığına dikkati çeken Doç. Dr. Şabanov, Çevirilerde daha hassas olunmalı. Türk cumhuriyetlerini birbirine daha çok yakınlaştırmak için ortak kelimelerin kullanıldığı bir gazete çıkarılarak, bu coğrafyaya yayılmalı. Bu sayede birbirimize daha çok yakınlaşmış oluruz dedi.
     Kazakistan Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinden Doç. Dr. Ayabek Bayniyazov ise 1990 dan önce, böyle bir panel düzenleneceğinin söylenmesi halinde inanamayacağını ifade ederek, Türk dünyasının bu tarihten sonra kendini tanıma bilincine ulaştığını söyledi.
     Üniversitelerinde 1. ve 2. sınıflarda Türkiye Türkçesi eğitimini zorunlu tuttuklarını bildiren Bayniyazov, şöyle devam etti:
     Kazak ve Türk öğrenciler iki ülke arasında sürekli gidip gelmeli. Ortak kelimeleri daha sık kullanmalıyız. Bu sayede birbirimize daha çok yakınlaşmış oluruz. Erciyes Üniversitesinin altyapısını, Türk dünyasındaki üniversitelerin merkezi olmaya uygun. Bu üniversite, bizim üniversitemizin kurulmasına çok büyük katkı sağladı. Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türk dünyasındaki gençlerin en iyi şekilde eğitim alması yönünde bir misyon belirlemiştir.
     Türkmenistanlı şair ve yazar Oraz Yağmur da Ankara nın Türkiye nin başkenti, Türkiye nin de Türk dünyasının başkenti olduğunu söyledi.

Türk Dünyası ve Nevruz Paneli


Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği Türk Dünyası ve Nevruz konulu panele, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan dan akademisyenler, Türkmenistan dan da şair ve yazar katıldı.
Şehir Tiyatrosu nda gerçekleştirilen ve oturum başkanlığını Erciyes Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdülkadir Yuvalı nın yaptığı panelde konuşan Kırgızistan Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kayıpov, Türk toplumlarında ateş ve suyun önemli yer tutuğunu bildirerek, bu unsurların temizleme özelliği taşıdığının ilk kez Türkler tarafından bulunduğunu, Nevruz Bayramı nın temasında da ateş ve su bulunduğunu söyledi.
     Konuşmasında Türk dünyasını çağdaş düzeye ulaştıracak nesiller yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kayıpov, şunları kaydetti:
     Türk toplumları, aradan binlerce yıl geçmesine rağmen kültürünü, dinini, dilini kaybetmemiştir. Türk cumhuriyetlerinin bulunduğu coğrafya, yer altı kaynakları bakımından oldukça zengindir. Türkiye Cumhuriyeti de stratejik açıdan çok önemli bir coğrafyada yer almakta. Bunun bilincinde olmalıyız. Bu coğrafyayı gelecek nesillere taşımak için büyük düşünüp, büyük planlar yapmalıyız. Büyük düşünmezsek özelliğimizi kaybederiz. Türk dünyasında herkes sadece kendi bulunduğu bölgeyi değil, coğrafyanın genelini bir bütün olarak düşünmeli. Orta Asya, çok önemli bir yerdir. Nevruzun temelini oluşturan inanç da bu coğrafyadan çıkmış, tüm dünyaya yayılmıştır.
     Özbekistan Taşkent Devlet Şarkşinaslık Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Cumali Şabanov da Türk dünyasını daha iyi tanımak için şairlerin, yazarların ve siyasetçilerin eserlerini daha çok okumak gerektiğini belirtti.
     Türk cumhuriyetlerindeki eserlerin çevirilerinde zaman zaman yanlışlık yapıldığına dikkati çeken Doç. Dr. Şabanov, Çevirilerde daha hassas olunmalı. Türk cumhuriyetlerini birbirine daha çok yakınlaştırmak için ortak kelimelerin kullanıldığı bir gazete çıkarılarak, bu coğrafyaya yayılmalı. Bu sayede birbirimize daha çok yakınlaşmış oluruz dedi.
     Kazakistan Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinden Doç. Dr. Ayabek Bayniyazov ise 1990 dan önce, böyle bir panel düzenleneceğinin söylenmesi halinde inanamayacağını ifade ederek, Türk dünyasının bu tarihten sonra kendini tanıma bilincine ulaştığını söyledi.
     Üniversitelerinde 1. ve 2. sınıflarda Türkiye Türkçesi eğitimini zorunlu tuttuklarını bildiren Bayniyazov, şöyle devam etti:
     Kazak ve Türk öğrenciler iki ülke arasında sürekli gidip gelmeli. Ortak kelimeleri daha sık kullanmalıyız. Bu sayede birbirimize daha çok yakınlaşmış oluruz. Erciyes Üniversitesinin altyapısını, Türk dünyasındaki üniversitelerin merkezi olmaya uygun. Bu üniversite, bizim üniversitemizin kurulmasına çok büyük katkı sağladı. Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türk dünyasındaki gençlerin en iyi şekilde eğitim alması yönünde bir misyon belirlemiştir.
     Türkmenistanlı şair ve yazar Oraz Yağmur da Ankara nın Türkiye nin başkenti, Türkiye nin de Türk dünyasının başkenti olduğunu söyledi.

Kayseri'de hafif şiddette üç deprem...


Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Web Sitesinden aldığı bilgiye göre dün akşam ve gece merkez üsleri Bünyan ve Yahyalı İlçesi ile Melikgazi ilçesi Gesi Mahallesi olan üç sarsıntı kaydedildi.
       İlk deprem akşam saat 17:34 de Melikgazi İlçesine bağlı Gesi Mahallesinde 3.1 şiddetinde meydana geldi.
       Merkez üssü Bünyan İlçesi olan diğer depremı ise saat 17:56 da 2,9 şiddetinde oldu.
     Son deprem ise merkes üssü Yahyalı ilçesi olarak kaydedildi. 2,8 şiddetindeki deprem gece saat 01:02 de meydana geldi.
     Her 3 depremde de maddi zarar veya can kaybı olmadı.

Kayseri'de hafif şiddette üç deprem...


Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Web Sitesinden aldığı bilgiye göre dün akşam ve gece merkez üsleri Bünyan ve Yahyalı İlçesi ile Melikgazi ilçesi Gesi Mahallesi olan üç sarsıntı kaydedildi.
       İlk deprem akşam saat 17:34 de Melikgazi İlçesine bağlı Gesi Mahallesinde 3.1 şiddetinde meydana geldi.
       Merkez üssü Bünyan İlçesi olan diğer depremı ise saat 17:56 da 2,9 şiddetinde oldu.
     Son deprem ise merkes üssü Yahyalı ilçesi olarak kaydedildi. 2,8 şiddetindeki deprem gece saat 01:02 de meydana geldi.
     Her 3 depremde de maddi zarar veya can kaybı olmadı.

Kayseri'de hafif şiddette üç deprem...


Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Web Sitesinden aldığı bilgiye göre dün akşam ve gece merkez üsleri Bünyan ve Yahyalı İlçesi ile Melikgazi ilçesi Gesi Mahallesi olan üç sarsıntı kaydedildi.
       İlk deprem akşam saat 17:34 de Melikgazi İlçesine bağlı Gesi Mahallesinde 3.1 şiddetinde meydana geldi.
       Merkez üssü Bünyan İlçesi olan diğer depremı ise saat 17:56 da 2,9 şiddetinde oldu.
     Son deprem ise merkes üssü Yahyalı ilçesi olarak kaydedildi. 2,8 şiddetindeki deprem gece saat 01:02 de meydana geldi.
     Her 3 depremde de maddi zarar veya can kaybı olmadı.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...