Sayfalar

1 Nisan 2010 Perşembe

'Yargı baskı altına alınıyor'

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, YARSAV'ın Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkındaki suç duyurusuna, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevsizlik kararı vermesini, "Yargının baskı altına alınmasının en açık göstergesidir" şeklinde değerlendirdi.

'Yargı baskı altına alınıyor'

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, YARSAV'ın Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkındaki suç duyurusuna, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevsizlik kararı vermesini, "Yargının baskı altına alınmasının en açık göstergesidir" şeklinde değerlendirdi.

'Yargı baskı altına alınıyor'

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, YARSAV'ın Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkındaki suç duyurusuna, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevsizlik kararı vermesini, "Yargının baskı altına alınmasının en açık göstergesidir" şeklinde değerlendirdi.

Deniz Bölükbaşı: "PKK siyasallaşacak, yeni anayasa buna izin veriyor"

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Deniz Bölükbaşı, ''Yeni anayasa ile PKK siyasallaştırılacaktır. Bu anayasa buna izin veriyor'' dedi.
Bölükbaşı, Kırıkkale'de vereceği konferans öncesi İl Başkanlığında partililerle bir araya geldi. Partililerle sohbet eden Bölükbaşı daha sonra sokakta esnaflarla görüştü. Bölükbaşı ve beraberindekiler daha sonra, Vatan İçin Can Verenler Derneği'ni ziyaret etti.
Dernekte bulunan şehit aileleri ile sohbet eden Bölükbaşı, açılım konusunda ellerinde somut belgeler bulunduğunu ve belgelerle konuşacaklarını söyledi. Açılımının amacının belli olduğunu söyleyen Bölükbaşı, ''Yeni anayasa çalışmalarının da amacı bellidir. Bu anayasa ile PKK siyasallaştırılacaktır. Bu anayasa buna izin veriyor'' diye konuştu.

Deniz Bölükbaşı: "PKK siyasallaşacak, yeni anayasa buna izin veriyor"

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Deniz Bölükbaşı, ''Yeni anayasa ile PKK siyasallaştırılacaktır. Bu anayasa buna izin veriyor'' dedi.
Bölükbaşı, Kırıkkale'de vereceği konferans öncesi İl Başkanlığında partililerle bir araya geldi. Partililerle sohbet eden Bölükbaşı daha sonra sokakta esnaflarla görüştü. Bölükbaşı ve beraberindekiler daha sonra, Vatan İçin Can Verenler Derneği'ni ziyaret etti.
Dernekte bulunan şehit aileleri ile sohbet eden Bölükbaşı, açılım konusunda ellerinde somut belgeler bulunduğunu ve belgelerle konuşacaklarını söyledi. Açılımının amacının belli olduğunu söyleyen Bölükbaşı, ''Yeni anayasa çalışmalarının da amacı bellidir. Bu anayasa ile PKK siyasallaştırılacaktır. Bu anayasa buna izin veriyor'' diye konuştu.

Deniz Bölükbaşı: "PKK siyasallaşacak, yeni anayasa buna izin veriyor"

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Deniz Bölükbaşı, ''Yeni anayasa ile PKK siyasallaştırılacaktır. Bu anayasa buna izin veriyor'' dedi.
Bölükbaşı, Kırıkkale'de vereceği konferans öncesi İl Başkanlığında partililerle bir araya geldi. Partililerle sohbet eden Bölükbaşı daha sonra sokakta esnaflarla görüştü. Bölükbaşı ve beraberindekiler daha sonra, Vatan İçin Can Verenler Derneği'ni ziyaret etti.
Dernekte bulunan şehit aileleri ile sohbet eden Bölükbaşı, açılım konusunda ellerinde somut belgeler bulunduğunu ve belgelerle konuşacaklarını söyledi. Açılımının amacının belli olduğunu söyleyen Bölükbaşı, ''Yeni anayasa çalışmalarının da amacı bellidir. Bu anayasa ile PKK siyasallaştırılacaktır. Bu anayasa buna izin veriyor'' diye konuştu.

Hasan Gerçeker: "Türk Milleti bunlara geçit vermez"


Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, ''Yargı ile demokratik hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerine tamamen aykırı düzenlemelere önce TBMM'nin, olmadığı takdirde Yüce Türk milletinin geçit vermeyeceğine inanıyorum'' dedi.
Gerçeker, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde anayasa değişikliği ile ilgili düzenlenen panelin açılışında konuştu.
Yargıyı siyaset malzemesi yapmanın, yargıyı siyaset arenasına dönüştürmenin kimseye bir yarar getirmeyeceğini, aksine giderilmesi mümkün olmayan zararlar oluşmasına neden olacağını vurgulayan Gerçeker, ''Bizim, yılların deneyimi ve tarafsız bilim adamlarına dayalı söylemlerimiz hiçbir şekilde siyaset yapmak değildir. Yargıya verilmek istenen zararı önlemeye yönelik doğru bildiklerimizi söylüyoruz'' diye konuştu.
Gerçeker, yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu ifade ettiği bu düzenlemelerin asıl nedeninin hukuk devleti niteliğinin gereği olan yargısal denetimi kabullenememek olduğunu ifade etti. Gerçeker, ''Bu yüzden yüksek mahkemeleri etkisiz hale getirerek yargının tamamen yürütmenin vesayeti altında olması istenmektedir'' dedi.

Hasan Gerçeker: "Türk Milleti bunlara geçit vermez"


Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, ''Yargı ile demokratik hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerine tamamen aykırı düzenlemelere önce TBMM'nin, olmadığı takdirde Yüce Türk milletinin geçit vermeyeceğine inanıyorum'' dedi.
Gerçeker, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde anayasa değişikliği ile ilgili düzenlenen panelin açılışında konuştu.
Yargıyı siyaset malzemesi yapmanın, yargıyı siyaset arenasına dönüştürmenin kimseye bir yarar getirmeyeceğini, aksine giderilmesi mümkün olmayan zararlar oluşmasına neden olacağını vurgulayan Gerçeker, ''Bizim, yılların deneyimi ve tarafsız bilim adamlarına dayalı söylemlerimiz hiçbir şekilde siyaset yapmak değildir. Yargıya verilmek istenen zararı önlemeye yönelik doğru bildiklerimizi söylüyoruz'' diye konuştu.
Gerçeker, yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu ifade ettiği bu düzenlemelerin asıl nedeninin hukuk devleti niteliğinin gereği olan yargısal denetimi kabullenememek olduğunu ifade etti. Gerçeker, ''Bu yüzden yüksek mahkemeleri etkisiz hale getirerek yargının tamamen yürütmenin vesayeti altında olması istenmektedir'' dedi.

Hasan Gerçeker: "Türk Milleti bunlara geçit vermez"


Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, ''Yargı ile demokratik hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerine tamamen aykırı düzenlemelere önce TBMM'nin, olmadığı takdirde Yüce Türk milletinin geçit vermeyeceğine inanıyorum'' dedi.
Gerçeker, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde anayasa değişikliği ile ilgili düzenlenen panelin açılışında konuştu.
Yargıyı siyaset malzemesi yapmanın, yargıyı siyaset arenasına dönüştürmenin kimseye bir yarar getirmeyeceğini, aksine giderilmesi mümkün olmayan zararlar oluşmasına neden olacağını vurgulayan Gerçeker, ''Bizim, yılların deneyimi ve tarafsız bilim adamlarına dayalı söylemlerimiz hiçbir şekilde siyaset yapmak değildir. Yargıya verilmek istenen zararı önlemeye yönelik doğru bildiklerimizi söylüyoruz'' diye konuştu.
Gerçeker, yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu ifade ettiği bu düzenlemelerin asıl nedeninin hukuk devleti niteliğinin gereği olan yargısal denetimi kabullenememek olduğunu ifade etti. Gerçeker, ''Bu yüzden yüksek mahkemeleri etkisiz hale getirerek yargının tamamen yürütmenin vesayeti altında olması istenmektedir'' dedi.

Doğuda köylere Kürtçe ve Ermenice isimler veriliyor


Söz konusu düzenleme, “diğer mahalli idareler için pilot uygulama” olarak gösteriliyor. Tasarı ile bir köyün adı, köy meclisinin talebi ve valinin uygun görüşle teklifi üzerine İçişleri Bakanlığı’nın onayıyla birlikte değiştirilebilecek. Böylece sayıları 12 bini bulan, isimleri değiştirilmiş köyler, yaşayanlar isterlerse eski isimlerini geri alabilecekler.

KÖY KANUN TASARISININ AYRINTILARIBu madde, hükümetin demokratikleşme açılımı kapsamında bir adım olarak da değerlendiriliyor. Böylelikle, Kürtçe isimleri olan köyler, eski isimlerini kanunla geri alabilecekler. Tasarıda yer alan bir diğer düzenleme ile ihtiyar meclisi kaldırılacak, muhtarlara ayda 800 ile 400 TL arasında değişen ödenek verilecek. İşte devrim niteliğindeki Köy Kanun tasarısının ayrıntıları:

KÖYLER 3’E AYRILACAK: 
Köyler nüfuslarına göre üç gruba ayrılacak; Nüfusu 1501'den yukarı köyler birinci grup, nüfusu 251'den 1500'e kadar olan köyler ikinci grup, nüfusu 250'ye kadar olan köyler ise üçüncü grubu oluşturacak.

KAN DAVALARINA SON:
 Yeni kurulan bir köyün sınırları, kuruluşu izleyen üç ay içinde tespit edilecek. Sınır ihtilafını en aza indirecek modern ve bilimsel kıstaslar kullanılacak. Günümüz teknik ve bilgi düzeyi bu imkânları sağladığı için coğrafi koordinatlar esas alınacak.

UYUŞMAZLIKTA SON SÖZ VALİ’NİN:
 Bir il dahilindeki köylerin kendi aralarındaki veya köyler ile belediyeler arasındaki sınır uyuşmazlıkları, kaymakamın görüşü alınmak suretiyle vali tarafından karara bağlanacak. Vali, gerektiğinde il genel meclisi veya ilgili belediye meclisinin de görüşüne başvurabilecek.

KÜRTÇE-ERMENİCE-OSMANLICA İSİMLER GERİ GELİYOR:
 Bir köyün adı, köy meclisinin talebi ve valinin uygun görüşle teklifi üzerine İçişleri Bakanlığının onayı ile değiştirilebilecek. Maddenin gerekçesinde yerleşim yerlerinin orijinal isimlerinin, “istikrar içinde korunması”nın haberleşme ve iletişim açısından önemine dikkat çekildi. Yerleşim yeri sakinlerinin yaşadıkları yerle ilgili bu en temel konuda söz sahibi olabilmelerinin önemine dikkat çekilerek, “Ad belirlemede çok basit ve seçilmişlerin tercihini ön plana çıkaran bir sistem benimsemiş ama istikrarı sağlamak için de bir onay şartı konulmuştur” denildi.

MUHTARI GÖREVDEN ALMA: Köy muhtarı ve meclisin kanunlarla kendilerine verilen görevleri yapmamaları ve bu durumun kamu hizmetlerinde aksamaya yol açması durumunda, köyde kayıtlı seçmenlerin yarıdan bir fazlası, mahallin en büyük mülki idare amirine yazılı başvurarak muhtar ve meclisin geri çağrılmasını isteyebilecek. Tasarının gerekçesinde, “Bu usulün zamanla diğer mahalli idareler içinde uygulanmasının yararlı olacağı, demokrasimiz açısından katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Bu açıdan köy idarelerindeki geri çağırma uygulamaları pilot uygulama hüviyetinde olacaktır” denildi.

İHTİYAR HEYETİ YERİNE KÖY MECLİSİ: 
1924 tarihli yasada bulunan köy derneği kaldırılacak. İhtiyar meclisinin adı ise “Köy Meclisi” olarak değiştirilecek. “Muhtar” ismi ise gelenekselleşmiş ve kurumsallaşmış olduğu için değişmeyecek. Köy meclisi; birinci grup köylerde muhtarın başkanlığında sekiz üyeden, ikinci grup köylerde muhtarın başkanlığında altı üyeden, üçüncü grup köylerde muhtarın başkanlığında dört üyeden oluşacak.

NALBANT DÜKKANI VE SUDA ADAM KURTARMA: 1924 yılı şartlarında tanımlanan köy idaresinin görevleri de yeniden tanımlandı. Örneğin, köy namına nalbant, bakkal, arabacı dükkânları yaptırmak, devlet parasını kıymetinden aşağı aldırtmamak, bir adamın suda veya başka suretle başına bir felaket gelince onu kurtarmak gibi görevler yeni düzenlemede bulunmuyor. Bunların yerine yol, su ve kanalizasyon gibi tesislerin bakımı, onarımı ve işletilmesi, çevrenin korunması, köyde ihtiyaç duyulan umumi tuvalet, köy konağı, ibadethane, kütüphane, oyun alanı ve spor tesisi gibi diğer tesisler ile kültür, sanat, turizm ve tanıtım faaliyetleri ile spor faaliyetleri düzenlenmesi, ağaçlandırma, park ve yeşil alan yapılması gibi görevler yer alıyor.

MUHTARA 1 AY İZİN:
 Tasarıda köy muhtarının izin hakkı açıkça belirtiliyor. Buna göre muhtarlar 1 ay yıllık izin kullanabilecek. Köy muhtarlarına köy gruplarına göre; Birinci grup köylerde 14 bin, ikinci grup köylerde 11 bin, üçüncü grup köylerde 7 bin gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda net ödenek verilecek. Bu da 800 ile 400 TL arası bir miktara denk geliyor. Ayrıca köy ve mahalle muhtarlarının sosyal güvenlik primleri muhtarlık ödeneğinin ödendiği kurum tarafından doğrudan SGK’ya yatırılacak.

JANDARMA GİBİ KÖY BEKÇİSİ: Köyde muhtarın gözetiminde emniyeti sağlamakla görevli olarak köy bekçisi çalıştırılabileceği, silahlı olan köy bekçilerine karşı gelenlerin, jandarmaya karşı gelmiş gibi ceza göreceği düzenleniyor.

İMECE KALKIYOR: 1924 tarihli Kanununun 15. maddesindeki, “Köy işlerinin birçoğu bütün köylü birleşerek imece ile yapılır” hükmü işlevsiz kaldığı için kaldırılacak. Ayrıca fiili olarak uygulanmayan köy gelirlerinden olan “salma” da kaldırılıyor.

GERİ GELEN İSİMLER  
Demokratik açılımla birlikte Doğu ve Güneydoğu’da bazı köylerin isimleri tabelalara parantez içinde eski isimleriyle birlikte yazılmaya başlanmıştı. Örneğin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi; Kürtçe, Ermenice ve Osmanlıca isimlerin köy girişlerindeki tabelalara yazılması yönündeki il genel meclisi kararını uygulamaya koymuştu. Doğu ve Güneydoğu’daki yörelerden köylerin
eski isimleriyle ilgili örnekler şöyle:

Yezdo, Kurdi, Şikeft, Koran, Zifker, Mevrek, Sinco, Cerdo, Bellık, Zarate Jor, Şavık, Masara, Cessasdinayi, Mizrin, Bubik, Hanerik, Hacek, Marut, Keruk, Kırmit, Zarete Jer, Kastonik, Zebeşkar, Harapsor, Mızar E Pijan, Sîrım, Heste QA Bahrê, Qod.
Köylerin isimlerinin yazımı konusunda Türkçe alfabede bulunmayan, “X, Q, W, Ê, Δ harflerinin kullanılıp kullanılmayacağı konusunda ise tasarıda herhangi bir düzenleme öngörülmüyor.
Ensonhaber.com

Doğuda köylere Kürtçe ve Ermenice isimler veriliyor


Söz konusu düzenleme, “diğer mahalli idareler için pilot uygulama” olarak gösteriliyor. Tasarı ile bir köyün adı, köy meclisinin talebi ve valinin uygun görüşle teklifi üzerine İçişleri Bakanlığı’nın onayıyla birlikte değiştirilebilecek. Böylece sayıları 12 bini bulan, isimleri değiştirilmiş köyler, yaşayanlar isterlerse eski isimlerini geri alabilecekler.

KÖY KANUN TASARISININ AYRINTILARIBu madde, hükümetin demokratikleşme açılımı kapsamında bir adım olarak da değerlendiriliyor. Böylelikle, Kürtçe isimleri olan köyler, eski isimlerini kanunla geri alabilecekler. Tasarıda yer alan bir diğer düzenleme ile ihtiyar meclisi kaldırılacak, muhtarlara ayda 800 ile 400 TL arasında değişen ödenek verilecek. İşte devrim niteliğindeki Köy Kanun tasarısının ayrıntıları:

KÖYLER 3’E AYRILACAK: 
Köyler nüfuslarına göre üç gruba ayrılacak; Nüfusu 1501'den yukarı köyler birinci grup, nüfusu 251'den 1500'e kadar olan köyler ikinci grup, nüfusu 250'ye kadar olan köyler ise üçüncü grubu oluşturacak.

KAN DAVALARINA SON:
 Yeni kurulan bir köyün sınırları, kuruluşu izleyen üç ay içinde tespit edilecek. Sınır ihtilafını en aza indirecek modern ve bilimsel kıstaslar kullanılacak. Günümüz teknik ve bilgi düzeyi bu imkânları sağladığı için coğrafi koordinatlar esas alınacak.

UYUŞMAZLIKTA SON SÖZ VALİ’NİN:
 Bir il dahilindeki köylerin kendi aralarındaki veya köyler ile belediyeler arasındaki sınır uyuşmazlıkları, kaymakamın görüşü alınmak suretiyle vali tarafından karara bağlanacak. Vali, gerektiğinde il genel meclisi veya ilgili belediye meclisinin de görüşüne başvurabilecek.

KÜRTÇE-ERMENİCE-OSMANLICA İSİMLER GERİ GELİYOR:
 Bir köyün adı, köy meclisinin talebi ve valinin uygun görüşle teklifi üzerine İçişleri Bakanlığının onayı ile değiştirilebilecek. Maddenin gerekçesinde yerleşim yerlerinin orijinal isimlerinin, “istikrar içinde korunması”nın haberleşme ve iletişim açısından önemine dikkat çekildi. Yerleşim yeri sakinlerinin yaşadıkları yerle ilgili bu en temel konuda söz sahibi olabilmelerinin önemine dikkat çekilerek, “Ad belirlemede çok basit ve seçilmişlerin tercihini ön plana çıkaran bir sistem benimsemiş ama istikrarı sağlamak için de bir onay şartı konulmuştur” denildi.

MUHTARI GÖREVDEN ALMA: Köy muhtarı ve meclisin kanunlarla kendilerine verilen görevleri yapmamaları ve bu durumun kamu hizmetlerinde aksamaya yol açması durumunda, köyde kayıtlı seçmenlerin yarıdan bir fazlası, mahallin en büyük mülki idare amirine yazılı başvurarak muhtar ve meclisin geri çağrılmasını isteyebilecek. Tasarının gerekçesinde, “Bu usulün zamanla diğer mahalli idareler içinde uygulanmasının yararlı olacağı, demokrasimiz açısından katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Bu açıdan köy idarelerindeki geri çağırma uygulamaları pilot uygulama hüviyetinde olacaktır” denildi.

İHTİYAR HEYETİ YERİNE KÖY MECLİSİ: 
1924 tarihli yasada bulunan köy derneği kaldırılacak. İhtiyar meclisinin adı ise “Köy Meclisi” olarak değiştirilecek. “Muhtar” ismi ise gelenekselleşmiş ve kurumsallaşmış olduğu için değişmeyecek. Köy meclisi; birinci grup köylerde muhtarın başkanlığında sekiz üyeden, ikinci grup köylerde muhtarın başkanlığında altı üyeden, üçüncü grup köylerde muhtarın başkanlığında dört üyeden oluşacak.

NALBANT DÜKKANI VE SUDA ADAM KURTARMA: 1924 yılı şartlarında tanımlanan köy idaresinin görevleri de yeniden tanımlandı. Örneğin, köy namına nalbant, bakkal, arabacı dükkânları yaptırmak, devlet parasını kıymetinden aşağı aldırtmamak, bir adamın suda veya başka suretle başına bir felaket gelince onu kurtarmak gibi görevler yeni düzenlemede bulunmuyor. Bunların yerine yol, su ve kanalizasyon gibi tesislerin bakımı, onarımı ve işletilmesi, çevrenin korunması, köyde ihtiyaç duyulan umumi tuvalet, köy konağı, ibadethane, kütüphane, oyun alanı ve spor tesisi gibi diğer tesisler ile kültür, sanat, turizm ve tanıtım faaliyetleri ile spor faaliyetleri düzenlenmesi, ağaçlandırma, park ve yeşil alan yapılması gibi görevler yer alıyor.

MUHTARA 1 AY İZİN:
 Tasarıda köy muhtarının izin hakkı açıkça belirtiliyor. Buna göre muhtarlar 1 ay yıllık izin kullanabilecek. Köy muhtarlarına köy gruplarına göre; Birinci grup köylerde 14 bin, ikinci grup köylerde 11 bin, üçüncü grup köylerde 7 bin gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda net ödenek verilecek. Bu da 800 ile 400 TL arası bir miktara denk geliyor. Ayrıca köy ve mahalle muhtarlarının sosyal güvenlik primleri muhtarlık ödeneğinin ödendiği kurum tarafından doğrudan SGK’ya yatırılacak.

JANDARMA GİBİ KÖY BEKÇİSİ: Köyde muhtarın gözetiminde emniyeti sağlamakla görevli olarak köy bekçisi çalıştırılabileceği, silahlı olan köy bekçilerine karşı gelenlerin, jandarmaya karşı gelmiş gibi ceza göreceği düzenleniyor.

İMECE KALKIYOR: 1924 tarihli Kanununun 15. maddesindeki, “Köy işlerinin birçoğu bütün köylü birleşerek imece ile yapılır” hükmü işlevsiz kaldığı için kaldırılacak. Ayrıca fiili olarak uygulanmayan köy gelirlerinden olan “salma” da kaldırılıyor.

GERİ GELEN İSİMLER  
Demokratik açılımla birlikte Doğu ve Güneydoğu’da bazı köylerin isimleri tabelalara parantez içinde eski isimleriyle birlikte yazılmaya başlanmıştı. Örneğin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi; Kürtçe, Ermenice ve Osmanlıca isimlerin köy girişlerindeki tabelalara yazılması yönündeki il genel meclisi kararını uygulamaya koymuştu. Doğu ve Güneydoğu’daki yörelerden köylerin
eski isimleriyle ilgili örnekler şöyle:

Yezdo, Kurdi, Şikeft, Koran, Zifker, Mevrek, Sinco, Cerdo, Bellık, Zarate Jor, Şavık, Masara, Cessasdinayi, Mizrin, Bubik, Hanerik, Hacek, Marut, Keruk, Kırmit, Zarete Jer, Kastonik, Zebeşkar, Harapsor, Mızar E Pijan, Sîrım, Heste QA Bahrê, Qod.
Köylerin isimlerinin yazımı konusunda Türkçe alfabede bulunmayan, “X, Q, W, Ê, Δ harflerinin kullanılıp kullanılmayacağı konusunda ise tasarıda herhangi bir düzenleme öngörülmüyor.
Ensonhaber.com

Doğuda köylere Kürtçe ve Ermenice isimler veriliyor


Söz konusu düzenleme, “diğer mahalli idareler için pilot uygulama” olarak gösteriliyor. Tasarı ile bir köyün adı, köy meclisinin talebi ve valinin uygun görüşle teklifi üzerine İçişleri Bakanlığı’nın onayıyla birlikte değiştirilebilecek. Böylece sayıları 12 bini bulan, isimleri değiştirilmiş köyler, yaşayanlar isterlerse eski isimlerini geri alabilecekler.

KÖY KANUN TASARISININ AYRINTILARIBu madde, hükümetin demokratikleşme açılımı kapsamında bir adım olarak da değerlendiriliyor. Böylelikle, Kürtçe isimleri olan köyler, eski isimlerini kanunla geri alabilecekler. Tasarıda yer alan bir diğer düzenleme ile ihtiyar meclisi kaldırılacak, muhtarlara ayda 800 ile 400 TL arasında değişen ödenek verilecek. İşte devrim niteliğindeki Köy Kanun tasarısının ayrıntıları:

KÖYLER 3’E AYRILACAK: 
Köyler nüfuslarına göre üç gruba ayrılacak; Nüfusu 1501'den yukarı köyler birinci grup, nüfusu 251'den 1500'e kadar olan köyler ikinci grup, nüfusu 250'ye kadar olan köyler ise üçüncü grubu oluşturacak.

KAN DAVALARINA SON:
 Yeni kurulan bir köyün sınırları, kuruluşu izleyen üç ay içinde tespit edilecek. Sınır ihtilafını en aza indirecek modern ve bilimsel kıstaslar kullanılacak. Günümüz teknik ve bilgi düzeyi bu imkânları sağladığı için coğrafi koordinatlar esas alınacak.

UYUŞMAZLIKTA SON SÖZ VALİ’NİN:
 Bir il dahilindeki köylerin kendi aralarındaki veya köyler ile belediyeler arasındaki sınır uyuşmazlıkları, kaymakamın görüşü alınmak suretiyle vali tarafından karara bağlanacak. Vali, gerektiğinde il genel meclisi veya ilgili belediye meclisinin de görüşüne başvurabilecek.

KÜRTÇE-ERMENİCE-OSMANLICA İSİMLER GERİ GELİYOR:
 Bir köyün adı, köy meclisinin talebi ve valinin uygun görüşle teklifi üzerine İçişleri Bakanlığının onayı ile değiştirilebilecek. Maddenin gerekçesinde yerleşim yerlerinin orijinal isimlerinin, “istikrar içinde korunması”nın haberleşme ve iletişim açısından önemine dikkat çekildi. Yerleşim yeri sakinlerinin yaşadıkları yerle ilgili bu en temel konuda söz sahibi olabilmelerinin önemine dikkat çekilerek, “Ad belirlemede çok basit ve seçilmişlerin tercihini ön plana çıkaran bir sistem benimsemiş ama istikrarı sağlamak için de bir onay şartı konulmuştur” denildi.

MUHTARI GÖREVDEN ALMA: Köy muhtarı ve meclisin kanunlarla kendilerine verilen görevleri yapmamaları ve bu durumun kamu hizmetlerinde aksamaya yol açması durumunda, köyde kayıtlı seçmenlerin yarıdan bir fazlası, mahallin en büyük mülki idare amirine yazılı başvurarak muhtar ve meclisin geri çağrılmasını isteyebilecek. Tasarının gerekçesinde, “Bu usulün zamanla diğer mahalli idareler içinde uygulanmasının yararlı olacağı, demokrasimiz açısından katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Bu açıdan köy idarelerindeki geri çağırma uygulamaları pilot uygulama hüviyetinde olacaktır” denildi.

İHTİYAR HEYETİ YERİNE KÖY MECLİSİ: 
1924 tarihli yasada bulunan köy derneği kaldırılacak. İhtiyar meclisinin adı ise “Köy Meclisi” olarak değiştirilecek. “Muhtar” ismi ise gelenekselleşmiş ve kurumsallaşmış olduğu için değişmeyecek. Köy meclisi; birinci grup köylerde muhtarın başkanlığında sekiz üyeden, ikinci grup köylerde muhtarın başkanlığında altı üyeden, üçüncü grup köylerde muhtarın başkanlığında dört üyeden oluşacak.

NALBANT DÜKKANI VE SUDA ADAM KURTARMA: 1924 yılı şartlarında tanımlanan köy idaresinin görevleri de yeniden tanımlandı. Örneğin, köy namına nalbant, bakkal, arabacı dükkânları yaptırmak, devlet parasını kıymetinden aşağı aldırtmamak, bir adamın suda veya başka suretle başına bir felaket gelince onu kurtarmak gibi görevler yeni düzenlemede bulunmuyor. Bunların yerine yol, su ve kanalizasyon gibi tesislerin bakımı, onarımı ve işletilmesi, çevrenin korunması, köyde ihtiyaç duyulan umumi tuvalet, köy konağı, ibadethane, kütüphane, oyun alanı ve spor tesisi gibi diğer tesisler ile kültür, sanat, turizm ve tanıtım faaliyetleri ile spor faaliyetleri düzenlenmesi, ağaçlandırma, park ve yeşil alan yapılması gibi görevler yer alıyor.

MUHTARA 1 AY İZİN:
 Tasarıda köy muhtarının izin hakkı açıkça belirtiliyor. Buna göre muhtarlar 1 ay yıllık izin kullanabilecek. Köy muhtarlarına köy gruplarına göre; Birinci grup köylerde 14 bin, ikinci grup köylerde 11 bin, üçüncü grup köylerde 7 bin gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda net ödenek verilecek. Bu da 800 ile 400 TL arası bir miktara denk geliyor. Ayrıca köy ve mahalle muhtarlarının sosyal güvenlik primleri muhtarlık ödeneğinin ödendiği kurum tarafından doğrudan SGK’ya yatırılacak.

JANDARMA GİBİ KÖY BEKÇİSİ: Köyde muhtarın gözetiminde emniyeti sağlamakla görevli olarak köy bekçisi çalıştırılabileceği, silahlı olan köy bekçilerine karşı gelenlerin, jandarmaya karşı gelmiş gibi ceza göreceği düzenleniyor.

İMECE KALKIYOR: 1924 tarihli Kanununun 15. maddesindeki, “Köy işlerinin birçoğu bütün köylü birleşerek imece ile yapılır” hükmü işlevsiz kaldığı için kaldırılacak. Ayrıca fiili olarak uygulanmayan köy gelirlerinden olan “salma” da kaldırılıyor.

GERİ GELEN İSİMLER  
Demokratik açılımla birlikte Doğu ve Güneydoğu’da bazı köylerin isimleri tabelalara parantez içinde eski isimleriyle birlikte yazılmaya başlanmıştı. Örneğin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi; Kürtçe, Ermenice ve Osmanlıca isimlerin köy girişlerindeki tabelalara yazılması yönündeki il genel meclisi kararını uygulamaya koymuştu. Doğu ve Güneydoğu’daki yörelerden köylerin
eski isimleriyle ilgili örnekler şöyle:

Yezdo, Kurdi, Şikeft, Koran, Zifker, Mevrek, Sinco, Cerdo, Bellık, Zarate Jor, Şavık, Masara, Cessasdinayi, Mizrin, Bubik, Hanerik, Hacek, Marut, Keruk, Kırmit, Zarete Jer, Kastonik, Zebeşkar, Harapsor, Mızar E Pijan, Sîrım, Heste QA Bahrê, Qod.
Köylerin isimlerinin yazımı konusunda Türkçe alfabede bulunmayan, “X, Q, W, Ê, Δ harflerinin kullanılıp kullanılmayacağı konusunda ise tasarıda herhangi bir düzenleme öngörülmüyor.
Ensonhaber.com

19 MAYIS COŞKUSUNA SET VURULMAK MI İSTENİYOR / Kayseri Meydan Gazetesinden Mustafa Duran'ın yazısı


19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin yapılmasına 2 aydan az bir süre kaldı. Ancak, bu yılda geçtiğimiz yıl yaşanan sorunların benzerleri yaşanacak gibi. Çünkü bu yönde bir söylenti var.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin yapılmasına 2 aydan az bir süre kaldı. Ancak, bu yılda geçtiğimiz yıl yaşanan sorunların benzerleri yaşanacak gibi. Çünkü bu yönde bir söylenti var.İddialara göre, bu yıl 19 Mayıs törenleri Sümer Stadı’nda ya da Dış sahada yapılacak.
            Kayseri Valiliği’nin koordinesinde, yine her yıl olduğu gibi, kutlama için gerekli hazırlıklar İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılıyor. 
            Bu yıl kutlanacak olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı için,  il genelinde 720 okulu temsilen, 2 bin 500 öğrnenci,  törende yapılacak gösteri programları için hazırlık yapıyor. Üstelik bu hazırlıklar aylar öncesinden, yaklaşık 3-4 ay öncesinden başlamış durumda. 
            Törenler için İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde Şube Müdürü Mehmet Sönmez’inidaresinde bir komite oluşturuldu ve komitede görevli beden eğitim öğretmenleri tarafından tören için gerekli hazırlıklar sürüyor. 
            TÖRENİN YAPILACAĞI YER KONUSUNDA BELİRSİZLİK VAR..

            Törenler için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı toplam 720 okulu temsilen 2500 öğrencinin ve 100’e yakın beden eğitiminin görev aldığı 19 Mayıs törenlerine 2 aydan az bir süre kala yineyer sorunu ortaya çıktı. 
            Özellikle Kadir Has Stadı’nın hizmete geçmesi ile birlikte bu yer sıkıntısı ikinci kez yaşanacak... Geçtiğimiz yılda benzer bir sıkıntı yaşanmış ancak son gün düzeltilmişti.. 
            Bu yıl ki 19 Mayıs törenlerinin Sümer Stadı’nda ya da Dış sahada yapılacağı söylentileri ortalalıklarda dolaşıyor...
            Bunun gerekçesi ise Kadir Has Stadı’nın  9 Mayıs’ta bakıma alınacağı bu nedenle 19 Mayıs törenlerinin başka bir mekanda yapılması öngörüldüğü. 
            Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesine  geçen Kayseri Kadir Has STadı’nın zemin bakımı yapılacağından törenlerin bu yıl başka bir mekanda gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü ifade ediliyor. Bu yöndeki öngörü ise yine Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ait.
            Benzer bir sorun geçen yılki 19 Mayıs törenlerinde de yaşandı. Geçtiğimiz yılda yine Kayseri Kadir Has Stadı’nın zemin bakımı yapılacağı gerekçesiyle gösteriler dış sahaya alınmış ancak, son gün özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin devreye girmesiyle,  törenler Kadir Has Stadı’na alınmıştı.      
            Malesef benzer bir sıkıntı yine bu yıl da yaşanacak.

            BÖYLESİNE COŞKULU BİR TÖRENİ SÜMER STADINA YA DA DIŞ SAHAYA HAPSETMEK  TEPKİLERE NEDEN OLACAKTIR...

            19 Mayıs törenleri öylesine basit sıradan gösteri ya da anma programı değil. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı;  Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu vatanın geleceğini emanet ettiği gençlere en büyük armağanıdır.

            Her yıl öylesine coşkulu kutlanıyor ki bu törenler, gösterinin yapıldığı stadlar adeta dolup taşıyor...

            Törenler daha önce yıkılan Atatürk Stadı’nda da coşkuyla kutlanıyordu.  Orada da yine benzer zemin bakımları da yapıldı ancak hiç bir zaman 19 Mayıs gösterileri bahane edilerek, törenler başka mekanlara taşınmadı.  Kaldıki ülkemizde yıllardan beri 19 Mayıs törenleri hep büyük stadlarda coşkuyla kutlanmıştır.

            Futbol Federasyonu bile lig takvimini belirlerken, 19 Mayıs törenlerini dikkate almakta.
 
            Söylentilere göre Kadir Has Stadı’nın 9 Mayıs’ta bakıma alınacağı konuşuluyor.

            Halbuki bu yıl Süper Lig’in son hafta maçları 16 Mayıs’ta oynanacak.
 19 Mayıs ise 3 gün sonra Yani Çarşamba günü.

            Şayet amaç farklı (!) değilse, farklı bir niyet (!) yoksa,  birazcık mantıklı davranmak gerek. Süper Lig maçları 16 Mayıs’ta biter,  3 gün sonra 19 Mayıs törenleri yapılır, daha sonrada Kadir Has Stadı’nda istediğiniz gibi zemin bakımını yaparsınız...

            Aksi takdirde bunun vebalini de kimse taşıyamaz. Atatürk’ün geleceğimizin emanetçisi gençlerimize  armağan ettiği bu anlamlı bayramı zehir etmeye,  gerek yok. İddia dildiği gibi Sümer  ya da Dış sahada yönlendirmenin faturası ağır olabilir. Bu fatura da  bir şekildeBüyükşehir belediye Başkanına çıkartılır.

            Üsletelik bu durum, Türk halkının milli birlik ve beraberlik duygularını pekiştiren böylesine anlamlı törenlerin coşkusuna bilerek ya da bilmeyerek, set çekmek anlamına da gelir. 

            Bunun için  Vali Mevlüt Bilici, ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin konuyla bizzat ilgilenmeleri ve sorunu,  daha sorun ortaya çıkmadan halletmeleri gerekmektedir.

19 MAYIS COŞKUSUNA SET VURULMAK MI İSTENİYOR / Kayseri Meydan Gazetesinden Mustafa Duran'ın yazısı


19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin yapılmasına 2 aydan az bir süre kaldı. Ancak, bu yılda geçtiğimiz yıl yaşanan sorunların benzerleri yaşanacak gibi. Çünkü bu yönde bir söylenti var.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin yapılmasına 2 aydan az bir süre kaldı. Ancak, bu yılda geçtiğimiz yıl yaşanan sorunların benzerleri yaşanacak gibi. Çünkü bu yönde bir söylenti var.İddialara göre, bu yıl 19 Mayıs törenleri Sümer Stadı’nda ya da Dış sahada yapılacak.
            Kayseri Valiliği’nin koordinesinde, yine her yıl olduğu gibi, kutlama için gerekli hazırlıklar İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılıyor. 
            Bu yıl kutlanacak olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı için,  il genelinde 720 okulu temsilen, 2 bin 500 öğrnenci,  törende yapılacak gösteri programları için hazırlık yapıyor. Üstelik bu hazırlıklar aylar öncesinden, yaklaşık 3-4 ay öncesinden başlamış durumda. 
            Törenler için İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde Şube Müdürü Mehmet Sönmez’inidaresinde bir komite oluşturuldu ve komitede görevli beden eğitim öğretmenleri tarafından tören için gerekli hazırlıklar sürüyor. 
            TÖRENİN YAPILACAĞI YER KONUSUNDA BELİRSİZLİK VAR..

            Törenler için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı toplam 720 okulu temsilen 2500 öğrencinin ve 100’e yakın beden eğitiminin görev aldığı 19 Mayıs törenlerine 2 aydan az bir süre kala yineyer sorunu ortaya çıktı. 
            Özellikle Kadir Has Stadı’nın hizmete geçmesi ile birlikte bu yer sıkıntısı ikinci kez yaşanacak... Geçtiğimiz yılda benzer bir sıkıntı yaşanmış ancak son gün düzeltilmişti.. 
            Bu yıl ki 19 Mayıs törenlerinin Sümer Stadı’nda ya da Dış sahada yapılacağı söylentileri ortalalıklarda dolaşıyor...
            Bunun gerekçesi ise Kadir Has Stadı’nın  9 Mayıs’ta bakıma alınacağı bu nedenle 19 Mayıs törenlerinin başka bir mekanda yapılması öngörüldüğü. 
            Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesine  geçen Kayseri Kadir Has STadı’nın zemin bakımı yapılacağından törenlerin bu yıl başka bir mekanda gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü ifade ediliyor. Bu yöndeki öngörü ise yine Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ait.
            Benzer bir sorun geçen yılki 19 Mayıs törenlerinde de yaşandı. Geçtiğimiz yılda yine Kayseri Kadir Has Stadı’nın zemin bakımı yapılacağı gerekçesiyle gösteriler dış sahaya alınmış ancak, son gün özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin devreye girmesiyle,  törenler Kadir Has Stadı’na alınmıştı.      
            Malesef benzer bir sıkıntı yine bu yıl da yaşanacak.

            BÖYLESİNE COŞKULU BİR TÖRENİ SÜMER STADINA YA DA DIŞ SAHAYA HAPSETMEK  TEPKİLERE NEDEN OLACAKTIR...

            19 Mayıs törenleri öylesine basit sıradan gösteri ya da anma programı değil. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı;  Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu vatanın geleceğini emanet ettiği gençlere en büyük armağanıdır.

            Her yıl öylesine coşkulu kutlanıyor ki bu törenler, gösterinin yapıldığı stadlar adeta dolup taşıyor...

            Törenler daha önce yıkılan Atatürk Stadı’nda da coşkuyla kutlanıyordu.  Orada da yine benzer zemin bakımları da yapıldı ancak hiç bir zaman 19 Mayıs gösterileri bahane edilerek, törenler başka mekanlara taşınmadı.  Kaldıki ülkemizde yıllardan beri 19 Mayıs törenleri hep büyük stadlarda coşkuyla kutlanmıştır.

            Futbol Federasyonu bile lig takvimini belirlerken, 19 Mayıs törenlerini dikkate almakta.
 
            Söylentilere göre Kadir Has Stadı’nın 9 Mayıs’ta bakıma alınacağı konuşuluyor.

            Halbuki bu yıl Süper Lig’in son hafta maçları 16 Mayıs’ta oynanacak.
 19 Mayıs ise 3 gün sonra Yani Çarşamba günü.

            Şayet amaç farklı (!) değilse, farklı bir niyet (!) yoksa,  birazcık mantıklı davranmak gerek. Süper Lig maçları 16 Mayıs’ta biter,  3 gün sonra 19 Mayıs törenleri yapılır, daha sonrada Kadir Has Stadı’nda istediğiniz gibi zemin bakımını yaparsınız...

            Aksi takdirde bunun vebalini de kimse taşıyamaz. Atatürk’ün geleceğimizin emanetçisi gençlerimize  armağan ettiği bu anlamlı bayramı zehir etmeye,  gerek yok. İddia dildiği gibi Sümer  ya da Dış sahada yönlendirmenin faturası ağır olabilir. Bu fatura da  bir şekildeBüyükşehir belediye Başkanına çıkartılır.

            Üsletelik bu durum, Türk halkının milli birlik ve beraberlik duygularını pekiştiren böylesine anlamlı törenlerin coşkusuna bilerek ya da bilmeyerek, set çekmek anlamına da gelir. 

            Bunun için  Vali Mevlüt Bilici, ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin konuyla bizzat ilgilenmeleri ve sorunu,  daha sorun ortaya çıkmadan halletmeleri gerekmektedir.

19 MAYIS COŞKUSUNA SET VURULMAK MI İSTENİYOR / Kayseri Meydan Gazetesinden Mustafa Duran'ın yazısı


19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin yapılmasına 2 aydan az bir süre kaldı. Ancak, bu yılda geçtiğimiz yıl yaşanan sorunların benzerleri yaşanacak gibi. Çünkü bu yönde bir söylenti var.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin yapılmasına 2 aydan az bir süre kaldı. Ancak, bu yılda geçtiğimiz yıl yaşanan sorunların benzerleri yaşanacak gibi. Çünkü bu yönde bir söylenti var.İddialara göre, bu yıl 19 Mayıs törenleri Sümer Stadı’nda ya da Dış sahada yapılacak.
            Kayseri Valiliği’nin koordinesinde, yine her yıl olduğu gibi, kutlama için gerekli hazırlıklar İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılıyor. 
            Bu yıl kutlanacak olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı için,  il genelinde 720 okulu temsilen, 2 bin 500 öğrnenci,  törende yapılacak gösteri programları için hazırlık yapıyor. Üstelik bu hazırlıklar aylar öncesinden, yaklaşık 3-4 ay öncesinden başlamış durumda. 
            Törenler için İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde Şube Müdürü Mehmet Sönmez’inidaresinde bir komite oluşturuldu ve komitede görevli beden eğitim öğretmenleri tarafından tören için gerekli hazırlıklar sürüyor. 
            TÖRENİN YAPILACAĞI YER KONUSUNDA BELİRSİZLİK VAR..

            Törenler için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı toplam 720 okulu temsilen 2500 öğrencinin ve 100’e yakın beden eğitiminin görev aldığı 19 Mayıs törenlerine 2 aydan az bir süre kala yineyer sorunu ortaya çıktı. 
            Özellikle Kadir Has Stadı’nın hizmete geçmesi ile birlikte bu yer sıkıntısı ikinci kez yaşanacak... Geçtiğimiz yılda benzer bir sıkıntı yaşanmış ancak son gün düzeltilmişti.. 
            Bu yıl ki 19 Mayıs törenlerinin Sümer Stadı’nda ya da Dış sahada yapılacağı söylentileri ortalalıklarda dolaşıyor...
            Bunun gerekçesi ise Kadir Has Stadı’nın  9 Mayıs’ta bakıma alınacağı bu nedenle 19 Mayıs törenlerinin başka bir mekanda yapılması öngörüldüğü. 
            Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesine  geçen Kayseri Kadir Has STadı’nın zemin bakımı yapılacağından törenlerin bu yıl başka bir mekanda gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü ifade ediliyor. Bu yöndeki öngörü ise yine Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ait.
            Benzer bir sorun geçen yılki 19 Mayıs törenlerinde de yaşandı. Geçtiğimiz yılda yine Kayseri Kadir Has Stadı’nın zemin bakımı yapılacağı gerekçesiyle gösteriler dış sahaya alınmış ancak, son gün özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin devreye girmesiyle,  törenler Kadir Has Stadı’na alınmıştı.      
            Malesef benzer bir sıkıntı yine bu yıl da yaşanacak.

            BÖYLESİNE COŞKULU BİR TÖRENİ SÜMER STADINA YA DA DIŞ SAHAYA HAPSETMEK  TEPKİLERE NEDEN OLACAKTIR...

            19 Mayıs törenleri öylesine basit sıradan gösteri ya da anma programı değil. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı;  Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu vatanın geleceğini emanet ettiği gençlere en büyük armağanıdır.

            Her yıl öylesine coşkulu kutlanıyor ki bu törenler, gösterinin yapıldığı stadlar adeta dolup taşıyor...

            Törenler daha önce yıkılan Atatürk Stadı’nda da coşkuyla kutlanıyordu.  Orada da yine benzer zemin bakımları da yapıldı ancak hiç bir zaman 19 Mayıs gösterileri bahane edilerek, törenler başka mekanlara taşınmadı.  Kaldıki ülkemizde yıllardan beri 19 Mayıs törenleri hep büyük stadlarda coşkuyla kutlanmıştır.

            Futbol Federasyonu bile lig takvimini belirlerken, 19 Mayıs törenlerini dikkate almakta.
 
            Söylentilere göre Kadir Has Stadı’nın 9 Mayıs’ta bakıma alınacağı konuşuluyor.

            Halbuki bu yıl Süper Lig’in son hafta maçları 16 Mayıs’ta oynanacak.
 19 Mayıs ise 3 gün sonra Yani Çarşamba günü.

            Şayet amaç farklı (!) değilse, farklı bir niyet (!) yoksa,  birazcık mantıklı davranmak gerek. Süper Lig maçları 16 Mayıs’ta biter,  3 gün sonra 19 Mayıs törenleri yapılır, daha sonrada Kadir Has Stadı’nda istediğiniz gibi zemin bakımını yaparsınız...

            Aksi takdirde bunun vebalini de kimse taşıyamaz. Atatürk’ün geleceğimizin emanetçisi gençlerimize  armağan ettiği bu anlamlı bayramı zehir etmeye,  gerek yok. İddia dildiği gibi Sümer  ya da Dış sahada yönlendirmenin faturası ağır olabilir. Bu fatura da  bir şekildeBüyükşehir belediye Başkanına çıkartılır.

            Üsletelik bu durum, Türk halkının milli birlik ve beraberlik duygularını pekiştiren böylesine anlamlı törenlerin coşkusuna bilerek ya da bilmeyerek, set çekmek anlamına da gelir. 

            Bunun için  Vali Mevlüt Bilici, ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin konuyla bizzat ilgilenmeleri ve sorunu,  daha sorun ortaya çıkmadan halletmeleri gerekmektedir.

Arif Molu'da ayın konuğu Prof.Dr.Reşit Özkanca oldu


Prof. Dr. Özkanca, Arif Molu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Okul Aile Birliği nin düzenlediği Ayın Konukları programına katıldı. Öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, başarılı olmanın yollarını anlatan Özkanca, “Eğer hedefinizi iyi seçerseniz ve ne olmak istediğinize karar verirseniz, büyük oranda amacınıza ulaşırsınız. Başarının en birinci şartı, hedef belirlemek” diye konuştu.
Eğitimin her aşamasında, seçilen branşla ilgili araştırmacı olmanın, sürekli yeni fikirleri öğrenme ve anlama çabası içinde olmanın ve kendi fikirlerini gerçekçi, objektif yansıtabilmenin başarılı olmada önemli faktörler arasında yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Özkanca, şöyle devam etti:
Gençliğimizin bu çağda kendi alanında çok donanımlı olması gerekiyor. Eğitimciler olarak bizler, buna çok önem veriyoruz. İyi bir branş ve iyi bir dil eğitimi alarak, vatana, millete faydalı evlatlar olarak yetişmelisiniz. Ümitsiz olmadan, ısrarla başarılı olmak için çabalamalısınız. Siz kendi kendine bir başarı beklerseniz, bu mümkün değil. Mutlaka emek gerekir. Emek ve çalışma olmadan başarı olamaz. Belirlediğimiz branşta bir hedef koyarız, ancak bazı konularda eksiklerimiz bulunabilir. Bu eksiklerimizi çalışarak giderebiliriz.
Türk milletinin çok köklü bir millet olmasına rağmen, günümüzde hak ettiği konumda bulunmadığını bildiren Prof. Dr. Özkanca, “Geri kalmamızın bir takım siyasi ya da ekonomik nedenleri olabilir. Biz bu nedenler üzerinde takılmadan çalışmalı ve üzerimize düşeni yapmalıyız” dedi.
Özkanca, “Bu milletin ileri gitmesi ve hak ettiği konumu kazanması için fert olarak yapacaklarımızın en iyisini yapmalıyız. Bu anlamda gençlerimiz, milleti için de hedefler koymalı. Bu bizim milletimize olan borcumuzdur. Yani karanlığa bir mum da biz yakmalıyız” diye konuştu.
Prof. Dr. Özkanca, her bireyin ayrı bir dünya olduğunu ve bu dünyanın keşfedilerek işlenmesi gerektiğini kaydederek, Başarılı olan ülkeler, eğitim sistemlerine, kişiyi keşfetmeyi temel almışlardır. Yani kişinin hangi konuya meyili varsa, onu ortaya çıkarıyorlar ve o branşta yetiştiriyorlar. Biz de eğitim sistemimize bunu yerleştirmeliyiz. Son yıllarda bu yapılıyor dedi.

Arif Molu'da ayın konuğu Prof.Dr.Reşit Özkanca oldu


Prof. Dr. Özkanca, Arif Molu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Okul Aile Birliği nin düzenlediği Ayın Konukları programına katıldı. Öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, başarılı olmanın yollarını anlatan Özkanca, “Eğer hedefinizi iyi seçerseniz ve ne olmak istediğinize karar verirseniz, büyük oranda amacınıza ulaşırsınız. Başarının en birinci şartı, hedef belirlemek” diye konuştu.
Eğitimin her aşamasında, seçilen branşla ilgili araştırmacı olmanın, sürekli yeni fikirleri öğrenme ve anlama çabası içinde olmanın ve kendi fikirlerini gerçekçi, objektif yansıtabilmenin başarılı olmada önemli faktörler arasında yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Özkanca, şöyle devam etti:
Gençliğimizin bu çağda kendi alanında çok donanımlı olması gerekiyor. Eğitimciler olarak bizler, buna çok önem veriyoruz. İyi bir branş ve iyi bir dil eğitimi alarak, vatana, millete faydalı evlatlar olarak yetişmelisiniz. Ümitsiz olmadan, ısrarla başarılı olmak için çabalamalısınız. Siz kendi kendine bir başarı beklerseniz, bu mümkün değil. Mutlaka emek gerekir. Emek ve çalışma olmadan başarı olamaz. Belirlediğimiz branşta bir hedef koyarız, ancak bazı konularda eksiklerimiz bulunabilir. Bu eksiklerimizi çalışarak giderebiliriz.
Türk milletinin çok köklü bir millet olmasına rağmen, günümüzde hak ettiği konumda bulunmadığını bildiren Prof. Dr. Özkanca, “Geri kalmamızın bir takım siyasi ya da ekonomik nedenleri olabilir. Biz bu nedenler üzerinde takılmadan çalışmalı ve üzerimize düşeni yapmalıyız” dedi.
Özkanca, “Bu milletin ileri gitmesi ve hak ettiği konumu kazanması için fert olarak yapacaklarımızın en iyisini yapmalıyız. Bu anlamda gençlerimiz, milleti için de hedefler koymalı. Bu bizim milletimize olan borcumuzdur. Yani karanlığa bir mum da biz yakmalıyız” diye konuştu.
Prof. Dr. Özkanca, her bireyin ayrı bir dünya olduğunu ve bu dünyanın keşfedilerek işlenmesi gerektiğini kaydederek, Başarılı olan ülkeler, eğitim sistemlerine, kişiyi keşfetmeyi temel almışlardır. Yani kişinin hangi konuya meyili varsa, onu ortaya çıkarıyorlar ve o branşta yetiştiriyorlar. Biz de eğitim sistemimize bunu yerleştirmeliyiz. Son yıllarda bu yapılıyor dedi.

Arif Molu'da ayın konuğu Prof.Dr.Reşit Özkanca oldu


Prof. Dr. Özkanca, Arif Molu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Okul Aile Birliği nin düzenlediği Ayın Konukları programına katıldı. Öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, başarılı olmanın yollarını anlatan Özkanca, “Eğer hedefinizi iyi seçerseniz ve ne olmak istediğinize karar verirseniz, büyük oranda amacınıza ulaşırsınız. Başarının en birinci şartı, hedef belirlemek” diye konuştu.
Eğitimin her aşamasında, seçilen branşla ilgili araştırmacı olmanın, sürekli yeni fikirleri öğrenme ve anlama çabası içinde olmanın ve kendi fikirlerini gerçekçi, objektif yansıtabilmenin başarılı olmada önemli faktörler arasında yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Özkanca, şöyle devam etti:
Gençliğimizin bu çağda kendi alanında çok donanımlı olması gerekiyor. Eğitimciler olarak bizler, buna çok önem veriyoruz. İyi bir branş ve iyi bir dil eğitimi alarak, vatana, millete faydalı evlatlar olarak yetişmelisiniz. Ümitsiz olmadan, ısrarla başarılı olmak için çabalamalısınız. Siz kendi kendine bir başarı beklerseniz, bu mümkün değil. Mutlaka emek gerekir. Emek ve çalışma olmadan başarı olamaz. Belirlediğimiz branşta bir hedef koyarız, ancak bazı konularda eksiklerimiz bulunabilir. Bu eksiklerimizi çalışarak giderebiliriz.
Türk milletinin çok köklü bir millet olmasına rağmen, günümüzde hak ettiği konumda bulunmadığını bildiren Prof. Dr. Özkanca, “Geri kalmamızın bir takım siyasi ya da ekonomik nedenleri olabilir. Biz bu nedenler üzerinde takılmadan çalışmalı ve üzerimize düşeni yapmalıyız” dedi.
Özkanca, “Bu milletin ileri gitmesi ve hak ettiği konumu kazanması için fert olarak yapacaklarımızın en iyisini yapmalıyız. Bu anlamda gençlerimiz, milleti için de hedefler koymalı. Bu bizim milletimize olan borcumuzdur. Yani karanlığa bir mum da biz yakmalıyız” diye konuştu.
Prof. Dr. Özkanca, her bireyin ayrı bir dünya olduğunu ve bu dünyanın keşfedilerek işlenmesi gerektiğini kaydederek, Başarılı olan ülkeler, eğitim sistemlerine, kişiyi keşfetmeyi temel almışlardır. Yani kişinin hangi konuya meyili varsa, onu ortaya çıkarıyorlar ve o branşta yetiştiriyorlar. Biz de eğitim sistemimize bunu yerleştirmeliyiz. Son yıllarda bu yapılıyor dedi.

75. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesinde yangın tatbikatı


Büyükşehir Belediyesi İtfaiye’sinin eğitim çalışmaları kapsamında 75. yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesinde yangın tatbikatı gerçekleştirildi.
Tüm okul öğrencilerinin görev aldıkları  tatbikatta ilk olarak sirenler çalmaya başladı. Siren sesini duyan öğrenciler rolleri gereği panik içerisinde okulu boşaltarak güvenli bir alana geçtiler.
Yaralanan öğrenciler arkadaşlarının kucaklarında ve sedyelerle okul bahçesine taşındı. Bahçeye yakılan ateşler öğrenciler tarafından söndürülürken okulun en üst katında mahsur kalan öğrenciler itfaiye erleri tarafından kurtarıldı.
Tatbikatın gerçeğe daha yakın olması amacıyla yaralı rolüne girmiş öğrencilere ilk yardım uygulandı.
Tatbikat sonrasında İtfaiye Eğitim Amiri Ahmet Yücel ülkemizin deprem kuşağında olması nedeniyle insanların doğal afetlere karşı daha bilinçli olması gerektiğini belirtti. Yüce, “yaptığımız tatbikatta gördüklerimiz yangın yada doğal afet gibi durumlarda ne yapacağımızı bilmemiz açısından çok işimize yarayacak” dedi.
75. yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi okul müdürü Ahmet Güzeller’de öğrencileri bilinçlendirdiği için itfaiye yetkililerine teşekkür etti.

75. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesinde yangın tatbikatı


Büyükşehir Belediyesi İtfaiye’sinin eğitim çalışmaları kapsamında 75. yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesinde yangın tatbikatı gerçekleştirildi.
Tüm okul öğrencilerinin görev aldıkları  tatbikatta ilk olarak sirenler çalmaya başladı. Siren sesini duyan öğrenciler rolleri gereği panik içerisinde okulu boşaltarak güvenli bir alana geçtiler.
Yaralanan öğrenciler arkadaşlarının kucaklarında ve sedyelerle okul bahçesine taşındı. Bahçeye yakılan ateşler öğrenciler tarafından söndürülürken okulun en üst katında mahsur kalan öğrenciler itfaiye erleri tarafından kurtarıldı.
Tatbikatın gerçeğe daha yakın olması amacıyla yaralı rolüne girmiş öğrencilere ilk yardım uygulandı.
Tatbikat sonrasında İtfaiye Eğitim Amiri Ahmet Yücel ülkemizin deprem kuşağında olması nedeniyle insanların doğal afetlere karşı daha bilinçli olması gerektiğini belirtti. Yüce, “yaptığımız tatbikatta gördüklerimiz yangın yada doğal afet gibi durumlarda ne yapacağımızı bilmemiz açısından çok işimize yarayacak” dedi.
75. yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi okul müdürü Ahmet Güzeller’de öğrencileri bilinçlendirdiği için itfaiye yetkililerine teşekkür etti.

75. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesinde yangın tatbikatı


Büyükşehir Belediyesi İtfaiye’sinin eğitim çalışmaları kapsamında 75. yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesinde yangın tatbikatı gerçekleştirildi.
Tüm okul öğrencilerinin görev aldıkları  tatbikatta ilk olarak sirenler çalmaya başladı. Siren sesini duyan öğrenciler rolleri gereği panik içerisinde okulu boşaltarak güvenli bir alana geçtiler.
Yaralanan öğrenciler arkadaşlarının kucaklarında ve sedyelerle okul bahçesine taşındı. Bahçeye yakılan ateşler öğrenciler tarafından söndürülürken okulun en üst katında mahsur kalan öğrenciler itfaiye erleri tarafından kurtarıldı.
Tatbikatın gerçeğe daha yakın olması amacıyla yaralı rolüne girmiş öğrencilere ilk yardım uygulandı.
Tatbikat sonrasında İtfaiye Eğitim Amiri Ahmet Yücel ülkemizin deprem kuşağında olması nedeniyle insanların doğal afetlere karşı daha bilinçli olması gerektiğini belirtti. Yüce, “yaptığımız tatbikatta gördüklerimiz yangın yada doğal afet gibi durumlarda ne yapacağımızı bilmemiz açısından çok işimize yarayacak” dedi.
75. yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi okul müdürü Ahmet Güzeller’de öğrencileri bilinçlendirdiği için itfaiye yetkililerine teşekkür etti.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...