Sayfalar

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Gönül Köprüsü Projesi Kapsamında, Bingöl'den 200 Öğrenci İlk Kez Kayseri'ye Geldi

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Gönül Köprüsü Projesi kapsamında, Bingöl'den 200 öğrenci ilk kez Kayseri'ye geldi.
Bir hafta Kayseri'de kalacak öğrenciler, tarihi ve turistlik yerleri gezecek ve mihmandar ailelerde misafir olacak.

Öğrenciler için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü salonunda tanışma toplantısı düzenledi. Toplantıda, öğrenciler beyaz şapka ve "Gönül Köprüsü" yazılı tişörtleriyle dikkat çekti.

Milli Eğitim İl Müdürü Erdoğan Ayata, toplantıda yaptığı konuşmada, bu projenin kalıcı dostluklar bıraktığını ifade ederek, "Bu proje kapsamında birçok ilden misafir öğrenciler ağırladık. Bu yılki misafirlerimiz ise sizlersiniz. Önemli olan şehirleri gezmek değil, kalıcı arkadaşlıklar, dostluklar edinmek." dedi.

Milli Eğitim Müdür Vekili Ahmet Bağlıtaş ise Bingöl Lisesi mezunu olduğunu hatırlatarak, birlik ve beraberliğe vurgu yaptı. Bingöl Kafile Başkanı Ahmet Hasanoğlu ise Kayseri'de kendilerine gösterilen ilgiden memnun olduklarını kaydetti.

Konuşmaların ardından, Edebiyat Öğretmeni Burhanettin Akbaş, öğrencilere, "Kayseri'ye daha önce hiç geleniniz var mı?" sorusu üzerine, öğrencilerin çoğu ilk defa geldiklerini belirtti. Öğrenciler, daha sonra kendi yörelerine ait şiir ve türkü okudu. Işıl Albay adlı öğrenci, Kemalettin Kamu'nun 'Bingöl Çobanları' şiirini okurken heyecanlanarak yarıda kesti. Alkışlar üzerine Işıl Albay, sunucu Burhanettin Akbaş ile şiiri tamamladı. Öğrenciler, ardından Seyit Burhanettin Türbesi ile Kadir Has Stadyumu'nu gezdi.

Yahyalı'daki gizli cennet ! Kapuzbaşı Şelalesi ve Aladağlar Milli Parkı

Kayseri'ye 175, Yahyalı'ya 65 kilometre uzaklıkta yer alan Kapuzbaşı, içerisinde bulunan gizli kalmış değerleriyle keşfedilmemiş bir cennet durumunda. Köyde yaşayan insanlar geçimlerini tarım, hayvancılık ve maden taşımacılığıyla sağlarken köyün yakınlarında yer alan şelalelerin turizm değeri de yöre insanlarına büyük avantaj sağlıyor.
Kapuzbaşı'nda bulunan takım şelaleleri yörenin turistik değerinin artmasını sağlıyor. Kapuzbaşı yöresinde yaşayan Ömer Çömen, yöre hakkında bilgiler vererek, "Sadece şelaleleriyle değil Yedigöller'iyle, Hacer ormanlarıyla, Aladağlar'ıyla turistik değeri büyük ve görülmesi gereken bir yer konumunda. Ayrıca yapılar da yöreye uygun olarak planlanmış ve gelen misafirlerin rahat etmesi için her türlü imkan sağlandı. Yörenin içinden akan Zamantı Irmağı ise kendisinden gelen büyülü ses ile birlikte çevresinden geçen kişilere huzur veriyor. Gelen misafirlerin keyifli bir gün geçirdikten sonra pansiyon evlerinde konaklaması için hiçbir engel olmuyor" diye konuştu.
 - KAPUZBAŞI'NDA DOĞA YÜRÜYÜŞÜ YAPILDI
Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şubesi ile Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'nin birlikte düzenlediği Kapuzbaşı gezisi ve doğa yürüyüşü 3-4 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirildi.
Yapılan geziye Yörük Türkmen Vakfı (YÖRTÜRK) Kayseri Şube Başkanı Ali Aydın, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya, İl Çevre ve Orman Müdürü Ali Rıza Baykan, Yahyalı Kaymakamı İdris Akbıyık, Dadaloğlu Derneği Başkanı İbrahim Yıldırım, Yahyalı Belediye Başkanı Mehmet Araç ile birlikte çok sayıda basın mensubu ve davetli katıldı. Gezide yörenin taşıdığı turistik değerler üzerinde durulurken bu konuda neler yapılacağı hakkında bilgi verildi.
Yörük Türkmen Vakfı (YÖRTÜRK) Kayseri Şube Başkanı Ali Aydın yaptığı açıklamada bu ülkede ve şehrimizde çok değerli sivil toplum kuruluşları olduğunu belirterek " Sivil toplum kuruluşları içerisindeki değerli insanlar kendi değerlerine sahip çıkıyor. Bizlerde kendi değerlerimize sahip çıkmalıyız. Burada sadece 7 tane şelale yok. Burası Zamantı havzasıyla, Yedi gölleriyle,  Hacer ormanlarıyla bu ülkenin çok saklı bir cenneti. Bizler buraya gelmekle bu saklı cenneti dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz" şeklinde konuştu. Aydın, sadece ovalara ve denizlere değil dağlara da sahip çıkılması gerektiğini ifade ederek "Dağlara da sahip çıkmalıyız. Dağlarımızla ilgili yazılmış çok güzel şiirlerimiz, türkülerimiz var. Ferman padişahın dağlar bizimdir" dedi.
İl Çevre ve Orman Müdürü Ali Rıza Baykan, gelen turistlerin sadece Kapuzbaşı'nı görüp gittiklerini söyleyerek "Burada sadece Kapuzbaşı şelaleleri yok. Buradaki Hacer ormanları, Yedi göller ve muhteşem doğa manzarası görülmeye değer yerler. Bundan sonra sürekli olarak doğa yürüyüşü yapıp bu değerlerimizi tanıtmayı amaçlıyoruz" diye konuştu.
Erciyes Üniversitesi Türk Dünyasına Akraba Toplulukları Kulübü Başkanı Marat Gaipov'da Kapuzbaşı'nda olmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek " Bu güzelliklere sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum. Buraya geldiğim zaman memleket özlemimi bir parça da olsa hafifletebildim. Burada doğa ile iç içe olmak insana büyük huzur veriyor" dedi.

Kapuzbaşı Şelalesinde Muhteşem Doğa Yürüyüşü

Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şubesi ile Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'nin birlikte düzenlediği Kapuzbaşı gezisi ve doğa yürüyüşü 3-4 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirildi.


Yapılan geziye Yörük Türkmen Vakfı (YÖRTÜRK) Kayseri Şube Başkanı Ali Aydın, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya, İl Çevre ve Orman Müdürü Ali Rıza Baykan, Yahyalı Kaymakamı İdris Akbıyık, Dadaloğlu Derneği Başkanı İbrahim Yıldırım, Yahyalı Belediye Başkanı Mehmet Araç ile birlikte çok sayıda basın mensubu ve davetli katıldı. Gezide yörenin taşıdığı turistik değerler üzerinde durulurken bu konuda neler yapılacağı hakkında bilgi verildi.

Yörük Türkmen Vakfı (YÖRTÜRK) Kayseri Şube Başkanı Ali Aydın yaptığı açıklamada bu ülkede ve şehrimizde çok değerli sivil toplum kuruluşları olduğunu belirterek " Sivil toplum kuruluşları içerisindeki değerli insanlar kendi değerlerine sahip çıkıyor. Bizlerde kendi değerlerimize sahip çıkmalıyız. Burada sadece 7 tane şelale yok. Burası Zamantı havzasıyla, Yedi gölleriyle, Hacer ormanlarıyla bu ülkenin çok saklı bir cenneti. Bizler buraya gelmekle bu saklı cenneti dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz" şeklinde konuştu. Aydın, sadece ovalara ve denizlere değil dağlara da sahip çıkılması gerektiğini ifade ederek "Dağlara da sahip çıkmalıyız. Dağlarımızla ilgili yazılmış çok güzel şiirlerimiz, türkülerimiz var. Ferman padişahın dağlar bizimdir" dedi.

İl Çevre ve Orman Müdürü Ali Rıza Baykan, gelen turistlerin sadece Kapuzbaşı'nı görüp gittiklerini söyleyerek "Burada sadece Kapuzbaşı şelaleleri yok. Buradaki Hacer ormanları, Yedi göller ve muhteşem doğa manzarası görülmeye değer yerler. Bundan sonra sürekli olarak doğa yürüyüşü yapıp bu değerlerimizi tanıtmayı amaçlıyoruz" diye konuştu.

Erciyes Üniversitesi Türk Dünyasına Akraba Toplulukları Kulübü Başkanı Marat Gaipov'da Kapuzbaşı'nda olmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek " Bu güzelliklere sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum. Buraya geldiğim zaman memleket özlemimi bir parça da olsa hafifletebildim. Burada doğa ile iç içe olmak insana büyük huzur veriyor" dedi.

Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şubesi ile Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Kapuzbaşı Şelalelerine gezi düzenledi

Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şubesi ile Kayseri Gazeteciler Cemiyetinin birlikte düzenlediği Kapuzbaşı Şelalesi Gezisi 3-4 Temmuz 2010 tarihlerinde gerçekleştirildi. Kayseri'deki birçok basın yayın kuruluşundan temsilcinin ve  davetlinin katıldığı gezide yörenin turistik değeri üzerinde duruldu. Gezinin ilk bölümünde Kapuzbaşı Büyük Şelale  önünde yapılan toplantıya İl Çevre Müdürü Ali Rıza Baykan, Yahyalı Kaymakamı İdris Akbıyık, Yahyalı Belediye Başkanı Mehmet Araç, Yörük Türkmen Vakfı Kayseri Şube Başkanı Ali Aydın ve Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya katıldı ve Kapuzbaşı Şelalesi ve Aladağlar Milli Parkı hakkında basın mensuplarına bilgiler verdiler.

MHP Melikgazi İlçe Teşkilatı, Battalgazi ve Küçük Ali Mahallesindeydi

Milliyetçi Hareket Partisi Melikgazi İlçe Teşkilatı her hafta düzenlediği mahalle toplantısını bu Hafta Battalgazi ve Küçük Ali Mahallesi’nde yaptı.

Battalgazi Mahallesi’nde düzenlenen toplantıda Milliyetçi Hareket Partisi Melikgazi İlçe Başkan yardımcısı Kemal Er, ülkede yaşanan terör olaylarına değindi. ülkede Kürt sorunu değil terör sorunu vardır diyen Er, bu sorunu da ayrıştırmadan halletmemiz gerekmektedir diye konuştu.

Er şöyle devam etti:

Hakkari’ye gidin bir gün durup gelin durabilir misiniz Hakkari Türkiye Cumhuriyeti’nin ili değil mi ben oğlumu Yunanistan’a gönderdim. Yunanistan bizim düşman ülkelerimizden biri değil mi. gece üçte oğlum beni arıyor geziyoruz diyor. Türk çocuğu gece 3’te Yunanistan’da gezebiliyor ama ben kendi vatanımda benim dedelerimin kanlarıyla sulandığı topraklarda gezmeye korkar hale gelmişim. ama bu durum Cumhuriyeti kurduğumuz tarihten bu yana bu böyle olmamış. son 8 yılda bu hali almış. bakın şu çok önemli istiklali olmayanın istikbali olmaz. önce istiklal yani bağımsız olacağız. birilerinin himayesi altında olmayacağız. Eğer ben bir torba una yarım ton kömüre bir file erzaka kendi geleceğimi satıyorsam ben bağımsız değilim.     

Kemal Er,  işsizliğin arttığına da dikkat çekerek, her dört gençten biri işsiz. bu ülkede yüzde 14 issizlik oranı var. başbakansa işsizlik oranlarını üç ay içerisinde yüzde 10’a çekeceğim diyor. Başbakan herhalde işsizliğe sihirli değnekle bulacak diye konuştu.

Kulkuloğlu'nun "kefilim" dediği iş adamının şifreli konuşmaları deşifre oldu

CHP Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu ile telefon görüşmeleri ortaya çıkan çete lideri işadamının ihalelerde kullandığı yöntemler deşifre oldu. Telefon görüşmelerinde şifreli kelimeler kullanan çete liderinin ihalelerde kendisine engel çıkartan kişileri rüşvet ve tehdit le saf dışı bıraktığı belirlendi.

Çete lideri olduğu ileri sürülen işadamı ihale başvuruları için "Hasta ziyareti ya da çocuk gibi sadece örgüt üyelerinin bildiği şifre sözcükleri kullanıyor. Rakip firmaları tehdit etmenin şifresi  "pimapeni takmak." Kamu personeline rüşvet verme işlemi için "kontör yüklemek" tabiri tercih ediliyor. çete lideri olduğu ileri sürülen işadamının DSİ ihalesinde rakip firmayı arabalarının kaza yapmasıyla tehdit etmiş. Kayseri DSİ 12. Bölge Müdürlüğü nün 2 Mart 2009 da yaptığı genel temizlik ve ilaçlama ihalesi için işadamı ile görüşen Orhan T. in "Üçte üç yaptık. İlk ikisi iyi. Birisi pis. Bir şey Yok abi istediğimiz gibi hareket edecek. Senin sinirine katlanacak kimse yok. Beş tane arabası var yani arabası kaza yapar diye korkudan sıkıntı olmaz iyi mi ağabeyciğim rahat et" dediği belirlendi.

Çete lideri olduğu ileri sürülen işadamının ihalelerde kullandığı yöntemler şöyle sıralandı.

 -İhalelere kontrolünde bulunan yeterli sayıda firmanın katılımını sağlayarak serbest rekabet ortamını ortadan kaldırmak

-İhale Komisyonunda bulunan kamu personelinden Kamu İhale Kanununa göre gizli kalması gereken ve açıklanması ve 3. şahıslara verilmesi suç olan bilgileri, rüşvet karşılığı almak

-Rakip firmalara ait bilgilerini ve açıklarını alarak uygun fiyatlarla paravan şirketlerle (Par, İlta, Gülen, Işık, MNR ve İleri) ihaleye girmek

-Kamu kuruluşlarının ihale komisyonlarında görev yapan ve örgütün isteklerine boyun eğmeyen kamu personelini, nüfuzunu kullanarak ihale komisyonundan çıkarmak

-İhalelerde tehdit ve şantaj ya da rüşvetle rakip firmaları ihaleden çekilmeye zorlamak

-Tüm çabalarına rağmen, rakip firma ihaleyi kazanırsa, yine nüfuzunu kullanarak ihalenin iptalini sağlamaya çalışmak

CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu’nun,  çete lideri olduğu ileri sürülen işadamının lehine iş takibi yapması ve ‘Kefilim’ şeklinde konuşması tepkilere yol açtı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Kulkuloğlu, bilgisi ve siyasi tecrübesi ile ortaya çıkan bir milletvekili değil. Başkalarına çamur atarak ve hakaret ederek kendisini ön plana çıkartmaya çalışan bir milletvekili olarak temayüz ediyordu. Sayın Başbakanımıza yönelik hakaretlerini de bu kapsamda değerlendirmek gerekir" dedi. Çelik, Kulkuloğlu’nun mali sıkıntılar içinde olduğunun Meclis kulislerinde konuşulduğunu ifade ederek, “Anlaşılan bu sıkıntılarını ortadan kaldırmak için iş takibi yaptığı ortaya çıkıyor.  Sayın Kılıçdaroğlu yolsuzluklara asla geçit vermeyeceklerini söylüyor. Bu nedenle CHP yönetimini bu konuda gereğini yapması gerekir. Bu konuda adım atıp atmayacaklarını bekliyoruz." şeklinde konuştu.

Yazıcıoğlu olayındaki yanlış bilgilendirmede de Orhan Özdemir'in parmağı varnış

Eski BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu nun vefat ettiği helikopter kazasıyla ilgili kritik bir gelişme yaşandı. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı rapora göre arama faaliyetlerini aksatan Yazıcıoğlu bulundu beyanatı kurgu.
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin bulunduğuna ilişkin istihbarat notunun sonradan yazıldığı ortaya çıktı. Kaza sonrası ekipler arama ve kurtarma çalışmalarına hazırlanırken BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu, düzenlediği basın toplantısında, Kayseri valisiyle telefonda görüştüğünü, Yazıcıoğlu nun hava ambulansıyla Göksun Devlet Hastanesi ne sevk edildiğini, durumunun iyi olduğunu söyledi. Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, helikopterin bulunduğuna ilişkin açıklamayı Kayseri Emniyet Müdürlüğü tarafından verilen teyit edilmemiş istihbarat raporuna göre yaptığını açıkladı. Dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ise Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’nden gelen istihbarat raporuna göre Kayseri Valisi’ne böyle bir bilgi verdiklerini savundu.
        Meclis’te kurulan helikopter kazasını araştıran komisyona İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan rapor ulaştı. Buna göre dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir in açıklamasına dayanak gösterdiği rapor sonradan yazıldı. Özdemir’in, Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’nde emniyet amiri olan  Dursun Özmen’e sonradan böyle bir istihbarat raporu yazdırttığı öne sürüldü. Dönemin Emniyet Müdürü olan Özdemir, komisyona yaptığı açıklamada helikopter kazasının olduğu gün saat 17.40 sıralarında, Kahramanmaraş Emniyeti’nden ‘helikopter enkazına ulaşıldığı, ölü olmadığı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ayağının kırık olduğu, diğerlerinin yaralı olduğu, Göksun Devlet Hastanesi’ne kaldırıldıklarına ilişkin aldığı sözlü bilgiyi yazılı halde teyit ettirdiğini bildirdi. Özdemir, yazılı bilgiyi komisyon üyelerine de gösterdi.
       Meclis Araştırma Komisyonu, müfettişlerin raporunun gereğini yapma kararı aldı. Dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması istenecek. Özdemir hakkında adli ve idari soruşturma açılmasının talep edilmesi bekleniyor.

Şehit Aileleri, teröristlere ve iktidara seslendi

Terörle mücadelede kan veren, can veren Mehmetçikler ve aileleri yaşananları anlatarak teröristlere ve iktidara seslendi. Terörün hiçbir zaman amacına ulaşamayacağını ifade eden şehit aileleri ve gaziler idam cezasının bir an önce getirilmesini istediler.

19 Haziran 2010 da Hakkari nin Yüksekova ilçesinde mayın patlaması sonucu şehit olan İstihkam Uzman Çavuş Birol Mutlu nun acılı annesi Zümrüt Mutlu, "O benim ilk göz ağrımdı. Onu her şeyden esirgiyordum" dedi. Oğlu Birol Mutlu nun şehit haberini beklenmedik bir anda aldığını ifade eden Zümrüt Mutlu, dünyanın başına yıkıldığını kaydetti.

Mutlu, "Hiçbir şeyden haberim yoktu. Gelin hastaneden geldi. Neden geldin? dedim. O anda içimi bir ateş aldı. Askerler geldi, sonra dünya başıma yıkıldı" diye konuştu. Oğlu Birol un göreve başlayalı 18 sene olduğunu söyleyen Zümrüt Mutlu, "En son bir önceki Cuma günü görüşmüştük. Hal hatır sordu anne iyiyim, bana dua et dedi. Dua ediyorum, etmez olur muyum? dedim. Anneler gününü kutladı, Ben gelemiyorum Anneler günün kutlu olsun dedi. İlk göz ağrımdı, onu her şeyden esirgiyordum. Çok kıymetliydi hiçbir yere bırakmazdım. Kahrolsunlar. Benim gibi anneler ağlamasın. Başka anneler ağlamasın. Boynu bükük kaldı yavrularım. 30 yaşında gelinim dul kaldı" şeklinde konuştu.

Birol Mutlu nun babası Ahmet Mutlu ise Birol’un en son gelişinde Vademiz nereye kadar yeterse orada ölürüz dediğini söyledi.

Hakkari nin Çukurca ilçesinde şehit düşen Nuri Aydın Sağır ın babası Zekeriya Sağır da oğlunun şehit haberini okulda aldığını belirtti.

Sağır, "Okula Garnizondan subaylar, mahalle muhtarı ve ambulans geldi. Haberi verdiler. Beni alıp evime getirdiler. Oğlum Kayseri de ev almak istiyordu. Benim birikimim var. Bana bir ev alalım diyordu. İnşallah bizim çocuğumuz son olur. Memleket selamete kavuşur. Bir eğitimci olarak barış yanlısıyım. Bu çocuğumuz 11 yıl sonra oldu. El bebek, gül bebek büyüttük sonra annesi vefat etti. Şimdiki hanımım kendi çocuğu gibi büyüttü. Asker olmak gibi bir hedefi vardı. 2 günlükte bir çocuğu vardı" dedi. 24 yaşında olmasına rağmen Nuri Aydın Sağır ın kimseyle kavga etmediğini kaydeden Zekeriya Sağır, "Sakin, sevecen, konuştuğu batmayan biriydi" diye konuştu.

Tunceli de vatani görevini yaptığı sırada, dere yatağında önceden döşenmiş mayının patlamasıyla gazi olan Adem Serin de yaşadığı o anı anlattı. Adem Serin teröristlerin hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklarını söyledi.

Adem Serin, "Dere yatağında daha önceden döşenmiş mayına bastım ve orada yaralandım. İlk anda bir şey hissetmedim. Roket geldi zannettim. Hala hayattaydım. Yere bakınca ayağımın olmadığını fark ettim. Kendimi yere bıraktım" ifadesini kullandı. Mayını hiç farketmediğini söyleyen Serin, "Önümden bir bölük geçmişti. Benim geçtiğim yerden 77 kişi geçti ama mayın bende patladı. Korku hissetmedim. Teröristler hiçbir zaman başarılı olamayacaklar. Terör suçuna bulaşmış kişilere daha ağır cezalar verilmeli" dedi. Serin, Silahlı Kuvvetler in profesyonel olmasını istediğini söyleyerek, askerlerin yeteri kadar eğitim alamadığını belirtti.

Hakkari nin Çukurca ilçesinde görev yaptığı sırada gazi olan Salih Çetin ise "Milletimizi, bayrağımızı savunmak için oradaydık. Biz sayısız operasyonlara katıldık. Bu vatan bizimdir. Bir çakıl taşını bile kimseye vermeye niyetli değiliz” dedi.

Çetin, “Bu düşündükleri basitçe emellerine ulaşmayacaklar. Mehmetler bu ülkede bitmez. Kader, kısmet demek ki yiyeceğimiz içeceğimiz vardı. Gaziyim, şehitte olurum. Terörün bitmesi için hemfikir olmamız lazım. Bir yanlışın herkese mal edilmemesi lazım" diye konuştu.

1996 yılında Şırnak ın Silopi ilçesinde Çalışkan Taburunda askerlik görevini yaparken operasyon esnasında mayına basarak sağ ayağını kaybeden Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimler Derneği Şube Başkanı Ali Yavuz da, "Olayın ardından sağ ayağımda hasar oluşmuştu. En kurtarılabilecek noktadan ayağım kesildi" dedi.

          "Mayına bastıktan sonra gözlerini bir daha açtığımda yatıyordum" diye konuşan Yavuz, "O anda hiçbir şey düşünemiyorsun, donuyorsun. İlk müdahale orada yapıldı. Şırnak Askeri Hastane den ameliyat olduktan sonra yoğun bakımda olan arkadaşım benim ayağımın kesildiğini söyledi. Ondan duydum, ilk etapta normal baygın halde yattığımdan hissetmiyordum. Karşıdaki arkadaşım Bu arkadaşın ayağı kesildi dedi. O anda doktorlar geldi, ayağımın kesildiğini orada öğrendim. Her şeye zamanla alışıyorsun. Alışmak zorundayız. Bu ülke bizim. Bu vatan bizim alışmak zorundasın. Terör dış kaynaklar tarafından destekleniyor. A.B.D ve Avrupa Birliği ülkeleri içimizdeki hainlerde var. Dış güçlerin finansörlüğü kesilmeli" diye konuştu.

Ali Yavuz, "2008 yılında beri derneğin başkanlık görevini yapıyorum. Amacımız şehit ailesinin, gazinin haklarını savunmak, terör olaylarıyla ilgili, şehit ailelerinin gazilerin sorunlarını üst makamlara iletmek. Bizim şehit aileleri ve gaziler olarak tek amacımız terörün bitirilmesi konusunda bizi yöneten yetkililere gerekli olan yardımı sağlamak" dedi.

İdam cezasının çıkarılmasının şart olduğunu kaydeden Yavuz, "Birkaç tanesini idam edersen gerisinin geleceğini düşünüyorum. Bizim amacımız doğudaki bütün vatandaşlarımıza onların terör örgütü tarafından kullanılmaması gerektiğini anlatmak. Artık gözünü, kulağını açıp her şeyin farkına varmalarını istiyoruz" ifadesinde bulundu.

Devlet Bahçeli, Malatya'dan Kayseri'ye geldi ve önemli mesajlar verdi

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önce Pınarbaşı ilçesi, ardından Kayseri kent merkezine gelerek önemli mesajlar verdi.

Malatya programı sonrasında Pınarbaşı ilçesine geçen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ilçe belediye binası önünde vatandaşlar tarafından mehter takımıyla karşılandı.

Burada vatandaşlara hitap eden Bahçeli’nin gündeminde belediye hizmetlerinde hükümetin ayrımcılık yapması vardı.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin 29 Mart yerel seçimlerinden sonra 5 yıl gibi dönem içerisinde ilçe halkına hizmet etme görevini aldığını belirten Devlet Bahçeli, AKP hükümetinin belediyecilikte de bölücülüğü tercih ettiğini kaydetti.

Bahçeli şöyle konuştu: “Sekizinci yılını tamamlayan ve tek başına iktidar konumunda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi, belediyeleri, Türkiye’yi olduğu gibi her zaman bölücülüğü öne çıkartarak, bölünme hevesi ile hareket ederek, nasıl ki etnik temelli bir bölünmeyi kışkırtıyorsa, nasıl ki mezhep temelli bir bölünmeyi kışkırtıyorsa, nasıl ki Sivas ötesi Sivas berisi gibi coğrafyayı bölmeye çalışıyorsa belediye hizmetlerinde de AKP’li belediyeler ve AKP belediyesi olmayan şeklinde bir ayrıma ülkeyi sürükleyerek, kendi yandaşları olan belediyelere hizmet sunuyor. Diğerlerini öksüz bırakmaya çalışıyor. Devletin imkanlarını adilce paylaşmıyor.  Hazineden belediyelere aktarılacak kaynakları, veya iller bankasının birtakım projeler için desteğini adilce kullanmıyor. Bunlara rağmen Türkiye’yi objektif olarak gezelim. Medyada bu görevi biraz daha yerine getirerek. Hangi belediyeler ne zamandan beri görevdeler. Hangi partilerden seçilmişler. Hangi kaynaklar aktarılmış. Ortaya hangi hizmetler konmuştur objektif değerlendirmeye yönelse inanınki Milliyetçi Hareket Partisi’nin ülkücü kadroları birinci sırayı alır” dedi.

        MHP’li belediye başkanlarının her türlü zorluğa rağmen hizmet sunduklarını dile getiren Bahçeli, “Her türlü imkansızlığa rağmen. Her türlü yokluğa rağmen. Zekasını, birikimini, tecrübesini halkla dayanışmasını değerlendirerek, belediye hizmeti çalışmalarını sürdürmektedir. Pınarbaşı Belediye başkanımızda bunun güzel bir örneğini temsil etmektedir. Ben bu başarıyı gösteren ve hizmet aşkı ile çalışan başkanımızı, meclis üyelerini ve belediye çalışanlarını kutluyorum” dedi.

          MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son zamanlarda AKP hükümeti ile birlikte en çok kullanılan kelimenin bölücülük olduğunu anlattı. Pınarbaşı halkına hitaben yaptığı konuşmanın sonunda Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ı eleştiren Bahçeli, iktidarın birinci görevi ülkeyi bölmekmiş gibi hareket ettiğini söyledi.

         Bahçeli, “72 milyon nüfusa sahibiz. Doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisiyle bu ülkenin insanlarıyız. Birbirimizden ayrımız gayrımız yok. Ancak bu gerçek olmasına rağmen son yıllarda özellikle AK Parti iktidarının tek başına iktidar olarak, hiçbir siyasi partiye nasip olmayan bir çoğunlukla ülke yönetiminde söz sahibi olmasına rağmen, en fazla kullanılan kelime bölünmeye ilişkin olmuştur. Sayın Başbakan, durduğu yerde kendisine sanki bir soru soran varmış gibi, Türkiye’yi 36 parçaya ayırıyor. 36 etnik grup olduğunu iddia ediyor. Bu seni niye ilgilendiriyor Sayın Başbakan. Türkiye’de kaç etnik grup olursa olsun bugüne kadar kardeşçe yaşarken, kimse birbirine sen şusun sen busun diye sormazken sen niye soruyorsun acaba. Netice olarak sanki iktidarın birinci görevi ülkeyi bölmekmiş gibi hareket ederek memleketimize ayrımcılığı kamplaşmayı cepheleşmeyi ortaya koyarak, demokratik açılış bahanesiyle bunu sürdürmek istiyor. Pınarbaşılılar olarak inadına, ‘Başbakan biz Pınarbaşı’nda kardeşçe yaşıyoruz. Birimizin diğerinde farkı yok. Bölünmek istemiyoruz. Parçalanmak istemiyoruz’ diyeceksiniz” şeklinde konuştu.

        Konuşmanın ardından Bahçeli, vatandaşları selamladı ve belediye başkanından ilçenin sorunları hakkında bilgiler aldı.

Devlet Bahçeli, daha sonra ilçe merkezinde belediye tarafından yaptırılan ve kendi adının verildiği Devlet Bahçeli Parkı’nın açılışını yaptı.

Bahçeli, buradan ilçe çıkışında bulunan Türklük Anıtını geçerek anıtı ziyaret etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha sonra şehir merkezine geçti. Bahçeli parti binası önünde kalabalık bir partili topluluğu tarafından karşılandı. Bahçeli parti il binasında başta Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Eraslan olmak üzere parti yöneticileri ile görüşmeler yaptı.

Bahçeli’ye parti il binasında bir basın mensubu tarafından Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Erciyes’te yaptığı konuşma hatırlatıldı. Günay, “birilerinin nara attığı yerde biz temel atıyoruz” demişti. Devlet Bahçeli MHP’nin polemikler partisi olmadığını söyledi ve bu polemiğe yanıt vermeyeceğini kaydetti.

MHP Lideri Devlet Bahçeli partideki görüşmelerinin ardından Kayseri’den ayrılarak karayoluyla Ankara’ya gitti.

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...