Sayfalar

10 Haziran 2010 Perşembe

'PKK'yı dürterek uyandırdılar'

"PKK’nın çatışma kararını alması önlenebilirdi. Hükümet PKK'yı uyandırmaya çalışıyor."
Anayasa Mahkemesi’nin ay başına kadar vereceği karar ve olası referandum sonucu erken seçim tartışmalarını gündemin ilk sırasına oturtabilir. Aslında Türkiye, anayasa değişikliğinin Meclis’ten geçtiği gün seçim havasına fiilen girmiş oldu. İsrail baskınının yarattığı dumanlı hava dağıldığında, evimizin tam ortasındaki soruna yeniden odaklanacağız. Erken olsun ya da olmasın seçime uzanan önümüzdeki aylarda “demokratik açılımın” hesabı dökülecek. Yola nasıl çıkıldı, nerede mola verildi, ne durdurdu, niye geri dönüldü? Eğer dönülmediyse, bu yol hedeflenen yere varacak mı?

Karadeniz’den Akdeniz’e kayan, metropollerde yeniden baş gösteren terör olaylarının yankıları sürerken Milliyet'ten Serpil Çevikcan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a bu soruları yöneltti. Demirtaş, açılımda bütün suçu hükümete yükledi:

“Hükümet hiçbir hedefi olmadığı halde, varmış da BDP bunu engellemiş diye büyük bir yalan ortaya attı. Hükümetin şöyle bir panik yaşadığını düşünüyorum: Bu konuyu çalıştıkça ve kendisini çok çok aşan bir konu olduğunu gördükçe, topu taca atmaya başladı. Önce Habur’dan başlayarak Kürtleri suçladı. Şimdi ateşkesi bozmaya zorlayarak süreci PKK’nın üzerine yıkmaya çalışıyor. Ya AKP değişecek ya da bu iktidar değişecek. Başka türlü çözüm olmaz artık.”

Anayasayı desteklemedik diye

Habur travmasının hükümetin biraz daha cesur davranması halinde aşılabileceğini, ancak cesaret edilemediğini savunan Demirtaş, şunları söyledi:
“Beklentilerimiz belliydi. Son bir yıldır taş atan çocuklar meselesini oyalıyor. ‘Yer isimlerinin değiştirilmesi konusunda adım atacağız’ dediler yapmadılar. Tutuklu belediye başkanlarımızla ilgili yasa değişikliği yapılması gerekiyordu. Aradan bir yıl geçti, daha iddianame var mı yok mu o bile belli değil. ‘BDP, Meclis’te AKP’yi desteklemezse biz de operasyona devam ediyoruz, davayı da açmıyoruz’ mantığıyla götürdüler. 13 milletvekilini dahil etmiş başsavcı. Şimdi bunları da fezlekeye götürüyor. Anayasayı desteklemedik ya hesabını başsavcı soruyor.”

Derin PKK eylemi değil

Demirtaş, oluş biçimi ve yeri nedeniyle çok tartışılan Reşadiye ve İskenderun saldırılarını şöyle değerlendirdi:

“Ben öyle derin PKK iddialarına ihtimal vermiyorum. İradeli bir şekilde ve kendi aldıkları kararlar doğrultusunda yaptığını düşünüyorum PKK’nın. Zaten eylemlerini batıya kaydırmayı planlıyordu.”

Dürte dürte uyandırdılar

Demirtaş, PKK’nın eylemsizlik kararını sona erdirmesini de şöyle yorumladı:

“PKK’nın yeniden çatışma kararını alması önlenebilirdi. Çünkü PKK, 10 yıldır uyuyan bir devdir aslında. ‘Bunlar üç-beş kişi kaldı, çözüldüler’. Böyle bir şey yok. En iyi MİT bilir. Hükümet onu uyandırmaya çalışıyor, özellikle 2004 sonrası.

2002-2003 ile birlikte toparlandı, 2005 ile birlikte iradeleşti ve son 5 yıldır artık çözüm bekleyen bir dev gibi. Silahları bırakmak isteyen bir örgütü uyandırmak için devlet elinden geleni yaptı. PKK’yı dürtükleye dürtükleye harekete geçirdiler. Her gün ölüm olabilir, buna rağmen tedbirleri alınmıyorsa bu hükümet demek ki savaşa karar vermiştir.”

PKK terör örgütü değil

Demirtaş’a, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamas’ı direnişçi, PKK’yı terör örgütü olarak tanımlayan sözlerini de sorduk. Yanıtı tartışmalı:
“Ben iki örgütün de özü itibarıyla terör yapmak için kurulmuş örgüt olduğunu düşünmüyorum. Terör örgütü olduklarını düşünmüyorum. Başbakan’ı çözümlersek şu anlama geliyor: PKK’lılar, pasaportları yoksa, ‘Biz Kürdistan için savaşıyoruz’ derse terör örgütü olmayacak, direniş örgütü olacak. Silahlı bir siyasi propaganda aracı olarak kullanmış, kendini tanıtmak için daha sonra bir güç oluşturup bu güçle birlikte siyasi çözümü devlete dayatmış bir örgüt. O çözümün konuşulacağı gün de silahları bırakmaya hazır olduğunu ifade ediyor.
Evet silahlı bir harekettir, şiddet kullanıyor. Ama terör yapmak için kullanmıyor. Silahı bir siyasi çözüm yaratabilmek açısından baskı aracı olarak kullanıyor. Eğer bunu terör hareketi olarak tanımlarsanız, silah dışında hiçbir seçenek kalmaz.”

Öcalan da ümidini kesti

Demirtaş, “Öcalan da açılım konusunda hükümetten ümidini kesti” diyor. Hükümetin bu konudaki başarısızlığının BDP’nin oyunu artıracağından emin: “Şu anda yüzde 8 civarındayız. Barajı zorlayacağız.”

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...