Sayfalar

28 Ağustos 2010 Cumartesi

"Türkiye’de tek bir ordu vardır. O da TSK’dır. Alternatifi yoktur"

Genelkurmay Başkanlığı görevini devralan Orgeneral Işık Koşaner'in ilk açıklaması...
Genelkurmay Başkanlığı görevini devralan Orgeneral Işık Koşaner, “Irak'ın kuzeyinde yerleşmiş olan, bölücü terör örgütüne karşı, merkezi ve bölgesel otoriteler tarafından etkili tedbirler alınması sağlanamamıştır" dedi.

TSK'nın milli bir ordu olduğunu hatırlatan Orgeneral Koşaner, "TSK’da Mehmetçiğin yerini alabilecek hiçbir alternatif yoktur. TSK bazı unsurlarında, tecrübe gerektiren görevler için, sınırlı sayıda profesyonel personel görevlendirilmesi hiçbir şekilde ‘profesyonel orduya geçiş’ demek değildir. Özel Ordu tabiri ise son derece yanlıştır. Türkiye’de tek bir ordu vardır. O da TSK’dır. Alternatifi yoktur" dedi.

Orgeneral Koşaner, Genelkurmay Karargahı'ndaki devir teslim töreninde yaptığı konuşmasına, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu yüce makamında hizmet edecek olmanın heyecan ve gururunu yüklenecek olduğum sorumluluğun bilincinde olarak yaşıyorum" sözleriyle başladı. Orgeneral Koşaner, şöyle devam etti:

“Küreselleşen terörizm, enerji ve çevre sorunları, siber saldırılar, ekonomik ve finansal krizler, yeni ve salgın hastalıklar, kitlesel göç hareketleri, enerji kaynaklarının dolaşım yollarının korunması, ülkelerdeki iç karışıklıklar, uluslararası sistemi derinden etkilemekte ve güvenlik kavramına önceden algılanması zor boyutlar ekleyerek, ülkeleri ve uluslararası kuruluşları yeni arayışlara zorlamaktadır.

Ticaret sermaye hareketleri, teknolojinin ve bilginin yayılması, sınır ötesi menfaat gruplarını ve farklı milletlere mensup bireyleri sıkı bir şekilde birbirlerine bağlamaktadır. Dolayısıyla belirsizlik ve istikrarsızlıkların da arttığı uluslararası ortamda karşılıklı bağlılık ilişkisi daha önemli hale gelmektedir. Süreçle birlikte güç kavramına, bilgiye ulaşabilme ve bilgiyi kullanabilme yeteneği de dahil olmuştur. Sonuç olarak tek kutuplu dünya düzeni yerini, ortak çıkarlar çerçevesinde birleştiren önce bölgesel, devamında küresel barışa daha çok hizmet eden çok kutuplu bir güvenlik sistemine bırakmaktadır.”

Yaşanan gelişmelerin birçok devletin güvenlik konseptini savunmayı öngören kritiklere dayalı stratejik düşünceden, sadece güvenliğe ve risklere dayalı stratejik düşünceye dönüştürmesine neden olduğunu belirten Orgeneral Koşaner, “Böylece güvenlik kavramı, yine öncelikle ülke topraklarının savunması anlamına gelen askeri boyutlarının yanı sıra ekonomik, diplomatik, kültürel ve teknolojik boyutların da dahil olmasıyla genişlemiştir. Günümüzde dünyanın herhangi bir noktasındaki kriz, coğrafi olarak yakın bölgeler kadar, çok uzaktaki ülkelerin de milli menfaatlerini etkilemekte, ülke güvenliğinin sınırların ötesinden ve mümkün olduğunca uzaktan sağlanmasını gerektirmektedir” dedi.

Türkiye'nin aşırı milliyetçilik, kökten dincilik, terörizm, etnik ve mezhep çatışmaları gibi risklerin yer aldığı, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'nun ortasında yer aldığını, enerji kaynaklarına yakınlığı ve doğu-batı arasındaki ilişkilerde köprü konumunda olması nedeniyle, simetrikten asimetriye kadar değişen riske ve tehditlerle de karşı karşıya bulunduğunu vurgulayan Orgeneral Koşaner, şunları söyledi:

“Güney komşumuz Irak'ta, ülke bütünlüğünün ve siyasi birlikteliğin korunması, ülkemizin güvenliği açısından önem arz etmektedir. Farklı etnik ve mezhepsel gruplar, ülke istikrarı açısından hassasiyet yaratmaya devam etmektedirler. Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelere ilişkin henüz bir çözüm getirilememiştir. ABD kuvvetlerinin Irak'tan çekilmesi sürecinde ortaya çıkacak güç boşluğunun, istikrarsızlığı artırması olasıdır. Ülke kuzeyinde yerleşmiş olan, bölücü terör örgütüne karşı, merkezi ve bölgesel otoriteler tarafından etkili tedbirler alınması sağlanamamıştır. Diğer komşumuz İran'ın nükleer programının amaçları ve niteliği konusunda uluslararası toplumdaki soru işaretleri devam etmektedir. Yaptırım kararlarına rağmen, İran'ın nükleer programını sürdürmesi ve bunun sonucunda sorunun bir sıcak çatışmaya dönüşmesi ihtimali, ülke güvenliğimizi ciddi olarak etkileyecektir.''

TSK’nın temel unsurunu vatan hizmetini yerine getirmek üzere silah altına alınan Mehmetçik’in teşkil ettiğini vurgulayan Orgeneral Koşaner şöyle devam etti:

“Milletin bağrından çıkan TSK milli ordu olmakla gurur duyar ve gücünü miletin ona olan güveninden ve sevgisinden alır. TSK’da Mehmetçiğin yerini alabilecek hiçbir alternatif yoktur. TSK bazı unsurlarında, tecrübe gerektiren görevler için, sınırlı sayıda profesyonel personel görevlendirilmesi hiçbir şekilde ‘profesyonel orduya geçiş’ demek değildir. Özel Ordu tabiri ise son derece yanlıştır. Türkiye’de tek bir ordu vardır. O da TSK’dır. Alternatifi yoktur.
Vatan hizmeti herkes için hak ve ödev olduğuna göre hiç kimseye, hiçbir meslek grubuna ayrıcalık tanınmamalı, bu hizmet hakça ve eşit şartlarda yapılmalıdır. Ülkemizde vatan hizmetine alternatif başka bir hizmet de yoktur ve olmamalıdır.”

“TSK ASİMETRİK PSİKOLOJİK HAREKAT İLE KARŞI KARŞIYA"

Orgeneral Işık Koşaner, “Onur, şeref, haysiyet, vatan, millet ve bayrak sevgisi gibi duygularla yoğrulmuş insanlara karşı, bu duyguların değerini düşünmeyen kişi ve çevrelerin hukuk dışı ve maksatlı söz, yazı ve davranışları Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ziyadesiyle üzüntüye sevk etmektedir” dedi.

Bu faaliyetlerin asıl hedefinin, TSK üzerinden devleti yıpratmak olduğunun ortaya çıktığını kaydeden Orgeneral Koşaner, “Türk Silahlı Kuvvetleri ve bazı personeline yöneltilen, birçoğu doğruluğu henüz ispatlanamamış ve yargı sürecinde olan iddialar, belli merkezlerce kamuoyuna birer gerçekmiş gibi sunulmakta ve bunda da başarılı olunduğu görülmektedir” diye konuştu.

Orgeneral Koşaner, şunları söyledi:

“Onur, şeref, haysiyet, vatan, millet ve bayrak sevgisi gibi duygularla yoğrulmuş insanlara karşı, bu duyguların değerini düşünmeyen kişi ve çevrelerin hukuk dışı ve maksatlı söz, yazı ve davranışları Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ziyadesiyle üzüntüye sevk etmektedir. Bu saldırılar karşısında, itidalle hukuk çerçevesinde kalmaya çalışan Türk Silahlı Kuvvetleri, yargıya müdahale olarak değerlendirilmemek için sınırlı şekilde ve daha dikkatle hareket etmek mecburiyetinde kalmış, ancak maalesef iftira ve hukuk dışı uygulamalara hedef olmuştur. Bazı soruşturmalarda gizlilik kuralına riayet edilmeyerek ve soruşturma sonuçları basına sızdırılarak kamuoyunun yanlış yönlendirilmesine fırsat yaratılmıştır.”

Askerlik hizmetinin kendine has bazı yasal mevzuatı ile kuralları olduğunu belirten Orgeneral Koşaner, “Ayrı bir ihtisas gerektirdiğine inandığımız bu konularda, adli yargının değerlendirme ve yargılarında bazı sıkıntılar olduğu görülmektedir” dedi.

TSK'nin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuka saygılı olmaya devam edeceğini belirten Orgeneral Koşaner, şu açıklamalarda bulundu:“Adli yargının, askeri adli makamlarla işbirliği içerisinde olma uygulaması geliştirildiği takdirde, daha adil ve kamu vicdanını tatmin eden sonuçlara ulaşılacağından şüphe yoktur.

Hukuka saygılı olması gereken kurum sadece Türk Silahlı Kuvvetleri değildir. Herkesin, her kurum ve kuruluşun ve bilhassa yargı erkini kullananların da kendilerini bağlayan hukuk kurallarına itina ile uymasını beklemek ve istemek hakkımızdır. Yasaların verdiği yetkiler kurumları ve şahısları rencide etmek, araştırma, inceleme yapmadan suçlamak ve kamuoyunu belli bir istikamette yönlendirmek için kullanılmamalıdır.

Bir yüksek mahkeme başkanımızın ifade ettiği gibi 'Yargı erkini kullananların adil yargılama yaptığını, tarafsız kaldığını ve herkesin güvencesi olduğunu topluma hissettirme borcu vardır'.”

TSK personelinin arasında da suç işleyen ve hatalı davranışlarda bulunanların olabileceğini dile getiren Orgeneral Koşaner, “Türk Silahlı Kuvvetlerini veya personelini suçlamak için elinde bilgi ve belge olduğunu iddia edenler, eğer samimi iseler, bunları basına verip sansasyon yaratmak yerine, yetkili ve ilgili makamlara vermelidirler” dedi.

TSK'nın hukuka her zaman saygılı olduğunu belirten Orgeneral Koşaner, şöyle konuştu:

“Türk Silahlı Kuvvetleri, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı davranışlarda bulunan personelini, dayanaksız iddialara göre değil ancak, eylemleri doğrulandığı takdirde içinde barındırmayacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri ayrıca, demokratik, laik, sosyal hukuk devletine, Cumhuriyetin kazanımlarına, Atatürk ilke ve devrimlerine ayak uyduramayan personeline karşı da gerekli hassasiyeti gösterecektir.”

Orgeneral Koşaner, suç işleyene hak ettiği cezayı vermek veya suçluyu yetkili yargı mercilerinin karşısına çıkarmanın öncelikle TSK'nın komuta kademesinin görev ve sorumluluğu olduğunu da vurguladı.

Genelkurmay Başkanının görevi gereği, her konuda bilgi sahibi olmaya, her kesimden bilgi almaya ve TSK'yı temsilen devlet ve hükümet yetkilileriyle yaptığı görüşmelere doğru bilgilerle gitmeye ihtiyacı olduğunu anlatan Orgeneral Koşaner, “Bu faaliyetler bir siyaset üretme değil, siyaset üreten makamlara doğru görüş verebilme ihtiyacıdır” diye konuştu.

Orgeneral Koşaner, “Bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerinde bilgilerin toplanmasına, değerlendirilmesine ve gerektiğinde kullanılmasına ihtiyaç vardır. Her karargah kendi seviyesine ve görev ihtiyaçlarına göre bilgi toplar ve çalışmalar yapar. Bu çalışmaları farklı şekilde değerlendirmek doğru değildir. TSK daima hukuka saygılı olmuştur ve böyle olmaya devam edecektir” dedi.

"KARALAMA VE SUÇLAMALAR TSK'NIN MORAL VE DİSİPLİNİNİ BOZAMAZ"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, TSK içinde suç işleyenlerin barındırılmayacağını ifade ederken, "Amacı ne olursa olsun, TSK ve personeline yönelik karalama ve suçlama kampanyaları hiçbir zaman ve hiçbir şekilde TSK'nın moralini, disiplinini ve görev etkinliğini etkilememiştir ve etkileyemeyecektir" dedi.

TSK personeli arasında da suç işleyen ve hatalı davranışlarda bulunanlar olabileceğini vurgulayan Orgeneral Koşaner, "Suç işleyene hakettiği cezayı vermek veya suçluyu yetkili yargı mercinin karşısına çıkarmak öncelikle TSK komuta kademesinin görev ve sorumluğudur. Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır" diyerek şöyle devam etti:

"TSK, Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile bir bütün ve tek vücut olarak daima yüce ulusumuzun emrinde ve hizmetindedir. TSK hiçbir zaman yüce ulusumuzun yararına olmayan, hiçbir faaliyette bulunmamış ve bulunmayacaktır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin yasalarla belirlenmiş sınırları dışında hareket edenler, suçları sabit görüldüğünde TSK'da barındırılmayacaklardır.

Terör sorununu çözmek ancak ulus devlet ve üniter devlet yapısı içinde mümkün olabilir. Demokrasi ve hukuk devletinin sağladığı bireysel haklar ve özgürlükler; ulus devlet anlayışımızı, üniter yapımızı, bütünlüğümüzü ve güvenliğimi tehdit edecek şekilde kullanılamaz. Buna müsamaha gösterilemez.
Amacı ne olursa olsun, TSK ve personeline yönelik karalama ve suçlama kampanyaları hiçbir zaman ve hiçbir şekilde TSK'nın moralini, disiplinini ve görev etkinliğini etkilememiştir ve etkileyemeyecektir. Emekli ve muvazzaf TSK personeline yöneltilmiş olan ve henüz iddiadan ileri geçmeyen suçlamalarla açılmış olan soruşturma ve kovuşturmaların biran önce sonuçlandırılması ve gerçeklerin biran önce ortaya çıkarılması en büyük dileğimiz ve beklentimizdir."

TSK'yı ilgilendiren konularda basın doğru ve zamanında bilgi verilmesinin temel prensip olduğunu ifade eden Orgeneral Koşaner, "Basından beklenen ise gerçekten hür olmasıdır. Bilhassa TSK ile ilgili haber ve yorumlarda, bu hürriyetten yoksun bazı medya organlarının bilerek veya bilmeyerek kamoyuna gerçek dışı bilgiler aktardığı, gerçeklerle bağdaşmayan yorumlar yaptığı üzüntü ve endişe ile izlenmektedir" dedi.

ANKA

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...