Sayfalar

16 Nisan 2010 Cuma

Ülkü'yü Kirletmeyin!

"Biz, kendisine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz."

Devlet BAHÇELİ
Bazı kavramlar, bazı değerler vardır ki, hiçbir zaman eskimez. Yıllar geçer ama onların geçerliliği hiç geçmez. Bu değerler kimi zaman vatandır, kimi zaman ezan, kimi zaman bayraktır, kimi zaman aile, kimi zaman yar, kimi zaman millet, bazen de komşusu tokken aç olmama davasıdır, hiç esarete gelmeyen bir milletin hürriyet aşkıdır. Bütün bunları içine alan büyük bir "ülkü"'dür hiç değişmeyen. Dünya sahnesine çıktığı günden bugüne hilalle yıldızın buluşmasıdır O. Vatan ve millet aşkıyla yananların, onlar uğruna hizmet anlayışı ve bu uğurda çalışması da ülkücülüktür.
Başbuğun ifade şekliyle "Ülkücülük veya idealizm, insan kafasının içinde elde edilmesi, varılması en mükemmel, en güzel, kendisini mutlu edecek hedeflerin gerçekleştirilmesi için arzu gösterilmesi ve çalışılması anlamını taşır."... Şümul hale gelmesinde ise; "Türk milletinin en kısa yoldan, en kısa zamanda modern uygarlığın en üst seviyesine çıkarmak, mutlu, müreffeh hale getirmek, bağımsız, özgür, kendi haklarına sahip hayata kavuşturmaktadır." ...
Ülkücü ülküsü için fedakârlıkta bulunandır. Âşıkla maşuk'un hikâyesindeki gibi "senim" diyebilendir. Bazılarımız için kısa bazılarımız için uzun olan bu hayat yolculuğunda yaradılış gayesine uygun olarak yaşayarak, bir ülkünün peşinden gitmektir ülkücülük. Bir yaşam tarzı, "biz"in içinde benliğini eritebilmek, nefsini ayaklar altına alabilmektir ülkücülük. Böyle düşünen bir insanın nefsi, arzuları ulvi düşüncelerinin önüne geçemez. Üstadın nefis anlatımında:
"İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal
Hamallık ki sonunda ne rütbe var ne de mal"
Belirttiği gibi "önce ülkem ve milletim" diyerek sevdasının her şeyin üstünde olduğunu gösteren bir anlayışa sahip olan ülkücünün, kendisi için bir beklentisi yoktur. Hatta rahmetli Galip Erdem'e göre:
"Ülkücü, dünya nimetlerinden yana nasipsizdir. Gözü yoktur ki nasibi olsun. Bir lokma, bir hırka ona yeter. Paraya karşı o kadar müstağnidir ki, halkın hayretine sebep olur. Herkesin istediğini istemez, ne istediğini de herkes anlayamaz. Kendi zevkleri dışında zevk tanımayanların gözünde 'zevksiz' bir adamdır! Küçümserler onu. Hayatı anlamamakla, üç günlük dünyanın hakkını vermemekle itham ederler. O, böyle davranışlara hiç önem vermez. Elverir ki, inandığına dokunulmasın!"
Ülkü eskimez ve bitmez. Ülkünün bitmesi için millet, vatan, bayrak, ezan kavramlarının, değerlerinin ortadan kalkması gerekir ki Ülkücülük de bitsin. Ülkü sonsuza kadar sürecek, ülkücüler de onun peşinden gidecektir.
Ülkücü suyu arayan adamdır kimilerine göre. İlkeli davasının kutsallığını bilen, bu uğurda can veren, vermeye hazır olan, ancak ve ancak müreffeh bir toplumda huzur bulabilecek kişidir. Başbuğunun öğretileriyle yetişen, onun çizdiği çerçeve içinde ülkü eri, liderine bağlı, teşkilatına bağlı, her şeyin ötesinde milletim, ülkem, bayrağım diyerek haykıran maneviyatı kuvvetli kişidir.
Ülkücüyüm diye ulu orta konuşmayı ve kendini liderle eş tutma hakkına sahip olduğunu sanan "ülkücü kıymetler borsası" mensuplarının ülküyü kirletmeleri ne kadar acıdır...
Ülkücü dönmesini bilmez, oryantali sevmez, dansözlüğü beceremez. Onun olmazsa olmazları vardır. Temelinde sevgi olan bir hareketin, sevgiden nasibini almamış üyesi olamaz. Lidere de, İl Başkanına da konuşurum o da ülkücü ben de ülkücüyüm mantığıyla hareket eden ülkücü edep ve terbiyeden yoksun demektir. Köpekleşemediği için kemik peşinden koşmaz. Hür yaşayan bozkurttur o. Yine rahmetli Galip Erdem'e göre:
"Ülkücülerin hayatı bambaşkadır. Sözlüklerinde rahatlık kelimesinin yeri yoktur. Daimi bir mücadele içinde ömür tüketirler. Hemen herkesle, her şeyle zaman zaman çatıştıkları görülür. Arkadaşları ile aileleri ile hatta sevdikleri ile... Belli bir ülkünün esaslarından ziyade politikanın değişen icaplarına uymayı tercih eden kudret sahipleri ile de sık sık ihtilafa düşerler. Çok defa başları belaya girer; gene de sinmezler. Bu halleri "kalabalık"a göre, "uslanmamak"tır; kendilerine göre de 'yılmamak."
Onlar mücadele insanıdır, dönemin şartlarına göre ülkülerinden dönmezler. Ülkücülüğün önüne eski sıfatını koyup kıvırmazlar. Onlar, kalabalıklar kendilerine sırt çevirse de, Yüce Allahın yar ve yardımcıları olduğunu bilirler. Bilirler ki bu dava kutlu bir davadır. Temelinde can, kan, dua, gözyaşı vardır. Bilirler ki, Allah tarafından bu hareketin sırtına yüklenmiş bir misyon vardır.
Bilirler ki bu davayı terk edenler gittikleri yerde bu mübarek davanın adından, kudretinden dolayı iltifat görürler. Gidenler, ben gelirsem dağlar benle beraber yürür havasındadırlar ancak bırakın dağların yürümesini, kayadan bir parça bile koparamazlar..
Ülkücü bilir ki, Türk'e karşı olanla birlik olunmaz, vatanı pazarlayanla birlik olunmaz, vatana ortak koşanlarla birlik olunmaz, bilir ki bu devletin adı Türkiye Cumhuriyetidir. Bilir ki, bayrak aynı bayrak, tek dil Türkçedir. Bilir ki Başkent Ankara, milli marşı İstiklal marşıdır. Ülkücü, yılmaz bir Türkiye sevdalısıdır
Ülkücü bilir ki sonsuza kadar var olacak Türkiye'de, Milliyetçi Harekette var olacaktır. Gücünün kaynağı, Başbuğ Türkeş'in belirtildiği gibi fikir, iman, ülkü aşk'ıdır. O dön baba dönelim demez. O başka yerlerde ülkü'yü kirletenlere pirim vermez. O, Atsız olur haykırır:
"Hâlbuki yoldaşını bırakıp da gidenin,
Değişilir topuda bir sokak kaltağına"
Sağlıcakla kalın.
Fikri Atılbaz / Ortadoğu

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...