Sayfalar

21 Haziran 2010 Pazartesi

Kemal Kılıçdaroğlu: Terörü ancak CHP bitirir

Adıyaman'da konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, yaşanan son gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Adıyaman'ın Gölbaşı İlçesi'nde halka hitap ettikten sonra yol üzerinde Besni İlçesi'ne uğrayan ve burada TEKEL işçileri ile bir süre sohbet eden Kılıçdaroğlu, konvoyunun önünün sık sık kesilmesi nedeniyle, 1 saat 15 dakika gecikmeli olarak partisinin Adıyaman mitinginin yapıldığı Mustafa Yücel Özbilgin Parkı yanındaki boş alana geldi. `Başbakan Kemal' sloganı ile karşılanan Kılıçdaroğlu'nun içinde bulunduğu otobüs, yoğun ilgi nedeniyle mitingin yapılacağı alana güçlükle girebildi.
Yaklaşık 8 bin kişinin katıldığı mitingde sık sık lehine atılan sloganlar nedeniyle konuşması kesilen Kılıçdaroğlu, Adıyaman'da binlerce ailenin geçimini sağlayan tütünü de eline alarak, "Tekeli kapattılar, tütünü ektirmiyorlar. Böyle bir anlayış olmaz" dedi.
`SİZE SÖZ, TERÖRÜ ANCAK CHP BİTİRİR'
Türkiye'de halkın iktidarını kuracaklarını ve kimsenin yatağa aç girmemesi için yola çıktıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Biz hiçbir çocuk yatağa aç girmesin diye yol açıktık. İnançlarımızla oynayan siyasetten hesap soralım diye yola çıktık. Bakın bu coğrafyada kardeşçe yaşarken, ayrılık gayrılık yokken, etnik kimlikleri sorgular hale gelen siyaseti al aşağı etmek için yola çıktık. Burada bir pankartta `Barış için CHP' diyor. Size söz, 35 yıldır devam eden terörü ancak CHP bitirebilir. Çünkü biz insanların etnik kimliğini sorgulamıyoruz. Biz insanı seviyoruz. Terörü birileri elimize reçete verdi diye uygulayarak sonlandırmayacağız. O şekilde kimsenin sonlandırmayacağını da biliyoruz. Biz iktidarımızda size geleceğiz ve toplumsal destek isteyeceğiz. Devletin tüm kurumlarıyla barışık düzen kuracağız ve terörü sonlandıracağız. 35 yıldır terörü silahla susturmaya çalıştılar; mantık yok bunlarda. Kan, kanla yıkanarak temizlenmez, böyle bir anlayış olamaz. Toplumsal desteği sağlamak için önce aklı mantığı kullanacağız. Birilerinin değil halkın reçetesine başvuracağız."
Eline tütün demetini alarak meydandakilere gösteren ve Adıyaman'da binlerce ailenin geçimini sağladığı tütünün kaldırılmak istendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bunlar Tekel'i kapattı, köylüyü perişan etti. Çıkıp meydanda kasılıyorlar, buna izin vermeyeceğiz. Bunlar daha önce mağdur, sonra mazlum, şimdi de zalim oldular halkı eziyorlar. Seçimde de siz onları ezin. Parlamentoya hırsız, ihaleye fesat karıştıran, kul hakkı yiyen istemiyorsanız sandık gelince kararınızı verin. Siz kararınızı verin, onların defterini dürmek bize düşecek" dedi.
SİYASETİN KONUSU ADAM OLMAKTIR
Kılıçdaroğlu, daha sonra 17 Nisan 2002 tarihinde Adıyaman'a gelen ve aynı meydanda miting düzenleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşma metnini kağıttan okudu. Fakir çocukların mutluluğunu arzulayan kelimelerin bulunduğu metnin ibretlik olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bölgede yoksulluğun sefaletin, fotoğrafını görmüş ve 'Tarihe millete sözüm var' diyor Recep Bey ve `Yoksulluğun ve sefaletin fotoğrafını veren çocukları mutluluk filminde oynatıncaya kadar çalışmaya devam edeceğim' diye devam ediyor. Bunu Recep Bey 8 yıl önce 2002'de söylüyor. Şimdi 2002'de bu meydanda bunu söyledi Recep Bey, ama tablo değişti mi? Merak ediyorum, niye değişmedi tablo. Çünkü siyasete yırtık ayakkabıyla başlayanlar sizin cebinizden aldığı parayla beş yıldızlı havuzlu villada oturmaya başladılar. Onun için böyle oldu, bunlar asla mutluluğun fotoğrafını çizemezler, halka dost olamaz, halk politikası üretemezler. Halkla beraber olmadığı gibi ayrıştırmayı temel felsefe edinmiş siyasi yapıdır. Allah'la kul arasına girmek kimin haddine? O zaman bizim inançlarımızı sömüren bu siyasi partiye oy verecek misiniz? Eğer birisi Allah'la kul arasına girip siyaseti dinle beraber kullanıyorsa inancımızı siyaset malzemesi yapıyorsa; bilin ki o adam en büyük sahtekarlardan birisidir. Her yerde söylüyorum, insan düşünceleriyle, inançlarıyla, etnik kimliğiyle Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve başımızın üstünde yeri vardır. Biz insanların inançlarıyla, etnik kimliğiyle uğraşmayacağız. Bizim anne babamızı seçme hakkımız var mı? Ama anne babamızla gurur duyuyoruz. Ben anne babamı seçemiyorsam, etnik kimliğimin ne işi var siyasette. Siyasetin konusu işsizlik, yoksulluktur, insanların alın teriyle evine ekmek götürmesini sağlamaktır, Türkiye'nin onurlu duruşunu sağlamaktır, bölgeler arası dengesizliği gidermektir. Siyasetin konusu her şeyden önce adam olmaktır adam. Siyaset halka hizmet etme sanatıdır. Siyasette zenginleşmek siyasetçinin işi değildir. Bu meydanda söz verdik, iktidarda da sözümüzü tutacağız. Bizim temel felsefemiz önce halktır; önce halk zenginleşecektir."
TEKEL SORUNU BİR HAFTADA ÇÖZÜLECEK
Tekel işçilerinin sorununa da değinen CHP Genel Başkanı, iktidar olduklarında problemi ilk haftada çözeceklerinin sözünü vererek şöyle devam etti:
"Tekel işçileri yeni bir hak aramadı, var olan haklarını korumak istediler. Ama bu Adalet ve Kalkınma Partisi, 'Siz kul hakkı yiyorsunuz, hak etmediğiniz parayı alıyorsunuz, siz değmezsiniz, adam bile değilsiniz' dedi. Bunları hak ediyor mu Tekel işçileri? İşçiler eylem yapınca, biber gazı sıktılar, kışın soğuğunda havuza attılar. CHP iktidarında yani halkın iktidarında Tekel işçilerinin sorunu birinci haftada çözülecektir. Siyasette ayrılık gayrılığa yer yok. Geldiğimiz noktada iki çizgi var. Bir yandan dürüst, namuslu, halka hesap vermeyi onur bilen, halkı seven, insanı seven bir anlayış, obür tarafta hortumcuların anlayışı var. Siyaseti bu iki omurga üzerine kuracağız. Bunun için helal süt emmiş ne kadar vatandaşımız varsa bu seçimde CHP çatısı altına bekliyorum. Neden sürekli size soruyorum biliyor musunuz? Recep'in kulağına gitsin diye. Çünkü Recep'in kulağına gitsin ki, Recep'in ezberi bozuldu bir daha bozulsun ezberi. Adıyaman meydanından çıkan ses sadece ezberini değil kimyasını da bozacak. Ama bize düşen görev daha var bu düzeni değiştirmek. Ranttan yana değil halktan yana düzen kuracağız. Sevgili Recep 8 yıldır memleketi yönetiyorsun hala elinde reçete yoksa Başbakanlık koltuğunda ne işin var Allah aşkına."
`AL O DEMOKRASİYİ BAŞINA ÇAL'
Türkiye'de Anayasa değişikliği ile hükümet tarafından baskıcı rejimin oluşturulduğunu da ileri süren Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz iktidarımızda asla kimseyi ikinci sınıf yurttaş konumuna koymayacağız. Herkes birinci sınıftır. Hangi etnik kimlikten, hangi inançtan olursa olsun. Bakın son olarak yapılan Anayasa değişikliği değil, baskıcı rejim oluşturmak istiyor. Buna da 'Biz demokrasi, özgürlük getirmek istiyoruz' diyorlar. Soruyorum size, 2002'den önce telefonla rahat konuşuyordunuz değil mi? Ama şimdi dinlenir diye korkuyorsunuz. Bunu; demokrasi, özgürlük, hak adına yapıyorlar. Recep Bey'e sesleniyorum, sen eğer bunları demokrasi, özgürlük adına yapıyorsan al o demokrasiyi, özgürlüğü. hakkı da başına çal. Slogan atıyorsunuz 'Başbakan Kemal' diye. Önümüze seçim geliyor, Başbakanlık sizin elinizde; güç, yetki sizdedir. Sandık önünüze gelince mührü elinize alın ve o mührü Hz. Süleyman adaletiyle kullanın. Recep beyin ezberi bozulacak ama varsın bozulsun. Tütün Adıyaman'ın onurudur. Fakat bunlar binlerce aileyi açlığa mahkum etti. Kim yaptı, Recep Bey yaptı. Birilerinin talimatıyla tütün ekmeyeceksin denilince Recep Bey baş üstüne diyor. Halkın iktidarında 'Biz ekeceğiz, Adıyamanlı vardır' diyeceğiz. Bunu daha önce halkın iktidarında Ecevit söylemişti; `Afyon ekmeyeceksin' denmişti, `Biz afyon ekeriz' dedi. Tütün ekmeyeceksin diyorlar, tütünü ekeceğiz hiç endişeniz olmasın. AKP'liler son zamanlarda propaganda yapıyorlarmış, `CHP gelecek, sizin elinizden yeşil kartı alacak, makarna veriyoruz onu da alacaklar' demişler. Allah'ın kulları siz bir liraya makarnayı almıyorsunuz, bir liralık makarnayı beş liraya alıyor 4 lirayı cebinize atıyorsunuz. Buna izin verir miyiz, biz niye makarna, kömür dağıtalım. Yani ona adam gibi para yatırsak, ister makarna, ister kömür alır. Senin ailenin tüketim kalıplarına müdahale hakkın nerden çıktı."
Mitingin ardından Kılıçdaroğlu, değişik partilerden CHP'ye katılan bazı muhtar ve belediye meclis üyelerine rozet taktıktan sonra Ankara'ya dönmek üzere kentten ayrıldı.

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...