Sayfalar

25 Ağustos 2010 Çarşamba

İşte Kayseri Şeker Fabrikası'nın Sabah, Taraf ve Takvim Gazetelerine cevabı...

SABAH, TARAF VE TAKVİM GAZETELERİ’NE CEVAP
Şirketimizin Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri hakkında Sabah Gazetesi, Takvim Gazetesi, Taraf Gazetesi ve bazı internet sitelerinin 17 ve 18 Ağustos 2010 tarihli yayın ve nüshalarında, Şeker’de hanedanlık kurulduğu iddialarını içeren, kamuoyunu yanıltıcı, gerçek dışı haberler yayınlanmıştır.
İddiaların temelinde Sanayi Bakanlığı müfettişlerinin fabrikamızda yaptığı incelemeler sonucunda yapılan tespitler olduğu vurgulanmaktadır. Oysaki kanuni olarak teftiş raporları henüz tarafımıza tebliğ edilmediği gibi, iddia edilen konuların teftiş raporunda yer alması da mümkün değildir. Çünkü gerçekte olmayan şeylerin, bakanlık müfettişlerince de tespit edilmesi akla yatkın görülmemektedir. Böylesi tespitler yapılsa dahi, Bakanlık müfettişleri tarafından teftiş tüzüğüne göre hazırlanan raporların üçüncü şahıslara verilmesi, açıkça “Görevi kötüye kullanma” suçunu oluşturur.
Bilinmesi gereken en önemli noktalardan bir tanesi de, bu haberlerin kaynağının Sanayi Bakanlığı müfettişlerinden ziyade, şirketimizle ilişiği kesilen bazı kişiler olduğudur.
Bu kişiler, benzer haberleri daha önce de son genel kurul öncesi ve sonrası basın kuruluşlarına servis ederek, yayınlanmasını sağlamışlardır.
Daha önce Referans Gazetesi’nde çalışan haberin hazırlayıcısı Metin Can adlı muhabirin, Halil Karaçavuş ve Rıfat Herdem ile yakınlığı, şeker camiası tarafından yakinen bilinmektedir.
Bilinmelidir ki; bu yanlış ve hatalı bilgilerin doğrudan yöneldiği amaç, Kayseri Şeker Fabrikası’nın Türkiye’nin 58. büyük firması ilan edilişinin ardından oluşturulmaya çalışılan kara propaganda ve bu vesileyle fabrika ve yönetiminin zor duruma düşürülmeye çalışılması gayretidir.
Kayseri Şeker Fabrikası, Vedat Ali Özışık yönetimi boyunca yüzde 541 oranında büyüme sağlamış, bunun ispatı olarak 2009 yılında Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu sıralamasında 114. sırada iken, 1 yıl içerisinde yüzde 100 büyüme sağlayarak, 58. Sıraya yükselmiştir. Bu durumun kamuoyuna ulusal düzeyde duyurulmasından sonra, bu tür karalama politikalarının yalan ve yanlış haberlerin gündeme gelmesi manidardır.
Bir konunun çok net bir şekilde bilinmesini istiyoruz; yapılan her türlü karalama politikasının arkasında kimlerin olduğunu çiftçilerimiz iyi bilmektedir.
Dünyanın en son teknolojisiyle hayata geçirilen ve Türkiye’nin en modern fabrikası olan Boğazlıyan Şeker ve Mamulleri Entegre Tesisleri, 8 Kasım 2006 yılında üretime başlamıştır. Ve şu andaki geldiği noktada, dünyadaki tüm rekolteleri altüst ederek, dünyanın en kaliteli şekerini üreten bir tesisi haline gelmiştir. Ayrıca bu dev fabrika, kendi bünyesi içerisinde ekim alanları oluşturarak, pancar ekimi yapabilecek çiftçiler istihdam etmiştir. Ve daha da önemlisi, Boğazlıyan bölgesinde pancar ekim alanını yüzde 300 arttırmıştır.
Ülkenin en büyük problemi olan istihdamın, olumsuz bir gelişmeymiş gibi gösterilmesini bir yana bırakırsak, yapılan tüm haberlerde şirket personel sayısı ile ilgili tamamen hatalı bilgiler verilmektedir. 1992 yılında Özelleştirme öncesi toplam personel sayısı 1456 iken bu rakam 2001 yılında, 113 milyon TL Cirolu ve 6 bin ton kapasiteli bir fabrika için 1060 seviyesine düşmüş, mevcut Şirket yöneticilerinin görev aldığı 2001 yılından 2010 yılına değin ise bu rakam 730 milyon TL Cirolu ve toplamda 24 bin ton kapasiteli bir fabrika için 1866 kişiye yükselmiştir. Bu durum, kapasite artırımı, karlılık ve ciro göz önüne alındığında önemli bir istihdam gelişimidir.
Şirkette bulunan araç sayısının abartılması ve şirket malvarlığının kötü bir şeymiş gösterilmeye çalışılması hayli ilginçtir. Öncelikle şirketimiz adına 10 ayrı kuruluşumuzda kullanılan toplam makam aracı sayısı 4 dür. Zira “Ferrari” marka makam otomobili gibi abesle iştigal bir konuya cevap verme gereği bile duymuyoruz. Şirketimize ait araçların bütün Trafik Tescil kayıtları, geçmiş ve şimdiki zaman kayıtları ile birlikte tüm kamuoyuna açıktır. İsteyene bu kayıtlar tarafımızca verilebilir.
Haberlerde bahsi geçen “Boğazda Yalı alındı” konusu da yine abesle iştigal bir konudur. Öncelikle Tapu kayıtları yine herkese açıktır. İsteyen herkes, özellikle de basın kuruluşları, bahsi geçen yerin kime ait olduğunu çok rahat öğrenebilecekken; asılsız bilgileri gerçekmiş gibi yazmak, kamuoyunu yalan yanlış bilgilerde aldatmak, kanımızca basın-meslek ilkelerine hiç uymamıştır. Bahsi geçen yer, şirketin uluslararası iş görüşmelerinde faydalı olacağı düşünülerek, kısa bir süreliğine kiralanmış ve irtibat bürosu olarak kullanılmıştır. En son olarak da 13.08.2010 tarihinde Şirket Yönetim Kurulu tarafından, kira sözleşmesinin feshine ve yerin tahliyesine karar verilmiştir.
Avukatlara ödenen ücretlere ilişkin olarak ise birincisi arazi davası ile ilgili olarak, bu konuda avukatlar ile 05.04.2010 tarihinden önce hiçbir sözleşme yapılmamıştır. Onlar çeşitli zamanlarda defalarca taleplerde bulunmuşlar fakat ilk aşamalarda davanın zor bir dava olması, kazanma ihtimalinin düşüklüğü, arazinin ve dava değerinin çok fazla olması gibi sebeplerle bir anlaşma noktası tespit edilememişti.
Yönetim kurulumuz Avukatlık ücretleri hususunda kendi arasında bir oran belirlemiş, ancak bu oran üzerinde de anlaşma sağlanamamıştır. Yapılan tüm ödemeleri ihtirazi kayıtla kabul eden anlaşma talep eden avukatlarımızla, süren tüm hukuki işlemlerimiz ve yıllardır süre gelen sorunsuz çalışma hayatımız dikkate alınarak, onların talep ettiklerinin ve hatta yasal haklarının yine de çok çok altında bir oran teklif edilmiş, karşılıklı nihai anlaşma sağlanmış ve bu %99.99 un katılımı ile yapılan ortaklarımız genel kurulunda onaya ve ibraya sunulmuş ve tüm ortakların oybirliği ile hiçbir itiraz olmadan kabul edilmiştir. Yasal Kurallar çerçevesinde Yüzde 15-25 olan Avukatlık ücreti, karşılıklı mutabakat ve görüşmeler neticesinde bu rakamın 5’te 1’i olarak onay görmüştür.
Haberlerde yazıldığı gibi Özelleştirme İdaresi Temsilcisi de dahil, hiçbir ortağımızın şerhi mevcut değildir. Ve sayın basın organlarının bahsettiği inanılmaz, afakî ve uydurma rakamlar, söz konusu bile değildir. Ama dava tarihinde değeri 562 milyon TL olan,  bugün ise milyar dolar seviyesine yaklaşan bir değerdeki arazinin, şirketimiz adına tescili karşılığında ödenen bedel, yasal ölçülerin çok çok altındadır. Rakamın, tek taraflı bir sözleşme olmadığı için, tarafımızca izinsiz açıklanması mümkün değildir.
Yine şirketimiz adına 2009 yılı ve 2010 yılında trilyonlarca liralık para cezası kesildiğine dair iddia ise çok büyük bir yayın organına yakışmamıştır. Para cezasını kesmeye yetkili kurum, Şeker Kurumu’dur. 2007, 2008 ve 2010 yıllarına ait herhangi bir ceza tahakkuku olmadığı gibi, bunu gerektirecek bir durum da söz konusu değildir. Bu durum, Şeker Kurumu’ndan da teyit ettirilebilir.
Şirketimiz Yönetim Kurulu Başkanı’nın mal varlığına ilişkin soruşturma, Cumhuriyet Savcılığı’nca yaklaşık 10 ay önce 16.09.2009 tarihinde sonuçlanmış, tüm bu iddialar irdelendikten sonra Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2009/12070 sayılı kararı ile neticeye ulaşmıştır. Şimdi bu haberlerdeki şekliyle gündeme gelen iddiaların gerçeği yansıtmadığı yargı yoluyla da ortaya çıkmıştır. Mal varlığında basında yer aldığı gibi katlar, yatlar, Ferrariler bulunmadığı yargı yoluyla da tescil edilmiştir. Ayrıca Şirketimiz Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Ali Özışık, bölgesinde en çok arazisi olan, yörenin en büyük pancar çiftçilerinden bir tanesidir. Ve halen gelirinin büyük bölümünü çiftçilik yaparak elde etmektedir. Bu durum Kayseri ve civarında ekim yapan tüm çiftçiler ve kamuoyunca da bilinmektedir.
Bütün bu bilgilerin tarih ve numaraları belirtilmiştir. Herkes istediği bilgiye rahatlıkla ulaşabilir. Ama böylesine bilgi belgeden yoksun olarak hazırlanmış bu haberlere karşı, bütün yasal haklarımızı kullanacağız. Bu asılsız iddialar içeren haberler nedeniyle, gerek şirketimizin, gerekse de habere konu olan insanların çekmiş oldukları maddi ve manevi acılar, tahmin edilemez boyutlardadır. Kimsenin, insanların itibarı ve onurları ile oynamaya, onları toplum içerisinde istenilmeyen bir şekilde göz önüne çekmeye hakkı yoktur. Bundan daha büyük bir insan hakkı ihlali düşünemiyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.
KAYSERİ ŞEKER FABRİKASI A.Ş

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...