Sayfalar

25 Ağustos 2010 Çarşamba

MUSTAFA ELİTAŞ NEYİN PEŞİNDE? Osman ÇİFTÇİ

Dün AK Parti Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın Kayseri Şeker’in görevden alınan, son pancar kooperatifi genel kurulunda da Vedat Ali Özışık karşısında seçim kaybeden Genel Müdürü Halil Karaçavuş ile geceyarısı buluşup görüştüğünü yazmıştım.
Bu buluşmanın ardından Elitaş, Anadolu Ajansı aracılığı ile dehşet bir açıklama yaptı.
“Elitaş, Halil Karaçavuş ile Kayseri Şeker’i ele geçirme operasyonu mu başlattı” sorusunu akıllara getirecek bir süreç yaşanıyor.
Bilindiği gibi AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş''ın teklifi ile Kooperatifler Kanunu’nda değişiklik yapılmış, müfettiş raporu ile kooperatif başkanını görevden aldırabilecek bir değişiklik yapılmıştı.
Konu zannedersem Anayasa Mahkemesi’ne gitmiş durumda.
Malum Kayseri Şeker’i ele geçirebilmek için önce pancar kooperatifini ele geçirmek gerekiyor.
Bu durum TBMM''de günlerce konuşuldu...
Kanundaki mahkemenin yetkisini müfettişe veren değişiklik CHP ve MHP milletvekilleri tarafından “Elitaş''ın Kayseri Pancar Kooperatifi ve Kayseri Şeker Fabrikası''nı ele geçirmek için yapmış olduğu değişiklikler” olarak nitelendirilmişti.
Peki şimdi ne oluyor? Olup biteni anlamaya çalışalım.
Önce... Çalık’ın gazetelerinde aslı astarı olmasa da okuyanın “yuhh!!” diyeceği iddialarla haberler yazılıyor...
Bu haberler muhataplarınca yalanlanıyor, yalan haber olduğu Sanayi Bakanlığı Teştiş Kurulu Başkanlığı’nın resmi yazısı ile de belgeleniyor, trilyonluk tazminat davaları açılıyor ama kimin umurundaki... 
(Hani bir fıkra var...
Kurt kuzuyu gözüne kestirmiş..
Susamış olan kuzu, nehrin aşağı tarafından su içmektedir. Nehrin daha yukarılarında su içen kurt, kuzuya seslenir:
- “Hey sen! Benim içtiğim suyu ne hakla bulandırıyorsun?"der.
Kuzu ise masum masum:
- “Ben sizin suyunuzu bulandıramam ki! Baksanıza, sizin içtiğiniz su bana doğru akıyor” diyerek cevap verir.
Aklına kuzuyu yemeyi koymuş olan kurt biraz daha hiddetlenerek
- “bir de bana itiraz ediyorsun öyle mi?” diye haykırmış ve nihayetinde, kuzuyu yemek niyetinde olan kurt sözünü bitirir bitirmez, kuzunun üstüne atlayıp onu parçalamış.
Kurt kuzuyu gözüne kestirmiş bir bahanesi olur nasılsa...)
Ardından... Başbakan’ın geleceği günün öncesinde gece yarılarına kadar AK Parti Grup Başkan- vekili Mustafa Elitaş ile Kayseri Şeker’den kapıdışarı edilmiş, ardından yapılan seçimde kaybetmiş Halil Karaçavuş’un buluşması gerçekleşiyor...
Vee... Elitaş devletin haber ajansı aracılığıyla devletin hakim ve savcılarını da feci şekilde zan altında bırakarak(dokunulmazlığına güveniyor olsa gerek) açıklama yapıyor...
Mesela, “yargının çok duygusal ilişkiler içerisinde olduğu..” diye bir cümlesi var.
Nedir kastı açıklamalı..
Nasıl olsa dokunulmazlığı var! 
Kıvırmadan söylesin ne demek istiyorsa.! Hele bir bildiği varsa hiç durmasın!
İma ettiği vehamet sözkonusu ise de gereği yapılsın. Kimsenin yaptığı yanına kalmasın. 
Ama bir milletvekilinin öyle diliyle dişinin arasında yargıyı zan altında bırakma hakkı yok.
Yargıyı ve Bakanlığı göreve çağırdı. Ne yani şimdi Elitaş’ın çağrısını ciddiye almazlarsa yine Elitaş’ın aklına duygusal ilişkiler mi gelecek?
Bu siyasi baskı değil de nedir?
Peki bu filmin devamında ne var? 
Gelinen noktada akıllara gelen soru şu: “Elitaş, yasa değişikliğinden sonra Özışık ve yönetimine karşı Halil Karaçavuş ile operasyon mu başlattı?”
Gerçekten de...
Ne yapmayı planlıyor Elitaş?
Seçimle işbaşına gelen Özışık’ı Bakan’ı da kafaya alıp görevden mi aldıracak?
Yoksa başka taleplerde mi bulunacak?
2001’den beri elinde yolsuzluk dosyası olduğunu söylediği bir yerde (bir zamanlar) çırpındı durdu.
Ardı arkası boş çıktı... Yargıdan sonuç alamayınca “duygusal ilişkiler” diye şimdi yargıya saldırıyor...
Vedat Ali Özışık muhalifleriyle birlikte seçim bile kaybetti.
Ama uzun süredir suskundu.
Şimdi ne oldu?
Niye susmuştu...
Niye yeniden geceyarısı mesaileriyle ortaya düştü?
Vedat Ali Özışık çıksın açıklasın; Elitaş’ın kendisiyle alıp veremediği nedir?
Fabrika ve yöneticileriyle ilgili iddialara cevap verilecektir. Şu doğrudur bu yanlıştır denilecektir, denilmelidir. İddialar ortada bırakılmamalı.
Ama bence Özışık’ın açıklaması gereken Elitaş’ın “suskunluğunu” neden bozduğu ile ilgili kanaatidir.
İşte tam zamanı... 
Herkes eteğindeki taşı döksün. 
Ak koyun kara koyun ortaya çıksın. 
Bu arada bu ayrı bir konu ama bu sütundan Mustafa Elitaş’a sormuş olayım: sıkıntılı olduğunuz bir durumdan sizi kurtarması için herhangi birini “yoksa seni Ergenekoncu diye içeriye attırırım” şeklinde tehdit ettiniz mi etmediniz mi?

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...