Sayfalar

25 Ağustos 2010 Çarşamba

"Özerklik Bağımsız Kürdistan'a giden ilk adım"

Terör örgütü PKK'nın son dönemlerde geliştirdiği ve BDP'nin de yinelediği "özerklik" talebi tepki çekmeye devam ediyor.
GAZETE 5/Ceyhun BOZKURT
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) ile Beykent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM) Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, özerklik talebinin Kürtçü kesim açısından “bağımsız devlet”e giden yolda ilk adım olduğunu söyledi. Gazete 5’e konuşan Armağan Kuloğlu, PKK’nın üç aşamalı bir planı olduğunu bunların aşamalarının sırasıyla;
-    Özerklik
-    Federasyon
-    Bağımsızlık
olduğunu vurguladı. Armağan Kuloğlu, şu çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
PKK VEKALETEN SAVAŞ YÜRÜTÜYOR
-    Soğuk Savaş döneminde ve bu dönemin hemen ardından belirli bir süre, başta PKK terör örgütü olmak üzere bölücü ve sistemi istikrarsızlaştırıcı örgütler; Sovyetler Birliği, onula birlikte hareket eden Bulgaristan, Sovyetlerin kontrolü altında olan ve Türkiye’den olan talepleri nedeniyle Türkiye’nin zayıf duruma düşmesini arzu eden Suriye, her zaman için Türkiye ile sorunlu olan Yunanistan, Ermenistan ve diğer bazı ülkeler tarafından desteklenmiştir. Bir noktada PKK, özellikle vekâleten savaşın aracı olmuştur.  Bu ülkelere ve güçlere taşeronluk yapmıştır.
SOĞUK SAVAŞ SONRASI PKK BATI'NIN KONTROLÜNE GİRDİ
-    Soğuk Savaşı takiben 1990’lı yılların sonuna kadar bu ülkelerin desteğinin devam ettiği, sonra bunlardan Rusya, Suriye, Bulgaristan ve İran’ın desteğinin önce etkisizleştiği sonra kalktığı ve desteğe 2000’li yıllardan itibaren tedricen doğrudan veya dolaylı olarak AB ve AB dışındaki Avrupa ülkelerinin de dahil olduğu, ABD’nin de bazen dolaylı bazen sessiz kalarak sürecin içinde görüldüğü anlaşılmaktadır. Sürecin adı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tasfiye sürecidir.
BOP TÜRKİYE'NİN TASFİYESİDİR
-    Soğuk Savaş’tan sonra dünya iki kutuplu düzenden tek kutuplu bir düzene dönüşmüş, bilinen Ortadoğu’nun merkezde olduğu, Batıda Afrika’nın kuzeyi, doğuda da Kafkasya ve Orta Asya’nın bulunduğu ve genelde İslam coğrafyasını kapsayan bu bölgede kontrolün sağlanması için ABD tarafında Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adı altında bir proje planlanmış ve uygulamaya sokulmuştur.  Bu projede Türkiye’ye de bir rol biçilmiştir. Bu projede ABD, daha sonra gündeme getirilen Medeniyetler İttifakı’nda da İspanya ile “eş başkan” olarak ilan edilmiştir.
-    Projede, bölgede kendi politikalarının gerçekleştirilmesine imkân yaratacak ülke olarak ön görülen Türkiye’nin, yapısının kendi politikalarına uyum sağlayacak bir şekle dönüştürülmesi ve gücünün de kontrol edilebilir olması düşüncesi de yer almıştır.
-    Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tasfiyesi kapsamında mütalaa edilen ve son bir yıldır gündeme getirilen açılım konularının arkasında da ABD’nin olduğunu söylemek mümkündür.
ÖZERKLİK AYRI DEVLETE GİDEN YOLDA İLK ADIM
-    “Etnik esaslı bölücülük/Kürtçülük hareketi”, benimsediği yeni strateji çerçevesinde Demokratik Özerklik konusunu gündeme getirmektedir. Bu söylem hem İmralı, hem bölücü siyaset yapan siyasiler, hem Kandil ve PKK, hem bölgedeki yerel yönetimler, hem Demokratik Toplum Kongresi, hem de medya militanları tarafından sözbirliği içinde dillendirilmektedir. Konu esas itibariyle özerk bir yönetimdir.
-    İfade edilen özerklikte; belirli sınırları, yerel meclisi, yönetimi, ana dilin öğrenilmesini de içerecek şekilde eğitim veren okulları, yerel güvenlik unsurları, Türk Bayrağı’nın yanında kendi bayrakları, hatta ayrı futbol liglerinin ve buna benzer diğer ayrıcalıkların olduğu bir yapı öngörülmektedir. Bu özerklik kavramının başına bir de ‘demokratik’ kelimesi getirilerek, içe ve dışa karşı hem cazip olunmaya, hem de meşruiyet kazanılmaya çalışılmaktadır. Demokratik Toplum Kongresi de Demokratik Özerkliğin meclisi gibi kabul edilmektedir. Anayasada şimdilik yapılacak değişikliklerle Kürt ifadesi kullanılamıyorsa Türk kelimesinin de çıkarılması talebi bulunmaktadır.
-    Özerklikten iki milletli federasyona, daha sonra da bağımsızlığa gidecek olan zincirin, bilinen bir sonuç olduğu açıktır. Ancak tepkileri azaltmak ve hedefe gidecek yolları önceden tıkamamak için bağımsızlık istemedikleri konusunda iç ve dış kamuoyunu inandırmaya çalışmaktadırlar. Federasyona ve takiben bağımsızlığa gidecek yolu açmak için daha sonra kimliğin anayasal güvenceye alınması ve ‘Kürt ulusu’ kavramının anayasada yer alması, Kürtçenin eğitim dili olmasıdır.
-    Bunun Türkiye ayağındaki şartlar henüz uygun hale gelmediği için şimdilik “Demokratik Özerklik” ve diğer istekler ön planda tutulmaktadır. Şartlar kendi (Kürtçülerin) düşünceleri yönünde geliştikçe Projenin Türkiye parçasındaki ayrılıkçı istekler çoğalacak, bağımsızlığa giden süreç geliştirilecektir. Daha sonra Irak, Suriye ve İran’daki parçalarla birleşme ve kendi ideallerine ulaşma yolunda ilerlenecektir.

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...