Sayfalar

28 Ocak 2010 Perşembe

İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ ERDOĞAN AYATA: 2000 ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR


Okullar yarıyıl tatiline girdi. Herhangi bir sıkıntı yok değil mi?


Bir dönemi geride bıraktık. 2009-2010 eğitim öğretim yılımız bize göre problemsiz geçti. Eski günleri hatırladığımızda öğrenci olayları disiplin olayları bir hayli sıkıntı verirdi; ama son yıllarda öğrenci olayları son derece azaldı. Çok basit küçük münferit olaylar şekline dönüştü. Eskiden biliyorsunuz çocuklarımız bu filmlerinde etkisinde kalarak gruplaşmalar, reislik, liderlik gibi kendilerine misyon takınarak sıkıntılar veriyorlardı. Şuanda onların tamamı bitti. Tabii bu bitme olayı kendiliğinden olmadı. Belki Türkiye’de ilk defa uygulanan bir proje geliştirmiştik onun çok faydasını gördük. Hatta Bakanlığımıza da bu proje ile ilgili bilgi vermiştik. Türkiye genelinde problemli öğrencilerle ilgilenme ile ilgili seminerler verilmeye başlandı. Bu da Kayseri’nin bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da öncülük yaptığının bir göstergesi. Tabii öğretmenlerimiz burada büyük fedakarlıklarda bulunuyorlar. Çünkü kendilerinin asli görevi olmamasına rağmen estradan çocuklar ile birebir ilgilenmesi gerçekten bir özveri, çalışma örneğidir. Tabii arkadaşlarımız mesleklerini özveri ile yaparken bu işe gönül verdikleri için hiç bir zaman zorsunmuyorlar, bu işi seve seve gönüllü olarak yapıyorlar. Burada kazançlı olan yine bizleriz çünkü toplumda çocuklarımızın iyi yetişmesi, olumsuz bir bireyin topluma ne kadar zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Bir kişi ülkeyide kurtarıyor bir kişi ülkeyi olumsuz bir hale de sokabiliyor. Bu kötü örnekler olmasın diye çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeye eğitmeye çalışıyoruz çünkü eğitim sürekli bir görev. Yani bunun zamanı yeri ve mekanı yok. Yani her yaşta her mekanda eğitim verilebiliyor. Biz burada personellerimizi, eğitimcilerimizi, öğrencilerimizi eğitiyoruz, eğitimin yaşı ve sınırı olmadığını biliyoruz.

Bu proje milli eğitim ve emniyet müdürlüğü ortaklığında yapıldı...

İlk başlangıçta bizim iki türlü projemiz var. Birinci projemiz polis ağabeyliği. Bu emniyet ile beraber bu işi organize ediyoruz. Liselerimizde özellikle sivil polislerimiz var. Bunlar polis gibi değilde okulda koordineyi sağlayan bir eğitimci gibi, onlara artık polis demiyoruz bize destek veren bir eğitimci diyoruz. Onlar koordineyi sağlıyorlar. Öğrencilerimiz o polis memuru arkadaşlarımızın sivil olmasına rağmen kendisinin emniyetten biri olduğunu bildikleri için biraz daha dikkatli davranıyorlar. Bu dikkatleri de tabii olayların olmadan önce emniyet tarafından oradaki polis memuru tarafından tesbit edilmesi, idare dışardaki gruplaşmaları, suça meyilli olan öğrencilerin kimler olduğunu fazla farkedemiyor; ama polisin bunu okul dışında tesbit etme şansı oluyor. Onlarla özel sohbet esnasında bazı bilgileri alarak önceden tedbirini alabiliyor. Onun ötesinde bizim ikinci bir projemiz de emniyetin dışında olan bir proje. Tamamen gönüllülüğe dayalı. Rehber öğretmenlerin dışında matematik, fizik, fen bilgisi öğretmeni, bunların okulda öğrenciler arasında tesbit ettiği biraz daha geri olan yada kendini ön plana çıkarmak için liderlik özellikleri taşıyan derslerinin zayıf olmasından dolayı kendisini farklı alanlarda ifade etmek isteyen öğrencilerimiz var. Bu öğrencilerimizi hem okulun içindeki öğrenciler ile kaynaştırmak, onları okuldan koparmamak dersten koparmamak adına öğretmenlerimiz gönüllü olarak o çocuklarla arkadaş oluyorlar. Yani bu arkadaşlık farkında olmadan bir arkadaşlık. Yani ben seninle ilgileneceğim, işte bana teslim edilen bir öğrencisin gibi değilde kendisini ona güvendirerek samimi bir arkadaşmış gibi yaklaşım ile o öğrencinin güvenini kazanmak. Bu tür öğrenciler idareye, müdür yardımcılarına, öğretmenlere güvenmiyorlar. Onları hep potansiyel düşman gibi görüyorlar ve ondan dolayıda hiç bir şeyini paylaşmıyorlar; ama biz bu konuyu öğretmenin farklı yaklaşımları ile öğrencinin asıl iç dünyasına girebilirsek onun evdeki durumunu arkadaş durumunu çözebilirsek o çocuğu olumsuz şeylerde kurtarmak çok daha kolay.

Peki hocam Kayseri’de hiç kötü alışkanlıkları olan öğrenci tesbit edildi mi? Esrar gibi, eroin gibi...

Eğitim durumları içinde öyle bir hadiseye şimdiye kadar hiç rastlamadık. Yani bire bir disipline gelen, hocam bu esrar eroin kullanıyor, satarken alırken yada okul önünde içerken yakalanmış diye öğrenci olarak bize hiç gelmedi. Zaten emniyet tarafından öğrenci olduğu tesbit edilse emniyet hemen bize bildiriyor ve o öğrenci ile ilgili gerekli işlemler yapılıyor. Ben müdür oldum olalı 6 yıldır böyle bir hadiseye hiç rastlamadım. Böyle bir esrar erion olayı olmadı; ama sigara olayı var o da günümüzde artık öğrencinin neredeyse ailesinin annesinin babasının bildiği ama hiç bir şey yapamadığı, engelleyemediği bir durum. Çocukların velilerin çocuklarını sigara içmesinden dolayı çağırdığımızda veli “Hocam biliyorum hatta parasını veriyorum ama engelleyemiyorum” dediklerini biliyoruz; ama bir başkasına kötü örnek olmaması için onları engellemeye çalıyoruz. Kendi artık alıştı ise okulda içmesin; ama dışarda ailesi müsade ediyormuş etmiyormuş o bizi ilgilendirmez fakat en önemlisi okul forması ile cadde ve sokakta içmesi bizi çok rahatsız ediyor. O yüzdende önlem almaya çalışıyoruz.

Öğretmen açığımız var mı?

Norm kadroya göre açığımız var. Bizim 2000 norm kardoya göre açığımız var; ama şöyle bir açık değil. Bir saat dersiniz boş geçiyor mu derseniz bir saat bile dersimiz boş geçmiyor. Bütün derslerimiz dolu. Yani eskiden öğretmen açığı denildiğinde öğrencinin öğretmeni olmaması, derse girmemesi gibi algılanırdı. Şimdi KPSS’den dolayı öğretmenlerimiz biliyorsunuz sınava giriyorlar. 75 puan atanıyor, 74.999 puan atanamıyor; ama ikiside aynı fakülteyi bitirmiş, aynı okuldan mezun olmuş, biri atanıyor diğeri atanmıyor. Ekonomik krizden dolayıda herkesin bir beklentisi var. Onlarda ücretli öğretmen olarak görev almak istiyorlar. Aynı öğretmeni bu açık olan bir yerlerde biz ders ücretli olarak görevlendiriyoruz. Yani orada öğretmenlik formasyonu var, aynı branşta hiçbir problem yok sadece resmiyette atanamamış olması. Ha devletin burada ne karı oluyor. Bin 500 lira maaş vereceğine 700 lira ile bu işi götürüyor.

İlçelerde?

Hiç bir ilçemizde en ufak bir ders açığımız yok. Çünkü şuanda 150-200 tane öğretmen hergün bana müracat ediyor.

Açıkları böyle mi kapatıyorsunuz...

Bunlara görev bile veremiyoruz, görev almakta torpil ile, böyle bir şey var. 2000 normumuz olmasına rağmen görevlendirdiğimiz öğretmende 700 tane.

Bu açığı kapatabiliyor mu?

Evet 700 öğretmen, 2000 öğretmenin açığını kapatıyor.

Hocam Kayseri’de okul sorunu yada okul eksiği varmı?

Okul ihtiyacı olmaması mümkün değil. Şöyle ihtiyaç oluyor. Mesela yeni yerleşim yeri oluyor, diyelim ki Toki 1400 tane daire teslim ediyor. Biz oraya okul yapmışız ama Toki’nin 1400 tane daha teslim edeceği varsayımla hareket ile oraya bir okul daha istiyor diyorsun. Şimdi eski evler yıkılıyor, mesela bizim şurada Safa ilköğretim okulu vardı kapattık, eski evler yıkılınca etrafında evler kalmadı. Yarın İstiklal ilköğretim var, o da kapanır. Bunlar niye kapanıyor. Etrafında eski evler var, o bölgede öğrenci kalmıyor. İşte bir bakıyorsun Anayurt’da dört tane 15 katlı daireler teslim ediyorlar, her katta dört daire var, çarpıyorsun 60 daire oluyor. Dört tane olursa 4 kere 60, 240 daire. Oralar genç nüfus her evde iki öğrenci olursa 480 tane öğrenci bir yere dört tane blok dikildiği zaman 480 tane öğrenci potansiyeli oraya gidiyor. O zaman buradaki okul boş kalırken oraya okul isteniyor. Yani yerleşimlerin yer değişiminden dolayı okul ihtiyacı artıyor. Okulların tekeri yok ki çekerek oraya götürsek. Başka alanda da onları kullanmaya çalışacağız. Öyle bir sıkıntı var; ama bizler okul sayısını şöyle hesaplarız, derslik başına düşen öğrenci sayısı. Şuanda derslik başına öğrenci sayımız ilköğetimde 32, liselerde 27. Yani bütün lise öğrencilerini topluyorsun okullarda ki derslik sayısına bölüyorsun ortalama 27. İşte bu Eraslan Lisesi’nde 40; ama Argıncık Lisesi’nde 15. Bu genel bir ortalama, orada da işte bölgesel bir yığılmalar sözkonusu oluyor. Mesela Celal Bayer Lisesi’nde ortalama 18 öğrenci.

Hocam öğretmenler ilçe cezaevlerinde neden nöbet tutuyorlar? Böyle bir sistem var mı?

Aslında böyle bir sistem yok ama yalnız şöyle bir şey var. İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasında bir protokol var. Bu ilçelerdeki cezaevlerinde bayan gardiyan yok. Cezaevinde de haftanın bir günü görüş var. Görüşlerde anne ve baba geliyor. Cezaevine girerken üst araması yapılıyor. Üst aramasında ilçede bayan gardiyan ve polis memuru olmayınca ve kadınların üstünün aranması geriyor. Bayanları içeri almama gibi bir şeyde söz konusu değil. Ondan dolayıda üç Bakanlık demiş ki bu durumun çözülmesi için ilçedeki memurlar bu hemşire de olabilir, muhasebe memuru da olabilir ebe de olabilir, tapu da ki memurda olabilir. O memurların birer gün birer saat girişlerde bayanların kontrol edilmesi gibi bir görev verildi.

Bu Türkiye genelinde üç Bakanlığın yaptığı bir protokolün gereği mi?

Türkiye genelinde böyle bir protokol var. Şimdi bu memurlara görev vermişler. Bir öğretmene sene de bir kere, bir saat bir görev düşüyor. Yani senede bir kez yaptığı görevde bir saat. Bir saat üst araması yapıyorlarmış. Orada ailelerin içeri girmesini sağlamak için. Mesela savcının hanımı öğretmen o da arama yapıyor.

Yani torpil yok..

Tabii savcının hanımı da üst araması yapıyor. Kaymakam’ın hanımı da öğretmen olsaydı o da arama yapacaktı. Olması gerekir mi diye sorarsınız bana göre olmaması lazım. Bana göre öğretmenin bir cezaevine gidipte üst araması yapması etik değil ama bazen zorunluluktan kaynaklanan şeyler oluyor. Bazen bizde yapıyoruz. Mesela sınavlarda bayan geliyor öğretmenden arama yapmasını istiyoruz; ama öğretmen o anda okulda olduğu için okulda arama yapması onun için pek abes olmuyor; ama cezaevinde arama yapması enteresan.

Domuz gribi geldi geçti, okullarda ciddi anlamda bir sıkıntı yaratmadı değil mi?

Kesinlikle domuz gribi konusunda Kayseri pilot bölgelerden biriydi. Allah’a şükür o tatil çok faydalı oldu, etkisini tamamen kaybetti. Şuanda devamsızlık falan hiçbir şey yok.

Eğitim düzeyimiz nasıl?

Eğitim düzeyimiz geçen yılki üniversite başarısı ile üst noktaya geldi. Bu sene endişemiz geriye gitmek. Bunu hiç istemiyoruz. Zirveye çıkmak bazen zor olur ama çıkılır, zirveyi korumak çok zor olur. Sayın Cumhurbaşkanımızda telefon açarak bizi tebrik etti. Bizlerde çıktığımız bu zirveyi korumak için elimizden gelini yapacağız.

Yarıyıl tatili...

Birici yarıyıl dönemi sone erdi bütün ailelerimize öğretmenlerimize iyi bir tatil diliyorum. Öğrencilerimize iyi bir tatil diliyorum. Bizim her zaman standart söyleyeceğimiz zayıfı olan öğrencilerimizi ailelerin fazla sıkıştırmaması.

Semra ACAR
ac.semra@mynet.com

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...