Sayfalar

29 Ağustos 2010 Pazar

ELİTAŞ'IN GÖZÜNDE BİR GÖRÜNÜR VAR AMA HAYIRLISI /Osman ÇİFTÇİ

Çalık Grubunun Sabah Gazetesi, Kayseri Şeker Fabrikası ve yöneticileri hakkında 3 gün peşpeşe yazdığı yalanları başlık değiştirip birleştirerek internet sitesinde tekrar yayınlayarak sürdürdü.
Peşinden ne kadar Fetullah Gülen cemaatine yakın internet sites var hepsinde bu haber paylaşıldı.
Yani saldırı organize...
Kanaatim o ki;
Hanefi Avcı’nın kitabında bahsettiği tehlikeye şu anda Kayseri Şeker’in yöneticileri de hedef olmuş durumda.
Sabah Gazetesi’ndeki kalemşörler halen Sanayi Bakanlığı müfettişlerinin 300 sayfalık raporu olduğunu ve yazdıkları iddiaların kaynağının da bu rapor olduğu yazıyorlar.
Sanayi Bakanlığı Teştiş Kurulu Başkanı’nın “incelememiz devam ediyor, öyle bir rapor yok” şeklindeki resmi yazısına rağmen, iddialar yalanlanmasına rağmen, iddialarla ilgili trilyonluk tazminat davaları açılmasına rağmen, aslı astarı olmayan bilgilerle haber yayınlanmaması için mahkemenin tedbir kararı olmasına rağmen halen yalan yanlış bilgileri üstelik tekrar ederek yayınlamalarının amacı gazetecilik olmasa gerek.
Başlıkları, “Kayseri Şeker’de Ergenekon izleri” idi...
Çamur atmak bu kadar kolay olmamalı. Sabah Gazetesi’nin Çalık’a satılmasından sonra yaşadığı itibar kaybına bence bu olayın yeri çok büyük olacak.
Peki amaçları ne? Çalık Kayseri Şeker Fabrikası’nı ele geçirmenin derdine düşmedi herhalde... Kayseri çiftçisi yedirmez!
Şu günlerde Kayseri Şeker Fabrikası’nın mevcut yönetiminin uluslararası düzeyde kredi görüşmeleri var. Bu tür haberlerle bugün-yarın sonuçlanması beklenen görüşmelerde Kayseri Şeker’e yara açmak istiyorlar.
Kredi alınamayacak, Vedat Ali Özışık yönetimi zaafa düşecek ve Kayseri’deki bu haberlerin yayınlanması için ittifak edenler büyük zafer kazanmış olacak.
Sabah Gazetesi kullanılarak yapılan bu çirkinliğin taraflarına ve yaptıkları ittifaklara bakın.
Biri fabrikada normal bir müdürken elinden tutarak genel müdür yapanlara bile yaptığı ihanetler nedeniyle görevden alınan, görevden alındıktan sonra yapılan seçimlerde Vedat Ali Özışık karşısında sandığa gömülen ekipte abisiyle birlikte yeralan, hakkında fabrikanın trilyonlarını naylon faturalarla ödettirdiği gerekçesiyle emniyette ifadesi alınan (bu konunun detaylarına girerdim ama sorşturma safhası devam ediyor) MHP’nin Kocasinan İlçe eski Başkanı Yavuz Karaçavuş’un kardeşi Halil Karaçavuş.
Diğeri bir dönem Halil Karaçavuş’un yaveri olarak fabrikada görev yapmış, Kayseri Şeker’in başına örülmeye çalışılan çorapların benzerini Adapazarı Şeker Fabrikası’nda yine bu Sabah Gazetesi’nin muhabiri ile örmeye çalışmış, suç örgütü iddialarıyla cezaevi geçmişi olan, ülkücü geçinen, bir dönem medya danışmanlık işi yapan profesyonel iletişim çalışanı Rıfat Herdem. Eşi Kayseri Şeker Fabrikası’nda çalışıyordu, şu son dönemdeki ihanet mevzularında Zaman ve Taraf’a haber pazarlamaya kalkışanlar arasında Rıfat Herdem de olunca işine son verilmiş. İntikam hırsı da var işin içinde anlayacağınız.
Rıfat Herdem ve Sabah muhabiri Metin Can konusunu biraz açalım.
Rıfet Herdem, Adapazarı Şeker Fabrikası’nda da Özem Kalem Müdürü olarak çalıştı.
Ne gariptir ki, Metin Can, şimdi Kayseri Şeker için yazdığı “fabrika şeker gibi erimiş” haberinin benzerini Adapazarı Şeker Fabrikası için, yine aynı başlıkla “Adapazarı Şeker Fabrikası şeker gibi eridi” diye o dönem çalıştığı Haber Türk’te yazıp çizmiş.
Eridi dediği Adapazarı Şeker Fabrikası’nı ekonomiye kazandıran Ayhan Teke şimdi Kayseri Şeker Fabrikası’nın CEO’su. Şeker sektörü konusunda müsteşarlık kurulacak olsa tek adaydır.
Rıfat Herdem, Adapazarı’nda düzenlenen suç örgütü operasyonunda tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Ve bunların tezgahında filim çevirmeye çalışan, Başbakan’ın mitinge geleceği günden önceki akşam miting kaygısıyla çalışmak yerine Halil Karaçavuş ile geceyarısına kadar görüşmeler yapan kişi de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş.
Elitaş, yargıyı zan altında bırakan, “yargının çok duygusal ilişkiler içerisinde olduğu..” iddialarını AKP yanlısı yerel televizyonda abartmış, “vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışmamış yargı mensuplarını göreve davet ediyorum” demiş.
Yargının harekete geçmesi gerek evet. İftiraları gerçek gibi yayınlayan gazeteler, bu yalanları gerçekmiş gibi pazarlamaya kalkıp yargıyı zan altında bırakan Mustafa Elitaş hakkında harekete geçmesi lazım yargının.
Tamam dokunulmazlığı var ama yargı bu işin tek çözüm noktası.
Bizim Çalık’ın Sabah Gazetesi’nin internet sitesinde de Elitaş gözünü karartmış, ağzından çıkanı kulağı duymadan konuşmuş.
Bizim köyde bu durumlar için, “gözünde bir görünür var” derler. Elitaş, bugünün yarınını, yalancının mumunun söneceğini düşünmüyor, milletvekili olduğunu unutuyor.
Bu şehrin milletvekili, bu şehrin Şeker Fabrikası’nın kredi sıkıntılarının çözümüne yardımcı olmalıyken kredi alınmasını önleyici iftira yayınlarına çanak tutarak millete hizmet etmiş olmuyor.
***
Sayın Elitaş, Türkiye aynı zamanda bir hukuk devleti. Bu dokunulmazlık zırhı da ölene kadar kalmayacak üzerinizde.
Dün sorduğum soruya da cevap vermediniz. Tekrar ediyorum: sıkıntılı olduğunuz bir durumdan sizi kurtarması için herhangi birini “yoksa seni Ergenekoncu diye içeriye attırırım” şeklinde tehdit ettiniz mi etmediniz mi?
***
Cevabını henüz Şeker Fabrikası yetkililerine teyit ettiremediğim 2 sorum daha olacak. Belki siz teyit edersiniz.
Bir dönem “yolsuzluk” yaygarası kopardığınız Kayseri Şeker’de neden ve nasıl susmuştunuz ve şimdi neden ortaya düştünüz bilemiyorum ama o sulh olduğunuz dönemde 2 kişinin Şeker Fabrikası’nda işe girmesi için referans oldunuz mu olmadınız mı? Bu 2 kişinin sizinle herhangi bir yakınlığı var mı?
Bir de kristal şekerin naylon poşet ihalesi... Bu konuyla ilgili elinizde yolsuzluk iddiası falan vardı da açıklamadığınız oldu mu?
Soru çok ama sütun bitti...

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...