12 Eylül Anayasası diye bir şey olmadığını söyleyen Gedikli’ye göre, mevcut Anayasa bugüne kadar “88 yerinden delinmiş” durumda. Gedikli, “Bu Anayasa’nın pek çok maddesi değiştirilmiştir. Dolayısıyla bir Anayasa değişikliği şeklinde sunulması mümkün değil” diye konuştu.
HÜKÜMETİN SAMİMİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM
Ercüment Gedikli, AKP Hükümeti’nin 12 Eylül ile hesaplaşma edebiyatını da doğru bulmadığını belirtti ve şöyle devam etti:
“Başbakan Erdoğan AKP Meclis Grubunun karşısına çıkıp 12 Eylül mağdurlarının yazdığı mektupları okudu, ağladı. Başbakanlık benim bildiğim kadarıyla ağlama makamı değil. Eğer gerçekten bundan bir sıkıntı duyuluyor olsaydı aradan geçen 30 sene içinde bu konuyla ilgili bir şeyler yapılmış olurdu.”
12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, bugün hala cezaevinde yatan mağdurlar olduğunu belirten Gedikli, “Cezaevlerindekilerin dışında, yurt dışına giden ve hala Türkiye’ye dönemeyen, sürgün hayatı yaşayanlar var. Bu Hükümet, 8 yıldır tek başına iktidar değil mi? Bu insanların mağduriyetlerinin giderilmesi için bir gecede çıkarılacak bir kararname yeterli olabilirdi. Bunun için Anayasa değiştirmeye bile gerek yoktu. Askeri mahkemelerin o dönem verdiği hükümlerin yok sayılması için bir adım atılmış olsaydı, işte o zaman 12 Eylül mağduru insanlara faydaları dokunurdu. Şimdi çıkıp kimse ölmüş bir insanın arkasından ağlayarak, oy toplamaya çalışmasın. İnandırıcı değil” diye konuştu.
MHP TABANI ÜZERİNDE OYUNLAR OYNANIYOR
Referandum öncesinde MHP’nin tabanına yönelik söylemlerle “Evet” oyu istenmesini de ilginç bulduğunu kaydeden Ercüment Gedikli, şöyle devam etti:
“Buna pek akıl erdirebildiğim söylenemez. Başbakan Erdoğan ve AKP hükümeti bu konuya biraz fazla önem veriyor gibi görünüyor. MHP’nin tabanı üzerine bir takım oyunlar oynanması bunu gösteriyor. Ama ben yine tekrarlamak gerekirse, buradaki çabaların samimi olduğunu kesinlikle sanmıyorum.
Örneğin, Muhsin Kahya adlı kişi, aradan 30 sene geçmesine rağmen ama hala cezaevinde yatıyor. Onunla birlikte aynı durumda olan 2-3 kişi daha var. 150-200 kişi yurt dışında. Onlar, bu süre zarfında, kendi anne babalarının cenaze törenlerine katılmak için bile Türkiye’ye gelemediler. Demek ki ortada bir samimiyet sorunu var.”
MHP’NİN SAMİMİYETİNİ GÖRMEK İÇİN…
AKP Hükümeti’nin “12 Eylül mahkemelerinin kararlarını yok sayacak” bir yasal düzenlemeye gitmesini öneren Gedikli, “İşte o zaman bizler, MHP’nin samimiyetini de göreceğiz” diye konuştu.
11 YIL CEZAEVİNDE YATTI
12 Eylül’de idamla yargılanan, cezası daha sonra müebbet hapse çevrilen Ercüment Gedikli, toplam 11 yıl boyunca Mamak Cezaevi’nde kaldı. 1991 yılında aftan yararlanarak dışarı çıkan Gedikli, Bahçelievler katliamı davası sonunda dönemin meşhur hapishanesi Mamak Cezaevi'nde 'tek kişilik' hücrede Dev-Yol ve Dev-Sol üyesi 3 sol görüşlü mahkumla birlikte 5 yıl kaldı.
Mamak Cezaevi'nde 17 numaralı hücrede kalan Gedikli'nin hapishanedeki en yakın komşusu ise 15 numaralı hücrede kalan BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'ydu. Bir hücrede kalanın başka hücredeki mahkumla konuşması yasak olduğu için Gedikli ile Yazıcıoğlu, pek fazla sohbet etme ve bir araya gelme imkanı bulamamış, bunu yaptıklarında ise dayak yemişler. Askeri idarenin elindeki Mamak Cezaevi'nde günün 24 saatinin dayak ve işkence ile geçtiğini söyleyen Gedikli, hem ülkücülerin hem solcuların bu eziyetlerden payını aldığını kaydetti.
(Gazete5)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder