Sayfalar

13 Ağustos 2010 Cuma

BBP'nin AKP politikalarına verdiği açık destek tabandaki rahatsızlığı büyütüyor

BBP'nin AKP politikalarına verdiği açık destek tabandaki rahatsızlığı büyütürken Yavuz Ağıralioğlu'nun olağanüstü kongre talebi, gözleri Ankara'ya çevirdi. 242 delegenin imzalarını içeren dosyayı kapıda teslim edebildiklerini belirten Ağıralioğlu, "Bu üslup Genel Merkez'e yakışmadı.
Yalçın Topçu verdiği sözü tutsun” dedi.
Haber: Önsel ÜNAL
Büyük Birlik Partisi’nde Merhum eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’ndan sonra Genel başkan aday adayları telaffuz edilmeye başladı. BBP’nin 31 Mayıs’ta olağanüstü kongre kararı almasından sonra gözler BBP Genel Başkan Aday Adayları üzerine çevrilirken, ilk adım Nizam-ı Alem ocak başkanları içinde en fazla iz bırakmış, BBP MKYK Üyesi Yavuz Ağıralioğlu’ndan geldi. Ankara siyasal mezunu, birikimli, liyakatli aksiyoner ve iyi bir hatip olarak bilinen ve sevilen Yavuz Ağıralioğlu, BBP’deki adaylık süreci hakkındaki tüm detayları gazetemize değerlendirdi. Ağıralioğlu, “Genel Başkanımızın vefatından sonra kongremiz olağanüstü şartlarda yapıldı. Bir travma sürecini yaşadık” dedi. Yavuz Ağıralioğlu, “Onun için bu kongre bir hüzün kongresiydi. Bir vizyon, siyasi istişare kurultayı değildi. Dolayısıyla Genel Başkanımızın vefatından sonra ülke meselelerini çok yoğun olarak konuşabileceğimiz bir siyasi kurultay yapamadık” diye konuştu. Ağıralioğlu şunları söyledi: “Vakarımıza yakışanı yaptık. Bundan sonra memleketin meselelerine omuz verebilecek bir siyasi vizyon kurultayına olan ihtiyacımızı ifade ettik. Buna genel merkezin kendi kararıyla gitmesi gerektiğini, bir an önce tüm Türkiye sathına yayılmış, memleket için hayırlı işler yapabilecek herkesin görev alabileceği bir siyasi inşa süreci için kurultay talebimizi genel merkezimize ilettik.”
Aday olmayacağını söylemişti
Yalçın Topçu’nun 9 Kasım 2010 tarihinde bir kongre yapılacağını ve kendisinin de asla aday olmayacağını bize ifade ettiğini belirten Yavuz Ağıralioğlu, “ Şubat ayının sonlarına doğru yaptığımız MKYK toplantımızda 9 Kasım tarihinde kongreyi yapmama yönünde bir irade beyan ettiler ve kendilerinin de aday olduğunu söyledi. Bir kere BBP’nin genel başkanlık kürsüsü bir tereddüt kürsüsü değildir. Burası bir haysiyet ve vakar kürsüsüdür...” diye konuştu. Yavuz Ağıralioğlu, şunları söyledi: “Milletin haysiyet davasında tereddüt eden kendi iradesiyle beraber teşkilatın iradesini de zaafiyete uğratır. Bu tür tereddütlerin camiaya hayır getirmeyeceğine inanıyorum. Memleket meselelerini konuşurken kullandıkları dili çok muhtevalı ve makul bulmuyorum. Buna vefat sürecinde kullandıkları dil de dahildir. BBP, fikri istinatları, fikri koordinatları itibarı ile özellikle son bir yılda eğer kendi fikriyatını, kendi ülküsünü millete doğru takdim edebilmiş olsaydı bugün memlekette millet aleyhine olan biteni bozabilecek bir denklemin mimarı olabilirdi. Ama bu maharetler kullanılamadı.”
Yaklaşım siyasi ahlaktan yoksun
Olağanüstü kurultay konusunda BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ile mutabık kaldıkalarını belirten Yavuz Ağıralioğlu, “Yalçın Bey defaten, ’Muhsin Yazıcıoğlu’nun hatırası için noter mührüne, mahkeme kararlarına itibar etmem. 221 delegenin iradesini gördüğüm zaman kongreye giderim’ifadesini MKYK ve istişare toplantılarında kullandı. Şimdi bunun üzerine Genel Merkezin mukabelesini çok yakışıksız bulduk” diye konuştu.  Ağıralioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir selam, bir gül, bir imza parolasıyla istişareye açtığımız büyük kurultay talebimizi genel merkezimize iletmek için geldik. Genel Merkezde kendisine yakışan nezaketle mukabelede bulunmadı. Akabinde yaptıkları toplantılarda kullandıkları ifadeleri çok rencide edici ve çirkin buldum. Yani kongre talebinde bulunanları Ergenekoncu gibi takdim etmelerini siyasi nezaketle, edeple, ahlakla bağdaşır bir tarafı yoktur. Yakışmamıştır. İmza veren arkadaşlarımız geçen kurultayda Yalçın Topçu’ya oy vermiş arkadaşlar. Dolayısıyla kendilerine oy verilince makul ve makbul diye arkadaşlarını takdim edip kurultay talebi olunca da Ergenekoncu gibi tarif etmek siyasi nezaketle, siyasi adapla, dava arkadaşlığı hukukuyla bağdaşmaz. Genel merkeze böyle bir üslup yakışmadı. Bu süreç içerisinde mahkeme ya da noter kanalıyla camiamızı örselemek istemem. Baştan beri de gayret ettiğim konu budur. Muhsin Başkanın hatırasını, bundan sonra BBP’nin taşıdığı siyasi sorumluluğu noter, mahkeme kapılarında kuvvetlendirmek bana zuldür. Böyle bir vebali genel merkeze bırakırım. Çünkü söz onlarındır.”
Hedefim hükümet
Yavuz Ağıralioğlu, “Muhsin Yazıcıoğlu, 17 yıldır sözünün ve şerefinin arkasında durmuş bir dava adamıdır. Onun dava adamı olduğunu iddia edenler sözlerinin ve imzalarının arkasında dursunlar. Biz şerefle imzalarımızın arkasında duruyoruz. Yalçın Bey de sözünün arkasında dursun. Duracağına inanmak istiyoruz” diye konuştu. Yavuz Ağıralioğlu, şunları kaydetti. “Ben illa ki bir şeyin hedefini önüme alacaksam Yalçın Bey’in nezaret ettiği BBP genel başkanlık makamını almaktan ziyade illa bir şey olacaksa Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden hükümeti almak olsun. Bunu hedefledim. ”
Davaya sadakat
Ağıralioğlu, “Muhsin Yazıcıoğlu ömrünü uğruna adadığı dava için şerefle mücadele etmiş ve şerefle bu dünyaya veda etmiş bir dava, mücadele adamı olarak zihinlerde kalacaktır” dedi. Ağıralioğlu, bununla ilgili şu ifadeleri kullandı: “BBP Hareketi Muhsin Yazıcıoğlu’nun şahsında değil, izzet ve şerefle davaya sadakat esasında yürüyecektir. O muhtevayı vermek zorundadır Büyük Birlik Hareketi. Kürt meselesi başlıklı sürecin ülkeye nifaka dönmesi vesilesinde BBP’nin bu sürecin millet aleyhine dönmemesi hususunda çok keskin bir rol alması lazımdı. Ermeni meselesinde, referandum sürecinde devletin muhtevasını kodlarken kullandıkları dili ben yeterli bulmuyorum. BBP hareketi bu değil. BBP kendi iddialarıyla, kendi fikrini istediği zaman ve zemin diliminde ve kendi şartlarını kendi belirlediği süreçte konuşabilir.”
O ahlakı taşıyacaksın!
Yavuz Ağıralioğlu, “BBP olarak kullandığımız bir sloganımız var. ‘24 saat kesintisiz demokrasi’. Millete kesintisiz demokrasi isteyen bir kürsü, dava arkadaşlarının on dakikalık demokrasi talebine tahammül edemiyorlar” dedi.
İthamlardan kaçınmalı
Ağıralioğlu, “BBP’ye yaşanan bu tür şeyler yakışmıyor. Samimi olmak lazım. 24 saat kesintisiz demokrasi talebiniz varsa kendi içinde o ahlakı taşıyacaksın” diye konuştu. Yavuz Ağıralioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Son olarak bundan sonra hareketin kongre süreci dahil sağlıklı bir gelecek bulması için genel merkezimizdeki arkadaşlar dahil herkese düşen görev dava arkadaşlığı hukukunu zedeleyecek ithamlardan kaçınmalarıdır. Bu süreç böyle sağlıklı inşa edilebilirse hareketin bütünlüğüne halel getirmeyecek bir siyasi vizyon kurultayı ile taçlanıp millete alternatif oluruz. Bizim sorumluluğumuz ne kadarsa genel merkezin sorumluluğu da o kadardır. Allah herkes için bu gayretleri hayırlı etsin.”
Hükümete payanda olmamak lazım
BBB Genel Başkınlığı için aday olan Yavuz Ağıralioğlu, “Ben, rahmetli Türkeş ile yol arkadaşlığı yapmış bir ülkücü dedenin, iftiraya uğrayıp zindana düşmüş bir ülkücü babanın evladıyım” diye konuştu.
Acılarımız üzerinden siyaset
Anayasa değişikliği referandumuyla ilgili de açıklamalarda bulunan Ağıralioğlu, “Bizim gördüğümüz zulüm üzerinde bugün siyasi pozisyon devşirmek siyasi nezaketsizliktir” dedi. Yavuz Ağıralioğlu, “Bu AKP’nin referandumuna evet anlamına gelmez. 367 milletvekili sayısıyla Anayasayı değiştirme kabiliyetleri olduğu halde değiştiremeyen siyasi irade bugün bizim acılarımız üzerinden siyasi pozisyon devşirmemelidir” diye konuştu. Yavuz Ağıralioğlu sözlerini, “Aldığımız siyasi pozisyonla hükümete payanda olmamak lazım” ifadeleriyle sürdürdü.

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...