Sayfalar

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Kumaya razı olan kadınlar / Rıza Zelyut

Basında yer alan haberlere göre; Başbakan Erdoğan, Avrupa Milli Görüş Teşkilatı Genel Başkanı Ali Yüksel'i kendisine danışman yapmış. Ali Yüksel; Almanya'da "şeyhülislam' bile seçilmiş. Yani İslam devleti hayaliyle hareket eden birisi.
Rıza Zelyut
Bu kişi; AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç’ın kayınpederi imiş.
Ve Ali Yüksel'in tam 3 karısı var imiş.
Ali Yüksel'in üç eşinden birisi olan Dilber Yüksel, eşine 11 yaşında aşık olduğunu açıklamış ve o dönemdeki çokkarılı Ali Bey'den 'Beyaz atlı prens!' gibi söz etmiş.
Ama Ali Yüksel çok adil imiş. Üç karısına da aynı adaleti gösteriyormuş. Dilber Yüksel; bu durumu anlatırken demiş ki: “Her gün birimizde. Sırayla gidiyor. Günü üçe bölmüyor. Her gün birimizde. Sıra atlanmıyor. Hanımlar yanında olduğu müddetçe sıra atlanmıyor.'
Tabii Dilber Hanım, dini bütün bir Müslüman olduğu için kocasının 4. karıyı alma hakkının olduğunu da kabul ediyormuş ama bu duruma üzülür imiş...
İşte, bu olay; tek başına Türkiye'nin nereden nerelere savrulduğunu göstermeye yetiyor.
Bu olaydaki en acıklı durum; kadınlarımızın geriye gidişidir. Ali Yüksel'in üçüncü karısı; çok eşliliği gayet normal karşılıyor. Erkeğin hizmetlisi, hatta cariyesi olmayı içine sindirmiş bu kadıncağız. Bu durum; sadece onda değil şimdi milyonlarca başka kadında da görülüyor. Din adına; İslam adına; kadının cariyeleştirilmesi süreci başlatılmış, şiddetle yürütülüyor. Bu durum erkeğin işine geldiği için, siyasete de onlar egemen oldukları için yasalar da işletilemiyor.
Soruyorum: Tek eşli evliliğin yasal olduğu bir toplumda iki eşli üç eşli insanların durumunu soruşturmayan savcılar acaba hangi devletin savcılarıdırlar? Acaba Nazlı Ilıcak ve ona benzeyen AKP muhafızları; bu hızla yayılan cariyelik sistemine ne diyorlar?
Yoksa kadının cariyeleştirilmesi de onun 'özgür iradesi (!)' ile mi gerçekleştiriliyor? Yoksa demokrat olmanın bir şartı da tekeşliliğin kaldırılması; erkeğin istediği kadar karı alabilmesi; modern cariyelik sis çok karılı bir düzene geçmesi midir?

EVET DİYEN KADIN
Ya Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hali?
Çağdaş hayat tarzına dayalı, sivil hukuktan güç alan bu devlette; bir başbakan bula bula 3 karılı bir adamı mı bulur danışman olarak?
Bulur; bulur... Çünkü; o taraftan oy alacak ya... Oy uğruna kadın hakları da medeni hukuk da ayak altına alınır.
Boynu kravatlı, takım elbiseli adamların ruh giysilerinin ne biçim olduğunu acaba anladınız mı?
12 Eylül'de demokrasi getireceğini söyleyen zihniyetin ne olduğunu anlamayanlar kaldı ise; bu Ali Yüksel işini yeniden bir düşünsün. Buradan kadınlara sesleniyorum: Çokeşli ortaçağ sistemini geri getirmeye evet diyorsanız, onların 12 Eylül'deki dayatmalarınada evet diyebilirsiniz.
Ey kadınlar; eğer kocanızın üstünüze kuma getirmesine razı oluyorsanız; AKP'ye evet diyebilirsiniz.
Çünkü; bu evetçilerin zihniyeti birkaç kadın almak biçiminde şekillendirilmiştir; akılları da buraya takılı durumdadır.
Bu zihniyete evet diyen erkek olur ama kadın olmamalı. Eğer hala evetçi kadın var ise; bunlar cariye ruhlu olup olmadıklarını bir düşünmelidirler.

SEKSLE DİN ARASINDA
1970'teki bir şarkısında John Lennon, 'seks, din ve televizyon' üçlüsü tarafından kuşatılmış insanlıktan yakınmaktadır.
Tam da Türkiye'nin bugünkü hali... 40 yıl geriden de gitsek; Avrupa'yı izlemekteyiz. Bir yanımız tapınakta, öbür yanımız ise bir kadının yanında... Ve gözümüz televizyona takılıp kalmış. Seks ile din arasındaki televizyon durağında bekleyip duruyoruz.
Seksle dinin iç içe geçmişliğini Başbakan Erdoğan'ın kendisine danışman yaptığı Ali Yüksel'in hayatından da izleyebilirsiniz... Dini kullanarak seks avantajı sağlamak; bu cenahın gizli ajandasını oluşturur. Bugün aklınıza sadece eski Vakit Yazarı Hüseyin Üzmez'i getirmeyin. Başkaları da var... Çok karılı sistemi İslam ahlakına uygun sayıp, işin içine Peygamber sünneti lafını da sokup elin güzelim kızlarını kapatan başka yazarcıklar da var...
Yardım isteyen yoksul türbanlı kızlara; 'Sana altın halka takayım, her türlü yardımı yapayım!' diyen dini bütün görüntülü zenginler de oldu. İftira ettiğimi mi sanıyorsunuz? Bu utanmazca teklifi eleştiren gerçek dindar yazarlar da görüldü. Örneğin, Ahmet Taşgetiren bu işi duyup eleştiren bir yazardır.
Din üzerinden giderek sekse ulaşmak, Orta Çağ insanlarına özgü bir tavırdır. Çok yakınılacak bir durumdur ki; kadını seks kölesi (cariye) gibi kullananlarla demokrasi adına nutuk atan liberaller yol arkadaşlarıdır.
Sahte demokratlarla sahte dindarların hedefinde Türk milletinin yoksul kadınları bulunuyor. Kadınlar; kendilerini aşağılayan bu siyasi zihniyete ders vermezlerse başlarına gelenlere de razı oluyorlar demektir.

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...