Sayfalar

19 Ağustos 2010 Perşembe

Bertaraf taraf / Melih Aşık - Milliyet

Başbakan patronlar kulübüne yol gösteriyor:
"TÜSİAD bu Anayasa'yı beğenmiyorsa çıksın açıkça hayır desin, gerekçelerini de söylesin. - Melih Aşık - Milliyet
Diyemiyorsa da çıksın açıkça ben bu değişikliği destekliyorum desin. Bitaraf olan bertaraf olur”

Daha özgürlükçü bir anayasa için çalıştığını iddia eden Başbakan anlaşılan şu sırada demokrasinin en basit kurallarına bile uyamayacak kadar telaşlı. Öyle olmasa Anayasa’nın şu 25. maddesini unutur muydu:

“Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebeple olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.”
Peki “Bitaraf olan Bertaraf olur” ne demek?
TÜSİAD “bertaraf”ın lügat anlamını açıkladı:
“İmha olmak”, “tasfiye olmak”...

“Bitaraf olan bertaraf olur” sözü İBDA C adlı radikal dinci örgütün yayın organı Taraf Dergisi’nin keskin sloganıydı.

Demokrasilerde bitaraf da olunur, muhalif de olunur.

Dinci veya faşizan rejimlerde bitaraf olmak muhalif olmaktır.

Başbakan mütevazi bir dille devam ediyor:
“Bugün sessiz kalanlar bilesiniz ki yarın huzurumuza geldiğinizde biz de sessiz kalırız”
Demek ki İTO Başkanı Murat Yalçıntaş gibi “evet” vereceğini açıklayanlar yarın huzura çıktıklarında ödüllendirilecek. Bitaraf kalanlar ise huzura varamadan sessizce vergi denetçilerinin müşfik ellerine havale edilecek.

Verilen mesaj sadece TÜSİAD’a (veya TOBB’a) yönelik değildir... İktidara işi düşen veya düşecek herkes için geçerlidir.

Daha ileri (süper) bir demokrasiye varmak için ne kadar ince ve zarif yollardan geçiliyor!

Erdoğan uyarıyor: “Referandumda bitaraf olan bertaraf olur.”
Üstelik sandıktan evet çıkarıp yargıyı tamamen
ele geçirdikten sonra bu işler çok kolay olur.
H. Ertem


Vali Coş’un yanıtı

Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na siyasi taciz uyguladığı iddia edilen kentin valisi Hüseyin Avni Coş, söz hakkını kullandı. Kendisiyle ilgili suçlamalara yanıt verdi. Dedi ki:

- Belediyeye kasıtlı ceza yazıyormuşuz. Aslı yok. Bir tanesi belediyeye üçü taşeron firmaya ait 4 traktör içlerinde 97 işçiyle konvoy halinde giderken radara yakalanıyor. Doğal olarak ceza yazılıyor. Mesele bundan ibaret.

- Hazine’ye ait bir bina derneğe kiraya verilmiş. Binanın bir bölümü düğün salonu bir bölümü aşevi olarak kullanılıyordu. Düğün salonu olarak kullanılan bölüm ihtiyaç nedeniyle Ekipler Amirliği’ne tahsis edildi. Aşevine dokunmadık. Ancak sıhhi şartlarda çalışmasını şart koştuk.
- Korumaları geri çektiğim iddia ediliyor. Bu korumaları özel güvenlik teşkilatı kuruluncaya kadar geçici olarak tahsis etmiştik. Belediye özel teşkilatını kurdu. Biz de korumaları çektik. Hepsi bundan ibaret.

Hapis rekoru...

Gazetecilik meslek örgütleri dün bir deklarasyon yayımladı... Şu satırlara dikkat:

“Yargılama sonunda belki de suçsuzlukları ortaya çıkacak olan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Deniz Yıldırım, Ufuk Akkaya, Hikmet Çiçek, Emcet Olcaytu ve Ergun Poyraz ancak 8 - 10 seneye mahkûm olunca yatacak kadar uzun süre bu yüzden tutuklu kaldılar.

Bu yaşananları, “Hukuk devleti” ve “hukukun üstünlüğü” adına savunmaya çalışanlara anımsatmak isteriz:

Türkiye’nin geçmişindeki 33 yıllık Abdülhamit istibdadı, İstiklal Mahkemeleri dönemi, Takrir-i Sükun Kanunu dönemi, Tek Parti dönemi ve Demokrat Parti dönemi dahil hiçbirinde hapse atılmış gazeteciler Ergenekon soruşturması bağlamında olduğu kadar uzun süre tutuklu kalmadılar.”

Gülben Ergen

Sahne sanatçısı Gülben Ergen twitter’da “endişeleri olduğunu” yazıyor... Sebebi sorulduğunda “Bu ülkede Türkan Saylan suçlandı, Hüseyin Üzmez korundu” diyor. Masum bir eleştiri. Ne var ki Cumhurbaşkanı Gül’ün oğlu Emre ile iktidarın fahri borazanları sanatçının başına üşüşüyor.

Gülben’in eşi Mustafa Erdoğan aynı gün koşa koşa Anadolu Ajansı’na açıklama yapıyor: “Referandumda evet oyu vereceğim” diyor. Belli ki aile sıkıştırılmış... Mustafa Erdoğan “Evet” açıklaması yapmaya mecbur bırakılmış. Bakınız bir başka değerli sanatçı; Fazıl Say dün ne diyor:
“Referandum öncesi baskı artık ‘faşizme’ dönmüştür. Başbakanın yaptığı her tehdit kriminaldir. Bu bir tehdit referandumuna dönüştü”
Bu sözlerde yalan, yanlış veya eksik var mı?

Apo’ya ne verildi?

PKK’nın elebaşılarından Murat Karayılan, Fırat Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada 20 Eylül’e kadar sürecek ‘eylemsizlik kararları’ ile ilgili, ‘Devlet ile Öcalan arasında sağlanan temaslar sonucunda ateşkes ilan ettik’ dedi...

Böylece PKK ve BDP iktidar yanına çekilmiş... “Evet” kampanyasına destek vermeleri sağlanmış bulunuyor...

SORU: Öcalan’a ve PKK’ya bu destek karşısında acaba ne vaat edildi?
Ankara demokratik özerklik için de masaya oturacak mı? Yakışır da...

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...