Sayfalar

19 Ağustos 2010 Perşembe

Namluda susan mermiler gibi! / Hasan Sami BOLAK

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile yapılan bir röportajda, aklı başında insanların hemfikir oldukları öyle tespitler var ki, bazılarını buraya alıp, kendi görüşlerimi de eklemek istiyorum:
 Sayın Kanadoğlu, - Arzum, bu anayasa değişikliğine 'hayır' demiş bir Türkiye görmek... Umudum budur, diyor ve ardından da soruyor: . "Evet çıkarsa ne olur? Asıl sorunun cevabı budur. Evet çıkarsa, bir dikta başlangıcı olacaktır."
Bana göre, evet çıkması sadece bir diktanın  değil, daha ileriki günlerde de bir "iç kargaşa"nın başlangıcı olacaktır. (Şimdilik "İç Savaş" tabirini kullanmaktan özenle kaçınıyorum.)
İç kargaşa endişemin temelleri açıktır: Türkiye'de bazı güçler yüksek tazyik altında "patlar" duruma gelmişlerdir. Hukukun ayaklar altına alınması, alenen yapılan ordu düşmanlığı ve bölücülere verilen tavizler, milli duyguların alevlenmesine yol açmaktadır ve bu durum gerek hükümetin, gerek cemaatçilerin, gerekse kursağında bölünme hevesi taşıyanların sandıklarından çok daha farklıdır:
TÜRKÜN AYRANI KABARMAK ÜZEREDİR!
Sayın Kanadoğlu'nun diğer tespitlerine gelince: İktidar, düne kadar şikayet ettiği YÖK'ü,
RTÜK'ü, TÜBİTAK'ı bugün ele geçirmiş; sıra başka kurumlara gelmiştir. İstediğini almakta, istemediğini de "göndermekte"dir.
Zaten 12 Eylül'de evet çıkarsa, 13 Eylül'de yeni  Anayasa Mahkemesi derhal faaliyete geçecek, yeni durum muvacehesinde  dört yedek üye, asil üye durumuna gelecektir. Bu dört yedek üyenin içerisinde Cumhurbaşkanının seçtiği kişiler var. Onların nasıl seçildiğine baktığımız zaman gelecek için neler yapılacağını da tahmin etmek zor değildir.

Kanadoğlu'nun ciddi bir kaygısı vardır ki, aynı konuyu geçmişte ben de detaylarıyla kaleme almış, şüphe ve endişelerimi dile getirmiştim. Konu şu: 
- Adrese dayalı kütüklerin düzenlenmesi görevi, Yüksek Seçim Kurulu'ndan alınarak Nüfus İşleri ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'ne verildi. Bir ülke düşünebilir misiniz ki, seçmen sayısı bir seçimde 6 milyon azalır, gelecek seçimde 7 milyon artar! Böyle bir ülkede; demokrasiye nasıl güvenilir, gelenler ne derece meşrudurlar?

Anayasa şimdiye kadar 16 defa  ortaya gelmiş ve 85 maddesi değişmiştir.. Şimdi ise 17. kez değişiklik yapılıyor ama  mesela  Kadınlara hak olarak ek yeni bir şey getirmiyor. Memurlara toplu sözleşme imkânı yok. Hele şu "telefonların, evlere işyerlerine konulan cihazlarla yatak odalarının dinlenmeleri neyin nesi? Var mı yeni anayasada, kanunsuz dinleme yapanların hesabının görülmesi? Peki var olan ne: 12 Eylül 1980 darbesini yapanlardan hesap sormak!
100 yaşına merdiven dayamış Kenan Evren'le, ölmüş paşaları mı yargılayacaksınız?
Ülkücülere sahip çıkma ayaklarına ise sadece kargalar değil salyangozlar da güler!

Son ve müşterek tespitimiz ise şudur: Türkiye bir diktaya ve korku imparatorluğuna doğru götürülüyor. Bir zamanlar komünist Rusya'da olduğu gibi!
Buhar kazanını ne kadar sıkıştırırsanız, patlamanın gücü o kadar artar!
Bir bölünme girişimine, bir dikta kurma heveslilerine karşı Türk milletinin resmi-sivil milli güçleri henüz susuyorlar:

Namluda susan mermiler gibi!

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...