Tayyip Erdoğan, Rize de bir yerel tv'de ikinci kez gitmekten söz etti,,
Şuyuu vukuundan beter lafının tam oturduğu bir itiraf bu, ki biraz da "bulunmaz Bursa kumaşı" nın milleti tehdidir: Hayır çıkarsa giderim; 2011 de partim ikinci olursa çekilirim!
İnsanın:
-Çekil, çekil de görelim kaç çeki geldiğini diyesi geliyor ama ben öyle demiyor, daha önemli konulara temas etmek istiyorum:
Türkiye'nin, bir iç "kargaşaya" getirilişinin baş müsebbiplerinden birisin:
Hesabını vermeden, çekilemezsin!
Ülke; şu referandum denilen oyunla "vatan haini-vatansever" diye ikiye bölündü: (İnternete dehşetengiz yazıları bir görseniz!)
Nerde ise (Allah korusun) bir Türk-Kürt çatışması bahanesi ile 1979'larda Babrak Karmal zamanında Afganistan'da olduğu gibi; daha yakın tarihte de Yugoslavya'da uygulandığı gibi, Türkiye'ye "hakem ve ağabey" rolüyle dış müdahale yaptırılıp, Türkiye bölünme noktasına getirilmek isteniyor.. Bunun hesabını kim(ler) verecek?
Yolsuzluk-hırsızlık ve hele hukuksuzluk o denli diz boyu ki; tutuklattığın komutandan ayni siperde, diz çökerek brifing alıyorsun! 30 ağustosa beş kala, 20 küsuru general, 102 komutan hakkında "yakalatma emri" veriliyor ve terfi-tayin işlemleri bittikten sonra komutanlar serbest bırakılıyor! Böyle kritik bir dönemde ordunun komutansız bırakılmasının ne demek olduğunun hesabını günün birinde Yüce Divanda vermeden gidemezsin!
Dahasını yazsam bu gazetenin bütün sayfaları dolar.
Bir şarkı sözü ile soruyorum: Gitmek mi zor, kalmak mı Zor?
Her ikisi de zor veya kolay ama, dilinde olsa bile, gitmek elinde değil ki!
Gitmek; öyle, gelmek veya getirilmek kadar kolay değil ki!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder