Sayfalar

22 Haziran 2010 Salı

Aynı kefeye koydu

MHP Lideri Bahçeli, AKP ile PKK'yı aynı kefeye koydu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "AKP küresel siyasi taşerondur. PKK küresel silahlı taşerondur. Her iki taşeron, aynı merkezden ama ayrı ayrı kanallardan ülkemizi yıkmak için küresel pazarlık usulü ile yıkım ihalesini almışlar ve işe çoktan koyulmuşlardır" dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, son günlerde meydana gelen terör saldırılarını anımsatarak, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ailelere, millete ve silah arkadaşlarına sabır ve başsağlığı diledi. Bahçeli, ''Dayanacak takatimiz, bekleyecek zamanımız ve katlanacak tahammülümüz kalmamıştır. Boş sözlerle ve sonuçsuz beyanatlarla, hamasi tesellilerle avunacak kimse de bulunmamaktadır'' diye konuştu.

"Bölücülüğü azdıranın AKP hükümeti olduğunun artık bilindiği'' görüşünü savunan Bahçeli, ''Bu siyaset körlüğü, yanlış teşhisler, yıkıcı tedbirler, sözde açılım denen ihanet projeleri devam ettiği sürece hain saldırıların ve aziz evlatlarımızın kayıplarının sona ermesi ve milletimizin terör ve bölücülük belasından kurtulması mümkün görülmemektedir" dedi.

Bugünkü şartlar altında, Türkiye'nin, ancak savaş ortamında verilebilecek kadar ağır kayıplarla sarsıldığını anlatan Bahçeli, ''Hükümetin bölücü terörle müzakeresi kanlı terörün eylemlerini artırdığını ve teröriste yönelik tavizkar yaklaşımların canileri inlerinden çıkartmakta teşvik edici olduğunu'' söyledi. Devlet Bahçeli, şöyle konuştu: "İyi şeyler olacak' denilerek başlatılan yıkım projelerinin bir yılı aşan seyri ile 'umut verici gelişmeler' olarak tanımlanan Habur terörist törenlerinin ardından yaşananlar maalesef kan, gözyaşı, eylem, ihanet olarak geri dönmüştür.

Dün askerlerimizi şehit edenler, Başbakan Erdoğan'ın törenle kucakladığı teröristlerin açılım arkadaşlarıdır.

Geldiğimiz noktada hiçbir tereddüt yoktur ki, Başbakan'ın bütün yıkım projeleri iflas etmiş ve bu sapmanın bedeli ağır olmuş, can kayıpları olarak Anadolu'muzun kutsal yuvalarına, aile ocaklarına geri dönmüştür. Bütün bu olanlardan sonra bugün milletimiz yaşadıklarından ders çıkartmaya, karşısına kanlı tablo olarak çıkan tehdidin gerçek sorumlularını, açılımın aktörlerini görmeye başlamıştır. Bu bizim için bunca kayıptan sonra bir nebze olsun tesellimizdir.

Bir başka tesellimiz ise ifadelerinde bir samimiyet varsa Başbakan Erdoğan'ın sonunda pişmanlık emareleri göstermeye başlamış olması ve onca işbirliği arayışından sonra PKK'nın birilerinin taşeronu olduğunu itiraf etmiş bulunmasıdır. Bu beyanat bizim için çok önemli, ileriye bakabilmemiz açısından ise ümit vericidir.

Zira PKK'nın arkasındaki güçlerin bu ülkenin Başbakanı tarafından biliniyor olması, terörün çözümünde çok önemli bir aşama, Başbakan Erdoğan'ın zulüm arkadaşlarına kadar varacak kirli zincirin ortaya çıkması demektir.''

"ARKASINDA KİMLER VAR?"

Türkiye'nin, şimdi dikkatini Başbakan Erdoğan'ın ''terörün arkasında olduğunu açıklayacağı isimlere çevirdiğini'' ifade eden Bahçeli, ''Ya bunları Türk milletiyle paylaşacaktır ya da kendi sorumluluğunu başkalarına atan ve bahane bulan ikiyüzlü siyasetçi olarak tarihe geçecektir'' dedi.

MHP Genel Başkanı Lideri Bahçeli, ''Şayet terörün arkasında oldukları bilinmesine rağmen bu güçlere ve devletlere suskun kalınmışsa şehitlerin vebalinin sorumluluğu kimde olacaktır? Eğer, PKK terör örgütü birileri tarafından kontrol ediliyor ve bunu da Başbakan Erdoğan biliyorsa dökülen şehit kanlarının sorumluluğundan nasıl kurtulacaktır? Başbakan Erdoğan, bu açıklamasının arkasında durur ve sahip çıkarsa ülkemizi parçalamaya çalışan mihraklara karşı bilerek tepkisiz ve korkak davranmışsa, bu tutumu vatana ihanet anlamına gelmeyecek midir?'' sorularını yöneltti.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "AKP küresel siyasi taşerondur, PKK küresel silahlı taşerondur. Her iki taşeron, aynı merkezden ama ayrı ayrı kanallardan ülkemizi yıkmak için küresel pazarlık usulü ile yıkım ihalesini almışlar ve işe çoktan koyulmuşlardır. Aralarında yıkıma erişmek için kıyasıya bir rekabetin olduğu ancak son gelişmelerle terör örgütünün ön aldığı anlaşılmaktadır.

Bu aşamada tam bir acziyet ve şaşkınlık yaşayan Başbakan'a tavsiyemiz, ikircikli ve yanardöner tavrından vazgeçerek, terörle ve bölücülükle mücadelede nerede duracağına ve kimin yanında yer alacağına açıklık getirmesidir. Bir yanda ardından şiirler eşliğinde gözyaşı döktüğü ve törenle karşıladığı teröristlerle kucaklaşmaya devam mı edecektir? Yoksa 'kelle' diye hitap ettiği şehitlerimizin huzurunda gösterdiği sahte nedameti sürdürüp milletin merhametine mi sığınacaktır? Bir yanda terörü lanetlemeyeni terörist olarak ilan etmeye devam mı edecektir? Öte yanda, hemen yanı başında hükümetin Amerikalı üyesinin, elinden kan damlayan hainleri 'kandırılmış çocuklar' diyerek şehitlerle bir tutmasını sineye mi çekecektir? Bir yanda bölücülüğü meşrulaştırmak için İmralı canisiyle pazarlıklara devam mı edecektir? Yoksa bunları unutup terör örgütü yıllarca kan döktü, huzuru bozdu, gelişmenin ve demokrasinin önünde en büyük engel oldu demeyi mi sürdürecektir? Bir yanda kanı yerde kalmayacak diyerek şehitler huzurunda hamasi nutuklar atmaya mı devam edecektir? Yoksa terörün destekçisi, şehidimizin katili, aşiret reisine kırmızı halılarını sermeyi mi sürdürecektir?''

"HAİNLERİN DÜŞMANIYIZ"

"Başbakan'ın dün geri kalmışlığı terörün nedeni olarak görürken, bugün terörün zenginleşme ve kalkınma nedeniyle çıktığını söyleyecek kadar buhrana sürüklendiğini'' ileri süren Bahçeli, ''Bu hastalıklı ruh haline göre, terörün azmasının nedeni el ele tutuştuğu bölücüler değil, sözde aynı cephede olduğumuzu söyleme alçaklığını ve cüretini gösterdiği Milliyetçi Hareket Partililer'dir'' dedi.

Bahçeli, ''Ne tehditlerden korkarız, ne iftiralardan yılarız. Ne hainlerle kucaklaşır, ne bozguncularla işbirliği yaparız. Bunun için AKP'ye karşıyız. Bunun için hainlerin düşmanıyız'' diye konuştu. Bahçeli, şunları söyledi: "Başbakanın bölünme modeli demokrasi olacak, ancak bizim direnişimiz bölücülük sayılacak. Bunu asla kabul etmeyiz. Hükümetin yıkımı açılım olacak, bizim duruşumuz ayıp sayılacak. Bunu elimizin tersiyle iteriz. Teröristin döktüğü kan unutulacak, biz ise kandan beslenmiş olacağız. Bu çürümüşlüğü lanetleriz. Terörist törenle karşılanacak, oysa bizim şehide sahip çıkmamız eleştirilecek. Küstah zihniyete hak ettiği cevabı veririz. Düzenlerin, tertiplerin, komploların içinde olmayız. Olduğumuz gibi görünür, göründüğümüz gibi de oluruz. Biz Milliyetçi Hareketiz. Dün ne isek bugün de oyuz. Dün milliyetçiydik, bugün de oyuz. Dün de ayaktaydık bugün de varız. Hainlere inat, alçaklara inat, düşmanlara inat, var olmaya da devam edeceğiz.''

A.A

Hiç yorum yok:

"Küstah davranışa sessiz kalanlar..."

Hayırlı Konvoy üyeleri yaptıkları açıklamayla Atatürk'e hakaret edenlere ve hakaretlere sessiz kalanlara tepki gösterdi. Mustafa Kemal ...